Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 145996
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I should finish up. | İşimi bitirmem lazım. Bitirmeliyim. İşimi bitirmem lazım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
The 2nd half must've started. Go watch. | İkinci yarı başlamıştır. Gidip izle. 2. yarı başlamış olmalı. Gidip izleyelim. İkinci yarı başlamıştır. Gidip izle. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Need a man's hand? Let me know if you do. | Erkek gücüne ihtiyacın yok mu? Gerekirse söyle. Bir erkeğin yardımına ihtiyacın var mı? Gerekirse söylersin. Erkek gücüne ihtiyacın yok mu? Gerekirse söyle. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Nope, I can do it on my own. | Hayır, kendim halledebilirim. Hayır, tek başıma yapabilirim. Hayır, kendim halledebilirim. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Come down later. I'll make coffee. | Sonra aşağı gel. Kahve yapacağım. Daha sonra aşağı gel. Kahve yapacağım. Sonra aşağı gel. Kahve yapacağım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Are you done? | Bitti mi işin? Bitirdin mi? Bitti mi işin? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
No, not yet. | Hayır, daha değil. Hayır, henüz değil. Hayır, daha değil. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Didn't your company publish it? | Bunu sizin şirket yayımlamamış mıydı? Şirketin bunu yayınlamadı mı? Bunu sizin şirket yayımlamamış mıydı? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
This is the English original. | Bu orijinal İngilizcesi. Bu İngilizce orijinali. Bu orijinal İngilizcesi. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
We used this well for cooking | Çevirisi çıkmadan önce... Çeviri versiyonu çıkmadan önce... Çevirisi çıkmadan önce... | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
before the translated version came out. | ...yemek yaparken bunu kullanırdık. ...yemek yapmak için bunu çok kullanırdık. ...yemek yaparken bunu kullanırdık. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Ah, right. | Doğru. Ah, doğru. Doğru. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Yum. You're always right on... | Leziz. Her zaman iyi yaparsın... | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
We had enough practice to open a pasta place. | Makarna restoranı açabilmek için yeterince pratik yaptım artık. Makarna dükkanı açmak için yeterince pratik yaptık. Makarna restoranı açabilmek için yeterince pratik yaptım artık. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
With your coffee and pasta, you could probably open one. | Bu yaptığın kahve ve makarnayla kesinlikle bir tane açabilirsin. Muhtemelen kahvenle ve makarnanla bir dükkan açabilirdin. Bu yaptığın kahve ve makarnayla kesinlikle bir tane açabilirsin. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
But you make better pasta. | Ama sen daha iyi makarna yapıyorsun. Ama makarnayı sen daha iyi yapıyorsun. Ama sen daha iyi makarna yapıyorsun. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Mine always looks sloppy. | Benim yaptıklarım güzel görünmüyor. Benimki hep baştan savma gibi görünüyor. Benim yaptıklarım güzel görünmüyor. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I don't know why I can't make it look like yours. | Neden bilmiyorum ama görünüşü bir türlü senin yaptıkların gibi olmuyor. Neden seninki gibi yapamıyorum, anlamıyorum. Neden bilmiyorum ama görünüşü bir türlü senin yaptıkların gibi olmuyor. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Looks don't count when the taste is good. | Tadı iyiyse görünüşü önemli değil. Tadı iyi olursa, görüntüsü mühim değil. Tadı iyiyse görünüşü önemli değil. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Look here. | Bak. Buraya bak. Bak. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
It's what people wrote when you made rigatoni with chorizo. | Chorizo'lu makarna yaptığında insanlar bunu yazmıştı. Sucuklu spagetti yaptığında insanların yazdıkları şey. Chorizo'lu makarna yaptığında insanlar bunu yazmıştı. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, chorizo with those odd looking brown mushrooms. | Evet, Chorizo, hani şu tuhaf kahverengi mantarlar, değil mi? Evet, bu garip görünüşlü kahverengi mantarlı sucuk. Evet, Chorizo, hani şu tuhaf kahverengi mantarlar, değil mi? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I wonder if they wrote compliments just to be polite. | Acaba sırf nezaketten mi iltifat etmişler? Övgüleri nezaketten mi yazdılar, merak ediyorum. Acaba sırf nezaketten mi iltifat etmişler? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Nonsense. I'm sure they were sincere. | Saçmalama. Saçma. Dürüst olduklarına eminim. Saçmalama. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Is this the last room to go through? | Bir bu oda mı kaldı? Kontrol edeceğin son oda bu mu? Bir bu oda mı kaldı? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
You think you'll finish by dinner time? | Sence akşam yemeğine kadar bitirebilir misin? Akşam yemeğine kadar bitirebileceğini düşünüyor musun? Sence akşam yemeğine kadar bitirebilir misin? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Is it because of the reservation? | Rezervasyon için mi? Rezervasyonla mı alakalı? Rezervasyon için mi? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
It's not just that... | Sırf ondan değil. Ondan değil... Sırf ondan değil. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
We can just whip something up here. | Burada da bir şeyler yapabiliriz. Burada hemen bir şeyler hazırlayabiliriz. Burada da bir şeyler yapabiliriz. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Why go out when it's raining like that. | Bu yağmurda neden dışarı çıkalım... Böyle yağmur yağarken neden dışarı gidelim? Bu yağmurda neden dışarı çıkalım... | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Still... It might clear up. | Yine de, hava açabilir. Yine de... Hava düzelebilir. Yine de, hava açabilir. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
You're not up to going out? | Dışarı çıkmayı mı istemiyorsun? Dışarı çıkmak istemiyor musun? Dışarı çıkmayı mı istemiyorsun? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
You know I love that restaurant. | O restoranı sevdiğimi biliyorsun. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Give me the trash if you have any. | Çöpün varsa bana ver. Çöpün varsa, bana ver. Çöpün varsa bana ver. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
It's OK. I'll take it down when I'm done. There's not much. | Sorun değil. İşim bittiğinde indireceğim. Fazla bir şey kalmadı. Tamam. Bitirince aşağı indiririm. Çok yok. Sorun değil. İşim bittiğinde indireceğim. Fazla bir şey kalmadı. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I see you've been smoking much. | Çok fazla sigara içiyorsun. Görüyorum ki çok sigara içiyorsun. Çok fazla sigara içiyorsun. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'll do it. Leave it. | Ben yaparım bırak. Ben yaparım. Bırak. Ben yaparım bırak. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Where's the trashcan? | Çöp kutusu nerede? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I said I'll do it! | Ben yaparım dedim! Sana ben yaparım dedim! Ben yaparım dedim! | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'm all scatterbrained with things lying around like this. | Etraf böyle dağınık olunca sersem gibi oldum. Bu şekilde etrafa saçılmış şeyler yüzünden kafam allak bullak oldu. Etraf böyle dağınık olunca sersem gibi oldum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
You know I'm not mad, right? | Kızmadığımı biliyorsun değil mi? Deli olmadığımı biliyorsun değil mi? Kızmadığımı biliyorsun değil mi? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
A lot of rain came in. | İçeri çok yağmur girmiş. İçeri yağmur doldu. İçeri çok yağmur girmiş. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Need any help? | Yardıma ihtiyacın var mı? Herhangi bir yardıma ihtiyacın var mı? Yardıma ihtiyacın var mı? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
No, I'm almost done. | Hayır, neredeyse bitti. Hayır, neredeyse bitirdim. Hayır, neredeyse bitti. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
What's all this stuff? | Bu eşyalar ne? Tüm bu eşyalar da neyin nesi? Bu eşyalar ne? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'm gonna throw them out. They're useless anyway. | Onları atacağım. İşe yaramazlar. Hepsini atacağım. Zaten gereksizler. Onları atacağım. İşe yaramazlar. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Why have you kept them if they're useless? | İşe yaramıyorlarsa ne diye tuttun onları? Mademki gereksizler, onları niye sakladın? İşe yaramıyorlarsa ne diye tuttun onları? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I know. Come to think of it, you're right. | Biliyorum. Aklıma gelmişken sen haklısın. Biliyorum. Düşünecek olursak, haklısın. Biliyorum. Aklıma gelmişken sen haklısın. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I always throw things out, and you always stock up. | Ben bir şeyleri hep attım ama sen her zaman biriktirdin. Eşyaları hep atarım, sen de her zaman saklarsın. Ben bir şeyleri hep attım ama sen her zaman biriktirdin. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Sometimes I should throw things out with no regrets. | Bazen ben de bir şeyleri pişmanlık hissetmeden atmalıyım. Bazen pişmanlık duymaksızın eşyaları atmam gerekir. Bazen ben de bir şeyleri pişmanlık hissetmeden atmalıyım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
But I seem to suck at it. | Ama sanırım bu konuda pek iyi değilim. Ama bu konuda kötüyüm. Ama sanırım bu konuda pek iyi değilim. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Your words are quite telling. | Sözlerin epey anlamlı. Sözlerin oldukça etkileyici. Sözlerin epey anlamlı. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Oh, so here it was I totally forgot about it. | İşte burada! Neredeyse unutuyordum. Demek buradaymış, bunu tamamen unutmuştum. İşte burada! Neredeyse unutuyordum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
The tail's broken. | Kuyruğu kırılmış. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'll just take it with me. | Bunu yanıma alacağım. Onu yanıma alacağım. Bunu yanıma alacağım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
But you made this for me. | Bunu benim için yapmıştın çünkü. Ama bunu benim için yapmıştın. Bunu benim için yapmıştın çünkü. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Wasn't it when your studio was in Sangsoodong? | Stüdyon Sangsoodong'daykendi değil mi? Sangsoodong'daki stüdyonda değil miydi? Stüdyon Sangsoodong'daykendi değil mi? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I thought you were just wasting your time then. | O zamanlar boşuna zaman harcadığını düşünüyordum. O zamanlar zamanını boşa harcadığını düşünürdüm. O zamanlar boşuna zaman harcadığını düşünüyordum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
But now you're making money out of it. | Ama şimdi bundan para kazanıyorsun. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'll give you a new one. So throw that one out. | Sana yeni bir tane vereceğim. At onu. Sana yeni bir tane veririm. Bu yüzden onu at gitsin. Sana yeni bir tane vereceğim. At onu. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Hey, I like this one. | Ben bunu seviyorum. Hey, bunu seviyorum. Ben bunu seviyorum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
The faded color even gives it an antique look. | Bu soluk rengi ona antika havası katıyor. Soluk rengi ona eski bir görünüm kazandırıyor. Bu soluk rengi ona antika havası katıyor. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
It's an old blueprint. | Eski bir tasarımın. O eski bir kopya. Eski bir tasarımın. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
And here's another embarrassing item. | İşte utanç verici bir şey daha! Burada da utanç verici başka şey var. İşte utanç verici bir şey daha! | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Was this the cultural center? Am I right? | Bu kültür eviydi değil mi? Doğru mu hatırlıyorum? Bu kültür merkezi miydi? Haklı mıyım? Bu kültür eviydi değil mi? Doğru mu hatırlıyorum? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, the one that failed the architectural awards. | Evet, bununla mimari ödülünü kaybetmiştim. Evet o, mimarlık ödüllerinde başarılı olamamıştı. Evet, bununla mimari ödülünü kaybetmiştim. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Are you really quitting architectural design? | Mimari tasarımları bırakacak mısın gerçekten? Mimari tasarım yapmayı gerçekten bırakacak mısın? Mimari tasarımları bırakacak mısın gerçekten? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
We've talked about it the other day. | Geçen gün konuştuk ya. Bunu geçenlerde konuşmuştuk. Geçen gün konuştuk ya. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
What a waste. To quit what you've been doing for years. | Ne yazık! Bunca yıldır emek verdiğin şeyi bırakıyorsun. Yıllardır yaptığın bir şeyi bırakman çok yazık. Ne yazık! Bunca yıldır emek verdiğin şeyi bırakıyorsun. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Why bring it up again... | Neden yine bu konuyu açtın. Neden bunu yine gündeme getiriyorsun... Neden yine bu konuyu açtın. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I never thought you'd really quit. And so suddenly. | Bırakacağını hiç düşünmezdim. Üstelik böyle birdenbire. Gerçekten bırakacağını asla düşünmezdim. Ve de bu kadar çabuk. Bırakacağını hiç düşünmezdim. Üstelik böyle birdenbire. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I like what I'm doing now. | Şu an yaptığım işi seviyorum. Şu an yaptığım şeyi seviyorum. Şu an yaptığım işi seviyorum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I think the money's better even. | Getirisi de daha çok. Bence parası da daha iyi. Getirisi de daha çok. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
If I were you, I couldn't have done it. | Senin yerinde olsam bunu yapamazdım. Senin yerinde olsaydım, bunu yapamazdım. Senin yerinde olsam bunu yapamazdım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I could never quit something I've worked so hard on. | Bu kadar emek verdiğim bir şeyi bırakamazdım. Üzerinde böyle çok çalıştığım bir şeyi asla bırakamazdım. Bu kadar emek verdiğim bir şeyi bırakamazdım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Did you take pity on me? | Halime acıyor musun? Bana acıdın mı? Halime acıyor musun? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I guess I did. | Sanırım acıyorum. Sanırım acıdım. Sanırım acıyorum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
But they say only the brave can let go. | Ama sadece cesur insanlar vazgeçebilir derler. Ama sadece cesaretli kişiler boş verir derler. Ama sadece cesur insanlar vazgeçebilir derler. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
You seem better now. | Şimdi daha iyi görünüyorsun. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
You'll be fine. Whatever you do. | İyi olacaksın. Her ne yaparsan yap. Her ne yaparsan yap, iyi olacaksın. İyi olacaksın. Her ne yaparsan yap. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
What's gotten into you? | Neyin var? Sana ne oldu? Neyin var? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'm just being honest. | Sadece dürüst davranıyorum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I was in a rush and used all the towels. | Acelem vardı ve tüm havluları kullandım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
This new detergent. | Bu yeni bir deterjan. Bu yeni deterjan. Bu yeni bir deterjan. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
It doesn't dissolve or wash well in cold water. | Erimiyor ya da soğuk suda iyi yıkamıyor. Soğuk suda çözünmüyor ve iyi yıkamıyor. Erimiyor ya da soğuk suda iyi yıkamıyor. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'm changing brands next time. Would the liquid type be better? | Bir dahakine başka bir marka alırım. Sıvı olanlar daha mı iyi? Bir dahakine markayı değiştireceğim. Sıvı olanı daha mı iyi olur? Bir dahakine başka bir marka alırım. Sıvı olanlar daha mı iyi? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I guess so. | Sanırım. Sanırım öyledir. Sanırım. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Will you make me some more coffee? | Bana biraz daha kahve yapar mısın? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
What're you looking for? | Ne arıyorsun? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
There should be some leftover muffins... | Kekten biraz artmış olmalı... Artan kurabiyelerden biraz olmalı... Kekten biraz artmış olmalı... | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I put them over there. | Şuraya koydum. Kurabiyeleri oraya koymuştum. Şuraya koydum. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Just use this one for now. I'll repack it later. | Şimdilik bunu kullan. Sonra tekrar paketlerim. Şimdilik bunu kullanıver. Daha sonra tekrar paketlerim. Şimdilik bunu kullan. Sonra tekrar paketlerim. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
It's really pouring out there. | Yağmur çok şiddetli yağıyor. Gerçekten de bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor. Yağmur çok şiddetli yağıyor. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'll pass. | Söyleyeceğim. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
How come? | Neyi? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I'm not hungry. And it'll soon be dinner time. | Aç değilim. Ve akşam yemeği zamanı geldi sayılır. Acıkmadım. Ve akşam yemeğine az kaldı. Aç değilim. Ve akşam yemeği zamanı geldi sayılır. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Then what does that make me? No, we have to eat together. | Peki, bundan bana ne? Hayır, birlikte yemek zorundayız. İyi de, bunun benimle ne alakası var? Hayır, birlikte yemeliyiz. Peki, bundan bana ne? Hayır, birlikte yemek zorundayız. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
So you're fasting to enjoy dinner by yourself? | Akşam yemeğinin tadını çıkartmak için mi yemiyorsun? Ne yani, akşam yemeğinin tadını tek başına çıkartmak için mi acele ediyorsun? Akşam yemeğinin tadını çıkartmak için mi yemiyorsun? | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
Yum, this is pretty good. | Tadı çok güzel. Leziz, bu oldukça iyi. Tadı çok güzel. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |
I slurped again. Old habits die hard. | Yine şapırdattım. Eski alışkanlıkları bırakmak zor. Yine şapırdatarak yedim. Eski alışkanlıkların yok olması zor. Yine şapırdattım. Eski alışkanlıkları bırakmak zor. | Saranghanda, saranghaji anneunda-1 | 2011 | ![]() |