Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14574
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You know, my faith has been tested by this. | İnancım bununla test ediliyor. İnancım bununla test ediliyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Was a beautiful service. | Çok güzel bir törendi. Çok güzel bir törendi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
A real tribute to the little boy. | Küçük bir çocuk için gerçek bir saygı duruşu. Küçük bir çocuk için gerçek bir saygı duruşu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Oh, I don't know how many people were here, probably 300 or 400. | Kaç insanın burada olduğunu bilmiyorum, belki 300 ya da 400 kişi vardı. Kaç insanın burada olduğunu bilmiyorum, belki 300 ya da 400 kişi vardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Maybe more. I don't recall. | Belki de daha fazla. Hatırlamıyorum. Belki de daha fazla. Hatırlamıyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I've never seen a coffin so small before. | Daha önce hiç bu kadar küçük bir tabut görmemiştim. Daha önce hiç bu kadar küçük bir tabut görmemiştim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They shouldn't have them that size. | Bu boyutta tabutlar olmamalı. Bu boyutta tabutlar olmamalı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He was in his little suit | Üzerinde küçük takım elbisesi vardı. Üzerinde küçük takım elbisesi vardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
that he'd had the pictures taken in, I think. | Sanırım fotoğraf çekilirken giydiği takım elbiseydi. Sanırım fotoğraf çekilirken giydiği takım elbiseydi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
What went in it? | Tabuta ne koydular? Tabuta ne koydular? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
What went in it? His little ball. | Ne mi koydular? Küçük topunu. Ne mi koydular? Küçük topunu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And I don't remember if she put a truck in. | Kamyonunu koyup koymadıklarını hatırlamıyorum. Kamyonunu koyup koymadıklarını hatırlamıyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Lots of kisses and hugs and tears went in it. | Binlerce öpücük, kucaklama ve gözyaşı koydular. Binlerce öpücük, kucaklama ve gözyaşı koydular. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Lots of hopes and dreams. | Dünyalar kadar umut ve hayal koydular. Dünyalar kadar umut ve hayal koydular. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Your grandma and grandpa went back to England | Büyükannen ve büyükbaban İngiltere'ye geri dönerek... Büyükannen ve büyükbaban İngiltere'ye geri dönerek... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and spread your ashes with your dad's. | ...küllerini babanın küllerinin yanına serptiler. ...küllerini babanın küllerinin yanına serptiler. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They went back to St. Louis | Sonra Saint Louis'e geri dönüp... Sonra Saint Louis'e geri dönüp... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And I didn't go with him. | Ben onunla gitmedim. Ben onunla gitmedim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Andrew wanted to be cremated. | Andrew yakılmak istiyordu. Andrew yakılmak istiyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Oh, yes. Yes. | Evet. Evet. Evet. Evet. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
What bothers Kate | Kate'i rahatsız eden şey... Kate'i rahatsız eden şey... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
is that she did not go with him to the crematorium | ...krematoryuma Andrew'yla birlikte gitmemesi... ...krematoryuma Andrew'yla birlikte gitmemesi... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and stay with him right to the end. | ...ve sonuna kadar onunla birlikte kalamaması. ...ve sonuna kadar onunla birlikte kalamaması. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He went from the funeral home to the crematorium all alone. | Cenaze evinden krematoryuma tamamen yalnız başına gitti. Cenaze evinden krematoryuma tamamen yalnız başına gitti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
In plastic bags. | Plastik torbalar içinde. Plastik torbalar içinde. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
With only his head sticking out! | Kafası torbada çıkıntı yapıyordu! Kafası torbada çıkıntı yapıyordu! | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Come on, Kate. | Yapma, Kate. Yapma, Kate. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He wouldn't care about that. | Buna aldırmazdı. Buna aldırmazdı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
That's why we went right up to the oven doors with Zachary. | İşte bu yüzden Zachary'yle birlikte fırının kapılarına kadar gittik. İşte bu yüzden Zachary'yle birlikte fırının kapılarına kadar gittik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
This is what that fucking bitch didn't know! | İşte o kahrolası orospunun bilmediği şey bu! İşte o kahrolası orospunun bilmediği şey bu! | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Or maybe she did know. | Ya da belki de biliyordu. Ya da belki de biliyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
This is what she's leaving. | İşte geride bıraktığı şey bu. İşte geride bıraktığı şey bu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Maybe she did know. | Belki de biliyordu. Belki de biliyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
If she thought about it at all, | Bunu zerre kadar düşündüyse bile... Bunu zerre kadar düşündüyse bile... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
she didn't give a good goddamn! | ...hiç umurunda olmadı! ...hiç umurunda olmadı! | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And this is what I hate her for. | İşte bu yüzden ondan nefret ediyorum. İşte bu yüzden ondan nefret ediyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I hate her for a lot of things. | Bir çok şey için ondan nefret ediyorum. Bir çok şey için ondan nefret ediyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Stealing the rest of Andrew's life | Andrew'nun hayatının geri kalanını çaldı. Andrew'nun hayatının geri kalanını çaldı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and virtually all of Zachary's life | Zachary'nin hayatının neredeyse tamamını çaldı. Zachary'nin hayatının neredeyse tamamını çaldı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and then this. | Ve şimdi de bu. Ve şimdi de bu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Leaving us like this. | Bizi bu şekilde bıraktı. Bizi bu şekilde bıraktı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
A couple of times, lying in there in bed at night, | Birkaç kez gecenin ortasında yatakta öylece uzanırken... Birkaç kez gecenin ortasında yatakta öylece uzanırken... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I considered fixing the problem myself. | ...sorunu kendim çözmeyi düşünmüştüm. ...sorunu kendim çözmeyi düşünmüştüm. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Pick a night when Kate took a sleeping pill, | Kate'in uyku hapı aldığı bir geceyi seçecektim. Kate'in uyku hapı aldığı bir geceyi seçecektim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
so she wouldn't know I was up. | Böylece benim uyanık olduğumu bilmeyecekti. Böylece benim uyanık olduğumu bilmeyecekti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Get up in the middle of the night. | Gecenin ortasında kalkacaktım. Gecenin ortasında kalkacaktım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Dream up a pretext. | Bir bahane uyduracaktım. Bir bahane uyduracaktım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Go kill Shirley and come back and go back to bed, | Gidip Shirley'yi öldürecek ve geri dönüp yatağa girecektim. Gidip Shirley'yi öldürecek ve geri dönüp yatağa girecektim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
so Kate would not know. | Böylece Kate'in haberi olmayacaktı. Böylece Kate'in haberi olmayacaktı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
That way, number one, she could not harm Zachary. | Bu şekilde birincisi, Shirley, Zachary'ye zarar veremeyecekti. Bu şekilde birincisi, Shirley, Zachary'ye zarar veremeyecekti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And number two, even if they did catch me at it, | Ve ikincisi; beni yakalasalar bile... Ve ikincisi; beni yakalasalar bile... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I'm the first one they come looking for, of course, | doğal olarak aramaya gelecekleri ilk kişi bendim doğal olarak aramaya gelecekleri ilk kişi bendim | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
but Kate could truthfully say | ...Kate tamamen yalansız bir şekilde... ...Kate tamamen yalansız bir şekilde... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
she didn't know that I was doing it, | ...benim ne yaptığımı bilmediğini söyleyecekti. ...benim ne yaptığımı bilmediğini söyleyecekti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
so she might still get to bring up Zachary | Böylece Zachary'yi büyütebilecek... Böylece Zachary'yi büyütebilecek... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and get him started, even if I go to prison in Canada. | ...ve ben Kanada'da hapse girsem bile onunla yeni bir hayata başlayabilecekti. ...ve ben Kanada'da hapse girsem bile onunla yeni bir hayata başlayabilecekti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We've worked through possibilities ad nauseam. | Bu olasılıklar üzerinde bıktıracak kadar fazla çalıştık. Bu olasılıklar üzerinde bıktıracak kadar fazla çalıştık. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Suppose we grab Zachary and run. | Mesela Zachary'yi alıp kaçacaktık. Mesela Zachary'yi alıp kaçacaktık. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Number one, we got to get off the island of Newfoundland. | Birincisi, Newfoundland'dan, yani adadan çıkmamız gerekiyordu. Birincisi, Newfoundland'dan, yani adadan çıkmamız gerekiyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
The big drawback against living here is getting out of here. | Burada yaşayanların en büyük zorluğu buradan dışarı çıkmaktır. Burada yaşayanların en büyük zorluğu buradan dışarı çıkmaktır. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
There's only three ways to do that. | Bunu yapmanın sadece üç yolu var. Bunu yapmanın sadece üç yolu var. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Ferry, boat, airplane. | Feribot, tekne, uçak. Feribot, tekne, uçak. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
The airplane and the ferry would be covered | Zachary'nin kaybolduğu anlaşılır anlaşılmaz... Zachary'nin kaybolduğu anlaşılır anlaşılmaz... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
as soon as Zachary's missing. | ...uçak ve feribot seferleri durdurulurdu. ...uçak ve feribot seferleri durdurulurdu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We'd have to hire a boat somehow, | Bir şekilde bir tekne kiralamamız gerekiyordu. Bir şekilde bir tekne kiralamamız gerekiyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
which means you take in a third party | Bu da, kaçırma suçuna katılacak üçüncü bir kişi bulmanız... Bu da, kaçırma suçuna katılacak üçüncü bir kişi bulmanız... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
to the crime of kidnapping. We can't go home. | ...gerektiği anlamına gelirdi. Eve gidemezdik. ...gerektiği anlamına gelirdi. Eve gidemezdik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We cannot ever identify ourselves as ourselves. | Bir daha kendi kimliklerimizle hareket edemezdik. Bir daha kendi kimliklerimizle hareket edemezdik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Have cash only stashed all around the country. | Ülkenin her yerinde saklanmak için yalnızca nakit paramız olması gerekirdi. Ülkenin her yerinde saklanmak için yalnızca nakit paramız olması gerekirdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Zachary would never be allowed to know his family, our friends. | Zachary'nin kendi ailesini, arkadaşlarımızı tanımasına asla izin verilemezdi. Zachary'nin kendi ailesini, arkadaşlarımızı tanımasına asla izin verilemezdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
So that path... | Bu yüzden bu yol... Bu yüzden bu yol... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
big, big, big, big risk with a horrible life. | ...büyük, büyük, büyük bir risk ve korkunç bir yaşam demekti. ...büyük, büyük, büyük bir risk ve korkunç bir yaşam demekti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
So that's out. | Bu yüzden bunu eledik. Bu yüzden bunu eledik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Legal approaches we might have taken. Invent something. | Hukuki yaklaşımlarda bulunabilirdik. Bir şeyler bulabilirdik. Hukuki yaklaşımlarda bulunabilirdik. Bir şeyler bulabilirdik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
File affidavit saying Shirley slipped one night | Shirley'nin verdiği yeminli ifade, bir gece dolaşmaya çıktığımız zaman... Shirley'nin verdiği yeminli ifade, bir gece dolaşmaya çıktığımız zaman... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
when we were around | ...dosyadan gizlice çıkarılabilir... ...dosyadan gizlice çıkarılabilir... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and said a threat of some kind that might get her incarcerated. | ...ve bunun bir çeşit tehdit olduğu söylenip hapse girmesi sağlanabilirdi. ...ve bunun bir çeşit tehdit olduğu söylenip hapse girmesi sağlanabilirdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
But that would just be our word against hers. | Ama bu sadece onunkine karşı bizim beyanımız olurdu. Ama bu sadece onunkine karşı bizim beyanımız olurdu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
The best shot we had at keeping Zachary alive | Zachary'yi hayatta tutabilmek için elimizdeki en iyi fırsat... Zachary'yi hayatta tutabilmek için elimizdeki en iyi fırsat... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
was I kill her myself. | ...onu kendimin öldürmesiydi. ...onu kendimin öldürmesiydi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Other than doing that, I can think of no other way | Bunun dışında, Zachary'yi o kaltaktan kurtarmak için... Bunun dışında, Zachary'yi o kaltaktan kurtarmak için... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
to save Zachary from that bitch. | ...başka bir yol düşünemiyorum. ...başka bir yol düşünemiyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
There's a logic in it. | Bunun da içinde bir mantık var. Bunun da içinde bir mantık var. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
But I didn't do it. | Ama bunu yapmadım. Ama bunu yapmadım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
'Cause I trusted government to do its job. | Çünkü kendi işini yapması için hükümete güvendim. Çünkü kendi işini yapması için hükümete güvendim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Government is supposed to stop that | Bunu durdurması gereken hükümetti. Bunu durdurması gereken hükümetti. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
so I don't have to do it personally. | Bunu yapması gereken ben değildim. Bunu yapması gereken ben değildim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
In this case, they didn't even get her off the street | Bu olayda onu sokaktan bile almadılar... Bu olayda onu sokaktan bile almadılar... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and they even gave her a baby to look after. | ...ve hatta bakması için ona bir bebek verdiler. ...ve hatta bakması için ona bir bebek verdiler. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
My understanding is that proper protocols were followed. | Benim yaklaşımım, uygun ve doğru protokollerin takip edilmesidir. Benim yaklaşımım, uygun ve doğru protokollerin takip edilmesidir. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I have asked my officials to, did ask them some time ago, | Bir süre önce emrim altında çalışan memurlardan... Bir süre önce emrim altında çalışan memurlardan... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
to follow up with the board to see, in fact, | ...bütün protokollere uyulup uyulmadığını görmeleri için... ...bütün protokollere uyulup uyulmadığını görmeleri için... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
that all the proper protocols had been adhered to. | ...yönetim kuruluyla irtibat hâlinde olmalarını istemiştim. ...yönetim kuruluyla irtibat hâlinde olmalarını istemiştim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They were gambling Zachary's life. | Zachary'nin hayatıyla kumar oynadılar. Zachary'nin hayatıyla kumar oynadılar. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They were gambling the lives | Shirley'nin temasta bulunduğu... Shirley'nin temasta bulunduğu... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
of anyone in the general population | ...toplumdaki herkesin... ...toplumdaki herkesin... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
that Shirley came in contact with. | ...hayatıyla kumar oynadılar. ...hayatıyla kumar oynadılar. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We, the vast majority of good people | Bizler, yani adam öldürmeyen insanların... Bizler, yani adam öldürmeyen insanların... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
who don't kill people, are stuck. | ...büyük çoğunluğu çaresiziz. ...büyük çoğunluğu çaresiziz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We got nowhere to go. | Gidecek hiçbir yerimiz yok. Gidecek hiçbir yerimiz yok. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |