Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19781
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| V! V sign! Don't be shy! | V! V! V! Hadi 'V' işareti yap! Utanma! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The waves... | Dalgalar... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| She's not answering. | Telefona cevap vermiyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm saying... | Diyorum ki... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| the phone might seem to be ringing there... | Aradığınızda telefon çalmış gibi hissedebilirsiniz belki ama... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| but it may not even have rung | ...telefon çalmamış bile olabilir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| or she mightn't have had time to answer... | Ya da çalmış olsa bile açacak zamanı bulamamış olabilir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It probably rang 100 times in Halla Mountain by now! | Yüz kereden fazla çalmıştır belki. Artık Sağıl Sultan bile duydu! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Won't that be Baekdu Mountain? | Sağır Sultan değil miydi o? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I was hoping to surprise her. | Ona sürpriz yapacaktım o yüzden gelmeden önce aramadım bile. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Cha Do Hwi. | Cha Do Hwi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Country grocery store... | Mahalle bakkalı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is there a big market in the area? | Kameram suya düştü de, acaba... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your camera and shoes are wet. Your feet may get frostbite. | Kameradan ziyade, ayakkabıların da ıslak. Ayaklarından soğuk kapabilirsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's OK. Not too bad. | Ben iyiyim, çok da fena değil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But I haven't uploaded any of these pictures. | Ondan ziyade, bundaki resimlerin hiçbirini daha bilgisayarıma yüklememiştim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You know what a hair dryer is? | Saç kurutma makinesi nedir biliyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hair dryer... can't you hear me? | Saç kurutma makinesi... Beni duyamıyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Can't he hear me... | Duymuyor galiba. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's a grandmother. | O bir büyükanne. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Grand... | Büyükanne... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ah.. grand...you're a grandmother. | Ah... büyük... Büyükanneymişsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I have a hair dryer and dry towels. | Saç kurutma makinem de var, havlularım da. İkisi de var. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Unless the camera got soaked, you can dry them. | Kameran tamamen sırılsıklam ıslanmadıysa, kurutabilirsin, endişelenme. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You should eat first. Meals are optional. | Ama önce yemek yemelisiniz. Yemek seçeneklerimiz var. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh my! He's like a blushing new bride! | Aman Allah’ım! Yeni gelin gibi parlıyor! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| This style is comfortable. | Vay canına... Bu moda çok rahatmış. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Kimchee! | Kimçi! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| So good! | Bu çok iyi! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You can't. You have to drive. | Yapamazsın. Araba kullanacaksın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That... that glint in your eye... you're pitying me now. | O... Gözlerindeki o bakış... Şuanda bana gerçekten acıyorsun. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That's not right. | Böylesi doğru değil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma... | Ahjumma! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Even though Tae Joon seems perfect on the outside... | Dışarıdan bakıldığında Tae Joon Abim mükemmel görünse de... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| he's rather stingy. | Oldukça cimri biridir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Stingy... | Cimri... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Your unrequited love isn't so perfect. | Karşılıksız aşkının objesi çok mükemmel değil. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| He's just human. | Çok bir şey değil, o sadece bir insan. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Stop saying unrequited love. | Karşılıksız aşktan bahsetmeyi bırak. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I started on my own to end on my own... | Yalnız başladığım bir şeyi, yalnız bitirmeyi düşünüyordum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A secret no one would know. | Hayatım boyunca kimsenin bilmeyeceği bir sır gibi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It doesn't compare to your first love. | Senin ilk aşkınla kıyaslanamaz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It wasn't such a secret. | Çok da gizli sır gibi değildi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It rang a bell. | Çok benziyordu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The way I look at Seo Young... the way you look at Tae Joon... | Benim Seo Young'a bakışımla, senin ağabeyime olan bakışın... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| was similar, so I noticed. | ...çok benziyordu. Böylece anladım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Things like that can't be kept hidden. | Böyle şeyler sırf saklamaya çalıştın diye gizli kalmaz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Are you and Go Dok Mi even close friends? | Sen ve Go Dok Mi yakın arkadaş mıydınız? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Dok Mi and I went to school together. | Dok Mi ve ben ilkokul, ortaokul ve lisede beraberdik. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How can you be close and not see her in three years? | Üç yıldır görüşmediğiniz halde nasıl yakın arkadaş olduğunuzu söylersin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Or text? Not group texting. | Ya da mesajlaşıyor muydunuz? Tabi grup mesajlarından bahsetmiyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| After I returned, I've been busy at my shopping mall. | Ve döndüğümde de alışveriş merkezi işleri ile meşguldüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But I ran into her yesterday. | Nasıl olduğunu biliyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It was great to see her! | Onu görmek çok ama çok güzeldi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But...you've lived here for three years? | Bu arada... Üç yıldır burada mı yaşıyorsunuz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Goodbye. | Güle güle gidin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It didn't break. | Bozulmamış. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| My shoes are drying. | Ayakkabılarım da kuruyor... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I should change clothes. | Üstümü değiştirmeliyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Then...you have to sober up... so the ocean... | Pekâlâ... Ayık olduğuna göre... Okyanus... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Want to see the ocean again? | Okyanusu... yeniden görmeye gitmek ister misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You like home that much? | Evde olmayı o kadar çok mu seviyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Isn't it suffocating staying indoors all the time? | O kadar süre içeride olmak sıkmıyor mu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A human being's existence... | İnsanın bu dünyada varlığı... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| means they wash their face in the morning and walk around... | Sabah uyanıp yüzlerini yıkayıp, orda burada yürürken... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| giving their scent into the world. | Kokularını dünya üzerinde bırakmalarıyla anlaşılır. Bu lafı hiç duymadın mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is it scary for you outside? | Ama ahjumma, dışarı çıkmaktan korkuyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Or...you don't like to wash your face? | Yoksa... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's not suffocating. | Bu... Sıkılmıyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I like it. | Bundan hoşlanıyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I feel at peace in my tiny place. | Küçücük yerimde huzur içinde hissediyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Do you draw manga? | Manhwa mı çiziyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's not easy to do that. | Onu yapması kolay değildir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Drawing isn't easy? | Çizmek kolay değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| No. I mean... | Hayır, demek istiyorum ki... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| it's not easy to go through school together. | ...İlkokul, ortaokul, liseye beraber gitmek onun için kolay olmamıştır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You do nothing else except draw manga? | Başka bir iş yapmayıp, Sadece manhwa mı çiziyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Webtoon? | Çizgi dizi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Then you have a different job and manga is a hobby? | O zaman başka bir iş yapıp, hobi olarak mı manhwa çiziyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Since you let me wait here... | Burada beklememe izin verdiğin için soğuğa yakalanmayacağım sayende... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm going. | Ben gidiyorum | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Cha... | Cha... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Cha Do Hwi. | Cha Do... Hwi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I was going to ask you to stay for tea. | Hayır, ben çaya kalın diyecektim. ~Çay, kızın soyadı ile aynı söyleniyor~ | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why don't you have tea, and call her again? | Neden çaya kalıp onu bir kere daha aramayı denemiyorsunuz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I take back what I said yesterday. | Dünkü söylediklerimi geri alıyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Love is over, broken... | Aşk bitti. Büyü bozuldu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Expressing it like that wasn't really right. | Öyle bir ifadenin gerçekten doğru olduğuna inanmıyorum | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Because love is over, and it's broken... | Aşk bittiğinden... büyü bozulduğundan... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| we can say, 'Next guest, please.' | 'Evet, diğer misafir gelsin' diyemeyiz. Haksız mıyım? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Everything works itself out. | Su akar yolunu bulur. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Leave everything alone, it finds its way back. | Her şeyi kendi haline bırakırsak, kendi yollarını bulacaklardır. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Seeing the ocean makes me feel better. | Okyanusa bakmak kalbimi ferahlattı, kendimi daha iyi hissediyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why don't you answer it? | Neden cevaplamıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Dok Mi! | Dok Mi! Üzücü, değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Dok Mi, where are you? I came to visit you. | Dok Mi, neredesin? Seni ziyarete geldim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Surp... rice? | Süp... riz! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Surprise. Surprise visit. | Sürpriz. Sürpriz ziyaret. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Where do I live? You don't know. | Evim nerede? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ocean Village, Unit 402. | Okyanus Evleri, daire 402, doğru işte. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 |