Search
English Turkish Sentence Translations Page 19455
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You're all making a big deal. I would appreciate it if one person | Olayı çok büyütüyorsunuz. Bu gemide bir kişi seks düşkünü... Olayı çok büyütüyorsunuz. Bu gemide bir kişi seks düşkünü... Olayı çok büyütüyorsunuz. Bu gemide bir kişi seks düşkünü... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
on this boat would not assume that I'm an evil, lecherous hump. | ...aşağılık bir herif olduğumu farz etmese çok memnun olacağım. ...aşağılık bir herif olduğumu farz etmese çok memnun olacağım. ...aşağılık bir herif olduğumu farz etmese çok memnun olacağım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Nobody's saying that, sir. We're pretty much just giving | Kimse böyle demiyor, efendim. Evet, sadece... Kimse böyle demiyor, efendim. Evet, sadece... Kimse böyle demiyor, efendim. Evet, sadece... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
each other significant glances and laughing incessantly. | ...birbirimize anlamlı bakışlar atıp, sürekli gülüyoruz. ...birbirimize anlamlı bakışlar atıp, sürekli gülüyoruz. ...birbirimize anlamlı bakışlar atıp, sürekli gülüyoruz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Is that cider? By the stove. | Elma şırası mı o? Ocağın üstünde. Elma şırası mı o? Ocağın üstünde. Elma şırası mı o? Ocağın üstünde. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yum. I'll get you a refill. Honey? | Bardağını tekrar doldurayım. Hayatım? Bardağını tekrar doldurayım. Hayatım? Bardağını tekrar doldurayım. Hayatım? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's for me to do. | Benim görevim. Benim görevim. Benim görevim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You know, uh, you weren't lyin' about your cookin'. | Aşçılık yeteneğin hakkında yalan söylemiyormuşsun. Aşçılık yeteneğin hakkında yalan söylemiyormuşsun. Aşçılık yeteneğin hakkında yalan söylemiyormuşsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If I hadn't already eaten... | Yemek yemiş olmasaydım... Yemek yemiş olmasaydım... Yemek yemiş olmasaydım... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You don't want to finish? No, I just... | Bitirmek istemiyor musun? Hayır, sadece Bitirmek istemiyor musun? Hayır, sadece Bitirmek istemiyor musun? Hayır, sadece | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I have captainy things to do, but truthfully, that's a fine meal. | Kaptanca görevlerim var ama gerçekten çok lezzetli bir yemekti. Kaptanca görevlerim var ama gerçekten çok lezzetli bir yemekti. Kaptanca görevlerim var ama gerçekten çok lezzetli bir yemekti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Thank you. Do you need anything else? | Teşekkür ederim. Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Teşekkür ederim. Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Teşekkür ederim. Başka bir şeye ihtiyacın var mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No. No. | Hayır. Yok. Hayır. Yok. Hayır. Yok. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You just have something to eat yourself, and, uh... | Sen de bir şeyler ye ve... Sen de bir şeyler ye ve... Sen de bir şeyler ye ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and I'm gonna go... captain. | ...ben gidip... kaptanlık yapacağım. ...ben gidip... kaptanlık yapacağım. ...ben gidip... kaptanlık yapacağım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If you're done with supper... | Yemeğin bittiyse... Yemeğin bittiyse... Yemeğin bittiyse... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
would you like me to wash your feet? | ...ayaklarını yıkamamı ister misin? ...ayaklarını yıkamamı ister misin? ...ayaklarını yıkamamı ister misin? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Beaumond. | Beaumond. Beaumond. Beaumond. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
City of New Dunsmuir. | New Dunmuir şehri. New Dunmuir şehri. New Dunmuir şehri. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Arrival: October 24. | Varış: Ekim 24. Varış: Ekim 24. Varış: Ekim 24. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Departure... Can I come in? | Ayrılma... İçeri girebilir miyim? Ayrılma... İçeri girebilir miyim? Ayrılma... İçeri girebilir miyim? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No. See? That's why I usually don't ask. | Hayır. Gördün mü? İşte bu yüzden genelde sormam. Hayır. Gördün mü? İşte bu yüzden genelde sormam. Hayır. Gördün mü? İşte bu yüzden genelde sormam. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What do you want? Oh, I just needed to... hide. | Ne istiyorsun? Sadece... saklanmam gerekiyor. Ne istiyorsun? Sadece... saklanmam gerekiyor. Ne istiyorsun? Sadece... saklanmam gerekiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So I take it the honeymoon is over? Oh, she's a fine girl. | Balayı bitti galiba. Çok iyi bir kız. Balayı bitti galiba. Çok iyi bir kız. Balayı bitti galiba. Çok iyi bir kız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't misread me. A hell of a cook, too. | Yanlış anlama. Mükemmel bir aşçı da. Yanlış anlama. Mükemmel bir aşçı da. Yanlış anlama. Mükemmel bir aşçı da. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm sure she has many exciting talents. | Bir sürü çok hoş meziyeti olduğuna eminim. Bir sürü çok hoş meziyeti olduğuna eminim. Bir sürü çok hoş meziyeti olduğuna eminim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Do you ever... | Sen hiç... Sen hiç... Sen hiç... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
wash your clients' feet? It's my specialty. | ...müşterilerinin ayaklarını yıkıyor musun? Uzmanlık alanımdır. ...müşterilerinin ayaklarını yıkıyor musun? Uzmanlık alanımdır. ...müşterilerinin ayaklarını yıkıyor musun? Uzmanlık alanımdır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We'll be on Beaumond at least two weeks, right? Can't exactly be sure. | Beaumond'da en az 2 hafta kalacağız, değil mi? Tam olarak emin değilim. Beaumond'da en az 2 hafta kalacağız, değil mi? Tam olarak emin değilim. Beaumond'da en az 2 hafta kalacağız, değil mi? Tam olarak emin değilim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I need you to be exactly sure. I can't make | Tam olarak emin olmanı istiyorum. Söz verip, sonra sözümden dönemem. Tam olarak emin olmanı istiyorum. Söz verip, sonra sözümden dönemem. Tam olarak emin olmanı istiyorum. Söz verip, sonra sözümden dönemem. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's your specialty. | O senin uzmanlık alanın. O senin uzmanlık alanın. O senin uzmanlık alanın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sorry. Are you touchy because I got myself a bride or 'cause | Pardon ama evlendiğim için mi yoksa evli kalmayı düşünmediğim... Pardon ama evlendiğim için mi yoksa evli kalmayı düşünmediğim... Pardon ama evlendiğim için mi yoksa evli kalmayı düşünmediğim... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I don't plan to keep her? I find the whole thing degrading. | ...için mi huysuzluk ediyorsun? Olayı tamamen aşağılayıcı buluyorum. ...için mi huysuzluk ediyorsun? Olayı tamamen aşağılayıcı buluyorum. ...için mi huysuzluk ediyorsun? Olayı tamamen aşağılayıcı buluyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's just what Saffron said about your line of work. | Saffron da senin mesleğin için aynı şeyi söyledi. Saffron da senin mesleğin için aynı şeyi söyledi. Saffron da senin mesleğin için aynı şeyi söyledi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe you should think twice about letting go of Saffron. | Belki de Saffron'dan ayrılma kararını bir kere daha değerlendirmelisin. Belki de Saffron'dan ayrılma kararını bir kere daha değerlendirmelisin. Belki de Saffron'dan ayrılma kararını bir kere daha değerlendirmelisin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You two sound like a match. Maybe you're right. | Birbirinize çok uygun görünüyorsunuz. Belki de haklısın. Birbirinize çok uygun görünüyorsunuz. Belki de haklısın. Birbirinize çok uygun görünüyorsunuz. Belki de haklısın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe we're soul mates. Yes. Great. I wish you hundreds of fat children. | Belki de ruh eşiyizdir. Evet. Yüzlerce tombul çocuk sahibi olmanızı dilerim. Belki de ruh eşiyizdir. Evet. Yüzlerce tombul çocuk sahibi olmanızı dilerim. Belki de ruh eşiyizdir. Evet. Yüzlerce tombul çocuk sahibi olmanızı dilerim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Could you imagine that? Me with a whole passel of critters underfoot. | Gözünde canlandırabiliyor musun? Ben ve bir yığın ayakaltında mahlûk. Gözünde canlandırabiliyor musun? Ben ve bir yığın ayakaltında mahlûk. Gözünde canlandırabiliyor musun? Ben ve bir yığın ayakaltında mahlûk. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hell, in ten years' time... Can you leave me alone for five minutes, please? | 10 yıl içince... Beni lütfen 5 dakika yalnız bırakabilir misin? 10 yıl içince... Beni lütfen 5 dakika yalnız bırakabilir misin? 10 yıl içince... Beni lütfen 5 dakika yalnız bırakabilir misin? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I wasn't lookin' for a fight. | Kavga aranmıyordum. Kavga aranmıyordum. Kavga aranmıyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Always do seem to find one, though. | Ama hep bir tane buluyorum. Ama hep bir tane buluyorum. Ama hep bir tane buluyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Do I have your attention? | Dikkatini çekebildim mi? Dikkatini çekebildim mi? Dikkatini çekebildim mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Kind of going to extremes here, ain't we? | Biraz aşırıya kaçmadın mı? Biraz aşırıya kaçmadın mı? Biraz aşırıya kaçmadın mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There's times I think you don't take me seriously. I think that oughta change. | Bazen beni ciddiye almadığını düşünüyorum. Bence bu durumu değiştirmeliyim. Bazen beni ciddiye almadığını düşünüyorum. Bence bu durumu değiştirmeliyim. Bazen beni ciddiye almadığını düşünüyorum. Bence bu durumu değiştirmeliyim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Do you think it's likely to? | Sence mümkün mü? Sence mümkün mü? Sence mümkün mü? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You got something you don't deserve. And it's brought me | Hak etmediğin bir şeye sahip oldun. Şu kadarını söyleyeyim... Hak etmediğin bir şeye sahip oldun. Şu kadarını söyleyeyim... Hak etmediğin bir şeye sahip oldun. Şu kadarını söyleyeyim... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
a galaxy of fun, I'm here to tell ya. | ...acayip şamata bir durum. ...acayip şamata bir durum. ...acayip şamata bir durum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Six men came to kill me one time... | Bir keresinde 6 herif beni öldürmeye gelmişti... Bir keresinde 6 herif beni öldürmeye gelmişti... Bir keresinde 6 herif beni öldürmeye gelmişti... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
...and the best of them carried this. | ...ve içlerindeki en iyisinin elinde bu vardı. ...ve içlerindeki en iyisinin elinde bu vardı. ...ve içlerindeki en iyisinin elinde bu vardı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's a Callahan, full bore, auto lock... | Callahan, tam otomatik tüfek... Callahan, tam otomatik tüfek... Callahan, tam otomatik tüfek... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Customized trigger, double cartridge thorough gauge... | ...modifiye tetik, namluda çift fişek. ...modifiye tetik, namluda çift fişek. ...modifiye tetik, namluda çift fişek. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It is my very favourite gun. | En sevdiğim silahımdır. En sevdiğim silahımdır. En sevdiğim silahımdır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Are you offering me a trade? A trade? Hell, it's theft. | Takas etmeyi mi öneriyorsun? Takas mı? Hırsızlık düpedüz! Takas etmeyi mi öneriyorsun? Takas mı? Hırsızlık düpedüz! Takas etmeyi mi öneriyorsun? Takas mı? Hırsızlık düpedüz! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This is the best damn gun made by man. It has extreme sentimental value. | İnsanoğlu tarafından yapılmış en mükemmel silah. Duygusal değeri var. İnsanoğlu tarafından yapılmış en mükemmel silah. Duygusal değeri var. İnsanoğlu tarafından yapılmış en mükemmel silah. Duygusal değeri var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's miles more worthy than what you got. What I got? | Senin elindekinden kat be kat daha değerli. Benim elimdeki mi? Senin elindekinden kat be kat daha değerli. Benim elimdeki mi? Senin elindekinden kat be kat daha değerli. Benim elimdeki mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She has a name. So does this. | Kızın bir adı var. Bunun da. Kızın bir adı var. Bunun da. Kızın bir adı var. Bunun da. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I call it Vera. | Vera ismini verdim. Vera ismini verdim. Vera ismini verdim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
My days of not taking you seriously are certainly comin' to a middle. | Seni ciddiye almadığım günler kesinlikle pozitif yönde gelişti. Seni ciddiye almadığım günler kesinlikle pozitif yönde gelişti. Seni ciddiye almadığım günler kesinlikle pozitif yönde gelişti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Damn it, Mal. I'd treat her okay. She's not to be bought. | Yapma ya, Mal. Ona iyi davranırım. Kız alınacak mal değil. Yapma ya, Mal. Ona iyi davranırım. Kız alınacak mal değil. Yapma ya, Mal. Ona iyi davranırım. Kız alınacak mal değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Nor bartered, or borrowed, or lent. | Ne takas edilecek, ne ödünç alınacak ne de verilecek. Ne takas edilecek, ne ödünç alınacak ne de verilecek. Ne takas edilecek, ne ödünç alınacak ne de verilecek. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She's a human woman, doesn't know a thing about the world and needs our protection. | Hayat hakkında hiçbir fikri olmayan, korunmaya muhtaç bir kadın. Hayat hakkında hiçbir fikri olmayan, korunmaya muhtaç bir kadın. Hayat hakkında hiçbir fikri olmayan, korunmaya muhtaç bir kadın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, I'll protect her. Jayne. | Ben onu korurum. Jayne. Ben onu korurum. Jayne. Ben onu korurum. Jayne. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Go play with your rain stick. | Git yağmur çubuğunla oyna. Git yağmur çubuğunla oyna. Git yağmur çubuğunla oyna. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You do sneak about, don't you? | Sessiz sedasız etrafta dolanıyorsun, değil mi? Sessiz sedasız etrafta dolanıyorsun, değil mi? Sessiz sedasız etrafta dolanıyorsun, değil mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're a good man. | Sen iyi bir adamsın. Bu gemideki insanlarla konuşmadığın bariz. Sen iyi bir adamsın. Bu gemideki insanlarla konuşmadığın bariz. Sen iyi bir adamsın. Bu gemideki insanlarla konuşmadığın bariz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I don't wish to be wed to the large one. I'd rather... | İri yarı olanla evlendirilmek istemiyorum. Tercihim... İri yarı olanla evlendirilmek istemiyorum. Tercihim... İri yarı olanla evlendirilmek istemiyorum. Tercihim... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If I'm not to be yours, I'd rather have the work you spoke of. | ...eğer senin olmayacaksam, bahsettiğin işi tercih ederim. ...eğer senin olmayacaksam, bahsettiğin işi tercih ederim. ...eğer senin olmayacaksam, bahsettiğin işi tercih ederim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I could be useful in a ranch. | Bir çiftlikte işe yararım. Bir çiftlikte işe yararım. Bir çiftlikte işe yararım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's good work. | Dürüst iştir. Dürüst iştir. Dürüst iştir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
My mama had a ranch back on Shadow, where I'm from. | Annemin Shadow'da bir çiftliği vardı. Oralıyım. Annemin Shadow'da bir çiftliği vardı. Oralıyım. Annemin Shadow'da bir çiftliği vardı. Oralıyım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Ran cattle, mostly. | Çoğunlukla sığır yetiştirirdi. Çoğunlukla sığır yetiştirirdi. Çoğunlukla sığır yetiştirirdi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Wasn't nobody ran 'em harder or smarter. | Ondan daha sıkı ve iyi güden kimse yoktu. Ondan daha sıkı ve iyi güden kimse yoktu. Ondan daha sıkı ve iyi güden kimse yoktu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She used to tell me. "Don't brand the cattle. | Bana, "sığırı damgalama... Bana, "sığırı damgalama... Bana, "sığırı damgalama... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Brand the buyer." "He's the one likely to stray." | ...alıcıyı damgala. Başka yere gitme eğiliminde olan alıcıdır." derdi. ...alıcıyı damgala. Başka yere gitme eğiliminde olan alıcıdır." derdi. ...alıcıyı damgala. Başka yere gitme eğiliminde olan alıcıdır." derdi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She raised you herself? Well, her and about 40 hands. | Anne mi seni büyüttü? Annem ve 40 işçi. Anne mi seni büyüttü? Annem ve 40 işçi. Anne mi seni büyüttü? Annem ve 40 işçi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I had more family for a kid... | Bir çocuk için çok büyük bir aile... Bir çocuk için çok büyük bir aile... Bir çocuk için çok büyük bir aile... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That is odd. What? | Çok garip. Nedir garip olan? Çok garip. Nedir garip olan? Çok garip. Nedir garip olan? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I just don't... | Genelde ben... Genelde ben... Genelde ben... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm not one who talks about what's past, and here you got me... | ...geçmişten bahsetmeyi sevmem ama sen bana... ...geçmişten bahsetmeyi sevmem ama sen bana... ...geçmişten bahsetmeyi sevmem ama sen bana... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Does your crew never show interest in your life? | Mürettebatın hayatına hiç ilgi göstermedi mi? Mürettebatın hayatına hiç ilgi göstermedi mi? Mürettebatın hayatına hiç ilgi göstermedi mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, they... are... | Hayır, onlar... Hayır, onlar... Hayır, onlar... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They just know me well enough to... | Beni tanıdıkları kadarıyla... Beni tanıdıkları kadarıyla... Beni tanıdıkları kadarıyla... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, what about you? What's your history? | Ya sen? Senin hikâyen nedir? Ya sen? Senin hikâyen nedir? Ya sen? Senin hikâyen nedir? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Not much to say. | Anlatacak pek bir şey yok. Anlatacak pek bir şey yok. Anlatacak pek bir şey yok. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Life like yours, I figure you'd find mine terrible dull. | Seninkinin yanında benimkini çok sıkıcı bulursun. Seninkinin yanında benimkini çok sıkıcı bulursun. Seninkinin yanında benimkini çok sıkıcı bulursun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, I long for a little dullness. | Biraz sıkıcılığa hasret kaldım. Biraz sıkıcılığa hasret kaldım. Biraz sıkıcılığa hasret kaldım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Truth to say... | Gerçeği söylemek gerekirse... Gerçeği söylemek gerekirse... Gerçeği söylemek gerekirse... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
this whole trip's gettin' to be just a little too interesting. | ...bu yolculuk biraz fazla ilginç olmaya başladı. ...bu yolculuk biraz fazla ilginç olmaya başladı. ...bu yolculuk biraz fazla ilginç olmaya başladı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's a wreck. | Tam bir hurda. Tam bir hurda. Tam bir hurda. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, this is good. It's parts. A lot of cheap parts we'll never unload. | Hayır, gayet iyi. Parça. Hayatta elden çıkartamayacağımız bir sürü ucuz parça. Hayır, gayet iyi. Parça. Hayatta elden çıkartamayacağımız bir sürü ucuz parça. Hayır, gayet iyi. Parça. Hayatta elden çıkartamayacağımız bir sürü ucuz parça. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This is why you'll never be in charge, Bree. | İşte bu yüzden hiç bir zaman lider olmayacak, Bree. İşte bu yüzden hiç bir zaman lider olmayacak, Bree. İşte bu yüzden hiç bir zaman lider olmayacak, Bree. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You don't see the whole. The parts are crap. I said exactly that. | Bir bütün olarak görmüyorsun. Parçalar boktan. Ben de aynen böyle dedim. Bir bütün olarak görmüyorsun. Parçalar boktan. Ben de aynen böyle dedim. Bir bütün olarak görmüyorsun. Parçalar boktan. Ben de aynen böyle dedim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But you put it together, you got a Firefly. | Ama bir araya getirirsen, bir Firefly çıkıyor ortaya. Ama bir araya getirirsen, bir Firefly çıkıyor ortaya. Ama bir araya getirirsen, bir Firefly çıkıyor ortaya. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Thing'll run forever, if they got a mechanic even half awake. | Vasat bir teknisyenin varsa, gemi sonsuza kadar çalışır. Vasat bir teknisyenin varsa, gemi sonsuza kadar çalışır. Vasat bir teknisyenin varsa, gemi sonsuza kadar çalışır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's got no flash. Some people ain't lookin' for flash. | Hiç gösterişli değil. Bazıları gösteriş peşinde değildir. Hiç gösterişli değil. Bazıları gösteriş peşinde değildir. Hiç gösterişli değil. Bazıları gösteriş peşinde değildir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She's a good catch. | İyi bir mal. İyi bir mal. İyi bir mal. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She comes our way, you prep the nets. | Bu tarafa doğru gelirse, ağları hazır tut. Bu tarafa doğru gelirse, ağları hazır tut. Bu tarafa doğru gelirse, ağları hazır tut. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Clearly, she's out of her mind. | Belli ki aklı başında değil. Belli ki aklı başında değil. Belli ki aklı başında değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Really? She's led a sheltered life. | Öyle mi? Korunaklı bir yaşam sürmüş. Öyle mi? Korunaklı bir yaşam sürmüş. Öyle mi? Korunaklı bir yaşam sürmüş. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Did you see the way she grabbed that glass from you? | Bardağı senden kapış şeklini gördün mü? Bardağı senden kapış şeklini gördün mü? Bardağı senden kapış şeklini gördün mü? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |