• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19456

English Turkish Film Name Film Year Details
Every planet has its own weird customs. Her gezegenin kendine göre garip gelenekleri vardır. Her gezegenin kendine göre garip gelenekleri vardır. Her gezegenin kendine göre garip gelenekleri vardır. Firefly-1 2003 info-icon
About a year before we met, I spent six weeks on a moon... Tanışmadan bir yıl kadar önce, bir uyduda 6 hafta geçirmiştim. Tanışmadan bir yıl kadar önce, bir uyduda 6 hafta geçirmiştim. Tanışmadan bir yıl kadar önce, bir uyduda 6 hafta geçirmiştim. Firefly-1 2003 info-icon
where the principle form of recreation was juggling geese. Ana eğlence şekli kazları havaya atıp tutmaktı. Ana eğlence şekli kazları havaya atıp tutmaktı. Ana eğlence şekli kazları havaya atıp tutmaktı. Firefly-1 2003 info-icon
My hand to God. Baby geese. Goslings. They were juggled. Yemin ederim. Yavru kazlar. Kazcıklar. Havaya atıp tutuyorlardı. Yemin ederim. Yavru kazlar. Kazcıklar. Havaya atıp tutuyorlardı. Yemin ederim. Yavru kazlar. Kazcıklar. Havaya atıp tutuyorlardı. Firefly-1 2003 info-icon
Of course. The man rushes in to defend her. Elbette. Erkekler hemen kızı savunmaya geçiyor. Elbette. Erkekler hemen kızı savunmaya geçiyor. Elbette. Erkekler hemen kızı savunmaya geçiyor. Firefly-1 2003 info-icon
I'm talking about geese. Kazlardan bahsediyordum. Kazlardan bahsediyordum. Kazlardan bahsediyordum. Firefly-1 2003 info-icon
Captain shouldn't be baby sitting a damn groupie, and he knows it. Kaptan saftirik bir kıza bakıcılık yapmamalı ve kendi de farkında. Kaptan saftirik bir kıza bakıcılık yapmamalı ve kendi de farkında. Kaptan saftirik bir kıza bakıcılık yapmamalı ve kendi de farkında. Firefly-1 2003 info-icon
Okay, when did this become not funny? Pekâlâ, olay ne zaman komik olmaktan çıktı? Pekâlâ, olay ne zaman komik olmaktan çıktı? Pekâlâ, olay ne zaman komik olmaktan çıktı? Firefly-1 2003 info-icon
When you didn't put her ass back down on Triumph. Geri dönüp, kızı ait olduğunu yere, Triumph'a geri götürmediğinde. Geri dönüp, kızı ait olduğunu yere, Triumph'a geri götürmediğinde. Geri dönüp, kızı ait olduğunu yere, Triumph'a geri götürmediğinde. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, hey! Now it's even my fault? Şimdi de benim hatam mı oldu? Şimdi de benim hatam mı oldu? Şimdi de benim hatam mı oldu? Firefly-1 2003 info-icon
Is there anything else on your mind I should know about? Aklından geçen ve bilmem gereken başka bir şey var mı? Aklından geçen ve bilmem gereken başka bir şey var mı? Aklından geçen ve bilmem gereken başka bir şey var mı? Firefly-1 2003 info-icon
There's all sorts of twists and cul de sacs. It's wild. She's trouble. Kafan çok garip çalışıyor. Kız dert olacak. Kafan çok garip çalışıyor. Kız dert olacak. Kafan çok garip çalışıyor. Kız dert olacak. Firefly-1 2003 info-icon
I'm getting that. O kadarını ben de anladım. O kadarını ben de anladım. O kadarını ben de anladım. Firefly-1 2003 info-icon
I'm going to bed. Ben yatmaya gidiyorum. Ben yatmaya gidiyorum. Ben yatmaya gidiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Well, you're... Sen Sen Sen Firefly-1 2003 info-icon
Well... there you are. Sen... buradasın. Sen... buradasın. Sen... buradasın. Firefly-1 2003 info-icon
I've made the bed warm for you. Yatağı senin için ısıttım. Yatağı senin için ısıttım. Yatağı senin için ısıttım. Firefly-1 2003 info-icon
It... It looks, uh... warm. Çok ısınmış... görünüyor. Çok ısınmış... görünüyor. Çok ısınmış... görünüyor. Firefly-1 2003 info-icon
And I've made myself ready for you. Ve kendimi sana hazırladım. Ve kendimi sana hazırladım. Ve kendimi sana hazırladım. Firefly-1 2003 info-icon
Let's ride right past the part where you explain exactly what that means. Bunun tam olarak ne anlama geldiği kısma geri dönelim. Bunun tam olarak ne anlama geldiği kısma geri dönelim. Bunun tam olarak ne anlama geldiği kısma geri dönelim. Firefly-1 2003 info-icon
Didn't you see you got a room of your own? And I'm to sleep there? Kendine ait bir odan olduğunu görmedin mi? Orada mı uyuyacağım? Kendine ait bir odan olduğunu görmedin mi? Orada mı uyuyacağım? Kendine ait bir odan olduğunu görmedin mi? Orada mı uyuyacağım? Firefly-1 2003 info-icon
That's the notion... Fikir o... Fikir o... Fikir o... Firefly-1 2003 info-icon
assuming you're... Yeah, sleepy. ...tabii ki uykun varsa. ...tabii ki uykun varsa. ...tabii ki uykun varsa. Firefly-1 2003 info-icon
But we've been wed. Aren't we to become one flesh? Ama evlendik. Tek bir beden olmamız gerekmiyor mu? Ama evlendik. Tek bir beden olmamız gerekmiyor mu? Ama evlendik. Tek bir beden olmamız gerekmiyor mu? Firefly-1 2003 info-icon
Well, no. Uh, we're still two fleshes here... Hayır. Hâlâ iki ayrı bedeniz... Hayır. Hâlâ iki ayrı bedeniz... Hayır. Hâlâ iki ayrı bedeniz... Firefly-1 2003 info-icon
and I think that your flesh oughta sleep somewhere else. ...ve senin bedenin başka bir yerde uyuması gerektiğini düşünüyorum. ...ve senin bedenin başka bir yerde uyuması gerektiğini düşünüyorum. ...ve senin bedenin başka bir yerde uyuması gerektiğini düşünüyorum. Firefly-1 2003 info-icon
I'm sorry. When we talked, I'd hoped... Özür dilerim. Konuşunca, ummuştum ki Özür dilerim. Konuşunca, ummuştum ki Özür dilerim. Konuşunca, ummuştum ki Firefly-1 2003 info-icon
Hey! Flesh... Hey! Ten... Hey! Ten... Hey! Ten... Firefly-1 2003 info-icon
Saffron... It... it ain't a question of pleasing me. Saffron... mesele benim hoşnut olmam değil. Nefes kesen kahramanlıklar yapma vakti geldi. Saffron... mesele benim hoşnut olmam değil. Saffron... mesele benim hoşnut olmam değil. Firefly-1 2003 info-icon
It's more a question of what's... Mesele daha çok... Mesele daha çok... Mesele daha çok... Firefly-1 2003 info-icon
...of what's morally right. I do know my Bible, sir. ...ahlaki açıdan neyin doğru olduğu. İncil'i biliyorum, efendim. ...ahlaki açıdan neyin doğru olduğu. İncil'i biliyorum, efendim. ...ahlaki açıdan neyin doğru olduğu. İncil'i biliyorum, efendim. Firefly-1 2003 info-icon
"On the night of their betrothal..." "Yemin ettikleri gece... "Yemin ettikleri gece... "Yemin ettikleri gece... Firefly-1 2003 info-icon
"the wife shall open to the man as the furrow to the plow..." ...kadın, toprağın sabanla açılması misali, erkeğe açılmalı... ...kadın, toprağın sabanla açılması misali, erkeğe açılmalı... ...kadın, toprağın sabanla açılması misali, erkeğe açılmalı... Firefly-1 2003 info-icon
"and he shall work in her in and again..." ...ve erkek de tekrar, tekrar sürmeli... ...ve erkek de tekrar, tekrar sürmeli... ...ve erkek de tekrar, tekrar sürmeli... Firefly-1 2003 info-icon
"till she bring him to his full..." ...ta ki erkek tatmin olana... ...ta ki erkek tatmin olana... ...ta ki erkek tatmin olana... Firefly-1 2003 info-icon
"and rest him then upon the sweat of her breast." ...ve kadının terli göğsünde uykuya dalana kadar." ...ve kadının terli göğsünde uykuya dalana kadar." ...ve kadının terli göğsünde uykuya dalana kadar." Firefly-1 2003 info-icon
Good Bible. İyi biliyormuşsun. İyi biliyormuşsun. İyi biliyormuşsun. Firefly-1 2003 info-icon
I'm not skilled, sir, nor a pleasure to look upon. Ne yetenekli, ne de göze hoş görünen biriyim, efendim. Ne yetenekli, ne de göze hoş görünen biriyim, efendim. Ne yetenekli, ne de göze hoş görünen biriyim, efendim. Firefly-1 2003 info-icon
Saffron. Saffron. Saffron. Saffron. Firefly-1 2003 info-icon
You're pleasing. You're... Çok hoş görünüyorsun... Çok hoş görünüyorsun... Çok hoş görünüyorsun... Firefly-1 2003 info-icon
Hell, you're all kinds of pleasin' and, uh... Son derece göze hoş geliyorsun ve... Son derece göze hoş geliyorsun ve... Son derece göze hoş geliyorsun ve... Firefly-1 2003 info-icon
it's... it's been a while... A long damn while... ...ve uzun zaman oldu... hem de çok uzun... ...ve uzun zaman oldu... hem de çok uzun... ...ve uzun zaman oldu... hem de çok uzun... Firefly-1 2003 info-icon
since anybody but me took ahold of my plow ...sabanımı benden başka süren olmadı ve bir an bile ilgimi çekmediğini düşünme. ...sabanımı benden başka süren olmadı ve bir an bile ilgimi çekmediğini düşünme. ...sabanımı benden başka süren olmadı ve bir an bile ilgimi çekmediğini düşünme. Firefly-1 2003 info-icon
But you and me, we ain't married. Ama senle ben evli değiliz. Ama senle ben evli değiliz. Ama senle ben evli değiliz. Firefly-1 2003 info-icon
Just 'cause you got handed to me by some asshole who couldn't pay off his debts Borcunu ödeyemeyen aşağılık bir herif tarafından bana verilmen... Borcunu ödeyemeyen aşağılık bir herif tarafından bana verilmen... Borcunu ödeyemeyen aşağılık bir herif tarafından bana verilmen... Firefly-1 2003 info-icon
don't make you beholden to me. ...senin bana borçlu olduğun anlamına gelmez. ...senin bana borçlu olduğun anlamına gelmez. ...senin bana borçlu olduğun anlamına gelmez. Firefly-1 2003 info-icon
I keep trying to explain. Let me explain. Sürekli açıklamaya çalışıyorum. Müsaadenle ben açıklayayım. Sürekli açıklamaya çalışıyorum. Müsaadenle ben açıklayayım. Sürekli açıklamaya çalışıyorum. Müsaadenle ben açıklayayım. Firefly-1 2003 info-icon
I lived my life in the maiden house... Hayatımı bakireler evinde... Hayatımı bakireler evinde... Hayatımı bakireler evinde... Firefly-1 2003 info-icon
waiting to be married off for trade. ...takas yoluyla evlendirilmek için bekleyerek geçirdim. ...takas yoluyla evlendirilmek için bekleyerek geçirdim. ...takas yoluyla evlendirilmek için bekleyerek geçirdim. Firefly-1 2003 info-icon
I seen my sisteren paired off with ugly men... Kız kardeşlerimin çirkin adamlarla... Kız kardeşlerimin çirkin adamlarla... Kız kardeşlerimin çirkin adamlarla... Firefly-1 2003 info-icon
vicious or blubberous... ...ahlaksız, şişman... ...ahlaksız, şişman... ...ahlaksız, şişman... Firefly-1 2003 info-icon
men with appetites too unseemly to speak on. ...ağza alınmayacak ihtirasları olan erkeklerle evlendirildiklerini gördüm. ...ağza alınmayacak ihtirasları olan erkeklerle evlendirildiklerini gördüm. ...ağza alınmayacak ihtirasları olan erkeklerle evlendirildiklerini gördüm. Firefly-1 2003 info-icon
And I've cried for those girls. Ve o kızlar için gözyaşı döktüm. Ve o kızlar için gözyaşı döktüm. Ve o kızlar için gözyaşı döktüm. Firefly-1 2003 info-icon
But not half so hard as I cried the night they gave me to you. Ama beni sana verdikleri geceki kadar çok hiç ağlamamıştım. Ama beni sana verdikleri geceki kadar çok hiç ağlamamıştım. Ama beni sana verdikleri geceki kadar çok hiç ağlamamıştım. Firefly-1 2003 info-icon
Is there blubber? Şişman olan bir yer mi var? Şişman olan bir yer mi var? Şişman olan bir yer mi var? Firefly-1 2003 info-icon
I cried for I'd not dreamed... Bu denli iyi, kibar... Bu denli iyi, kibar... Bu denli iyi, kibar... Firefly-1 2003 info-icon
to have a man so sweet... ...ve yakışıklı bir erkeğin... ...ve yakışıklı bir erkeğin... ...ve yakışıklı bir erkeğin... Firefly-1 2003 info-icon
so kind and beautiful. ...hayalini kurmadığım için ağladım. ...hayalini kurmadığım için ağladım. ...hayalini kurmadığım için ağladım. Firefly-1 2003 info-icon
Had I the dare to choose, I'd choose you from all the men Seçecek cesaretim olsaydı, göklerdeki bütün gezegenlerdeki... Seçecek cesaretim olsaydı, göklerdeki bütün gezegenlerdeki... Seçecek cesaretim olsaydı, göklerdeki bütün gezegenlerdeki... Firefly-1 2003 info-icon
on all the planets the night sky could show me. ...bütün erkekler arasından seni seçerdim. ...bütün erkekler arasından seni seçerdim. ...bütün erkekler arasından seni seçerdim. Firefly-1 2003 info-icon
If I'm wed... Eğer evliysem... Eğer evliysem... Eğer evliysem... Firefly-1 2003 info-icon
I am a woman... ...kadın oldum demektir... ...kadın oldum demektir... ...kadın oldum demektir... Firefly-1 2003 info-icon
and I'll take your leave to be bold. ...ve müsaadenle cüretkâr davranacağım. ...ve müsaadenle cüretkâr davranacağım. ...ve müsaadenle cüretkâr davranacağım. Firefly-1 2003 info-icon
I swell to think of you in me. İçimde olacağın düşüncesi beni tahrik ediyor. İçimde olacağın düşüncesi beni tahrik ediyor. İçimde olacağın düşüncesi beni tahrik ediyor. Firefly-1 2003 info-icon
And I see that you do, too. Seni de ettiğini görüyorum. Seni de ettiğini görüyorum. Seni de ettiğini görüyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, th... that's just, uh... O sadece O sadece O sadece Firefly-1 2003 info-icon
Leave me at the nearest port. Never look upon me again. En yakındaki limanda beni bırak. Bir daha ardına bakma. En yakındaki limanda beni bırak. Bir daha ardına bakma. En yakındaki limanda beni bırak. Bir daha ardına bakma. Firefly-1 2003 info-icon
I'll make my way with the strength that you've taught me. Bana öğrettiğin güçle hayatımı sürdürürüm. Bana öğrettiğin güçle hayatımı sürdürürüm. Bana öğrettiğin güçle hayatımı sürdürürüm. Firefly-1 2003 info-icon
Only let me have my wedding night. Nikâh gecemi yaşamama izin ver. Nikâh gecemi yaşamama izin ver. Nikâh gecemi yaşamama izin ver. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, I'm gonna go to the special hell. O özel cehenneme gideceğim. O özel cehenneme gideceğim. O özel cehenneme gideceğim. Firefly-1 2003 info-icon
I've... Ben Ben Ben Firefly-1 2003 info-icon
I really wish it was that simple, girl, but... Keşke bu kadar basit olsa ama... Keşke bu kadar basit olsa ama... Keşke bu kadar basit olsa ama... Firefly-1 2003 info-icon
Son of a... Vay anasına Vay anasına Vay anasına Firefly-1 2003 info-icon
Night, sweetie. İyi uykular hayatım. İyi uykular hayatım. İyi uykular hayatım. Firefly-1 2003 info-icon
Well, if it isn't the master chef. Usta aşçıbaşı gelmiş. Usta aşçıbaşı gelmiş. Usta aşçıbaşı gelmiş. Firefly-1 2003 info-icon
Not sleepy? Uykun mu kaçtı? Uykun mu kaçtı? Uykun mu kaçtı? Firefly-1 2003 info-icon
Am I allowed to be up here? Well, sure. Why not? Buraya gelmeme izin yok mu? Elbette var. Neden olmasın? Buraya gelmeme izin yok mu? Elbette var. Neden olmasın? Buraya gelmeme izin yok mu? Elbette var. Neden olmasın? Firefly-1 2003 info-icon
It's not like anyone else is taking up space. Kimsenin kalabalık ettiği yok. Kimsenin kalabalık ettiği yok. Kimsenin kalabalık ettiği yok. Firefly-1 2003 info-icon
I've never been off world before. Daha önce hiç gezegen dışına çıkmamıştım. Daha önce hiç gezegen dışına çıkmamıştım. Daha önce hiç gezegen dışına çıkmamıştım. Firefly-1 2003 info-icon
It's beautiful, isn't it? It's like a dream. Çok güzel değil mi? Rüya gibi. Çok güzel değil mi? Rüya gibi. Çok güzel değil mi? Rüya gibi. Firefly-1 2003 info-icon
Planet I'm from, couldn't see one of 'em, pollution so thick. Yaşadığım gezegende hava öyle kirliydi ki bir tanesini bile göremezdin. Yaşadığım gezegende hava öyle kirliydi ki bir tanesini bile göremezdin. Yaşadığım gezegende hava öyle kirliydi ki bir tanesini bile göremezdin. Firefly-1 2003 info-icon
Sometimes I think I entered flight school Bazen millet neden bahsediyor diye... Bazen millet neden bahsediyor diye... Bazen millet neden bahsediyor diye... Firefly-1 2003 info-icon
just to see what the hell everyone was talking about. ...uçuş okuluna girdiğimi düşünüyorum. ...uçuş okuluna girdiğimi düşünüyorum. ...uçuş okuluna girdiğimi düşünüyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Now we're alone, just us and the stars. Artık yalnızız, sadece biz ve yıldızlar. Artık yalnızız, sadece biz ve yıldızlar. Artık yalnızız, sadece biz ve yıldızlar. Firefly-1 2003 info-icon
No ship, no bellowing engines no crew to bicker at each other. Ne başka gemi, ne makine gürültüsü ne de birbiriyle didişen mürettebat var. Ne başka gemi, ne makine gürültüsü ne de birbiriyle didişen mürettebat var. Ne başka gemi, ne makine gürültüsü ne de birbiriyle didişen mürettebat var. Firefly-1 2003 info-icon
Look. Bak. Bak. Bak. Firefly-1 2003 info-icon
Come look. Gel bak. Gel bak. Gel bak. Firefly-1 2003 info-icon
Do you know the myth of Earth that was? Eski Dünya'nın efsanesini biliyor musun? Eski Dünya'nın efsanesini biliyor musun? Eski Dünya'nın efsanesini biliyor musun? Firefly-1 2003 info-icon
Not so much. Pek bilmiyorum. Pek bilmiyorum. Pek bilmiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
That when she was born, she had no sky... Doğduğunda gökyüzü yoktu... Doğduğunda gökyüzü yoktu... Doğduğunda gökyüzü yoktu... Firefly-1 2003 info-icon
and was open, inviting. ...uçsuz bucaksız ve cazipmiş. ...uçsuz bucaksız ve cazipmiş. ...uçsuz bucaksız ve cazipmiş. Firefly-1 2003 info-icon
And the stars would rush into her... Yıldızlar ona doğru akın etmiş... Yıldızlar ona doğru akın etmiş... Yıldızlar ona doğru akın etmiş... Firefly-1 2003 info-icon
through the skin of her... Yeah. ...derisinden içeri sızmışlar. Evet. ...derisinden içeri sızmışlar. Evet. ...derisinden içeri sızmışlar. Evet. Firefly-1 2003 info-icon
making the oceans boil with sensation. ...okyanusları heyecanla kabartmışlar. ...okyanusları heyecanla kabartmışlar. ...okyanusları heyecanla kabartmışlar. Firefly-1 2003 info-icon
And when she could endure no more ecstasy... Bu coşkuya daha fazla dayanamayınca... Bu coşkuya daha fazla dayanamayınca... Bu coşkuya daha fazla dayanamayınca... Firefly-1 2003 info-icon
she puffed up her cheeks and blew out the sky. ...yanaklarını şişirmiş ve gökyüzünü dışarı üflemiş. ...yanaklarını şişirmiş ve gökyüzünü dışarı üflemiş. ...yanaklarını şişirmiş ve gökyüzünü dışarı üflemiş. Firefly-1 2003 info-icon
Good myth. Güzel bir efsane. Güzel bir efsane. Güzel bir efsane. Firefly-1 2003 info-icon
My whole life, I saw nothing but Bütün hayatım boyunca çatılar, çan kuleleri... Bütün hayatım boyunca çatılar, çan kuleleri... Bütün hayatım boyunca çatılar, çan kuleleri... Firefly-1 2003 info-icon
roofs and steeples and the cellar door. ...ve kiler kapılarından başka bir şey görmedim. ...ve kiler kapılarından başka bir şey görmedim. ...ve kiler kapılarından başka bir şey görmedim. Firefly-1 2003 info-icon
In a few days, I'll be back to that life and gone from yours. Birkaç gün sonra sizinkinden ayrılıp, o hayata geri döneceğim. Birkaç gün sonra sizinkinden ayrılıp, o hayata geri döneceğim. Birkaç gün sonra sizinkinden ayrılıp, o hayata geri döneceğim. Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19451
  • 19452
  • 19453
  • 19454
  • 19455
  • 19456
  • 19457
  • 19458
  • 19459
  • 19460
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact