Search
English Turkish Sentence Translations Page 19458
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It was sloppy of her to try it, but I think she was in a rush. | Denemesi bile büyük dikkatsizlikti ama sanırım acelesi vardı. Denemesi bile büyük dikkatsizlikti ama sanırım acelesi vardı. Denemesi bile büyük dikkatsizlikti ama sanırım acelesi vardı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But she had professional... So in my case, I mean, it was really... | Ama profesyonel... Yani benim durumumda aslında gerçekten de Ama profesyonel... Yani benim durumumda aslında gerçekten de Ama profesyonel... Yani benim durumumda aslında gerçekten de | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You would have kissed her, too. | Sen de onu öperdin. Sen de onu öperdin. Sen de onu öperdin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Wash didn't. But she was naked and all articulate. | Wash öpmedi. Ama çıplaktı ve cüretkârca konuşuyordu. Wash öpmedi. Ama çıplaktı ve cüretkârca konuşuyordu. Wash öpmedi. Ama çıplaktı ve cüretkârca konuşuyordu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Okay! Everybody not talking about sex, in here. | Tamam! Seksten bahsetmeyenler burada kalsın. Tamam! Seksten bahsetmeyenler burada kalsın. Tamam! Seksten bahsetmeyenler burada kalsın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Everybody else, elsewhere. | Diğerleri başka yere gidin. Diğerleri başka yere gidin. Diğerleri başka yere gidin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're coming! | Geliyorlar! Geliyorlar! Geliyorlar! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
How far out? Ten minutes or so. Right on target. | Ne kadar uzaktalar? 10 dakika filan. Tam vaktinde. Ne kadar uzaktalar? 10 dakika filan. Tam vaktinde. Ne kadar uzaktalar? 10 dakika filan. Tam vaktinde. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Speed: A 1. | Hız; A 1. Hız; A 1. Hız; A 1. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That girl's a wonder. She gets it done. I'll tell the boys. | Kız inanılmaz. Daima halleder. Çocuklara haber vereyim. Kız inanılmaz. Daima halleder. Çocuklara haber vereyim. Kız inanılmaz. Daima halleder. Çocuklara haber vereyim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yes! | Yaşasın! Yaşasın! Yaşasın! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You got it? | Hallettin mi? Hallettin mi? Hallettin mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We got life, we got screens. It's a qualified yes, a partial. | Elektrik geldi, ekranlar çalışıyor. "Yaşasın" sayılabilir, yarı yarıya. Elektrik geldi, ekranlar çalışıyor. "Yaşasın" sayılabilir, yarı yarıya. Elektrik geldi, ekranlar çalışıyor. "Yaşasın" sayılabilir, yarı yarıya. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What about nav control? No. | Ya seyir kontrolü? Hayır. Ya seyir kontrolü? Hayır. Ya seyir kontrolü? Hayır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So where are we headed? The coordinates she entered, | Nereye gidiyoruz? Girdiği koordinatlara göre... Nereye gidiyoruz? Girdiği koordinatlara göre... Nereye gidiyoruz? Girdiği koordinatlara göre... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
we're headed for something, and it's not too far. | ...bir şeye doğru gidiyoruz ve çok uzakta değil. ...bir şeye doğru gidiyoruz ve çok uzakta değil. ...bir şeye doğru gidiyoruz ve çok uzakta değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Did she signal anybody? Hold on a second... | Kimseye sinyal yollamış mı? Bir dakika... Kimseye sinyal yollamış mı? Bir dakika... Kimseye sinyal yollamış mı? Bir dakika... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She did. Same coordinates, no I.D. | Evet. Aynı koordinatlara ama kimliği belirsiz. Evet. Aynı koordinatlara ama kimliği belirsiz. Evet. Aynı koordinatlara ama kimliği belirsiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Who's out there? Let me see if her signal wave | Kim var ki orada? Yolladığı sinyal görüntüye... Kim var ki orada? Yolladığı sinyal görüntüye... Kim var ki orada? Yolladığı sinyal görüntüye... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
can translate to a visual. There might be... | ...çevrilebiliyor mu bir bakayım. Belki... ...çevrilebiliyor mu bir bakayım. Belki... ...çevrilebiliyor mu bir bakayım. Belki... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Electromagnetic interference. | Elektro manyetik parazit. Elektro manyetik parazit. Elektro manyetik parazit. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's bouncing the signal all over the place. Look at it. | Sinyal devamlı yer değiştiriyor. Baksana. Sinyal devamlı yer değiştiriyor. Baksana. Sinyal devamlı yer değiştiriyor. Baksana. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's like a circle. | Bir daireye benziyor. Bir daireye benziyor. Bir daireye benziyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's a net. | Bir ağ. Bir ağ. Bir ağ. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I don't get it. Where are we headed? | Anlamıyorum. Nereye doğru gidiyoruz? Anlamıyorum. Nereye doğru gidiyoruz? Anlamıyorum. Nereye doğru gidiyoruz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The end of the line. | Yolun sonuna. Yolun sonuna. Yolun sonuna. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's a carrion house. Scrap shop. | Artıkçı yuvası. Hurda atölyesi. Artıkçı yuvası. Hurda atölyesi. Artıkçı yuvası. Hurda atölyesi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Takes ships, pulls them apart or fixes them up. | Gemileri alır, ya parçalarla ya da tamir ederler. Gemileri alır, ya parçalarla ya da tamir ederler. Gemileri alır, ya parçalarla ya da tamir ederler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Doesn't sound that scary. That pattern you're looking at is a net. | Çok korkutucu gelmedi. Gördüğünüz yapı bir ağ. Çok korkutucu gelmedi. Gördüğünüz yapı bir ağ. Çok korkutucu gelmedi. Gördüğünüz yapı bir ağ. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We fall into that, we're more than helpless. It'll turn the ship | İçine düşersek, sadece aciz durumda kalmayacağız. Gemiyi... İçine düşersek, sadece aciz durumda kalmayacağız. Gemiyi... İçine düşersek, sadece aciz durumda kalmayacağız. Gemiyi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
into one big electrical conduit, burn us all from the inside out. | ...büyük elektrik hattı haline getirecek ve hepimiz kül olacağız. ...büyük elektrik hattı haline getirecek ve hepimiz kül olacağız. ...büyük elektrik hattı haline getirecek ve hepimiz kül olacağız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Some of the newer ones will just hold you | Bazı yeni modelleri içine hapseder... Bazı yeni modelleri içine hapseder... Bazı yeni modelleri içine hapseder... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and then the scrappers will override the air locks, | ...ve sonra kazıyıcılar hava kilitlerini geçersiz kılar... ...ve sonra kazıyıcılar hava kilitlerini geçersiz kılar... ...ve sonra kazıyıcılar hava kilitlerini geçersiz kılar... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
pull the O2 or just gas you. | ...ya oksijeni boşaltır ya da içeri gaz basarlar. ...ya oksijeni boşaltır ya da içeri gaz basarlar. ...ya oksijeni boşaltır ya da içeri gaz basarlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're not looking to deal with survivors. | Kazazedelerle uğraşmak niyetinde değiller. Kazazedelerle uğraşmak niyetinde değiller. Kazazedelerle uğraşmak niyetinde değiller. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
One day you're gonna tell us all how a preacher knows so much about crime. | Bir gün bir rahibin suç hakkında nasıl bu denli bilgisi oluyor bize söyleyeceksin. Bir gün bir rahibin suç hakkında nasıl bu denli bilgisi oluyor bize söyleyeceksin. Bir gün bir rahibin suç hakkında nasıl bu denli bilgisi oluyor bize söyleyeceksin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Kaylee? I'm trying, sir. | Kaylee? Çabalıyorum, efendim. Kaylee? Çabalıyorum, efendim. Kaylee? Çabalıyorum, efendim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Keep on it. We can't fall into that net. | Devam et. O ağın içine düşemeyiz. Devam et. O ağın içine düşemeyiz. Devam et. O ağın içine düşemeyiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're gonna need a Plan "B." | Plan B'ye ihtiyacımız olacak. Plan B'ye ihtiyacımız olacak. Plan B'ye ihtiyacımız olacak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Zoe, get our suits prepped now. I figure we got one shot at this. | Zoe, uzay elbiselerini hazırla. Tek bir şansımız olduğunu düşünüyorum. Zoe, uzay elbiselerini hazırla. Tek bir şansımız olduğunu düşünüyorum. Zoe, uzay elbiselerini hazırla. Tek bir şansımız olduğunu düşünüyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Give me a visual as soon as we're close. It won't be long. | Yaklaşınca hemen görüntüyü ekrana ver. Uzun sürmeyecek. Yaklaşınca hemen görüntüyü ekrana ver. Uzun sürmeyecek. Yaklaşınca hemen görüntüyü ekrana ver. Uzun sürmeyecek. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What do I do? | Ben ne yapayım? Ben ne yapayım? Ben ne yapayım? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You go get Vera. | Git Vera'yı getir. Git Vera'yı getir. Git Vera'yı getir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She needs oxygen around her to fire her, and we don't have a case. | Ateş edebilmesi için oksijene ihtiyacı var ve bizde yok. Ateş edebilmesi için oksijene ihtiyacı var ve bizde yok. Ateş edebilmesi için oksijene ihtiyacı var ve bizde yok. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're gonna use a suit. Here, we got it. | Elbiselerden birini kullanacağız. İşte, hazır. Elbiselerden birini kullanacağız. İşte, hazır. Elbiselerden birini kullanacağız. İşte, hazır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What am I aimin' for, the window? That might kill some folk, | Neye nişan alıyorum, pencereye mi? Birilerini öldürebilir ama... Neye nişan alıyorum, pencereye mi? Birilerini öldürebilir ama... Neye nişan alıyorum, pencereye mi? Birilerini öldürebilir ama... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
but it won't short the net. See these six points where it's brightest? | ...ağı devre dışı bırakmaz. Şu daha parlak görünen 6 noktayı gördün mü? ...ağı devre dışı bırakmaz. Şu daha parlak görünen 6 noktayı gördün mü? ...ağı devre dışı bırakmaz. Şu daha parlak görünen 6 noktayı gördün mü? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Those are the breakers. Hit one of those, should short it out. | Onlar şalter. Onlardan birini vurursan, işimizi görebilir. Onlar şalter. Onlardan birini vurursan, işimizi görebilir. Onlar şalter. Onlardan birini vurursan, işimizi görebilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What do you mean, "should"? | "Görebilir" de ne demek? "Görebilir" de ne demek? "Görebilir" de ne demek? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You see it? Clear as day. | Görüyor musun? Cam gibi hem de. Görüyor musun? Cam gibi hem de. Görüyor musun? Cam gibi hem de. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
See, Vera? Dress yourself up, you get taken out somewhere fun. | Görüyor musun, Vera? Giyin kuşan, eğlenceli bir yere gidiyorsun. Görüyor musun, Vera? Giyin kuşan, eğlenceli bir yere gidiyorsun. Görüyor musun, Vera? Giyin kuşan, eğlenceli bir yere gidiyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We got it. | Tamamdır. Tamamdır. Tamamdır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's not pretty but we can steer enough to turn the hell around. | Harika durumda değiliz ama dönüp kaçacak kadar dümen kontrolümüz var. Harika durumda değiliz ama dönüp kaçacak kadar dümen kontrolümüz var. Harika durumda değiliz ama dönüp kaçacak kadar dümen kontrolümüz var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Nice work, Kaylee. Not soon enough to help. | Aferin, Kaylee. Tamir edecek kadar hızlı olmadı. Aferin, Kaylee. Tamir edecek kadar hızlı olmadı. Aferin, Kaylee. Tamir edecek kadar hızlı olmadı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hey, it's a lot easier to pull things apart than it is to put 'em right. | Bir şeyi bozmak, tamir etmekten daha kolaydır. Bir şeyi bozmak, tamir etmekten daha kolaydır. Bir şeyi bozmak, tamir etmekten daha kolaydır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're still the best mechanic floatin'. | Göklerdeki en iyi teknisyen sensin hâlâ. Göklerdeki en iyi teknisyen sensin hâlâ. Göklerdeki en iyi teknisyen sensin hâlâ. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Captain, don't you know kissing girls makes you sleepy? | Kaptan, kızları öpmenin uyumana sebep olduğunu bilmiyor musun? Kaptan, kızları öpmenin uyumana sebep olduğunu bilmiyor musun? Kaptan, kızları öpmenin uyumana sebep olduğunu bilmiyor musun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sometimes I can't help myself. | Bazen kendime engel olamıyorum. Bazen kendime engel olamıyorum. Bazen kendime engel olamıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Now, let's go visiting. | Şimdi, ufak bir ziyaret yapalım. Şimdi, ufak bir ziyaret yapalım. Şimdi, ufak bir ziyaret yapalım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Honey, I'm home. | Tatlım, ben geldim. Tatlım, ben geldim. Tatlım, ben geldim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Looks like you get that wedding night after all. | Her şeye rağmen düğün geceni yaşayabileceksin. Her şeye rağmen düğün geceni yaşayabileceksin. Her şeye rağmen düğün geceni yaşayabileceksin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's the first time, darlin', I think you should be gentle with me. | İlk seferim, hayatım. Sanırım bana nazik davranmalısın. İlk seferim, hayatım. Sanırım bana nazik davranmalısın. İlk seferim, hayatım. Sanırım bana nazik davranmalısın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You gonna kill me? Can you conjure up a terribly | Beni öldürecek misin? Öldürmemem için son derece ikna edici... Beni öldürecek misin? Öldürmemem için son derece ikna edici... Beni öldürecek misin? Öldürmemem için son derece ikna edici... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
compelling reason for me not to? I didn't kill you. | ...bir sebep yumurtlayabilecek misin? Seni öldürmedim. ...bir sebep yumurtlayabilecek misin? Seni öldürmedim. ...bir sebep yumurtlayabilecek misin? Seni öldürmedim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You handed me and my crew over to those that would kill us. That buys you nothing. | Beni ve mürettebatımı bizi öldüreceklere teslim ettin. Bu sana hiçbir şey sağlamaz. Beni ve mürettebatımı bizi öldüreceklere teslim ettin. Bu sana hiçbir şey sağlamaz. Beni ve mürettebatımı bizi öldüreceklere teslim ettin. Bu sana hiçbir şey sağlamaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I made you dinner. | Sana yemek yaptım. Sana yemek yaptım. Sana yemek yaptım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Why the act? All the seduction games, the dancing about folk. | Onca numara niyeydi? Ayartma oyunları, danslar. Onca numara niyeydi? Ayartma oyunları, danslar. Onca numara niyeydi? Ayartma oyunları, danslar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There has to be an easier way to steal. You're assuming the payoff is the point. | Çalmanın daha kolay bir yolu olmalı. Önemli olanın para olduğunu varsayıyorsun. Çalmanın daha kolay bir yolu olmalı. Önemli olanın para olduğunu varsayıyorsun. Çalmanın daha kolay bir yolu olmalı. Önemli olanın para olduğunu varsayıyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm not assuming anything at this juncture. How'd you find me? | Bu noktada hiçbir şey varsaymıyorum. Beni nasıl buldun? Bu noktada hiçbir şey varsaymıyorum. Beni nasıl buldun? Bu noktada hiçbir şey varsaymıyorum. Beni nasıl buldun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Only a few places that shuttle would make it to from where you left. | Mekik, ayrıldığın yerden ancak birkaç yere ulaşabilir. Mekik, ayrıldığın yerden ancak birkaç yere ulaşabilir. Mekik, ayrıldığın yerden ancak birkaç yere ulaşabilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Happy to find it intact. | Seni sağ salim bulduğuma sevindim. Seni sağ salim bulduğuma sevindim. Seni sağ salim bulduğuma sevindim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're quite a man, Malcolm Reynolds. | Esaslı adamsın, Malcolm Reynolds. Esaslı adamsın, Malcolm Reynolds. Esaslı adamsın, Malcolm Reynolds. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I've been waiting a long time for someone good enough to take me down. | Uzun zamandır beni alt edecek kadar becerikli birini bekliyordum. Uzun zamandır beni alt edecek kadar becerikli birini bekliyordum. Uzun zamandır beni alt edecek kadar becerikli birini bekliyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Saffron... | Saffron... Saffron... Saffron... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
you even think about playing me again I will riddle you with holes. | ...beni tekrar kandırmayı aklından bile geçirirsen, seni delik deşik ederim. ...beni tekrar kandırmayı aklından bile geçirirsen, seni delik deşik ederim. ...beni tekrar kandırmayı aklından bile geçirirsen, seni delik deşik ederim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Everybody plays each other. | Herkes birbirini kandırır. Herkes birbirini kandırır. Herkes birbirini kandırır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's all anybody ever does. We play parts. | Herkesin tek yaptığı budur. Rolümüzü oynarız. Herkesin tek yaptığı budur. Rolümüzü oynarız. Herkesin tek yaptığı budur. Rolümüzü oynarız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You got all kinds of learnin', and you made me look | Çok bilgilisin ve çaba bile göstermeden... Çok bilgilisin ve çaba bile göstermeden... Çok bilgilisin ve çaba bile göstermeden... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
the fool without tryin' and yet here I am with a gun to your head. | ...beni aptal durumuna soktun ama yine de elimde silahımla karşındayım. ...beni aptal durumuna soktun ama yine de elimde silahımla karşındayım. ...beni aptal durumuna soktun ama yine de elimde silahımla karşındayım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's 'cause I got people with me people who trust each other... | Çünkü yanımda birbirine güvenen, destek olan... Çünkü yanımda birbirine güvenen, destek olan... Çünkü yanımda birbirine güvenen, destek olan... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
who do for each other and ain't always lookin' for the advantage. | ...ve daima kendine fayda sağlamaya çalışmayan dostlarım var. ...ve daima kendine fayda sağlamaya çalışmayan dostlarım var. ...ve daima kendine fayda sağlamaya çalışmayan dostlarım var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Promise me you're gonna kill me soon. | Çok yakında beni öldüreceğine söz ver. Çok yakında beni öldüreceğine söz ver. Çok yakında beni öldüreceğine söz ver. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, you already know I ain't gonna. | Öldürmeyeceğimi zaten biliyorsun. Öldürmeyeceğimi zaten biliyorsun. Öldürmeyeceğimi zaten biliyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You know, you did pretty well. | Aslında bayağı iyiydin. Aslında bayağı iyiydin. Aslında bayağı iyiydin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Most men, they're on me inside of ten minutes... | Çoğu erkek 10 dakikada üstüme atlardı... Çoğu erkek 10 dakikada üstüme atlardı... Çoğu erkek 10 dakikada üstüme atlardı... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
not tryin' to teach me to be strong and the like. | ...güçlü olmamı filan öğretmeye çalışmazdı. ...güçlü olmamı filan öğretmeye çalışmazdı. ...güçlü olmamı filan öğretmeye çalışmazdı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I got one question for ya... | Sana tek bir soru soracağım... Sana tek bir soru soracağım... Sana tek bir soru soracağım... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just one thing I'd like to know straight up. | ...dürüst cevap vermeni istediğim tek şey. ...dürüst cevap vermeni istediğim tek şey. ...dürüst cevap vermeni istediğim tek şey. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Ask me. | Sor bakalım. Sor bakalım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What's your real name? | Gerçek adın nedir? Gerçek adın nedir? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You'd only have lied anyhow. | Zaten yalan söyleyecektin. Zaten yalan söyleyecektin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Back on course. | Rotamızdayız. Rotamızdayız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Be on Beaumond a day or two late. Hope it's all right. | Bir, en geç iki güne Beaumond'da oluruz. Umarım problem olmamıştır. Bir, en geç iki güne Beaumond'da oluruz. Umarım problem olmamıştır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It should be fine, thank you. | Olacağını sanmam, teşekkür ederim. Olacağını sanmam, teşekkür ederim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And does the vixen live? Yeah, if you can call it that. | Dişi tilki hayatta mı? Evet, eğer öyle diyebilirsen. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
All's well, I suppose. Yes. | Her şey yolunda sanırım. Evet. Her şey yolunda sanırım. Evet. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're a very graceful woman, Inara. | Çok ağırbaşlı bir kadınsın, Inara. Çok ağırbaşlı bir kadınsın, Inara. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So here's where I'm fuzzy. | Ama bir noktada kafam hâlâ karışık. Ne kadar minnettar olsan da... geriye baktığımda... Ama bir noktada kafam hâlâ karışık. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You got by that girl, came and found me... | Kızı atlattın ve gelip beni buldun... Kızı atlattın ve gelip beni buldun... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and somehow you happened to just trip and fall. | ...ve nasıl olduysa takıldın ve düştün. ...ve nasıl olduysa takıldın ve düştün. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |