Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19436
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
From the size, probably a raiding party. | Büyüklüğüne bakılırsa, muhtemelen akıncı güç. Büyüklüğüne bakılırsa, muhtemelen akıncı güç. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Could be they're headed somewhere particular. | Belirli bir yere gidiyor olabilirler. Belirli bir yere gidiyor olabilirler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Could be they already hit someone and they're full up. So everyone stay calm. | Ya da çoktan birine saldırmış ve doymuş olabilirler. Herkes sakin olsun. Ya da çoktan birine saldırmış ve doymuş olabilirler. Herkes sakin olsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We try to run, they'll have to chase us. it's their way. | Kaçmaya çalışırsak, peşimize düşerler. Tarzları böyledir. Kaçmaya çalışırsak, peşimize düşerler. Tarzları böyledir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're holding course. We should be passing them in a minute. | Rotamızı koruyoruz. Bir dakika içinde yanlarından geçmiş olacağız. Rotamızı koruyoruz. Bir dakika içinde yanlarından geçmiş olacağız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So we'll see what they do. | Bakalım ne yapacaklar. Bakalım ne yapacaklar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Zoe, you come on up to the bridge. | Zoe, köprüye gel. Zoe, köprüye gel. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Uh, I don't understand. | Anlamadım. Anlamadım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You never heard of reavers? | Yağmacıları hiç duymadın mı? Yağmacıları hiç duymadın mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Campfire stories, men gone savage on the | Kamp ateşi hikâyeleri. Uzayın derinlerinde... Kamp ateşi hikâyeleri. Uzayın derinlerinde... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
edge of space, killing They're not stories. | ...vahşileşen insanlar, cinayetler... Hikâye değiller. ...vahşileşen insanlar, cinayetler... Hikâye değiller. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What happens if they board us? | Gemiye binerlerse ne olur? Gemiye binerlerse ne olur? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If they take the ship, they'll rape us to death... | Gemiyi ele geçirirlerse, ölene kadar bize tecavüz ederler... Gemiyi ele geçirirlerse, ölene kadar bize tecavüz ederler... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
eat our flesh and sew our skins into their clothing. | ...etimizi yer, derilerimizi kıyafetlerine dikerler. ...etimizi yer, derilerimizi kıyafetlerine dikerler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And if we're very, very lucky, they'll do it in that order. | Eğer çok ama çok şanslıysak, bu sırayla yaparlar. Eğer çok ama çok şanslıysak, bu sırayla yaparlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There's their magnetic grappler. They get a hold | Manyetik kıskaç. Bizi bir yakalarlarsa Rota değiştirirlerse haber ver. Manyetik kıskaç. Bizi bir yakalarlarsa Rota değiştirirlerse haber ver. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're holding course. | Rota değiştirmediler. Rota değiştirmediler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I guess they weren't hungry. | Herhalde aç değiller. Herhalde aç değiller. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Didn't expect to see them here. | Onları burada görmeyi beklemiyordum. Her sene biraz daha yaklaşıyorlar. Onları burada görmeyi beklemiyordum. Her sene biraz daha yaklaşıyorlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Gettin' awful crowded in my sky. | Gökyüzüm kalabalıklaşıyor. Gökyüzüm kalabalıklaşıyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hey, Captain. | Selam, Kaptan. Selam, Kaptan. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hello, Kaylee. What's the news? | Merhaba, Kaylee. Durumun nasıl? Merhaba, Kaylee. Durumun nasıl? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm shiny, Captain. A OK. | Harikayım, Kaptan. Bomba gibiyim. Harikayım, Kaptan. Bomba gibiyim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I can't feel much below my belly though. | Belimden aşağıyı pek hissetmiyorum ama. Belimden aşağıyı pek hissetmiyorum ama. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's gettin' cold. | Üşüyorum. Üşüyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, you just gotta rest. | Dinlenmen lazım. Dinlenmen lazım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Something's gonna break down on this boat real soon. Who else I got to fix it? | Çok yakında gemide bir şey bozulacak. Senden başka tamir edecek kimim var ki? Çok yakında gemide bir şey bozulacak. Senden başka tamir edecek kimim var ki? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, don't you worry none. | Hiç merak etme. Hiç merak etme. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Doc fixed me up pretty. | Doktor beni iyileştirdi. Doktor beni iyileştirdi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
He's nice. | İyi biri. İyi biri. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't go workin' too hard on that crush, mei mei. | Çok fazla kendini kaptırma, hayatım. Çok fazla kendini kaptırma, hayatım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Doc won't be with us for long. | Doktor uzun süre bizimle olmayacak. Doktor uzun süre bizimle olmayacak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're nice too. | Sen de iyisin. Sen de iyisin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, I'm not. | Hayır, değilim. Hayır, değilim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm a mean old man. | Zalim, yaşlı bir adamım. Zalim, yaşlı bir adamım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
He wasn't gonna let me die. | Beni ölüme terk etmeyecekti. Beni ölüme terk etmeyecekti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
He was just trying to | Yapmaya çalıştığı Yapmaya çalıştığı | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's nobody's fault. | Kimsenin suçu değildi. Kimsenin suçu değildi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Okay. Just promise me you're gonna remember that. | Tamam mı? Bunu unutmayacağına söz ver. Tamam mı? Bunu unutmayacağına söz ver. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'll keep it in mind. | Aklımda tutarım. Aklımda tutarım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You are a nice man, Captain. | Sen iyi bir adamsın, Kaptan. Sen iyi bir adamsın, Kaptan. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're always looking after us. | Daima bize göz kulak oluyorsun. Daima bize göz kulak oluyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You just gotta have faith in people. | İnsanlara güvenmen gerekiyor. İnsanlara güvenmen gerekiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She's a real beauty, isn't she? | Çok güzel, değil mi? Çok güzel, değil mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's just a standard Companion immunization package. Thank you. | Standart Dam bağışıklık kiti. Teşekkür ederim. Standart Dam bağışıklık kiti. Teşekkür ederim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm not sure if it'll help in this It won't hurt. | Yardımı olur mu emin değilim Zararı olmaz. Yardımı olur mu emin değilim Zararı olmaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Supplies down there are pretty rudimentary. | Gezegende temel malzemeler var. Yapabileceğim başka bir şey var mı? Gezegende temel malzemeler var. Yapabileceğim başka bir şey var mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I don't think so, but I appreciate it. | Sanmıyorum, çok teşekkür ederim. Sanmıyorum, çok teşekkür ederim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Kaylee's very dear... to all of us. | Kaylee hepimiz için... çok değerlidir. Kaylee hepimiz için... çok değerlidir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I I'm sorry. | Çok üzgünüm. Çok üzgünüm. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
For my part in what happened. | Olandaki payımdan ötürü. Olandaki payımdan ötürü. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I I've never | Asla... Asla... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I mean, I don't know how to You're lost in the woods. | ...yani nasıl oldu bilmiyorum Yolunu şaşırmıştın. ...yani nasıl oldu bilmiyorum Yolunu şaşırmıştın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We all are. Even the captain. | Hepimizi şaşırmıştık. Kaptan da dâhil. Hepimizi şaşırmıştık. Kaptan da dâhil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The only difference is he likes it that way. | Aradaki tek fark, o öylesini tercih ediyor. Aradaki tek fark, o öylesini tercih ediyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, the only difference is the woods are the only place I can see a clear path. | Hayır, tek fark, şaşırmışken net bir yol görebiliyorum. Hayır, tek fark, şaşırmışken net bir yol görebiliyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What's your business here? It's my business. | Burada ne işin var? Benim işim. Burada ne işin var? Benim işim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The usual. I gave the boy a free thrust since he's not long for this world. | Her zamankinden. Uzun süre hayatta kalamayacağı için oğlana bedavadan verdim. Her zamankinden. Uzun süre hayatta kalamayacağı için oğlana bedavadan verdim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What are you doing in my shuttle? It's my shuttle. You rent it. | Mekiğimde ne işin var? Mekik benim. Sen sadece kiraladın. Mekiğimde ne işin var? Mekik benim. Sen sadece kiraladın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Then when I'm behind on the rent, you can enter unasked. | Eğer kiramı ödemekte gecikirsem, davetsiz içeri girebilirsin. Eğer kiramı ödemekte gecikirsem, davetsiz içeri girebilirsin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I thought you were leaving anyhow. | Zaten gidiyorsun sanıyordum. Zaten gidiyorsun sanıyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, I guess that depends on you. | Orası sana bağlı. Orası sana bağlı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You'll ruin her too, you know. | Onun da hayatını mahvedeceksin. Onun da hayatını mahvedeceksin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This is the thing I see you're uncomprehending on. | Gördüğüm kadarıyla anlamadığın da bu. Gördüğüm kadarıyla anlamadığın da bu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Everyone on this ship even a legitimate businesswoman like her | Gemideki herkesin, hatta onun gibi kanunlara uyan bir işkadınının bile... Gemideki herkesin, hatta onun gibi kanunlara uyan bir işkadınının bile... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
their lives can be snatched away because of that fed. | ...herkesin hayatı o federal yüzünden yok olabilir. ...herkesin hayatı o federal yüzünden yok olabilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You got a solution for that? You got a way around? | Bir çözünüm var mı? Atlatmanın bir çaresi? Bir çözünüm var mı? Atlatmanın bir çaresi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I don't. Comes time, someone's gonna have to deal with him. | Yok. Vakti geldiğinde birinin adamla ilgilenmesi gerekiyor. Yok. Vakti geldiğinde birinin adamla ilgilenmesi gerekiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That should be you. But I don't think you got the guts. | O biri sen olmalısın. Ama sende o cesaret olduğunu sanmıyorum. O biri sen olmalısın. Ama sende o cesaret olduğunu sanmıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And I know you don't have the time. | Ve vaktinin de olmadığını biliyorum. Ve vaktinin de olmadığını biliyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Kaylee's dead. | Kaylee öldü. Kaylee öldü. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The man's psychotic. | Adam psikopat. Adam psikopat. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You are psychotic. | Psikopatsın. Psikopatsın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, you should've seen his face. | Yüzünü bir görmeliydiniz. Yüzünü bir görmeliydiniz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, I'm a bad man. | Çok kötü biriyim. Çok kötü biriyim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And Kaylee's really okay? Yeah. | Kaylee gerçekten iyi mi? Evet. Kaylee gerçekten iyi mi? Evet. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
To tell the truth, I didn't expect her to heal this quick. | Böyle hızlı iyileşmesini beklemiyordum. Doktor işini biliyor. Hakkını yemeyeyim. Böyle hızlı iyileşmesini beklemiyordum. Doktor işini biliyor. Hakkını yemeyeyim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Being hailed. That'd be Patience. | Aranıyoruz. Patience olmalı. Aranıyoruz. Patience olmalı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're close enough for vid. Put her up. | Görüntü alacak kadar yakınız. Ekrana ver. Görüntü alacak kadar yakınız. Ekrana ver. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Malcolm Reynolds? Hello, Patience. | Malcolm Reynolds? Merhaba, Patience. Malcolm Reynolds? Merhaba, Patience. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I have to say, I didn't look to be hearin' from you anytime soon. | Söylemek zorundayım, bu kadar çabuk senden haber almayı beklemiyordum. Söylemek zorundayım, bu kadar çabuk senden haber almayı beklemiyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, we may not have parted on the best of terms. | Son görüşmemiz iyi geçmemişti. Son görüşmemiz iyi geçmemişti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I realize certain words were exchanged. | Bazı kelimelerin sarf edildiğinin farkındayım. Bazı kelimelerin sarf edildiğinin farkındayım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Also, certain bullets. | Ayrıca kurşunların da. Ayrıca kurşunların da. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But that's air through the engine. it's past. | Ama köprünün altından çok su aktı. Geçmişte kaldı. Ama köprünün altından çok su aktı. Geçmişte kaldı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're business people. | Ticaret yapan insanlarız. Ticaret yapan insanlarız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Besides, your days of fighting over salvage rights are long | Duyduğuma göre, enkaz hakkı için mücadele ettiğin günler... Duyduğuma göre, enkaz hakkı için mücadele ettiğin günler... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
behind you, what I hear. What are you, mayor now? Just about. | ...geride kalmış zaten. Artık belediye başkanısın değil misin? Neredeyse. ...geride kalmış zaten. Artık belediye başkanısın değil misin? Neredeyse. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You tellin' the truth about that cargo? | Kargo hakkında gerçeği mi söylüyorsun? Kargo hakkında gerçeği mi söylüyorsun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
'Cause your asking price is a bit too reasonable for that much treasure. | Çünkü böyle bir hazine için istediğin bedel fazla makul. Çünkü böyle bir hazine için istediğin bedel fazla makul. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's imprinted Alliance. Hence the discount. | İttifak damgası var, İndirim bu yüzden. İttifak damgası var, İndirim bu yüzden. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, government goods, huh? That doesn't work for you, no harm. | Devlet malı, ha? İstemiyorsan, sorun değil. Devlet malı, ha? İstemiyorsan, sorun değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just thought you could use Alliance don't scare me. | Düşündüm ki, belki sen İttifak beni korkutamaz. Düşündüm ki, belki sen İttifak beni korkutamaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just collatin' data, as they say. | Sadece bilgi topluyorum, o kadar. Sadece bilgi topluyorum, o kadar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I like that you're up front about it. | Önden söylemen hoşuma gitti. Önden söylemen hoşuma gitti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We can deal. | Anlaşabiliriz. Anlaşabiliriz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'll upload coordinates for a rendezvous | Şehir dışında buluşacağımız noktanın koordinatlarını yollarım. Görüşürüz. Şehir dışında buluşacağımız noktanın koordinatlarını yollarım. Görüşürüz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I believe that woman's plannin' to shoot me again. | Bence bu kadın beni tekrar vurmayı planlıyor. Bence bu kadın beni tekrar vurmayı planlıyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She meant to pay you, she'd have haggled you down some. | Para verecek olsaydı, biraz daha pazarlık ederdi. Para verecek olsaydı, biraz daha pazarlık ederdi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just a little effort to hide it would've been | Saklamak için biraz daha çaba göstermesi Saklamak için biraz daha çaba göstermesi | Firefly-1 | 2003 | ![]() |