Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183012
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You do it now. | Şimdi sen yap. | Yi San-3 | 2007 | |
| Your Highness, it's Song Yeon. I'll return too. | Ekselansları, ben Song Yeon. Ben de geri döneceğim. | Yi San-3 | 2007 | |
| I'll return and keep the promise that I made to you. | Dönüp verdiğim sözü tutacağım. | Yi San-3 | 2007 | |
| So don't forget us, alright? Don't forget Dae Su and Song Yeon! | Bizi unutmayın olur mu? Dae Su ve Song Yeon'u unutmayın! | Yi San-3 | 2007 | |
| Song Yeon, let's call His Highness in our loudest voice! | Song Yeon, Ekselanslarına haykırarak seslenelim! | Yi San-3 | 2007 | |
| He might be able to hear us then. Really? | Böylece bizi duyabilir. Gerçekten mi? | Yi San-3 | 2007 | |
| Of course! One, two, three...! | Tabii ki! Bir, iki, üç ...! | Yi San-3 | 2007 | |
| I must have dreamt about them again... | Rüyamda onları görmüş olmalıyım ... | Yi San-3 | 2007 | |
| Who could I be that I am in this chamber? | Bu odada olduğumu kim bilebilir? | Yi San-3 | 2007 | |
| I am the target of your sword, Yi San. | Kılıcının hedefi benim. Yi San. | Yi San-3 | 2007 | |
| Hello Faye! | Merhaba Faye. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Paris are good? | Paris nasıl? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I learn French for you! | Senin için Fransızca öğreniyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I want to live with Paris in you. | Seninle Paris'te yaşamak istiyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| But money I do not have. | Ama param yok. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Paris is world of love. | Paris, âşıklar şehri! | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Without you Taipei is very sad. | Taipei sensiz çok üzgün. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Very very sad. | Çok ama çok üzgün. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Work with my father and my mother. | Babamla ve annemle çalışıyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Day after day, my life is same. | Hayatım tekdüze. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I always think of you. | Hep seni düşünüyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Imagine us on the streets of Paris. | Bizi Paris sokaklarında hayal ediyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| You are my happiness. | Sen benim mutluluğumsun. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Anyway, I'm still practicing everyday. | Bir de, her gün pratik yapıyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Hope I have a chance to speak to you soon. | Umarım yakında seninle konuşabilirim. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| So... call me back when you can. | Müsait olduğunda beni ara. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Okay, that's all for now. | Tamam, şimdilik bu kadar. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| The moonlight shines... | Mehtap parıldıyor... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| On an open road... | Ağaçsız bir yolun üzerinde... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| A breeze is blowing... | Tatlı bir meltem esiyor... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I wait for him..., but he's not there. | Onu bekliyorum ama gelmiyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| But my heart doesn't know... | Kalbim onun gelip... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| If he is coming. | ...gelmeyeceğini bilmiyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| It sounds ridiculous. | Kulağa saçma geliyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I haven't felt like this in a long time. | ...uzun zamandır böyle hissetmemiştim. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| This woman has brought love back into my life. | Bu kadın hayatıma yeniden aşk getirdi. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| All this other stuff: Protection... | Diğer her şey: Haraç... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Prostitution... | Fuhuş... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Gambling... | Kumar... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Running numbers, loan sharking... | Dolandırıcılık, tefecilik... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| It's all meaningless to me now. | Artık bunların hiçbiri benim için bir anlam ifade etmiyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Brother Bao. | Bao Abi. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I think you might be having... | Bana kalırsa sen bir çeşit... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Some kind of mid life crisis. | ...ortaya yaş krizi geçiriyor olabilirsin. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| You ever been to Hainan Island? | Hainan Adasına hiç gittin mi? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| What are you going to do there? | Oraya gidip ne yapacaksın? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Enjoy life with her. | Onunla hayatın tadını çıkaracağım... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| And grow old together. | ...ve beraber yaşlanacağız. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Oh, my South China Sea Girl. | Benim güneyli denizkızım. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Don't be so brokenhearted! | O kadar kırgın durma! | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| But Brother Bao... | Ama Bao Abi... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Your real estate company is making good money. | Emlak şirketin iyi para getiriyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Yeah, it's doing well. | Evet. İyi gidiyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| And it's clean. | Üstelik temiz de bir iş. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| But this other score... | Ama bu durum başka. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| If we take care of that... | Bunun sorumluluğunu almamız gerekiyorsa... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Then I'm set! | ...ben alırım! | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Brother Bao... | Bao Abi... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| When you get to my age... | Benim yaşıma geldiğinde... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| You just want to be happy. | ...sadece mutlu olmayı düşünürsün. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Excuse me, sorry. | İzninizle. Affedersiniz. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| This isn't a library you know. | Biliyorsunuz ki, burası bir kütüphane değil. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I'm just flipping through this. | Şöyle bir göz atıyordum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| But you're here every night. | Ama her akşam buradasınız. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Why don't you just buy it? | Neden o kitabı satın almıyorsunuz? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I don't know. I guess I'm just bored. | Bilmiyorum. Sanırım kitaptan sıkıldım bile. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| You must be really bored. | Belli ki gerçekten sıkılmışsınız. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I'm not making fun of you. | Sizinle dalga geçmiyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| It's just that I see you in here a lot. | Sizi sürekli burada görüyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Oh. | Öyledir. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Anyway, see you tomorrow. | Neyse yarın görüşürüz. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Hello Faye. | Merhaba Faye. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I haven't spoken to you in a while. | Çoktandır seninle konuşmadık. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Can you give me a call back? | ...beni arayabilir misin? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| You're always in my heart. | Her zaman kalbimdesin. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Good night, my little butterfly. | İyi geceler, küçük kelebeğim. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| About those four units... | Şu dört daire vardı ya... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Right, four units, each 300 square meters. | Evet, her biri 300 metre kareden dört daire. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I had them appraised already. | Ederlerini çoktan hesapladım. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| I start showing them next week. | Gelecek hafta, gezdirmeye başlayacağım. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| It's all taken care of. | Hepsiyle ilgileniyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Uncle, I got a handle on the real estate stuff. | Amca, ben bu emlak işlerini rahatça hallediyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| But there are other things I'm capable of. | Ama yapabileceğim başka işler de var. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Kai, take this to Brother Bao. | Kai, bunu Bao Abi'ye götür. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Are you asleep? | Uyukluyor musun? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| If there's anything I can help with... | Yardımcı olabileceğim bir şey olursa... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Kai, you're around a lot these days. | Kai, seni bu günlerde buralarda sık görüyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Oh yeah, just helping out. | Evet, aileme yardım ediyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| It's temporary. | Geçici bir iş. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Actually, we could use a smart college boy. | Aslında üniversiteli zeki bir genç işimize yarayabilirdi. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| It's okay, I've got plans already. | Sorun değil. Ben planlarımı çoktan yaptım. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Well, if you need anything... | Peki, bir şeye ihtiyacın olursa... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Sure. Thanks, Brother Bao... | Tabii. Teşekkürler Bao Abi... | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Enjoying that? | Beğendin mi? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Come again. Sure. | Yine bekleriz. Elbette. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Ma'am, I'd like to buy a scratcher. | Bayan, bir kazı kazan almak istiyorum. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| Sure, what kind? | Tabii, hangisinden? | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| One "Dream Come True". One "Treasure Chest". | Bir tane "Rüyalar gerçek olur"dan. Bir tane de "Hazine Sandığı"ndan. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| The fortune god wishes you luck. | Servet Tanrısı sana şans diliyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 | |
| He hasn't been much help lately. | Son zamanlarda pek yardımcı olmuyor. | Yi ye Taibei-1 | 2010 |