Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 181493
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| but where you all come into this is, | Ama geldiniz nokta şu ki... | Winter's Bone-1 | 2010 |  |
| he put this house here, | ...baban bu evi... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| and your timber acres, up for his bond. | ...ve kereste arazinizi senedi için ipotekledi. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He what, now? | Ne yaptı dedin? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Jessup signed over everything. | Jessup tüm mallarınız üzerine imza attı. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Now, if he doesn't show at trial, see, | Eğer mahkemeye gelmezse... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| the way the deal works is, you all gonna lose this place. | ...prosedüre göre burayı kaybedeceksiniz. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You got some place to go? | Gidecek başka yerininiz var mı? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You make sure your daddy knows the gravity of this deal. | Babana bu imzanın önemini iyice vurgula. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Maybe they'll share some of that with us. | Belki bize de biraz verirler. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Maybe we should ask. | Sormaya ne dersin? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Never ask for what ought to be offered. | Sana sunulmayan bir şeyi asla isteme. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Evening, Ree. | İyi akşamlar, Ree. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Evening. Kids. Hey, Connie. | İyi akşamlar. Çocuklar. Selam, Connie. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Didn't want you to think we'd forgot you all. | Sizi unuttuğumuzu sanmayın sakın. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Brought you some meat, some potatoes, | Size biraz et, patates... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| and some stuff for a good stew, anyway. | ...ve yahni yapmanız için bazı malzemeler getirdim. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Thank you. We can use it. | Teşekkürler. Kullanabiliriz. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I seen your woodpile's low out front. | Odun istifinizin azaldığını gördüm. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| We got that splitter up there in the yard. | Bahçede kesme makinemiz var. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You should use it. | Bunu kullanmalısın. Kullanırım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| We seen the law was out here this afternoon. | Öğleden sonra şerifi gördük. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He's huntin' for Dad. | Babamı arıyor. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| All right, well I guess you didn't have nothing to tell him then, did you? | O zaman ona bir şey söyleyemedin, değil mi? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I wouldn't tell him nothing if I did. | Bilseydim söylerdim. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Honey, we know that. | Tatlım, bunu biliyoruz zaten. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I'm going to let you get to it, all right? | Makineyi hazır edeceğim, tamam mı? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Thank God it's you, Sweet Pea, | Çok şükür senmişsin, tatlım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| and not Floyd's mommy and daddy again. | Yine Floyd'un annesiyle babası sandım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Hush your mouth about them. | Onlar hakkında ileri geri konuşma. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Or I could just stay out here and talk to you. | İstersen burada dikilirken de konuşabilirim. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Yeah, you can come in. | Tamam, içeri gelebilirsin. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| It's been a while, Sweet Pea. | Uzun zaman oldu, tatlım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Things stack up, is all. | Başımız belada. Neler oluyor? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| The Sheriff came by looking for Dad. | Şerif babamı sormaya geldi. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| If he don't show up for his court date, | Mahkemeye gitmezse evi kaybedeceğiz. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I gotta get down to the Arkansas line. | Arkansas sınırına gitmeliyim. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| It's his truck. | Kamyonet onun. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Did you tell him I'd spring for gas? | Yakıtı benim alacağımı söylemedin mi? Söyledim ama yine de kabul etmedi. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He never says why not to me, Ree. | Bana nedenini söylemez, Ree. Hayır diyor işte! | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Man, that's so sad to hear you say | Bir şeyi yapmana izin vermediği zaman... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| It really must be because you ain't never used to eat no shit. | Gerçekten öyle olmalı. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Ned needs his nap. | Ned'in uyuması lazım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Somebody dead? | Birisi falan mı öldü? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Come on in. Shake off the chill. | İçeri gel. Donmak üzeresin. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Let's keep it quiet. | Sessiz olalım. Teardrop hâlâ yatıyor. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Victoria, I really gotta run Dad down to get him to show. | Victoria, babamın ortaya çıkması için onu ikna etmem lazım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You ought not do that. | Bunu yapmasan iyi edersin. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Don't go running after Jessup. | Jussup'ın peşini bırak. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Show or don't show, that choice is up to the one going to jail, | Ortaya çıksa da çıkmasa da, bu karar hapishaneye girecek olan kişiye bağlı. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You know where he's at, don't you? | Nerede olduğunu biliyorsun, değil mi? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| But you do. I ain't seen him. | Ama biliyorsun. Onu görmedim. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Could be running around with Little Arthur and them, you think? | Sence Küçük Arthur ve ekibinin yanında olabilir mi? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Don't you ever go down around Little Arthur's | Sakın Küçük Arthur'un yanına gidip... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| or wishing you was. | Tabii istediğin buysa. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| We're all related, ain't we? | İlişkilerimiz iyi değil miydi? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You know all those people, Teardrop. | Onların hepsini tanıyorsun, Teardrop. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Jesus. Dad's your only brother. | Tanrım! Babam senin tek kardeşin. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Ree, you still planning to join the Army? | Ree, hâlen orduya katılmayı planlıyor musun? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| No, I don't think I can anymore. | Hayır, sanıyorum bunu artık yapamam. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You tell that girl to stay close to home. | Söyle o kıza... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Don't move. | Bekle. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Give her this. | Bunu ona ver... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Teardrop says you best keep your ass real close to the willows, dear. | Teardrop kereste işleriyle ilgilenmenin... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He hopes this helps. | Bunun yeteceğini umuyor. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Here's a doobie for your walk. | Al bu esrarı, yolda içersin. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| What's your business here? | Ne işin var burada? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He's pals with Little Arthur, and I gotta find him. | Babam Küçük Arthur'un arkadaşı ve onu bulmam gerekiyor. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| My name's Megan. | Adım Megan. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| And I do know you, really. | Aslında kim olduğunu biliyorum. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I seen you at some of the reunions. | Seni bazı anma toplantılarında görüyordum. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I knew Jessup when I seen him, too. | Jussup'ı ben de tanıyorum. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Never did talk with him much. | Çok fazla sohbetimiz olmadı. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Knew him when I seen him around, I mean. | Oradan buradan tanıyorum yani. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He does stuff I hear about. | Yaptığı işleri duydum. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He cooks crank. They all do now. | Haşhaş yetiştirir. Artık herkes yetiştiriyor. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You don't even need to say it out loud. | Bunu sakın ortalık yerde söyleme. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| If Arthur's been running on crank for a day or two, | Eğer Arthur bir kaç günlüğüne ortadan kaybolmuşsa... | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| you should just leave, okay? | ...hemen gitmelisin, tamam mı? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I been in your dreams, ain't I, little Ruthie? | Rüyalarına girdim değil mi, küçük Ruthie? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| It's Ree, you asshole. | Adım Ree, geri zekâlı! | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I'm only out to find Dad. | Babamı bulmak için geldim. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Come on in, ladies. | İçeri buyrun, bayanlar. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| This don't gotta take long, man. | Fazla vaktini almayacağım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I'm looking for Dad and thought maybe you'd been seeing him. | Babamı arıyorum ve onu görmüş olabileceğini düşündüm. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Maybe you two been getting into stuff together again. | Belki ikiniz yine ortak iş yapıyorsunuzdur. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Not since the summer, | Yazdan beri yapmıyoruz. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| at ya'll's place. | Ayrı yerlerdeyiz. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You ain't seen him nowhere since then? | O zamandan beri hiç görmedin mi? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| He kept leaving the house, going some place. | Sürekli evden uzaklaşıp bir yerlere gidiyordu. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You don't know where? | Neresi olduğunu bilmiyor musun? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You got cat shit in your ear, girl? | Senin kulağın sağır mı be kızım?! | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I've got them two kids and my Mom to tend, man. | Bakmam gereken iki çocuk ve bir de annem, ahbap. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| I need him. | Onu bulmam lazım. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Your dad left you to do all that? | Baban sizi bu işleri yapmak için mi terk etti? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| That's fucked up. | Boktan bir durum. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| Well, he had to. | Bunu yapmak zorundaydı. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| The way things go, you know. | Bu işler böyle yürür, malum. | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You want a line? | Çekmek ister misin? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
| You wanna blow some smoke? | Esrar içmek ister misin? | Winter's Bone-1 | 2010 | |
