Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179948
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Oh, yeah. You're good to go. | Oh, evet. Gidebilirsiniz. | War-4 | 2007 | |
| He knows where I live He knows where my kids go to school | Nerede yaşadığımı biliyor Çocuklarımın hangi okula gittiğini biliyor | War-4 | 2007 | |
| Special agent Crawford | Özel ajan Crawford | War-4 | 2007 | |
| Who is this? A messenger | Kimsiniz? Bir haberci | War-4 | 2007 | |
| Messenger, huh? | Haberci, huh? | War-4 | 2007 | |
| Police captain in the restaurant. Was he a part your message? | Restorandaki polis yüzbaşısı. O da mesajının bir parçası mıydı? | War-4 | 2007 | |
| What he hell do you know about what I want, you fuck? | Ona ne yapmak istediğim hakkında ne bilebilirsin, seni aşağılık? | War-4 | 2007 | |
| l saw it in your eyes, John Yeah, what did you see? | Gözlerinde gördüm, John Evet, ne gördün? | War-4 | 2007 | |
| Warehouse 16 | Ambar 16 | War-4 | 2007 | |
| 1 hour | 1saat | War-4 | 2007 | |
| Commen Passport, security licence out of Tokio Run it | Sıradan pasaport, Tokyo dışında güvenlik ehliyeti Araştır | War-4 | 2007 | |
| Say you fucking remember blowing my partner's goddamn head off! | Ortağımın lanet kafasını uçurduğunu hatırladığını söyle! | War-4 | 2007 | |
| It's him And you fucking know it | Bu o Ve sen bunu biliyorsun!! | War-4 | 2007 | |
| So, what if it's? | Peki, oysa ne olacak? | War-4 | 2007 | |
| Where's your mother? Do you want to play? We can play tag | Annen nerede? Oynamak ister misin? Kovalamaca oynayabiliriz | War-4 | 2007 | |
| In Japan, you'd be dead | Japonya'da, ölmüş olurdun | War-4 | 2007 | |
| It never had anything to do with what we did or didn't have | Asla bizimle bir şeyler yapmana izin vermedi | War-4 | 2007 | |
| Look, I could give a shit about any laws you've broken. It's not why we're here. | Bak,Herhangi bir çiğnediğin yasa yüzünden kıçını pisliğe batırabilirim. Burada olma sebebimiz bu değil. | War-4 | 2007 | |
| We... Ah... We used to get comissioned by the US goverment | Biz... Ah... Birleşik Devletler hükümetince komisyona seçilmiştik | War-4 | 2007 | |
| I just did what I could to repair the muscle and (?) tissue. I reconstructed the facial bones. I never saw him again! | Doku ve kasları onaracak elimden gelen her şeyi yaptım. Yüz kemiklerini yeniden şekillendirdim. Ve bir daha asla görmedim! | War-4 | 2007 | |
| AOC Base, Agent Clark, we got some major action at the Chang mansion | AOC Şubesi, Ajan Clark, Chang malikanesinde hareketlilik var | War-4 | 2007 | |
| Did he send the photos? Yes, sir | Fotoğrafları yolladı mı? Evet, efendim | War-4 | 2007 | |
| Rogue turns around and fucking slices up the heavy hitters you sent with him | Rogue arkasını döndü ve senin onunla yolladığın adamlarını dilimledi | War-4 | 2007 | |
| and broke my most sacred code | ve kutsal kuralımı çiğnedin | War-4 | 2007 | |
| I never thought you ('d bring?) me back (?) price for it (I never thought to bring you back would be the price for it) | Asla ödetmek için geri geleceğini düşünemezdim | War-4 | 2007 | |
| For shooting Rogue, just rough you up a bit, that's all | Rogue'yu vurduğun için, sadece biraz hırpalayacaklardı, hepsi bu. | War-4 | 2007 | |
| Shiro withered(?) everything (Shiro'd butcher everything) | Shiro her şeyi katletti. | War-4 | 2007 | |
| Ah, it's nothin'. | Bir şey değil. | War-5 | 2007 | |
| Does Jenny know? | Jenny biliyor mu? | War-5 | 2007 | |
| I'm the man of my house, Tom. | Evin reisi benim, Tom. | War-5 | 2007 | |
| I don't have to hide things from my wife. | Karımdan hiçbir şey saklamak zorunda değilim. | War-5 | 2007 | |
| I appreciate it. | Sevinirim. | War-5 | 2007 | |
| The nicotine's not your problem. It's your oral fixation. | Vücudunun nikotine ihtiyacı yok. Seninki ağız alışkanlığı. | War-5 | 2007 | |
| You just need something else to suck on. | Ağzına sokmak için başka bir şeye ihtiyacın var. | War-5 | 2007 | |
| I read it in some magazine. | Dergilerde okudum. | War-5 | 2007 | |
| What kind of magazines you been reading? | Ne tür dergiler okuyorsun sen? | War-5 | 2007 | |
| Easy. | Kolay okunan. | War-5 | 2007 | |
| A man's gotta be able to have something of his own. | Erkek dediğin kendi işini kendi görmeli. | War-5 | 2007 | |
| How many shooters you count? | Ateş eden kaç kişi saydın? | War-5 | 2007 | |
| Five, six. | Beş, altı. Beş...Altı. Beş, altı. Beş, altı. Beş, altı. | War-5 | 2007 | |
| Somebody tipped them off. | Biri onlara haber uçurmuş. | War-5 | 2007 | |
| All I know is we just lost two whole fucking years of work. | Tek şey biliyorum; o da iki yıllık çalışmamızın boşa gittiği. | War-5 | 2007 | |
| Want to take a look? | Bakmak ister misin? ...ama Ana'dan uzak durman konusunda seni uyarıyorum. Bakmak ister misin? Bakmak ister misin? Bakmak ister misin? | War-5 | 2007 | |
| As long as it's just a look. On three. | Sadece bakacaksak. Üç deyince. | War-5 | 2007 | |
| Son of a bitch. | Hergele herif. | War-5 | 2007 | |
| Hey Tom. Backup's on its way. | Tom, yapma. Destek geliyor. | War-5 | 2007 | |
| FBI! Freeze! / Tom! | FBI! KımıIdama! Tom! FBI! Kımıldama! Tom! FBI! Kımıldama! Tom! FBI! Kımıldama! Tom! | War-5 | 2007 | |
| Don't jump off! | Kaçma! | War-5 | 2007 | |
| John! You all right? | John! İyi misin? | War-5 | 2007 | |
| I got him. | Evet. | War-5 | 2007 | |
| He took one in the face. He's dead. Relax. | Kafasından vurdum. ÖIdü. Sakin ol. Kafasından vurdum. Öldü. Sakin ol. Kafasından vurdum. Öldü. Sakin ol. Kafasından vurdum. Öldü. Sakin ol. | War-5 | 2007 | |
| Hey, the morgue's full of people who thought they got that son of a bitch. | Morglar o hergeleyi öldürdüğünü zannedenlerle dolu. | War-5 | 2007 | |
| What are you talking about, John? You sound like you know this guy. | Neyden bahsediyorsun sen, John? Adamı tanıyor gibi konuşuyorsun. | War-5 | 2007 | |
| Yeah, but there's talk the Yakuza | Evet. Yakuza'nın, Çin mafyasıyla başedebilmek için... | War-5 | 2007 | |
| hired a rogue independent contractor to deal with the Triads. | ...serbest bir tetikçi tuttuğuna dair bir söylenti var. | War-5 | 2007 | |
| He's supposed to be the best. | Onun, bu işi en iyi yapan kişi olması gerekiyordu. | War-5 | 2007 | |
| The same guy the CIA used in Jakarta that time. | Vaktiyle aynı adamı CIA Jakarta'da kullanmıştı. | War-5 | 2007 | |
| Yeah, yeah, yeah. | Evet, tabii. | War-5 | 2007 | |
| The same guy that turned on his handlers and then killed three agents. | Kendisini tutanlara saldırıp, üç ajanı öldüren de aynı adamdı. | War-5 | 2007 | |
| I heard it was five. | Ben beş diye duydum. | War-5 | 2007 | |
| That's a bullshit story, John. You know that, all right? | Saçma bir hikaye bu, John. Sen de biliyorsun. | War-5 | 2007 | |
| The Rogue's a phantom; he's a myth. | Tetikçi bir hayalet; uydurma biri. | War-5 | 2007 | |
| Somebody at the Agency's yanking your chain. | Teşkillattan birileri öyle düşünmeni istiyor. | War-5 | 2007 | |
| Titanium shells. The penetrating bullets. | Titanyum kovanlar. Zırh delici mermiler. | War-5 | 2007 | |
| It was his signature. | Bu onun imzasıydı. | War-5 | 2007 | |
| You really think Rogue was working for Yakuza? | Tetikçinin gerçekten Yakuza adına çalıştığını mı düşünüyorsun? | War-5 | 2007 | |
| That's the trouble with this business. | Bu işin kötü yanı da bu. | War-5 | 2007 | |
| You never know who's working forwho. | Kimin kim adına çalıştığını hiç belli olmaz. | War-5 | 2007 | |
| This is the San Francisco Police. | San Francisco Polis'i konuşuyor. | War-5 | 2007 | |
| Remain where you are with your hands in the air. | Ellerini kaldırıp olduğunuz yerde kalın. | War-5 | 2007 | |
| Yeah, he's right here, he's right here, John. | Evet. Burada, John. | War-5 | 2007 | |
| Hang... yeah, see you soon. Okay. Bye bye. | Bekle... görüşürüz. Tamam. Hoşçakal. | War-5 | 2007 | |
| You tell him that he cannot smoke in front of the kids. | Çocukların önünde sigara içemeyeceğini söyle ona. | War-5 | 2007 | |
| If he's going to smoke he can do it in the yard. | İçecekse bahçede içsin. | War-5 | 2007 | |
| I thought he was already coming. | Çıkmıştır sanıyordum. | War-5 | 2007 | |
| I thought he was, too. | Ben de. | War-5 | 2007 | |
| Yo, Tom. | Selam, Tom. | War-5 | 2007 | |
| Uh, Daniel, please. | Daniel, yapma Iütfen. Daniel, yapma lütfen. Daniel, yapma lütfen. Daniel, yapma lütfen. | War-5 | 2007 | |
| Danny, Danny. I'm on the phone. Daniel, come on. Come on. | Danny. Telefondayım. Daniel, buraya gel. | War-5 | 2007 | |
| You'd better be on the road. Game starts in thirty. | Yola çıksan iyi olur. Maç buçukta başlayacak. | War-5 | 2007 | |
| I'm running a little behind. | Biraz gecikeceğim. | War-5 | 2007 | |
| Figure if we don't hit traffic, we'll make it up there by half time. | Trafiğe yakalanmazsak ikinci yarıya yetişiriz. | War-5 | 2007 | |
| Ecch! Hey. Come on. Get your coat. | Haydi paltonu giy. | War-5 | 2007 | |
| So uh, how's the case going? | Dava nasıI gidiyor? Dava nasıl gidiyor? Dava nasıl gidiyor? Dava nasıl gidiyor? | War-5 | 2007 | |
| Look forget about the case. Enjoy your sick leave. | Boşver şimdi davayı. İzninin tadını çıkar sen. | War-5 | 2007 | |
| Any ideas who blew the op? | Operasyon haberini kimin uçurduğu belli oldu mu? | War-5 | 2007 | |
| No. Investigation's underway. So far... zip. | Hayır. Soruşturma sürüyor. Şu ana kadar ses yok. | War-5 | 2007 | |
| Somebody talked. | Biri konuştu. | War-5 | 2007 | |
| Somebody inside. Close to us. | İçeriden biri. Yakınımızdan biri. | War-5 | 2007 | |
| Any word on what happened to Rogue? | Tetikçiyle ilgili bir gelişme var mı? | War-5 | 2007 | |
| No, we never found a body. | Hayır, cesedini bulamadık. | War-5 | 2007 | |
| They dragged that bay forthree days and nothing. | Körfezi üç gün taradılar ama hiçbir şey çıkmadı. | War-5 | 2007 | |
| And he's fish food by now. | Şimdiye kadar balıklara yem olmuştur. | War-5 | 2007 | |
| Well, it's game day, right? | Neyse, bugün maç var değil mi? | War-5 | 2007 | |
| Yeah, I know it's game day. | Evet, maç günü olduğunu biliyorum. | War-5 | 2007 | |
| Just tell me you haven't forgot the steaks, okay? | Biftekleri unuttum deme sakın, olur mu? | War-5 | 2007 | |
| No, asshole, I didn't forget the steaks. | Hayır. Biftekleri unutmadım. | War-5 | 2007 | |
| Christ, when are you going to let that go? | Tanrım, ne zaman vazgeçeceksin bu huyundan? | War-5 | 2007 | |
| Diane asked me to check. | Diane sormamı istedi. | War-5 | 2007 | |
| You know she also asked me to... | Bir şey daha istedi... | War-5 | 2007 |