Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179850
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I've got to clear my mind. | Zihnimi temizlemem gerekiyordu. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| I'm sorry, this is a crime scene. Please. | Burası suç mahalli üzgünüm. Lütfen. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Boots. Overall. And face? | Çizmeli. Tulumlu. Ya yüzü? | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Because you're, like, really devious? | Çünkü çok üçkâğıtçı olabilir mi? | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Why won't this ever leave me alone? | Beni yalnız bırakır mısınız? | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| And he was...quite forceful. | O oldukça güçlüydü. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| I wanted him to pay for the rest of his life. | Hayatının sonuna kadar para vermesini ondan ben istedim. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Lovgrens? Nothing. | Lovgren'ler? Hiçbir şey. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| I'm worried. There's police everywhere. | Endişeleniyorum. Her yerde polis var. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| We were only supposed to frighten them. | Sadece onları korkutmamız gerekiyordu. Bütün yapmamız gereken buydu. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| What was that? | Bu ne? Bir ses duydum. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| What have I...? | Ben...? Sendin? Sızdıran sendin? | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| And Bergman? Picked him up earlier. | Ya Bergman? Biraz önce onu aldılar. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| And we've got Petters downstairs. Do you want to talk to him? | Ve aşağıda Petters var. Onunla konuşmak istiyor musun? | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Inspector Kurt Wallander has been suspended today | Geçen hafta meydana gelen ırkçı cinayetlerin sorumlusu olduğundan şüphelenilen... | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Anne Britt and Martinsson, I guess. I don't know. | Anne Britt ve Martinsson sanırım. Bilmiyorum. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Maria Lovgren. | Maria Lovgren.O gece ölmeden önce .. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| There was a beat. | Darbe aldım. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| People that... | O insanlar... | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| All of this. | ...onun hatası. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| You've just got to live with it. | ...bununla yaşamak zorundasın. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Your receipt. Thanks very much. | Makbuzunuz. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| We need to get back around all the foreign worker sites. | Bütün yabancı işçi kamplarını tekrar dolaşmalıyız. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| He kissed me goodbye when I went shopping. | Alışverişe giderken bana veda öpücüğü verdi Uzun zamandan beri bunu yapmamıştı. | Wallander Faceless Killers-2 | 2010 |  | 
| Tram wires | Tramvay telleri | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Across northern skies | Kuzeyde gökyüzünü delip geçerken | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Cut my blue heart in two | Mavi kalbimi ikiye böler | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| My knuckles bleed | Eklemlerim kanar | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Down the tattered street | Lime lime olmuş caddede | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| On a door that shouldn't be | bir kapı var | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| In front of me. | oysa var olmamalı tam önümde. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| The driver. Gunnar Lundberg. They've taken him to Malm�. | Sürücü, Gunnar Lundberg. Onları Malmö'den almış. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| How is he? Critical. Multiple stab wounds. | Durumu nasıl? Kritik. Birden fazla darbe almış. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Two teenage girls 16 and 18. | İki genç kız. 16 ve 18 yaşında. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| One's confessed to the stabbing, the other hasn't said a word. | Biri bıçaklamayı itiraf etti. Diğeri hiç konuşmadı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Picked them up further down the road. Didn't even run. | Onları yolun aşağısında bulduk. kaçmamışlar. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Which one's confessed to the stabbing? | Bıçaklamayı hangisi itiraf etti? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Said they needed the money. How much? | Paraya ihtiyaçları olduğunu söyledi. Ne kadar? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| 300 kronor. | 300 kronor. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Hardly anything. | Ucu ucuna. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| OK, get them down the station, and inform the parents. | Tamam onları merkeze götürün Ailelerine haber verin. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I'll talk to them tonight. | Bu gece onlarla konuşacağım. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| So you didn't know this man? | Yani o adamı tanımıyor muydunuz? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He was just a taxi driver. | O sadece bir taksi sürücüsüydü. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| And you needed 300 kronor? | Ve 300 kronora ihtiyacınız vardı? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Like... I... said. | Dediğim gibi. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Drugs? Drink? | Uyuşturucu mu ,içki mi? ? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Just needed some cash. | Sadece biraz paraya ihticımız vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| You repeatedly stabbed a man because you "just needed some cash"? | Bir adamı defalarca bıçaklıyorsunuz çünkü paraya mı ihtiyacınız vardı ? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Did he come on to you? | Size saldırdı mı? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I told you already, I needed the money. | Daha önce de söyledim paraya ihtiyacımız vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| How many times are they gonna ask me these stupid questions? | Bu aptal soruyu daha kaç kere soracaksınız? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Look at me, Sonja. | Bana bak, Sonja. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| LOOK AT ME! What?! | BANA BAK! Ne var?! | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Do you think this is important? | Bunun önemi olduğunu mu sanıyorsun? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| You just don't get it, do you? I don't get what? | Anlamıyorsun değil mi? Neyi anlamıyorum? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It just doesn't matter any more, you stupid little police person. | Artık önemi yok seni aptal polis. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| None of this matters. | Hiç bir şeyin önemi yok. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Why doesn't it matter? | Neden önemi yok? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Why doesn't it matter? Sonja? Have you got any chewing gum? | Neden önemi yok? Sonja? Sakızın var mı? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Right, let's start again. You and Sonja went for a pizza together, is that right? Yes. | Tamam, baştan başlayalım. Sen ve Sonja birlikte pizza almaya gittiniz.Doğru mu?Evet | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| And then you called for a cab? | Ve daha sonra sen bir taksi çağırdın? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| How did you get the number? | Numarayı nereden buldun? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It's written by the pay phone. | Ankesörlü telefonda yazılıydı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It was completely by chance that you got Gunnar Lundberg, the driver of the taxi? | Tamamen şans eseri mi Gunnar Lundberg'i buldunuz ,taksi sürücüsünü? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Do you know how much trouble Sonja's in? | Sonja'nın başının ne kadar dertte olduğunu biliyor musun? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Now, you can help her, Eva. | Ona yardım edebilirsin, Eva. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Tell us why she did it. | Bunu neden yaptığını bize anlat. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| What did Sonja mean, "It doesn't matter any more"? | "Artık önemi yok"?diyerek Sonja ne demek istedi | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Why wouldn't it matter any more? | Neden artık önemi yok? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Kurt, parents are in reception. You want to talk to them? | Kurt, aileler danışmadalar. Onlarla konuşmak ister misin? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| No, I might say something I regret. | Hayır pişman olacağım bir şey söyleyebilirim. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Will you deal with the parents, please? | Ailelerle sen ilgilenir misin,lütfen? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| I'll talk to the girls again in the morning. | Sabah kızlarla tekrar konuşacağım. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Mum's been trying to get hold of you. | Annem sana ulaşmaya çalışıyordu. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Yeah, I've been busy. | Evet işim vardı. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| She's not gonna give up, Dad. | Vazgeçmeyecek baba. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| No. No, Linda, please. Please. | Hayır hayır Linda, lütfen. Lütfen. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It's about him, isn't it? | Onunla ilgili değil mi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Mum wants a divorce. | Annem boşanmak istiyormuş. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| She and Clas Henrik want to get married. | O ve Clas Henrik evlenmek istiyorlarmış. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| God, I so wish you'd find someone. | Tanrım keşke sen de birini bulsan. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Not tonight, Linda. | Bu gece olmaz, Linda. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| You can't live your life like this. | Hayatını bu şekilde sürdüremezsin. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Dealing with this stuff. | Bu ıvır zıvırlarla uğraşarak. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Alone in this room. | Bu odada yalnız başına. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| You've got to move on, Dad. | Hayatına devam etmek zorundasın baba. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Tynnes Falk, the body you saw in the square. | Tynnes Falk, meydanda gördüğün ceset. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| They reckon it must have been a heart attack. | Kalp krizi geçirdiği sanılıyor. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He still had his wallet on him, everything, money, cards. | Cüzdanı yanındaydı, Herşey para kartlar. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| He was probably lying by that cash machine all night, I reckon. | Muhtemelen bankamatiğin önünde bütün gece yatmış. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Anyway, Svedberg's trying to trace relatives, so... | Neyse Svedberg akrabalarına ulaşmaya çalışıyor.. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Um, you're in here. | İç taraftasın. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| It's just temporary, OK, | Bu sadece geçiçi bir durum, | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| while they install the new computer system. | Yeni bir bilgisayar sistemi oluşturuluncaya kadar. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| They're nearly finished. It'll be worth it, be much more efficient. | Bitirmek üzereler. daha da iyi olabilirdi, çok daha becerikli olabilirlerdi. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Is that me? Yeah. | Bu benim mi? Evet. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| OK. Get Anne Britt. We need to have another go at those girls. | Tamam.Anne Britt'i getirin. Bu kızlarla başka bir yolla konuşmalıyız. | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| Yeah, Linda? | Evet, Linda? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
| You got it yet? What? | Daha almadın mı? Neyi? | Wallander Firewall-1 | 2008 |  | 
 Türkçe
                                Türkçe
                                
                             İngilizce
 İngilizce