Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177946
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| What do you care? You're so happy to be a samurai. | Umurunda mı sanki? Bir samuray olmaktan çok mutlusun. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Tobei, you wretched fooI! | Tobei, zavallı aptal! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You big fooI! | Seni koca ahmak! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| WouId you watch over my staII untiI my partners return? | Ortaklarım dönene kadar tezgahıma bakar mısınız? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| They shouId be back soon. Thank you. | Yakında döneceklerdir. Teşekkürler. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Sir, how much is one of those? | Efendim, bunların tanesi ne kadar? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Are you Iooking to buy? | Satın mı alacaksınız? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Depends on the price. | Fiyatına göre değişir. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| They're too Iuxurious for the wife of a man Iike you. | Sizin gibi biri için fazla lüks gelebilir. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| We thought you might need a guide to find the way. | Yolu bulmak için bir rehbere ihtiyacınız olabileceğini düşündük. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| FoIIow us. | Bizi izleyin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| PIease come in. | Lütfen, içeri girin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Thank you, but I shouId be going. | Teşekkürler ama gitmeliyim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Lady Wakasa is waiting. PIease step inside. | Leydi Wakasa bekliyor. Lütfen içeride bekleyin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Are you referring to the young Iady? | Bu genç hanıma mı hizmet ediyorsunuz? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Yes, daughter of the Iate Lord Kutsuki. | Evet, kendisi rahmetli Efendi Kutsuki'nin kızıdır. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Now pIease come in. No need to be shy. | Şimdi lütfen içeri girin. Utanmanıza gerek yok. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| PIease, this way. | Lütfen, bu taraftan. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You are Master Genjuro of Lmi province, are you not? | Omi ilinden Efendi Genjuro'sunuz, öyle değil mi? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| How does my Iady know my name? | Leydim adımı nereden biliyor? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| When I saw your ceramics at the market, | Pazar yerinde seramiklerinizi gördüğüm zaman,... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I couId hardIy beIieve my eyes. | ...gözlerime inanamadım. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The bIue gIaze gIeamed | Mavi sırdan işlemeler... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Iike crystaI. | ...kristaller gibi parlıyordu. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| My father taught me | Babam, bana bu tip şeylerin... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| a certain appreciation for such things. | ...takdire şayan olduğunu öğretti. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I wanted to meet you | Böyle güzel nesneleri nasıl yarattığınızı sorabilmek için... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| to ask how you manage to create such beautifuI objects. | ...sizinle tanışmak istedim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Is it perhaps a secret not meant for outsiders? | Belki de yabancılara anlatılmayan bir gizemi vardır. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| No, there is no speciaI secret. | Hayır, gizli bir sırrı yok. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| But it takes many years' experience | Ama kile şeklini vermek ve sırları işlemek... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| to handIe the cIay and appIy the gIaze. | ...yıllar süren bir deneyim istiyor. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The fruit of experience is beauty, | Deneyimin meyvesi güzelliktir... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| but onIy a master craftsman can create such beauty. | ...ama sadece usta bir zanaatkar böylesine bir güzellik yaratabilir. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Thank you, my Iady. | Teşekkürler, leydim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Aren't these my wares? | Bunlar benim mallarım değil mi? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I wanted to taste sake from your cups. | Sakeyi sizin yaptığınız fincandan tatmak istedim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You're fortunate, my IittIe ones, to catch this nobIe Iady's eye. | Bu asil leydinin gözleri, sizleri gördüğü için ne kadar talihlisiniz. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I'm a farmer, so the pottery is just a sideIine. | Ben bir çiftçiyim, çömlekçiliği ek iş olarak yapıyorum. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| But I feeI for my creations as if they were my own chiIdren. | Ama yaptığım tüm malları kendi çocuğummuş gibi severim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| That such a nobIe Iady wouId Iook kindIy on them | Asil bir leydinin, onlara bu kadar müşfik davranması... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| is a great honor. | ...benim için büyük bir onur. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| To see them in such a grand residence, | Onları böylesine büyük bir malikanede görmek,... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| graced by the touch of so beautifuI a Iady, | ...bu kadar güzel bir leydinin zarafetle onlara dokunduğunu bilmek,... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| is a dream come true. | ...bir rüyanın gerçekleşmesi gibi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| They must be saddened by the touch of one faIIen on hard times | Eminim aynı benim gibi... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| such as myseIf. | ...değerlerini bilmeyen insanların onlara dokunmalarına üzülüyorlardır. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| PIease, have a cup. | Lütfen, bir fincan alın. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| My wares have never Iooked so beautifuI. | Gözüme hiç bu kadar güzel görünmemişlerdi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The vaIue of peopIe and things truIy depends on their setting. | İnsanların ve eşyaların değeri bulundukları ortama göre değişirmiş. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| My wares must be at a Ioss to find themseIves in such a nobIe manor. | Böylesine asil bir malikanede kendilerini değersiz hissediyor olmalılar. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Your taIent must not be hidden away in some poor, remote viIIage. | Yeteneğiniz, fakir ve zavallı bir köyde saklı kalmamalı. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You must deepen and enrich your gift. | Tanrı vergisi yeteneğinizi geliştirip zenginleştirmelisiniz. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| How might I do so? | Bunu nasıl yapabilirim ki? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| By swearing your Iove for Lady Wakasa | Leydi Wakasa'ya olan aşkınız üzerine yemin edip... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| and marrying her at once. | ...onunla evlenerek. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The finest silk | En güzel renkten... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Of choicest hue | ...en iyi ipek bile... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| May change and fade away | ...gün gelir solup kaybolur... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| As would my life | ...tıpkı hayatım gibi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Beloved one | Sevgilim, bir tanem... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| lf thou shouldst prove untrue | ...gerçek olmasa bile kanıtlayacak... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Our vow to love | ...verdiğimiz yemin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| For a thousand years | Aşkımız bin yıllığına... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| ls sealed with this cup | ...bu fincanla mühürlendi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| His voice sounds so pIeased! | Sesi memnun olmuş gibi geliyor. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| That's the voice of my Iate father. | Bu rahmetli babamın sesi. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Because of Nobunaga Lda, | Nobunaga Oda yüzünden. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| that detestabIe Nobunaga Lda, | O iğrenç Nobunaga Oda,... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| the House of Kutsuki was wiped out. | ...Kutsuki malikanesini yerle bir etti. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| The onIy survivors were Lady Wakasa | Sadece Leydi Wakasa,... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| and myseIf, her nurse. | ...dadısı ve ben kurtulabildik. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| But the spirit of the Iate daimyo Iingers in the paIace | Ama eski daimyonun ruhu bu evden gitmedi... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| and sings Iike this every time my Iady dances. | ...ve leydim her dans ettiğinde şimdiki gibi şarkı söyler. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Is it not a spIendid voice? | Muhteşem bir ses değil mi? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| He's deIighted at my Iady's impending marriage. | Leydimin yaklaşan düğününden memnun olmuş. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Whenever I hear his voice | Ne zaman sesini duysam... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| It's too earIy to rise. | Kalkmak için henüz çok erken. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| PIease sIeep as Iong as you Iike. | Lütfen, ne kadar istersen uyu. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| What a thing to say... | Bunu nasıl söylersin... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| as if you'd forgotten everything. | ...sanki herşeyi unutmuş gibisin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| ls my lord awake? | Efendim uyandı mı? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Lead your husband by the hand to the spring and bathe him. | Kocanıza su kaynağını gösterip banyo yapmasına yardımcı olun. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I won't intrude. | Sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You seem to distrust me. | Bana güvenmiyor gibisin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You think I'm an enchantress, don't you? | Seni büyülediğimi düşünüyorsun, öyle değil mi? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| But you're mine now. | Ama artık bana aitsin. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| From now on you must devote your entire Iife to me. | Bundan sonra tüm hayatını bana adamalısın. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Love | Aşkın... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Has driven me mad | ...beni delirtti. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Even if you are a ghost or enchantress, | Bir hayalet ya da büyücü bile olsan... | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I'II never Iet you go. | ...gitmene asla izin vermeyeceğim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| I never imagined such pIeasures existed. | Böyle zevklerin olabileceğini hayal bile edemezdim. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| This is exquisite! It's paradise! | Bu mükemmel! Burası bir cennet! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| See any food? | Yiyecek bir şey gördün mü? | Ugetsu-1 | 1953 | |
| PuII yourseIf together. Come with me. | Kendini toparlamalısın. Benimle gel. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Come quickIy! | Çabuk ol! | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Take these rice cakes, and this too. | Şu pirinç topaklarını ve bunu da yanına al. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| Thank you. I'II never forget your kindness. | Teşekkür ederim. Bu iyiliğinizi asla unutmayacağım. | Ugetsu-1 | 1953 | |
| You'II be aII right if you take the back road. | Arka yoldan gidersen güvende olursun. | Ugetsu-1 | 1953 |