Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164311
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You got clawed! You're bleeding! | Boynunu tirmalamis. Kanaman var! Boynunu tırmalamış. Kanaman var! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Aah! PHIL: Oh, my God. | Aman Tanrim! Aman Tanrım! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Okay. Okay, okay. Wait, hold on. | Tamam, tamam. Durun. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
I can't do it. PHIL: Get your fucking hand back in there... | Yapamayacagim. su lanet ellerini direksiyona koy da... Yapamayacağım. Şu lanet ellerini direksiyona koy da... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
...and steer the car. I'm too nervous. | ...arabayi yönlendir! Çok gerildim. ...arabayı yönlendir! Çok gerildim. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
STU: Alan. We need you, buddy. This is your time to shine, okay? | Alan, sana ihtiyacimiz var, dostum. Kendini kanitlamalisin, tamam mi? Alan, sana ihtiyacımız var, dostum. Kendini kanıtlamalısın, tamam mı? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Okay, yeah. Whew. | Tamam. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Daddy's gonna kill me. | Babam canima okuyacak. Babam canıma okuyacak. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
That's it. PHIL: That's good. | iste böyle. Harika. İşte böyle. Harika. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
You're late. Whatever, man. | Geciktiniz. Ne fark eder ki? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
We had to push it the last mile. | Son 1,5 kilometredir arabayi iterek geldik zaten. Son 1,5 kilometredir arabayı iterek geldik zaten. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Come on in. Mike's got something he wants to show you. | içeri girin. Mike'in size göstermek istedigi bir sey var. İçeri girin. Mike'ın size göstermek istediği bir şey var. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
That thing's out of control, man. Seriously, you gotta put it down. | isler kontrolden çikti, adamim. Gerisini siz halledin. İşler kontrolden çıktı, adamım. Gerisini siz halledin. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
When we got back, we took a look at the security cameras. | Döndügümüzde güvenlik kameralarini kontrol ettik. Döndüğümüzde güvenlik kameralarını kontrol ettik. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Oh, it's Doug. Oh, thank God he's alive. | Bu Doug! Tanriya sükür, hayatta. Bu Doug! Tanrıya şükür, hayatta. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
That's our buddy. That's who we've been missing. | Dostumuz o. Kaybettigimiz arkadasimiz. Dostumuz o. Kaybettiğimiz arkadaşımız. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
We're all best friends. | Hepimiz iyi arkadaslariz. Hepimiz iyi arkadaşlarız. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Why don't you just pay attention? I don't have all night. | suna dikkatinizi verin de izleyin, tüm gecemi buna ayiramam! Şuna dikkatinizi verin de izleyin, tüm gecemi buna ayıramam! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Yeah, of course. Of course. | Tabii... Elbette. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
That's me, I'm on TV. I've never been on TV before. | Televizyondaki benim. Daha önce hiç televizyona çikmamistim. Televizyondaki benim. Daha önce hiç televizyona çıkmamıştım. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
DOUG: What are you doing, man? | Ne yapiyorsun, adamim? Ne yapıyorsun, adamım? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
DOUG: You got a fire hose, man? | Mübarek itfaiye hortumu sanki. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Yeah, I was, uh... | sey, ben Şey, ben | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
STU: You're gonna overflow the pool, man. | Havuzu tasiracaksin, adamim. Havuzu taşıracaksın, adamım. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Maybe... Should I wait outside? I think that's a good idea, Alan. | Sanirim disarida beklesem daha iyi olacak. Bence de bu çok iyi bir fikir, Alan. Sanırım dışarıda beklesem daha iyi olacak. Bence de bu çok iyi bir fikir, Alan. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Don't touch anything out there, either. | Oradaki hiçbir seye dokunma. Oradaki hiçbir şeye dokunma. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
You know what? He's not our good fr... We don't know him that well. | Aslinda o kadar da iyi arkadas degiliz, daha yeni tanistik sayilir. Aslında o kadar da iyi arkadaş değiliz, daha yeni tanıştık sayılır. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
By the way, where you get that cop car from? | Bu arada su polis arabasini nereden aldiniz? Bu arada şu polis arabasını nereden aldınız? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
We, uh, stole it from these dumb ass cops. | Birkaç geri zekâli polisten arakladik. Birkaç geri zekâlı polisten arakladık. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Nice. | Çok iyi be! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
High five that one. | Çak bakalim! Çak bakalım! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Yeah, that's nice. | Çok iyi! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
PHIL: You know, I just have to say... | sunu söylemeliyim ki... Şunu söylemeliyim ki... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
...I have never seen a more beautiful, elegant, just regal creature. | ...daha önce hiç bu kadar güzel ve asil bir hayvan görmemistim. ...daha önce hiç bu kadar güzel ve asil bir hayvan görmemiştim. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
PHIL: Check it out. Stu. Stu. Fuck this tiger. | suna bak, Stu! suna bak! Kaplani beceriyorum! Şuna bak, Stu! Şuna bak! Kaplanı beceriyorum! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
STU: Oh, my God. That's awful. MIKE: Oh, man. | Tanrim, bu berbat bir sey. Adamim! Tanrım, bu berbat bir şey. Adamım! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
PHIL [OVER TV]: Oh, shit. Who does shit like that, man? | Böyle bir seyi kim yapabilir, adamim? Böyle bir şeyi kim yapabilir, adamım? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Someone who has a lot of issues, obviously. I'm a sick man. | Görünüse bakilirsa birçok sorunu olan biri. Ben hasta bir adamim. Görünüşe bakılırsa birçok sorunu olan biri. Ben hasta bir adamım. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
This was hugely helpful. | Gerçekten bunun çok yardimi oldu. Gerçekten bunun çok yardımı oldu. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Really. Because now we know that our buddy Doug... | Cidden. Arkadasimiz Doug'in saat 03:30'a kadar... Cidden. Arkadaşımız Doug'ın saat 03:30'a kadar... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
...was with us at 3:30, totally alive. | ...sapasaglam ayakta oldugunu biliyoruz ...sapasağlam ayakta olduğunu biliyoruz | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Thanks again, champ. And, uh, again, we are so sorry we stole your tiger. | Tesekkürler sampiyon. Kaplanini çaldigimiz için de tekrar özür dileriz. Teşekkürler şampiyon. Kaplanını çaldığımız için de tekrar özür dileriz. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Don't worry about it, man. | Hiç önemli degil adamim... Hiç önemli değil adamım... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Like you said, we all do dumb shit when we're fucked up. | ...senin de söyledigin gibi kafamiz güzelken hepimiz böyle seyler yapariz. ...senin de söylediğin gibi kafamız güzelken hepimiz böyle şeyler yaparız. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
I told you he'd get it. I did say that. | Halimizden anlar demistim! Evet, bunu ben söylemistim! Halimizden anlar demiştim! Evet, bunu ben söylemiştim! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
You know, everyone says Mike Tyson is such a badass... | Herkes Mike Tyson'in çok kötü biri oldugunu söylüyor... Herkes Mike Tyson'ın çok kötü biri olduğunu söylüyor... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
...but I think he's kind of a sweetheart. | ...ama bana kalirsa seker gibi adam. ...ama bana kalırsa şeker gibi adam. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
All right. I think it's officially time we call Tracy. | Sanirim artik Tracy'i aramamizin vakti geldi Sanırım artık Tracy'i aramamızın vakti geldi | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Hallelujah. Finally, Phil says something that makes sense. | Tanriya sükürler olsun, nihayet. Phil, en sonunda mantikli bir seyler söyledin. Tanrıya şükürler olsun, nihayet. Phil, en sonunda mantıklı bir şeyler söyledin. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
We don't have much of a choice. And maybe she's heard from Doug. | Yani pek seçenegimiz kalmadi. Kim bilir, belki Doug'tan haber almistir. Yani pek seçeneğimiz kalmadı. Kim bilir, belki Doug'tan haber almıştır. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
That's what I been saying this whole time. | Bunu söylemekten dilimde tüy bitti. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
We just need to be completely honest. We need to tell her everything. | Tamamen dürüst olup ona her seyi anlatmamiz gerek. Tamamen dürüst olup ona her şeyi anlatmamız gerek. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
We don't have to tell her everything. We can leave out the stuff... | Her seyi anlatmamiza gerek yok. Yani, benim bir fahiseyle... Her şeyi anlatmamıza gerek yok. Yani, benim bir fahişeyle... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
...about me marrying a hooker. | ...evlendigim kismi atlayabiliriz. ...evlendiğim kısmı atlayabiliriz. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Just stay focused on Doug. | Tamamen Doug'la ilgili konulara odaklanalim. Tamamen Doug'la ilgili konulara odaklanalım. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
What am I gonna tell my dad? Alan, relax. It's just the inside. | Babama araba hakkinda ne diyecegim? Alan, rahatla, sadece içeride hasar var. Babama araba hakkında ne diyeceğim? Alan, rahatla, sadece içeride hasar var. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Come on. I got a guy in L.A. Who's great with interiors. | Los Angeles'ta döseme konusunda çok iyi olan bir adam tani Los Angeles'ta döşeme konusunda çok iyi olan bir adam tanı | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Oh, Jesus! STU: Oh, my God. | Tanrim! Aman Tanrim! Tanrım! Aman Tanrım! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Are you guys okay? PHIL: What the fuck? | İyi misiniz çocuklar? Ne oluyor yahu? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
I know that guy. That's the guy from the trunk. | Bu herifi taniyorum. Bu bagajdaki herif! Bu herifi tanıyorum. Bu bagajdaki herif! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Get out of the car. Please. | Çikin arabadan, lütfen. Çıkın arabadan, lütfen. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
STU: W... W... Wait. Those are the guys that shot Eddie. | Bunlar da Eddie'yi vuran herifler degil mi? Bunlar da Eddie'yi vuran herifler değil mi? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Listen... MAN 1: Let's go! | Bakin Hadi çikin! Bakın Hadi çıkın! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Okay. Oh, no. | Tamam. Olamaz. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
STU: Easy, easy. MAN 2: Come on. | Agir olun, agir olun. Ağır olun, ağır olun. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
PHIL: Okay. All right. | Tamam. Pekâlâ. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
All right, all right. MAN 2: Let's go. | Tamam, tamam. Hadi, çik. Tamam, tamam. Hadi, çık. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Hey, relax. Ow. Ow. Ow! | Sakin, sakin. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
I have whiplash. Get this other fat boy. | Ben de omurga incinmesi var. Öbürünü de, sisko olani da. Ben de omurga incinmesi var. Öbürünü de, şişko olanı da. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Get the fat boy. | sisko olani da. Şişko olanı da. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
PHIL: All right, all right. STU: Hey, take it easy, take it easy! | Tamam, tamam. Sakin olun, sakin olun. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
I want my purse back, assholes. | Cüzdanimi geri istiyorum, pislikler. Cüzdanımı geri istiyorum, pislikler. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
What? Your purse? That's not a purse, it's a satchel. | Ne cüzdani? O cüzdan degil, omuz çantasi! Ne cüzdanı? O cüzdan değil, omuz çantası! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
It's a purse. Okay? And you steal from wrong guy. | Hayir cüzdan, tamam mi? Ve yanlis adamin cüzdanini çaldiniz! Hayır cüzdan, tamam mı? Ve yanlış adamın cüzdanını çaldınız! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Wait a second, wait a second. We stole from you? | Dur biraz, bekle. Çaldik mi? Dur biraz, bekle. Çaldık mı? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
We don't remember anything that happened last night... | Dün gece olan hiçbir seyi hatirlamiyoruz. Dün gece olan hiçbir şeyi hatırlamıyoruz. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
...so help us out a little here. | O yüzden biraz yardim etmeye ne dersin? O yüzden biraz yardım etmeye ne dersin? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Well, apparently you guys met at a craps table late last night. | Görünüse göre, dün gece geç saatlerde barbut masasinda karsilasmissiniz. Görünüşe göre, dün gece geç saatlerde barbut masasında karşılaşmışsınız. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
You were on a heater, and he played your hot streak. | Rulet oynarken sansiniz yaver gitti... Rulet oynarken şansınız yaver gitti... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
He ended up winning just under 80 grand. No shit? Eighty grand is nice. | ...ve gecenin sonunda 80 bin dolar kazandiniz. Gerçekten mi, 80.000 dolar mi? iyiymis! ...ve gecenin sonunda 80 bin dolar kazandınız. Gerçekten mi, 80.000 dolar mı? İyiymiş! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Okay, that's good. | Pekâlâ, bu harika! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
He put the chips in his purse, and then you guys took off with it. | Fislerini cüzdanina koydu ve siz onu alip kaçtiniz. Fişlerini cüzdanına koydu ve siz onu alıp kaçtınız. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
That doesn't sound like us. | Bu bizim yapabilecegimiz bir seye benzemiyor. Bu bizim yapabileceğimiz bir şeye benzemiyor. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Mine had $80,000 inside. And this one? Nothing. | içinde 80.000 dolarim vardi! Peki bunda ne var? Hiçbir sey! İçinde 80.000 dolarım vardı! Peki bunda ne var? Hiçbir şey! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Hey, there are Skittles in there. | içinde sekerlemeler var onun! İçinde şekerlemeler var onun! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Don't let the beard fool you. He's a child. | Sakali sizi aldatmasin, o daha bir çocuk! Sakalı sizi aldatmasın, o daha bir çocuk! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
It's funny because he's fat. | Bu çok komik çünkü o çok sisko. Bu çok komik çünkü o çok şişko. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Now, look, this was obviously a very simple misunderstanding. | Bakin, açikça görülüyor ki ortada tamamiyla bir yanlis anlasilma söz konusu. Bakın, açıkça görülüyor ki ortada tamamıyla bir yanlış anlaşılma söz konusu. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Alan picked up the wrong purse, it's no big deal. | Alan yanlis cüzdani almis, bu kadar büyütecek bir sey yok! Alan yanlış cüzdanı almış, bu kadar büyütecek bir şey yok! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Okay, if it's, "No big deal," why, when I come after you guys... | Madem o kadar büyütecek bir sey yok, arkanizdan... Madem o kadar büyütecek bir şey yok, arkanızdan... | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
...he starts screaming like crazy and throw me in trunk? | ...kosup geldigimde neden bu herif bana deli gibi bagirip bagaja tikti? ...koşup geldiğimde neden bu herif bana deli gibi bağırıp bagaja tıktı? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
What, I did that? | Bunu ben mi yaptim? Bunu ben mi yaptım? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Yeah, you said he was your lucky charm, and you want to take him home with you. | Evet, onun nazar boncugu oldugunu ve eve götürmek istedigini söyledin! Evet, onun nazar boncuğu olduğunu ve eve götürmek istediğini söyledin! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Lucky charm. Oh, it's just funny. | Nazar boncugu mu? Çok komikmis. Nazar boncuğu mu? Çok komikmiş. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Fuck you. | Caniniz cehenneme. Canınız cehenneme. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
If you want to see your friend again, you get me my 80 grand. | Arkadasinizi yeniden görmek istiyorsaniz 80.000 dolarimi getirirsiniz. Arkadaşınızı yeniden görmek istiyorsanız 80.000 dolarımı getirirsiniz. | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
What? Our friend? | Ne? Arkadasimizi mi? Ne? Arkadaşımızı mı? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
You have Doug? PHIL: You know about our friend? | Doug senin elinde mi? Arkadasimiz oldugunu biliyor musun? Doug senin elinde mi? Arkadaşımız olduğunu biliyor musun? | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Doug! Doug! | Doug! Doug! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |
Doug's in the car! Doug's in the car! Doug, it's okay! | Doug araba! Doug arabada! Doug, sarun yok! | The Hangover-7 | 2009 | ![]() |