• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15878

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
What happened? Yeah, that's... Ne oldu? Ne oldu? Ne oldu? Dollhouse-1 2009 info-icon
uh, that's the thing, happened. Şey oldu... Dollhouse-1 2009 info-icon
He just... Who? O birden... Kim? Dollhouse-1 2009 info-icon
Doc Saunders looks like a jigsaw puzzle, Doc Saunders haşat olmuş ve Samuelson'a yaptıkları ise... Dollhouse-1 2009 info-icon
and what he did to Samuelson... ...ve Samuelson'a yaptığı şey... Kim? ...ve Samuelson'a yaptığı şey... Kim? Dollhouse-1 2009 info-icon
Who? Kimin? Alfa'nın. Görünüşe göre bir hata oluşmuş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Alpha. It appears we've had a composite event. Alpha. Görünüşe bakılırsa karışık bir durum içindeyiz. Alpha. Görünüşe bakılırsa karışık bir durum içindeyiz. Dollhouse-1 2009 info-icon
He gets wiped after every engagement, like all the rest. Her işten sonra onun da hafızası siliniyor, tıpkı diğerleri gibi. Her işten sonra onun da hafızası siliniyor, tıpkı diğerleri gibi. Her görevden sonra aynen herkes gibi o da silinir. Dollhouse-1 2009 info-icon
How could he composite? Nasıl karıştırabilir? Nasıl karıştırabilir? Nasıl bir hata oluşabilir ki? Dollhouse-1 2009 info-icon
Can't. Yapamaz. Yapmamalı. Yaptı. Yapamaz. Yapmamalı. Yaptı. Oluşamaz. Oluşmamalı. Dollhouse-1 2009 info-icon
Did. Oluşmuş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Target acquired. Hedef ele geçirildi. Nerede? Hedef ele geçirildi. Nerede? Hedefin yeri saptandı. Nerede? Dollhouse-1 2009 info-icon
Level 3, corridor 37. 3. kat, 37. koridor. Hedef... 3. kat, 37. koridor. Hedef... 3. kat, 37. koridor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Target... Hedef... Yürüyün. Dollhouse-1 2009 info-icon
Move out. Dışarı çıkın. Dışarı çıkın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Seriously. Gerçekten, silah lütfen. Gerçekten, silah lütfen. Cidden. Bir silah istiyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
They won't wake up. Uyanmayacaklar. Uyanmayacaklar. Uyanmıyorlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
Negative contact. Temas yok. Temas yok. Temas sağlanmadı. Dollhouse-1 2009 info-icon
Continuing sweep. Arama devam ediyor. Arama devam ediyor. Aramaya devam ediyoruz. Dollhouse-1 2009 info-icon
In their resting state, our Actives Dinlenme evresindeyken, aktiflerimiz çocuklar kadar masum ve çaresizdirler. Dinlenme evresindeyken, aktiflerimiz çocuklar kadar masum ve çaresizdirler. Dinlenme durumundayken ajanlarımız bir çocuk kadar savunmasız ve masumdurlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
We call it the tabula rasa, the blank slate. Buna "tabula rasa", yani "yeni sayfa" diyoruz. Buna "tabula rasa", yani "yeni sayfa" diyoruz. Bu duruma 'Boş Sayfa Durumu' adını veriyoruz. Yaşadığımız dünya çok karmaşık. Dollhouse-1 2009 info-icon
Now imagine the imprint process filling it, Şimdi yükleme sürecinin beyni doldurduğunu... Şimdi yükleme sürecinin beyni doldurduğunu... Bu boş sayfaya bir kişilik yazarak... Dollhouse-1 2009 info-icon
creating a new personality. ...ve yeni bir kişilik yarattığını hayal edin. ...ve yeni bir kişilik yarattığını hayal edin. ...yeni bir birey yarattığımızı düşünün. Dollhouse-1 2009 info-icon
A friend, a lover, a... Bir arkadaş, bir sevgili... Bir arkadaş, bir sevgili... Bir arkadaş, bir âşık... Dollhouse-1 2009 info-icon
confidant in a sea of enemies. ...düşmanlarla dolu dünyada bir sırdaş. ...düşmanlarla dolu dünyada bir sırdaş. ...dört bir tarafınız düşmanla çevriliyken bir sırdaş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Your heart's desire made flesh. Kalbinin arzusu yerine getirildi. Kalbinin arzusu yerine getirildi. Hayalinizdeki kişiyi ete kemiğe büründürüyoruz. Dollhouse-1 2009 info-icon
And when the engagement has been completed, Ve iş tamamladığında... Ve iş tamamladığında... Dollhouse-1 2009 info-icon
will be wiped clean. ...silinmiş olacak. ...silinmiş olacak. ...tamamen siliyoruz. Dollhouse-1 2009 info-icon
How are you feeling? Nasıl hissediyorsun? Nasıl hissediyorsun? Nasılsın? Dollhouse-1 2009 info-icon
Did I fall asleep? Uyuya mı kaldım? Uyuya mı kaldım? Uykuya mı dalmışım? Dollhouse-1 2009 info-icon
For a little while. Bir süreliğine. Bir süreliğine. Bir süreliğine daldın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Shall I go now? Gidebilir miyim? Gidebilir miyim? Gidebilir miyim? İstersen gidebilirsin. Dollhouse-1 2009 info-icon
If you like. Arzu edersen. Arzu edersen. Dollhouse-1 2009 info-icon
Neat trick. Güzel hile. Güzel hile. Sağlam numaraymış. Numaralar gerçek değildir, Bay Connell. Dollhouse-1 2009 info-icon
Tricks are illusions, Mr. Connell, Hileler aldatmak için yapılmış yanılsamalardır, Bay Connell. Hileler aldatmak için yapılmış yanılsamalardır, Bay Connell. Dollhouse-1 2009 info-icon
constructed to deceive. Gözünüzü boyarlar. Dollhouse-1 2009 info-icon
What we offer is truth. Bizim teklif ettiğimiz şey ise gerçek. Bizim teklif ettiğimiz şey ise gerçek. Bizim önerdiğimiz şey gerçeğin ta kendisi. Dollhouse-1 2009 info-icon
Rare commodity. Nadir bulunur. Nadir bulunur. Olağanüstü bir ürün. Dollhouse-1 2009 info-icon
Hence the exuberant price tag. Dolayısıyla süslü fiyat etiketi var. Dolayısıyla süslü fiyat etiketi var. Bunu yüzden de fiyatı kabarıktır. Dollhouse-1 2009 info-icon
I've been with a lot of women, Miss DeWitt. Pek çok kadınla birlikte oldum, Bayan DeWitt. Pek çok kadınla birlikte oldum, Bayan DeWitt. Çok sayıda kadınla birlikte oldum Bayan DeWitt. Dollhouse-1 2009 info-icon
That's not bragging. Bu övünme değil. Bu övünme değil. Övünmek için söylemiyorum. Sizin gibi doğruları söylüyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
That's just what you would call truth. Bu, sizin gerçek diyeceğiniz şey. Bu, sizin gerçek diyeceğiniz şey. Dollhouse-1 2009 info-icon
And not one of them turned out Ve içlerinden hiç biri, olduğunu söylediği kişi değildi. Ve içlerinden hiç biri, olduğunu söylediği kişi değildi. Bu kadınlardan hiçbiri iddia ettikleri gibi çıkmadı. Dollhouse-1 2009 info-icon
Your services may be expensive, but at least this time, Hizmetleriniz pahalı olabilir ama en azından bu defa... Hizmetleriniz pahalı olabilir ama en azından bu defa... Hizmetiniz pahalı olabilir ama en azından bu sefer... Dollhouse-1 2009 info-icon
I'll be the one telling the girl what to lie about. ...hakkında yalan söyleyeceği şeyi, kıza ben söyleyeceğim. ...hakkında yalan söyleyeceği şeyi, kıza ben söyleyeceğim. ...ben karşımdakine istediğim yalanı söyletebileceğim. Dollhouse-1 2009 info-icon
She won't lie to you, Mr. Connell. Size yalan söylemeyecek, Bay Connell. Size yalan söylemeyecek, Bay Connell. Size yalan söylemeyecek Bay Connell. Dollhouse-1 2009 info-icon
Everything you want, everything you need... İstediğiniz her şey, ihtiyacınız olan her şey... İstediğiniz her şey, ihtiyacınız olan her şey... Kimi istiyorsanız, kime ihtiyacınız varsa... Dollhouse-1 2009 info-icon
she will be. ...o kız olacak. ...o kız olacak. ...o olacak. Dollhouse-1 2009 info-icon
Honestly and completely. Dürüstçe ve tamamen. Dürüstçe ve tamamen. Hem de tüm içtenliğiyle. Dollhouse-1 2009 info-icon
That will be something new. Bu yeni bir şey olacak. Bu yeni bir şey olacak. Dollhouse-1 2009 info-icon
There is, however, one small problem. Ancak yine de ufak bir sorun var. Ancak yine de ufak bir sorun var. Yalnız küçük bir problem var. Dollhouse-1 2009 info-icon
I thought everything Geçmiş kontrolünde her şeyin güzel olduğunu zannediyordum. Geçmiş kontrolünde her şeyin güzel olduğunu zannediyordum. Güvenlik sorgumda problem çıkmadığını sanmıştım. Dollhouse-1 2009 info-icon
That's not our concern. Bu bizim sorunumuz değil. Bu bizim sorunumuz değil. Beni düşündüren bu değil. Dollhouse-1 2009 info-icon
Your engagement has been flagged as... Ajanımızın sizinle görevlendirilmesi... Ajanımızın sizinle görevlendirilmesi... Sizin istediğiniz görev tipi... Dollhouse-1 2009 info-icon
a moderate risk to our Active. ...hatırı sayılır bir risk taşıyor. ...hatırı sayılır bir risk taşıyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Nothing serious. Ciddi bir şey değil. Ciddi bir şey değil. Ciddi bir şey değil ama. Dollhouse-1 2009 info-icon
Our company policy requires Şirket politikamız... Şirket politikamız... Bu durumlardaki öngörülemeyen sorunlar için... Dollhouse-1 2009 info-icon
a small additional fee ...önceden kestirilemeyen durumlara karşı... ...önceden kestirilemeyen durumlara karşı... ...şirketimizin kuralları gereği... Dollhouse-1 2009 info-icon
against any unforeseen complications. ...küçük bir ek ücret ödeminizi şart koşuyor. ...küçük bir ek ücret ödeminizi şart koşuyor. ...küçük bir ücret talep ediyoruz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Small, huh? Küçük, ha? Küçük, ha? Küçük demek? Dollhouse-1 2009 info-icon
To my employers, very. Patronlarıma göre, çok. Patronlarıma göre, çok. Benim çalışanlarımı düşünecek olursak, çok küçük. Dollhouse-1 2009 info-icon
if this girl's everything you promise, it will be worth it. Bu kız dediğin kadar varsa, bu değecektir. Bu kız dediğin kadar varsa, bu değecektir. Eğer bu kız vaat ettiğiniz gibi çıkarsa her kuruşuna değer. Dollhouse-1 2009 info-icon
Just make sure you return her safe and sound. Sadece kızın sağ salim döneceğinden emin olun. Sadece kızın sağ salim döneceğinden emin olun. Onu sağ salim getirdiğinizden emin olun. Dollhouse-1 2009 info-icon
Otherwise, there will be additional costs. Aksi takdirde, ilave maliyetler olacak. Aksi takdirde, ilave maliyetler olacak. Yoksa başka masraflar da çıkarırız. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'll keep it low key. Gösterişten uzak tutacağım. Gösterişten uzak tutacağım. Çok zorlamam. Dollhouse-1 2009 info-icon
Not bad... not bad. Fena değil. Fena değil. Fena değil. Fena değil. Fena değildi. Sen beni bir de beşlik kanoyla gör. Dollhouse-1 2009 info-icon
You should see me on a five. Beni bir de beşlide görmelisin. Beni bir de beşlide görmelisin. Dollhouse-1 2009 info-icon
Thought that was a five. Bunun beşli olduğunu zannediyordum. Bunun beşli olduğunu zannediyordum. Bunu beşlik sanıyordum. Değil. Dollhouse-1 2009 info-icon
No way. Olmaz. Olmaz. Dollhouse-1 2009 info-icon
Three, three and a half, maybe. Üç, üç buçuk belki. Üç, üç buçuk belki. Üç en fazla üç buçukluktur. Dollhouse-1 2009 info-icon
If it were a five, Beşli olsaydı... 1 Beşli olsaydı... 1 Eğer beşlik olsaydı seni cebimden çıkartırdım. Dollhouse-1 2009 info-icon
I'd be fishing you out of the drink. ...şimdiye kadar seni balık gibi avlamış olurdum. ...şimdiye kadar seni balık gibi avlamış olurdum. Dollhouse-1 2009 info-icon
You think so, huh? Öyle mi zannediyorsun? Öyle mi zannediyorsun? Demek öyle. Dollhouse-1 2009 info-icon
And so. Aynen öyle. Aynen öyle. Aynen öyle. Dollhouse-1 2009 info-icon
Now get your ass moving before I leave you Seni kurtlara veya... Seni kurtlara veya... Bir tarafını kaldır da seni kurtlar yem etmeyeyim. Dollhouse-1 2009 info-icon
for the wolves... or whatever they got ...devam etmeyen adamları yiyen her ne ise... ...devam etmeyen adamları yiyen her ne ise... Dollhouse-1 2009 info-icon
around here that eats guys who can't keep up. ...ona terk etmeden, kaldır kıçını. ...ona terk etmeden, kaldır kıçını. Dollhouse-1 2009 info-icon
Yes, ma'am. Elbette, bayan. Elbette, bayan. Baş üstüne efendim. Dollhouse-1 2009 info-icon
You know what they say about looking down. Aşağı bakmakla ilgili ne dendiğini biliyorsun. Aşağı bakmakla ilgili ne dendiğini biliyorsun. Aşağı bakmak hakkında ne derler biliyor musun? 1 Dollhouse-1 2009 info-icon
Don't? Bakma. Dollhouse-1 2009 info-icon
Really don't. Gerçekten bilmiyor musun? Gerçekten bilmiyor musun? Hem de sakın. Dollhouse-1 2009 info-icon
Jenny! Jenny! Jenny! Jenny! Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh, God. Tanrım. Tanrım. Tanrım. Yüzünün hâline bak. Dollhouse-1 2009 info-icon
Oh, God, the look on your face. Tanrım, şu yüzündeki ifadeye bak! Tanrım, şu yüzündeki ifadeye bak! Dollhouse-1 2009 info-icon
That's not funny. Hiç komik değil. Hiç komik değil. Hiç de komik değil. Dollhouse-1 2009 info-icon
You know how much trouble I'd be in Düşüp parçalanırsan ne kadar sorun yaşayacağımı biliyorsun. Düşüp parçalanırsan ne kadar sorun yaşayacağımı biliyorsun. Dollhouse-1 2009 info-icon
My brothers would kill you. Evet, abilerim seni öldürür. Dollhouse-1 2009 info-icon
Quit screwing around. Aylak aylak dolaşma. Aylak aylak dolaşma. Dalga geçmeyi bırak. Pekâlâ, ödlek. Dollhouse-1 2009 info-icon
All right, wuss. Pekala, Wuss. Hadi. Yukarı kadar yarışalım. Pekala, Wuss. Hadi. Yukarı kadar yarışalım. Dollhouse-1 2009 info-icon
Come on. Let's race to the top. Haydi, tepeye kadar yarışalım. Dollhouse-1 2009 info-icon
What about her adrenaline? Peki ya adrenalin seviyesi? Peki ya adrenalin seviyesi? Adrenalin seviyesi ne durumda? Dollhouse-1 2009 info-icon
Uh, it's within engagement parameters. Görüşme limitleri dahilinde. Görüşme limitleri dahilinde. Görev sınırları arasında. Emin misin? Dollhouse-1 2009 info-icon
Are you sure? Emin misin? Kırmızı çizgiye doğru yükseliyor. Emin misin? Kırmızı çizgiye doğru yükseliyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
She's elevating toward redline. Üst sınıra doğru yaklaşıyor. Dollhouse-1 2009 info-icon
Relax, Mountain Man. Sakin ol, dağ adamı. Sakin ol, dağ adamı. Rahat ol, Dağcı. Dollhouse-1 2009 info-icon
I've been reading the squigglies long enough to discern the diff "Heyecan" ile "Canım annem, öleceğim." arasındaki farkı anlayacak kadar... "Heyecan" ile "Canım annem, öleceğim." arasındaki farkı anlayacak kadar... Bu tablolarla normal heyecan ve "Anneciğim, öleceğim!" arasındaki farkı... Dollhouse-1 2009 info-icon
between excitement and "Sweet mother, I'm gonna die. " ...uzun zamandır grafikleri yorumluyorum. ...uzun zamandır grafikleri yorumluyorum. Dollhouse-1 2009 info-icon
She's fine. Kız iyi. Kız iyi. Bir şeyi yok. Dollhouse-1 2009 info-icon
go soak up some nature. Git de doğayla bütünleş. Dollhouse-1 2009 info-icon
Okay, like, uh, smell the honey. Mesela gidip bal kokla. Mesela gidip bal kokla. Çiçekleri kokla. Dollhouse-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15873
  • 15874
  • 15875
  • 15876
  • 15877
  • 15878
  • 15879
  • 15880
  • 15881
  • 15882
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim