Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15876
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
The older man. | Yaşlı adam. Yaşlı adam. Yaşlı adamı tanıyor musun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You know him. | Onu tanıyor musun? Onu tanıyor musun? Tanıyorsun. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's the one that took you. | O seni kaçıran adam. O seni kaçıran adam. Seni kaçıran o. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He said he was a ghost. | Bir hayalet olduğunu söyledi. Bir hayalet olduğunu söyledi. Bir hayalet olduğunu söylemişti. Neden onları güpegündüz oraya götürdü? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You can't fight a ghost... | Bir hayaletle savaşamazsın. Bir hayaletle savaşamazsın. Bir hayaletle savaşamazsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Ghosts are sheets with holes cut out. | Hayaletler, üzerinde delikler açılmış örtüdür. Hayaletler, üzerinde delikler açılmış örtüdür. Hayalet dediğin delik açılmış çarşaftan ibarettir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He took you away. | Seni kaçırdı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's unprofessional. | Hiç profesyonelce değil. Hiç profesyonelce değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's taken Davina. | Davina'yı kaçırıyor. Davina'yı kaçırıyor. ...Davina'yı kaçırdı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's proportionately similar to a girl. | Orantısal olarak bir kıza benziyor. Orantısal olarak bir kıza benziyor. Bir kıza bire bir benziyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He won't touch her until he's taken care of the others. | Diğerlerinin icabına bakmadan kıza dokunmayacaktır. Diğerlerinin icabına bakmadan kıza dokunmayacaktır. Diğerlerinin icabına bakıncaya kadar kıza dokunmayacaktır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The other two men? | Diğer iki adamın mı? Diğer iki adamın mı? Diğer ikisine mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They'll be dividing the money | Parayı bölüştürüp, parada patlayan boya... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and make sure there's no tracers, no dye pack. | ...ve peşlerinde kimsenin olmadığından emin olacaklar. ...ve peşlerinde kimsenin olmadığından emin olacaklar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They'll get excited. | Heyecanlanacaklar. Heyecanlanacaklar. Diğer ikisi heyecanlanacaklar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They won't see him coming. | Onun geldiğini görmeyecekler. Onun geldiğini görmeyecekler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Before he kills them? | Onları öldürmeden önce mi? Onları öldürmeden önce mi? Onları öldürmesine mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
On the boat? | Teknede mi? Teknede mi? Teknede mi olurlar? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's been seen. | Göreceğiz. Göreceğiz. Tekneleri görüldüğünden ondan kurtulacaklardır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They were planning to beach it anyway. | Nasıl olsa sahile çekeceklerdi. Nasıl olsa sahile çekeceklerdi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's a Houlberd, 30 footer. | Bu 10 metrelik bir Houlberd. Bu 10 metrelik bir Houlberd. 9 metrelik bir Houlberd marka tekneydi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's got a decent range. | Yeterli bir menzili var. Yeterli bir menzili var. Uzun mesafe gidebilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And it was riding high. They haven't | Denizden yüksek gözüküyordu. Denizden yüksek gözüküyordu. Denize çok batmamıştı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
bothered to fuel it... good. | Yakıt doldurmakla uğraşmamışlar. Güzel. Yakıt doldurmakla uğraşmamışlar. Güzel. Depoyu doldurmaya zahmet etmemişler. Güzel. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Let's place them anywhere from here... | Buradan buraya kadar herhangi bir yerde olabilirler. Buradan buraya kadar herhangi bir yerde olabilirler. Şurayla şura arasında bir yerde olacaklardır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Still a lot of choices. | Hâlen çok fazla seçenek var. Hâlen çok fazla seçenek var. Hâlâ çok seçenek var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm missing something. | Bir şeyi atlıyorum. Bir şeyi atlıyorum. Bir şeyleri gözden kaçırıyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The man an the phone... what did he say? | Telefondaki adam, ne söyledi? Telefondaki adam, ne söyledi? Telefondaki adam ne demişti? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The mask. | Maske. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Only one man wore a mask. | Maske takan sadece o var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Because she knows him. | Çünkü kız onu tanıyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We find him, we find the ghost. | Maskeli adamı bulursak hayaleti de buluruz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
How does she know him? | O adamı nereden tanıyor? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Something the other one said. | Diğeri bir şey demişti. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We need to do my treatment now, and we need to do it fast. | Tedaviyi şimdi uygulamalıyız ve hızlı olmalıyız. Tedaviyi şimdi uygulamalıyız ve hızlı olmalıyız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Miss Penn... | Bayan Penn. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Come on, Langton. | Haydi, Langton. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
A client's in critical, weapon's discharged. | Müşterinin durumu kritik, silahla vuruldu. Müşterinin durumu kritik, silahla vuruldu. Bir çatışma oldu ve müşteri yaralandı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You think I'm gonna let you hold her hand | Bu durumda Topher onu süngerle yıkarken... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You have any idea of the crap that's raining down on us? | Biz ne azarlar işitiyoruz bir fikrin var mı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Handler intervention triggers an immediate debriefing | Denetimci müdahalesi açığa çıkıp çıkmadığımız... Denetimci müdahalesi açığa çıkıp çıkmadığımız... Amirler göreve müdahale ettiklerinde... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
As soon as I finish my treatment, | Çok yaklaştık. Tedavimi bitirir bitirmez kızı bulacağız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He won't do this again. | Bunu tekrar yapmayacak. Bunu tekrar yapmayacak. Bir daha bunu yapamayacak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I need to talk to DeWitt. | DeWitt'le konuşmam lazım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You need to tell me everything | Bugünkü tüm olan bitenleri bana anlatacaksın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It wasn't a glitch. | Bu bir hata değildi. Bu bir hata değildi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The imprint was rock solid. | Yazma işlemi sorunsuz geçti. Yazma işlemi sorunsuz geçti. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
There was a weird spike last night, | Dün gece garip bir hâli vardı ama... Dün gece garip bir hâli vardı ama... Dün gece garip bir dalgalanma olmuştu ama... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
but what happened at the dock happened to Eleanor Penn. | ...iskelede olan neyse Eleanor Penn'e oldu. ...iskelede olan neyse Eleanor Penn'e oldu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Or the people we made her out of. | Ya da onu oluşturduğumuz insanlara. Ya da onu oluşturduğumuz insanlara. Yani onu kopyaladığımız kişiye. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I need you to do this quickly. | Bunu çabuk yapman gerek. Bunu çabuk yapman gerek. Hemen halletmeni istiyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Barging in here isn't going | Pazarlık etmen durumunu... Pazarlık etmen durumunu... Buraya dalmanı sana bir faydası olmayacak, Bay Langton. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
to help your situation, Mr. Langton. | ...kolaylaştırmayacak, Bay Langthon. ...kolaylaştırmayacak, Bay Langthon. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Echo can find the Crestejo girl. | Echo Crestejo kızını bulabilir. Echo Crestejo kızını bulabilir. Echo o kızı bulabilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's faster than you'd think. | Tahmin ettiğinden daha hızlı. Tahmin ettiğinden daha hızlı. Tahmin ettiğimden daha hızlıymış. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You cannot wipe her right now. | Onu şimdi silemezsin. Onu şimdi silemezsin. Şimdi onu silemezsiniz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I can do any damn thing I see fit. | Uygun gördüğüm her şeyi yapabilirim. Uygun gördüğüm her şeyi yapabilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Echo botched the engagement. | Echo anlaşmayı bozdu. Echo anlaşmayı bozdu. Echo görevi yüzüne gözüne bulaştırdı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She jeopardized | Tüm operasyonumuzu tehlikeye attı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and you put her face to face with her abuser. | Bir de tacizcisiyle yüz yüze getirdin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She recognized one of her kidnappers. | Onu kaçıranlardan birini tanıdı. Onu kaçıranlardan birini tanıdı. Fidyecilerden birini tanıdı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And she can find him again. She's the only one who can. | Ve onu tekrar bulabilir. Bunu yapabilecek tek kişi o. Ve onu tekrar bulabilir. Bunu yapabilecek tek kişi o. O adamı bulabilir. Bulabilecek tek kişi o zaten. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Ma'am, we need to distance ourselves from this. | Bu olayla aramıza mesafe koymalıyız efendim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This is becoming news. | Olay duyulabilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, Mr. Langton, | Üzgünüm, Bay Langton... Üzgünüm, Bay Langton... Üzgünüm Bay Langton... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
but this is complicated. | ...bu biraz karmaşık. ...bu biraz karmaşık. ...ama bu iş basit değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No, it isn't. | Hayır, değil. Hayır, değil. Evet, değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Echo's in pain, but she's | Echo acı çekiyor ama bu iş için en uygun kişi o. Bu konuya hâkim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
the right girl for the job, and she knows the territory. | ...bu iş için doğru kişi ve bölgeyi iyi biliyor. ...bu iş için doğru kişi ve bölgeyi iyi biliyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You wipe her, you've lost all of that. | Onu silersen, tamamen kaybedersin. Onu silersen, tamamen kaybedersin. Eğer onu silerseniz bu şansı kaybederiz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We do not have a client! | Bir müşterimiz yok. Bir müşterimiz yok. Müşterimiz yok ki? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We have a mission! | Bir misyonumuz var. Bir misyonumuz var. Bir misyonumuz var ama! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You have not been here | Diğerleri kadar uzun süredir burada değilsin... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I've been here long enough to know that you like | Yaptığımızın, insanlara yardım etmek olduğunu... Yaptığımızın, insanlara yardım etmek olduğunu... Burada yaptıklarımızla insanlara yardım ettiğimize inandığınızı... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Let Echo help this girl. | Bırakın Echo o kıza yardım etsin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Where are my glasses? | Gözlüklerim nerede? Gözlüklerim nerede? Gözlüklerim nerede? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I know how to find her. | Kızı nasıl bulacağımızı biliyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It was the first call. | İlk telefon konuşmasıydı. İlk telefon konuşmasıydı. İlk telefon konuşmasında fidyeci... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The kidnapper said, "You're the schoolteacher now." | Kaçıran adam "Sen demek şimdi de öğretmensin" dedi. Kaçıran adam "Sen demek şimdi de öğretmensin" dedi. ..."Şimdi de öğretmen mi oldun?" demişti. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He stressed you're, | Bu olayda bir öğretmen varmış gibi gergin söylemişti. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The one in the mask. | Maskeli olan. Maskeli olan. Maskeli olan. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Check her school. | Okulunu kontrol et. Okulunu kontrol et. Okulunu kontrol et. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
See who's missing. | Kayıp olan kimmiş öğren. Kayıp olan kimmiş öğren. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's been close to her. | Ona yakınmış. Ona yakınmış. Kıza yakın biri olmalı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's probably not Latino. | Muhtemelen Latin değil. Muhtemelen Latin değil. Büyük ihtimalle Latin kökenli değildir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Ms. Penn, I'm Lawrence Dominic. | Bayan Penn, ben Lawrence Dominic. Güvenlik ekibi. Bayan Penn, ben Lawrence Dominic. Güvenlik ekibi. Bayan Penn, ben Lawrence Dominic. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Security contractor. | Güvenlik danışmanı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yes, ma'am. I have a chopper standing by. | Evet efendim, helikopter sizi bekliyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That'll be Mr. Langton. He's staying here. | Bu Bay Langthon olacak. Burada kalıyor. Bu Bay Langthon olacak. Burada kalıyor. Bay Langton ses bağlantısın sağlar. O burada kalacak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She needs backup. Not from you. | Yardıma ihtiyacı var. Senden değil. Yardıma ihtiyacı var. Senden değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm her handler. | Ben onun denetimcisiyim. Ben onun denetimcisiyim. Onun amiriyim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Miss DeWitt will decide what you are. | Bayan DeWitt ne olduğuna karar verecek. Bayan DeWitt ne olduğuna karar verecek. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
James Shepherd, Caucasian male, 33. | James Shepherd. 33 yaşında, beyaz, erkek. James Shepherd. 33 yaşında, beyaz, erkek. James Shepherd, 33 yaşında, beyaz, erkek. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Out sick 12 consecutive days. | 12 gündür hastalık izini kullanıyormuş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Has a sister with an isolated house | İskeleden altı mil ötede... İskeleden altı mil ötede... Kız kardeşinin limandan 10 kilometre uzakta bir evi var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
six miles from the dock. | ...herkesten uzak bir evde yaşayan bir kız kardeşi var. ...herkesten uzak bir evde yaşayan bir kız kardeşi var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm going to need a clean and quiet touchdown with zero chance | Yere çok sessiz ve temiz bir iniş istiyorum... Yere çok sessiz ve temiz bir iniş istiyorum... Çok sessiz ve temiz bir iniş olması lazım. Bizim geldiğimizi kesinlikle görmemeliler. Beni durdurmaya çalıştı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
they'll see or heaeaour approach. | Geldiğimizi görmelerine ve duymalarına şans vermeyin... Geldiğimizi görmelerine ve duymalarına şans vermeyin... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
With respect, the last time you went head to head | Tüm saygımla ama son defasında bu adamlarla yüz yüze geldiğinizde başaramadınız. Tüm saygımla ama son defasında bu adamlarla yüz yüze geldiğinizde başaramadınız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That's fear. | Bu korku. Bu korku. Korku demek. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |