Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15871
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You have to back off. | Geri çekilmelisin. Geri çekilmelisin. Bu işten vazgeçmelisin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You need to keep away from the Borodin case. | Brodin Davasından uzak durman gerekli. Brodin Davasından uzak durman gerekli. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Do you understand? | Anlıyor musun? Anlıyor musun? Anlıyor musun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Are you able to back off? | Uzak durabilecek misin? Uzak durabilecek misin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That won't be a problem... sir. | Bu sorun olmayacak, efendim. Bu sorun olmayacak, efendim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hello, Echo. | Merhaba, Echo. Merhaba, Echo. Merhaba, Echo. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Would you sit down, please? | Birazcık oturur musun, lütfen? Birazcık oturur musun, lütfen? Oturur musun, lütfen. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The situation is a kidnap and ransom, | Adam kaçırma ve fidye olayı... Adam kaçırma ve fidye olayı... Durum 12 yaşındaki Davina Crestejo'nun... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
12 year old girl named Davina Crestejo. | 12 yaşındaki, Davina Crestejo adlı kız. 12 yaşındaki, Davina Crestejo adlı kız. ...kaçırılıp ve fidye istenmesi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
for $5 million, which her father is willing to pay. | ...5 milyon dolar karşılığı, değiş tokuşu gerekiyor. ...5 milyon dolar karşılığı, değiş tokuşu gerekiyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And we are going to help him do that. | Ve biz de ona yardım edeceğiz. Ve biz de ona yardım edeceğiz. Biz de bu konuda ona yardımcı olacağız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Kidnapper's Latino, | Kaçıranlar Latin Amerikalı, kendisine "Bay Günışığı" diyen... Kaçıranlar Latin Amerikalı, kendisine "Bay Günışığı" diyen... Fidyeciler Latin kökenli. Büyük ihtimalle Meksikalı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
refers to himself as "Mr. Sunshine." | ...büyük ihtimalle Meksikalı biri. ...büyük ihtimalle Meksikalı biri. İsmini 'Bay Neşeli' olarak verdi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This is a high risk engagement so you'll have | Bu yüksek riskli bir görev bu yüzden... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Anything goes wrong, | Bir şeyler ters giderse ya da hissedersen... Bir şeyler ters giderse ya da hissedersen... Eğer bir şeyler yanlış giderse... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
you extract Echo immediately. | Echo'yu hemen çıkaracaksın. Echo'yu hemen çıkaracaksın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Her purpose is to facilitate the exchange, | Onun görevi, değişimi ayarlamak, daha fazlası değil. Onun görevi, değişimi ayarlamak, daha fazlası değil. Onun görevi takasın gerçekleşmesini sağlamak... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
nothing more. | ...daha fazlası değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No one is to be brought to justice. | Kimse adalete teslim edilmeyecek. Kimse adalete teslim edilmeyecek. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We'll skip any ex cop | Sakıncası yoksa eski polis kahramanlılarını kendine sakla. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Not a problem. | Sorun değil. Sorun değil. Tabii ki. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
My only priority... Is Echo. | Tek önceliğim... Echo. Tek önceliğim... Echo. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Good. | ...söylemeleri gereken bir şeydi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So, | Peki... Kim olduğunu düşünüyor? Peki... Kim olduğunu düşünüyor? Ee... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
who does she think she is? | Kim olduğunu sanıyor? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Gabriel Crestejo? | Gabriel Crestejo? Gabriel Crestejo? Gabriel Crestejo. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, who are you? | Özür dilerim, siz kimsiniz? Özür dilerim, siz kimsiniz? Affedersiniz, siz kimsiniz? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You asked for me. | Bana ihtiyaç duymuşsunuz. Bana ihtiyaç duymuşsunuz. Beni istemişsiniz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm here to help. | Yardım etmek için buradayım. Yardım etmek için buradayım. Buraya yardım etmeye geldim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm sure he did. | Eminim önermiştir. Eminim önermiştir. Eminim öyledir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm a little surprised, though, that he sent you. | Sizi göndermelerine biraz şaşırdım. Sizi göndermelerine biraz şaşırdım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
In my experience, | Tecrübelerime dayanarak, kadınların insanı sakinleştiremeyeceğini söyleyebilirim. Tecrübelerime dayanarak, kadınların insanı sakinleştiremeyeceğini söyleyebilirim. Tecrübelerime göre güzel bir kadın kimsenin sıkıntısına gideremez. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Fatherly types do that. | Bunu babacan tipler yapar,... Bunu babacan tipler yapar,... Babacan tipler giderebilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They're warm and comforting, | ...sıcaklıkları ve rahatlıkları insanı güvende hissettirir. ...sıcaklıkları ve rahatlıkları insanı güvende hissettirir. Sıcak kanlı olurlar, insanları rahatlatır, güvende hissetmelerini sağlarlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
A beautiful woman | Güzel bir kadın dikkat dağıtır, sinirleri bozar veya kıskanç yapar. Güzel bir kadın dikkat dağıtır, sinirleri bozar veya kıskanç yapar. Güzel bir kadın ise dikkat çeker, insanları tedirgin eder ya da kıskandırır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I can't afford that. | Şu durumda, bunu göze alamam. Şu durumda, bunu göze alamam. Kaybedeceklerimi hesaba katarsak bunu göze alamam. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I think our friend sent the wrong person. | Sanırım arkadaşın yanlış insanı gönderdi. Sanırım arkadaşın yanlış insanı gönderdi. Sanrım arkadaşımız yanlış kişiyi göndermiş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Fatherly types. | Babacan tipler... Babacan tipler... Babacan biri ha. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Like Edward James Almos. | Edward James Almos gibi. Edward James Almos gibi. Aynen Edward James Almos gibi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You can hire someone else, | Başkasını tutabilir... Başkasını tutabilir... İsterseniz bana ödediğiniz ücretle başka birini tutabilirsiniz... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
give them my fee, but I'm the one | ...bana ödeyeceğinizi ona ödeyebilirsiniz ama... ...bana ödeyeceğinizi ona ödeyebilirsiniz ama... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
best qualified to save your daughter. | ...kızınızı kurtarabilecek en yetenekli kişi benim. ...kızınızı kurtarabilecek en yetenekli kişi benim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Just this. | Sadece bu işi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You want people | İnsanların rahat hissetmesini mi istiyorsunuz? İnsanların rahat hissetmesini mi istiyorsunuz? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We're past that. | Onu geçtik bile. Onu geçtik bile. Sadece bu işi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
These men are stone professionals. | Bu adamlar taş gibi tam birer profesyoneller. Bu adamlar taş gibi tam birer profesyoneller. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Not on the way home from school, or in the park... | Ne okul yolundan ne de parktan kaçırdılar... Ne okul yolundan ne de parktan kaçırdılar... Okul yolunda ya da bir parkta değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
they came inside your house, | ...kale gibi evinize, içine kadar girip,... ...kale gibi evinize, içine kadar girip,... Evinizin içine girdiler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
your seriously fortified house, | Kale gibi korunan evinizin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
in order to tell you | ...neler yapabileceklerini gösterdiler. ...neler yapabileceklerini gösterdiler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I've dealt with the others... | Diğer tiplerle de çalıştım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
amateurs, men with a grudge, | Amatörlerle, kin tutanlarla ya da heyecan için yapanlarla. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You want a professional, | Siz, profesyonel istiyorsunuz... Siz, profesyonel istiyorsunuz... Bir profesyonel, işinin erbabı birini istiyorsunuz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
a man who knows the business. | ...sizin gibi iş hayatını bilen biri... ...sizin gibi iş hayatını bilen biri... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Knows how high the stakes should or shouldn't go. | ...ne kadar ileri gidip gitmemesi gerektiğini bilir. ...ne kadar ileri gidip gitmemesi gerektiğini bilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And what's the percentage? | Bunların yüzdesi nedir peki? Bunların yüzdesi nedir peki? Peki yüzde kaç? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Not a hundred. | Yüzde yüz değildir. Yüzde yüz değildir. Yüzde yüz değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is her room in here? | Odası burada mı? Odası burada mı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We haven't touched anything. | Hiçbir şeye dokunmadık. Hiçbir şeye dokunmadık. Hiçbir şeye dokunmadık. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's nearsighted. | O miyop. O miyop. Çünkü miyop. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is that supposed to make people take her seriously? | Bu, insanların onu ciddiye alması anlamına mı geliyor? Bu, insanların onu ciddiye alması anlamına mı geliyor? Bu sayede insanlar onu ciddiye mi alacak? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Like the librarian thing | Kütüphane şeyi gibi, ne olduğu gerçeğini saklaya... Kütüphane şeyi gibi, ne olduğu gerçeğini saklaya... İnek havası onun bekledikleri gibi görünmediğini | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Am I speaking Urdu? | Urduca mı konuşuyorum? Urduca mı konuşuyorum? Urduca mı konuşuyorum? Uzağı göremiyor, Boyd. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's nearsighted, Boyd. | O miyop, Boyd. O miyop, Boyd. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You can mess up her eyesight? | Görüşünü de mi değiştirebiliyorsun? Görüşünü de mi değiştirebiliyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I can mess up the neural connections to her eyesight. | Gözüne giden sinir bağlantılarını karıştırabiliyorum. Gözüne giden sinir bağlantılarını karıştırabiliyorum. Gördüklerini beyne ileten bağlantılarla oynayabilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Make her brain process the information it gets | Beyninin, bu bilgiyi istediğim gibi algılamasını sağlıyorum. Beyninin, bu bilgiyi istediğim gibi algılamasını sağlıyorum. Beynin verileri istediğim gibi yorumlamasını sağlayabilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
As, for example, blurry. | Örnek gerekirse, bulanıklık. Örnek gerekirse, bulanıklık. Mesela bulanık görebilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
But why would you? | Ama neden yapıyorsun? Ama neden yapıyorsun? Ama neden? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Why handicap her in a job like this? | Böylesine bir işte neden bu engeli koyuyorsun? Böylesine bir işte neden bu engeli koyuyorsun? Böyle bir işte neden ona bir kusur verdin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So these personality imprints... | Yüklediğimiz bu kişilikler, gerçek insanların kişiliklerinden geliyor. Yüklediğimiz bu kişilikler, gerçek insanların kişiliklerinden geliyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Now, I can create amalgams | Bu kişiliklerden parçalar alarak karışımlar yapabilirim,... Bu kişiliklerden parçalar alarak karışımlar yapabilirim,... Bu kişiliklerden parçalar alarak... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
of those personalities, pieces from here or there, | ...ortaya bir karışım çıkarabilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
but it's not a greatest hits; it's a whole person. | Ama bu sayede mükemmel bir kişi değil, gerçek bir birey ortaya çıkar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
by... a lack. | Ya da eksikliklerle. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Can't have one without the other. | Biri olmadan diğeri olmaz. Biri olmadan diğeri olmaz. Kusursuz olunamıyor mu? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Everyone who excels | Öne çıkanlar, üstesinden gelebilenlerdir. Öne çıkanlar, üstesinden gelebilenlerdir. Bunu başaranların başka sorunları çıkıyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Running from something. | Bir şeyden kaçmak. Bir şeyden kaçmak. Bir şeyden kaçıyor... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hiding from something. | Bir şeyden saklanmak. Bir şeyden saklanmak. ...ya da saklanıyorlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So what's in the past that you gave Echo? | Peki, Echo'ya yüklediğin geçmişte ne vardı? Peki, Echo'ya yüklediğin geçmişte ne vardı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That's her business, Boyd. | Bu, onun sorunu, Boyd. Bu, onun sorunu, Boyd. Bu onu ilgilendirir, Boyd. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's right for the job. | İş için biçilmiş kaftan. İş için biçilmiş kaftan. Bu iş için doğru kişi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's spent her life profiling | Tüm ömrünü profil çıkarmakla ve fidyecilerle... Tüm ömrünü profil çıkarmakla ve fidyecilerle... Tüm hayatını fidyecilerin profilini çıkararak... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and negotiating with kidnappers. | ...pazarlık yaparak geçirmiş. ...pazarlık yaparak geçirmiş. ...ve onlarla pazarlık yaparak harcamış. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That's the person they needed, so that's who Echo is. | İhtiyaç duyulan kişi o ve bu yüzden Echo, o. İhtiyaç duyulan kişi o ve bu yüzden Echo, o. Böyle bir kişiye ihtiyaçları olduğundan Echo öyle biri oldu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The expert. | "Uzman" "Uzman" İşinin uzmanı biri. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Who's nearsighted. | Miyop biri... Miyop biri... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She also has asthma. | Ayrıca astımı da var. Ayrıca astımı da var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What took you so long? | Niye bu kadar geç açtın? Niye bu kadar geç açtın? Niye bu kadar bekledin? Bay Neşeli ile mi görüşüyorum? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's right here. | Tam burada. Tam burada. Burada. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
My name is Eleanor Penn. | Adım Eleanor Penn. Adım Eleanor Penn. Adım Eleanor Penn. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And I'll be handling the transaction. | İşlemleri ben yürüteceğim. İşlemleri ben yürüteceğim. Takası ben sağlayacağım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I told him no cops! | Ona, polis yok demiştim. Ona, polis yok demiştim. Polis yok demiştim! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Put Gabriel on, | Gabriel'i ver. Gabriel'i ver. Hemen Telefonu Gabriel'e ver ki kızını keserken sesini duyabilsin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm gonna cut his little girl | Duyabilmesi için, küçük kızını keseceğim. Duyabilmesi için, küçük kızını keseceğim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He can hear. | Duyabilir. Ben polis değilim. Duyabilir. Ben polis değilim. Seni duyabiliyor. Ben polis değilim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm not FBI. | FBI'dan değilim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm here only to facilitate a private transaction | Özel bir işlemi kolaylaştırmak... Özel bir işlemi kolaylaştırmak... Sadece özel bir takas gerçekleşirken kimsenin zarar görmemesi için buradayım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and make sure no one is hurt during it. | ...kimsenin canının yanmayacağından emin olmak için buradayım. ...kimsenin canının yanmayacağından emin olmak için buradayım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No, you're a federale... you think I'm stupid? | Hayır, sen federal bir ajansın. Beni salak mı sandın? Hayır, sen federal bir ajansın. Beni salak mı sandın? Hayır sen polissin. Beni aptal mı sandın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |