• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156420

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Following Mum's special diet. Annemin özel rejimini uyguluyorum. Annemin özel dieti. Submarine-1 2010 info-icon
Is that because of the... Sebebi yoksa... Şey yüzünden mi... Submarine-1 2010 info-icon
We eat lots of ginger now. Artık çok zencefil yiyoruz. Şu sıralar çok zencefil yiyoruz. Submarine-1 2010 info-icon
So, Friday. Demek Cuma günü. Yani Cuma? Submarine-1 2010 info-icon
The visiting hours are six till eight. Ziyaret saatleri altıyla sekiz arası. Ziyaret saatleri 6'dan 8'e. Submarine-1 2010 info-icon
Got it. Six till eight. Anladım. Altıyla sekiz arası. Anladım 6'dan 8'e. Submarine-1 2010 info-icon
I'll meet you there. Orada görüşürüz. Senle orada buluşuruz. Submarine-1 2010 info-icon
I'm sorry I'm like this. Böyle davrandığım için özür dilerim. Üzgünüm böyle olduğum için. Submarine-1 2010 info-icon
I dunno. I'm sorry. No, it's fine. Bilmiyorum işte. Özür dilerim. Yok, önemli değil. Bilmem üzgünüm. Hayır, önemli değil. Submarine-1 2010 info-icon
Don't think you have to wait. It's cold. No, it's fine. I'll wait. Senin beklemene gerek yok. Hava soğuk. Yok, önemli değil. Beklerim. Beni bekleme, çok soğuk. Sorun değil, beklerim. Submarine-1 2010 info-icon
I've got you these matches. Sana bu kibritlerden aldım. Sana bu kibritleri aldım. Submarine-1 2010 info-icon
Your favourite. En sevdiğinden. Favorilerin. Submarine-1 2010 info-icon
I noticed the way you light a match. Kibriti nasıl çaktığını fark ettim. Farkettim ki kibrit yaktığında Submarine-1 2010 info-icon
The flame is the same shape as a falling tear. Alevin şekli, düşen bir gözyaşıyla aynı. Alevi düşen bir göz yaşına benziyor. Submarine-1 2010 info-icon
I knew then it was too late to save her. O anda onu kurtarmak için çok geç kaldığımı fark etmiştim. Onu kurtarmanın çok geç olduğu noktayı anlamıştım. Submarine-1 2010 info-icon
She'd gone gooey in the middle. Aşırı duygusala bağlamıştı. İçinde bir şey ölmüştü. Submarine-1 2010 info-icon
From now on she'll buy little gifts for her favourite teachers Artık sevdiği öğretmenlerine ufak hediyeler alacak, Artık öğretmenlerine küçük hediyeler alan bir kız olup çıkacak, Submarine-1 2010 info-icon
and she'll admire the scenery and she'll buy soup for homeless people. ...manzaradan hoşlanacak, evsizlere çorba alacak... manzaralardan hoşlanıp evsiz insanlara çorba yapacaktı. Submarine-1 2010 info-icon
And she'll never burn my leg here again. ...ve bir daha asla bacağımı yakmayacaktı. Ve bir daha bacak kıllarımı yakmayacak. Submarine-1 2010 info-icon
Maybe I will go. It's pretty cold. Yeah. Gitsem mi yoksa? Bayağı soğukmuş. Evet. Bence de gideyim. Çok soğuk. Evet. Submarine-1 2010 info-icon
TV: When I discovered I could see these colours in people, İnsanların içindeki renkleri görebildiğimi keşfetmem, İnsanların içindeki renkleri görebildiğimi keşfettiğimde Submarine-1 2010 info-icon
it took a long time because I was in such a state of anxiety. ...büyük bir kaygı içerisinde olduğum için uzun zaman aldı. ki hiç kolay olmadı, çok zaman aldı bu. Submarine-1 2010 info-icon
It was when I start.ed to be comfort.able with it and stopped trying to resist it, Bana can katmaya başlaması da onunla barışıp... Sonra bu yeteneğimle anlaşmayı öğrendim, çünkü normalde rahatsız edici olabiliyor. Submarine-1 2010 info-icon
it start.ed to nourish me. ...ona karşı direnmeyi kesmemle başladı. O zaman beni güçlendirdi. Submarine-1 2010 info-icon
And I could relax around it and be in it. Artık etrafındayken rahatlayabiliyor ve içine girebiliyorum. Rahatlayıp olayı kendi akışına bırakabildim. Submarine-1 2010 info-icon
Then I start.ed to make more of an understanding of it. Sonra onu biraz daha kavrayabilmeye başladım. Sonra bu yeteneği daha iyi anlamak için çabaladım. Submarine-1 2010 info-icon
Well, it's um... Şey, bayağı... Şey, mm. Submarine-1 2010 info-icon
It's interesting. İlgi çekiciymiş. Bayağı ilginç Submarine-1 2010 info-icon
He's really working that third eye, isn't he? Üçüncü gözünün hakkını veriyor, değil mi? Bu 3. göz olayıyla uğraşıyor fazlaca. Submarine-1 2010 info-icon
It's just a metaphor, Lloyd. Metafor o, Lloyd. Sadece bir benzetme o Lloyd. Submarine-1 2010 info-icon
Oh, no, no, no. I mean, it's good, yes. Yok, yok, yok. Yani, iyiymiş, evet. Oh hayır yani iyi bir şey, iyi anlamda. Submarine-1 2010 info-icon
I like the whole colour coding thing. Bütün o renk kodlama şeyini sevdim. Renklerde anlam arama olayı güzel. Submarine-1 2010 info-icon
Well, I'd like to go again. Eee, ben tekrar gitmek istiyorum. Ben tekrar giderim diye düşünüyordum Submarine-1 2010 info-icon
I'd like you to be there, so... Senin de orada olmanı isterim, yani... Sen de gelirsen yani. Submarine-1 2010 info-icon
You want us to go? Yes, I do. Birlikte gidelim mi istiyorsun? Evet, istiyorum. Beraber mi gidelim diyorsun? Evet. Submarine-1 2010 info-icon
Do I have to bring shorts? Şort getirmeme gerek var mı? Nasıl giyinmem gerekiyor? Submarine-1 2010 info-icon
It's on this Friday, so... Right, OK, yeah. Bu Cuma günü, yani... Tamam, peki, evet. Bu Cuma geleceksen. Doğru, tamam, peki. Submarine-1 2010 info-icon
What, are you coming or... Ne, gelecek misin, yoksa... Ne yani geliyor musun yoksa... Submarine-1 2010 info-icon
Well, I'm intrigued, yeah. Şey, ilgimi çekti, evet. İlgimi çekti yani. Submarine-1 2010 info-icon
For sure. This Friday. This Friday. Kesinlikle. Bu Cuma. Cuma günü. Neden olmasın. Bu cuma. Submarine-1 2010 info-icon
This Friday? Mm hm. Bu Cuma mı? Hı hı. Bu cuma? Mm hm. Submarine-1 2010 info-icon
OK, yep, yep. Tamam, evet, evet. Tamam, güzel. Submarine-1 2010 info-icon
Thank you. Mm. Teşekkürler. Mm. Submarine-1 2010 info-icon
Don't let me down. OK? Beni yüzüstü bırakma, tamam mı? Beni hayal kırıklığına uğratma tamam mı? Submarine-1 2010 info-icon
The most fantastical way people experience the Graham T Purvis system İnsanların Graham T. Purvis Sistemi'ni tecrübe edebilecekleri en fantastik yol, "Graham T Purvis renk sistemini anlamanın en iyi yolu tabi Submarine-1 2010 info-icon
is to come to the seminar. ...seminere gelmeleridir. seminerlere gelmek." Submarine-1 2010 info-icon
Oliver, what are you doing? Oliver, ne yapıyorsun? Oliver, ne yaptığını sanıyorsun? Submarine-1 2010 info-icon
..have been mind blowing. I've seen lives change. ...akıl alıcıydı. Hayatların değiştiğini gördüm. Submarine-1 2010 info-icon
It's just incredible. Muhteşem bir şey. Submarine-1 2010 info-icon
I wish on a global scale that people could get the message. Keşke küresel bir boyutta insanlar bu mesajı alabilselerdi. Submarine-1 2010 info-icon
Wouldn't it be just wonderful? Harika olmaz mıydı? Submarine-1 2010 info-icon
Friday... Cuma günü... Cuma.. Submarine-1 2010 info-icon
I'll be OK. I'll be... Üstesinden geleceğim. Üstesinden... Sorun çıkmayacak. Submarine-1 2010 info-icon
I'll be fine. I'll be all right. Gelip geçecek. Halledeceğim. Sorun çıkmayacak, yok sorun. Submarine-1 2010 info-icon
Yeah, I'll be OK. Evet, üstesinden geleceğim. Evet, sorun yok. Submarine-1 2010 info-icon
You should go in. İçeri girsen iyi olur. İçeri girsene. Submarine-1 2010 info-icon
Dad, aren't you going to Graham's thing? Baba, Graham'ın mevzusuna gitmeyecek miydin? Baba Graham'ın şeyine gitmiyor musun? Submarine-1 2010 info-icon
Hm? Graham's thing. It's Friday. Hm? Graham'ın mevzusu. Bugün Cuma. Hm? Graham'ın semineri. Bugün Cuma. Submarine-1 2010 info-icon
I thought you were going out. Dışarı çıkacaksın sanıyordum. Ben de sen dışarı çıkıyorsun sanmıştım. Submarine-1 2010 info-icon
Yeah, I'm meant to be at the hospital. Evet, hastanede olmam gerekiyordu. Evet, hastaneye gidecektim.. Submarine-1 2010 info-icon
Well, you should get along then, I suppose. Şey, o zaman yola koyulsan iyi olur herhalde. Çık o zaman. Submarine-1 2010 info-icon
Yeah. Yeah, I will. Yeah, I should go. Evet. Evet, koyulurum. Evet, iyi olur. Evet, evet çıkıcam. Gidicem. Submarine-1 2010 info-icon
Right, I'm off out. Tamam, ben çıktım. Ben çıkıyorum. Submarine-1 2010 info-icon
I'll see you, then. Görüşürüz. Submarine-1 2010 info-icon
Dad, who would you save first in a house fire, Baba, annemi ve beni kurtarmanın... Baba, eğer evde yangın çıksa Submarine-1 2010 info-icon
given the hypothetical situation ... eş zorlukta olduğu varsayımına göre, teorik olarak yani, Submarine-1 2010 info-icon
that both Mum and l were equally difficult to save? ...evde yangın çıksa ilk hangimizi kurtarırdın? annemi mi kurtarırdın beni mi? Submarine-1 2010 info-icon
I'd save your mother first, Önce anneni kurtarırdım, İlk önce anneni kurtarırdım. Submarine-1 2010 info-icon
so we had a better chance of working together to save you. o zaman birlikte çalışıp seni kurtarma şansımız artardı. Böylece sonra iki kişi olarak seni kurtarmamız daha kolay olurdu. Submarine-1 2010 info-icon
Do you often feel like this? Sıklıkla böyle mi hissediyorsun? Hep böyle hissediyor musun? Submarine-1 2010 info-icon
Tired? Down in the dumps. Bitkin mi? Keyifsiz. Yorgun? Boğuluyormuş gibi. Submarine-1 2010 info-icon
Quite often. Oldukça sıklıkla. Sık sık. Submarine-1 2010 info-icon
How long for? Ne zamandır? Submarine-1 2010 info-icon
Since I was about your age, I suppose. Herhalde aşağı yukarı senin yaşından beri. Senin yaşlarındayken başlamıştı sanırım. Submarine-1 2010 info-icon
What does it feel like? Nasıl hissediyorsun? Nasıl bir duygu peki? Submarine-1 2010 info-icon
Like being underwater. Sanki su altındaymış gibi. Suyun altında olmak gibi. Submarine-1 2010 info-icon
Is that why you became a marine biologist? Bu yüzden mi deniz biyologu oldun? Bu yüzden mi Deniz biyolojisti oldun? Submarine-1 2010 info-icon
Maybe, yeah. Belki de, evet. Belki, sanırım. Submarine-1 2010 info-icon
Have you always liked fish? Balıkları hep sever miydin? Balıkları hep sevdin mi? Submarine-1 2010 info-icon
I just sort of drifted into it, really. No pun intended. İçine sürüklendim gibi. Kelimenin tam anlamıyla. Bu işin içinde alabora oldum sanırım. Espri değildi. Submarine-1 2010 info-icon
And does Mum mind? Ya annem ne diyor? Annem'in umurunda mı bu durum? Submarine-1 2010 info-icon
I think she'd rather I earnt more money. Bence daha fazla para kazanmamı yeğlerdi. Umarım umurundadır. Yani evin geliri falan... Submarine-1 2010 info-icon
No, you being underwater. Yok, su altında olmanı. Hayır senin su altında olman. Submarine-1 2010 info-icon
Yeah, no. Evet, yok. Emin değilim. Submarine-1 2010 info-icon
I'm sure she'd rather I wasn't. Eminim olmamamı yeğlerdi. Böyle olmamı istediğini sanmıyorum. Submarine-1 2010 info-icon
It's not very pleasant. Pek hoş olmuyor. Hoş bir duygu değil. Submarine-1 2010 info-icon
The ocean is six miles deep, isn't it? Okyanus altı mil derinliğinde, değil mi? Okyanus 10 kilometre derinlikte değil mi? Submarine-1 2010 info-icon
Well remembered. Yeah. İyi hatırladın. Evet. İyi hatırladın, evet. Submarine-1 2010 info-icon
Could be Mum. Annem olabilir. Submarine-1 2010 info-icon
Or Jordana. Jordana da. Ya da Jordana. Submarine-1 2010 info-icon
I haven't spoken to Jordana about her mother because there's only two possible outcomes. Jordana'yla annesi hakkında, ortada sadece iki olası sonuç olduğu için konuşmamıştım. Jordana'yla konuşmadım çünkü iki ihtimal var. Submarine-1 2010 info-icon
Either the operation was a success, Ya ameliyat başarılı geçecekti, Ya ameliyat başarılı geçti, Submarine-1 2010 info-icon
in which case she'll be too relieved to be angry with me for long, ki öyleyse bana uzun süre kızgın olamayacak kadar rahatlamış olacaktı, ki böyleyse bana kızamayacak kadar rahatlamıştır. Submarine-1 2010 info-icon
or her mother was dead, ya da annesi ölmüş olacaktı, Ya da annesi ölmüştür Submarine-1 2010 info-icon
in which case she needs privacy and time to grieve. ki öyleyse yalnız kalmak ve matem tutmak için zamana ihtiyacı olacaktı. o zamanda yas tutmak için biraz zamana ihtiyacı vardır. Submarine-1 2010 info-icon
During this brief hiatus, I can help save my parents' marriage Bu kısa aralık esnasında, ebeveynlerimin evliliklerini kurtarmalarına yardımcı olabilir... Ona biraz zaman verirsem kendi ailemi kurtaracak vaktim de olur. Submarine-1 2010 info-icon
and then resume my duties as the best boyfriend in the world. ... ve sonra da dünyadaki en iyi erkek arkadaşlık görevimi sürdürebilirdim. Sonra dünyanın en iyi erkek arkadaşı olarak görevlerime devam ederim. Submarine-1 2010 info-icon
Oliver. Oliver? Oliver. Submarine-1 2010 info-icon
Yes? Efendim? Evet. Submarine-1 2010 info-icon
What's this? I don't know. Bu ne? Bilmem. Ne bu? Bilmiyorum. Submarine-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156415
  • 156416
  • 156417
  • 156418
  • 156419
  • 156420
  • 156421
  • 156422
  • 156423
  • 156424
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim