• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156415

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Plus a couple of things I thought you might dig. Artı beğeneceğini düşündüğüm bir iki şey. Artı senin hoşuna gidebilecek bir kaç şey. Submarine-1 2010 info-icon
I think music can make things seem a bit more real, sometimes, Bazı zamanlarda, bence müzik olayları daha gerçekçi kılabilir, Bazen müzik hayatı daha gerçekçi yapıyor. Submarine-1 2010 info-icon
if you know what I mean. Thanks. ...bilmem anlatabiliyor muyum. Teşekkür ederim. dediğimi anlıyorsan. Evet, sağ ol. Submarine-1 2010 info-icon
I've also included some break up songs towards the end, Ayrıca sonuna doğru bazı ayrılık şarkıları da koydum, Ayrıca sonlara doğru ayrılık şarkıları da ekledim. Submarine-1 2010 info-icon
just in case things don't work out. hani işler yolunda gitmezse diye. Eğer işler yolunda gitmezse diye Submarine-1 2010 info-icon
Which, obviously, you know, that isn't the aim, though, I'm gonna tell you, it is likely. Tabii, hani, hedef o olmasa da, haberin olsun, gerçekleşmesi olası. Ki istemesek bile olması muhtemel şeyler bunlar. Submarine-1 2010 info-icon
Passion rarely lasts, I'm afraid. Ne yazık ki tutku çabuk tükenir. Tutku çok fazla dayanmıyor korkarım ki. Submarine-1 2010 info-icon
All right, well... Pekâlâ, şey... Neyse. Submarine-1 2010 info-icon
good night and erm...well done! İyi geceler ve eee... Aferin! İyi geceler ve, tebrikler! Submarine-1 2010 info-icon
It's an achievement. It really is, of sorts. Bu bir başarı. Cidden öyle sayılır. Bu bir başarı. Cidden, belli bir alanda. Submarine-1 2010 info-icon
Good night, son. İyi geceler, oğlum. İyi geceler oğlum. Submarine-1 2010 info-icon
Tomorrow I'll be quicker Yarın daha hızlı olacağım Submarine-1 2010 info-icon
I'll stare into the strobe light flicker Yanıp sönen elektronik flaşa bakacağım Gözümü alan ışığa bakıp Submarine-1 2010 info-icon
And afloat I'll stay ve kalacağım su üstünde Yüzer halde duracağım Submarine-1 2010 info-icon
But I'm quite all right hiding today Ama bugün saklanmam hiç de sorun değil Ama saklanacağım bu gün Submarine-1 2010 info-icon
Tomorrow I'll be faster Yarın daha hızlı olacağım Submarine-1 2010 info-icon
I'll catch what I've been chasing after Peşinde olduğumu yakalayacağım Peşinden koştuğumu yakalayıp Submarine-1 2010 info-icon
And have time to play ve sonra da oyuna vakit bulacağım Oynamaya zaman bulacağım Submarine-1 2010 info-icon
And I will play the coconut shy Ve *hindistan cevizi vurmaca oynayacağım Hindistan cevizleriyle oynayacağım Submarine-1 2010 info-icon
And win a prize even if it's rigged Ve hileyle olsa da ödül kazanacağım Ödül kazanacağım, belki hileyle Submarine-1 2010 info-icon
I won't know when to stop Duracağım zamanı bilmeyeceğim Nerede durmasını bilmeyeceğim Submarine-1 2010 info-icon
And you can leave off my lid Ve gözkapağımı bırakabilirsin. Kapağımdan tutup açsan Submarine-1 2010 info-icon
And I won't even lose my fizz Ve canlılığımı kaybetmeyeceğim bile Gazım bile kaçmayacak Submarine-1 2010 info-icon
I'll be the polka dots type Puantiyeli cinsten olacağım. Nokta nokta olacağım Submarine-1 2010 info-icon
I'll know the way back if you know the way Eğer yolu biliyorsan ben dönüş yolunu bileceğim. Gidişi bilirsen dönüşü bileceğim Submarine-1 2010 info-icon
But if you are, I am quite all right Ama öyleysen, bugün saklanmak Ama sen de varsan yanımda Submarine-1 2010 info-icon
Hiding today hiç de sorun değil Saklanacağım bu gece Submarine-1 2010 info-icon
Jordana and I enjoyed a glorious atavistic fort.night of lovemaking, Jordana'yla sevişerek, hocaları aşağılayarak, Jordanayla atavik aşkımızdan memnunduk Submarine-1 2010 info-icon
humiliating teachers and bullying the weak. ...ve zayıflara kabadayılık ederek harikulade ataç iki hafta geçirdik. Öğretmenleri küçük düşürüyor, zayıflara zorbalık yapıyorduk. Submarine-1 2010 info-icon
I've already turned these moments into the Super 8 footage of memory. Bu anları *Süper 8 metraj anılarına dönüştürdüm bile. Anlarımızı çoktan Super 8 kamera ile kaydedip belgelemiştim. Submarine-1 2010 info-icon
Tomorrow I'll be stronger Yarın daha güçlü olacağım Submarine-1 2010 info-icon
Running colourful Artık siyah ve beyaz değil Siyah beyaz değil Submarine-1 2010 info-icon
No longer just in black and white Rengarenk koşacağım Renkler içinde koşacağım Submarine-1 2010 info-icon
And quite all right hiding tonight Ama bugün saklanmam hiç de sorun değil Ama saklanacağım bu gece Submarine-1 2010 info-icon
And I will have a game on the coconut shy Ve hindistan cevizi vurmaca oynayacağım Hindistan cevizleriyle oynayacağım Submarine-1 2010 info-icon
I won't know when to stop and you can leave off my lid Duracağım zamanı bilmeyeceğim ve gözkapağımı bırakabilirsin. Nerede durmasını bilmeyeceğim Kapağımdan tutup açsan Submarine-1 2010 info-icon
I'll be the polka dots type Puntolu cinsten olacağım. Nokta nokta olacağım Submarine-1 2010 info-icon
I'll probably swim through a few lagoons Herhalde birkaç lagün kulaçlarım. Sanırım sığ sularda yüzeceğim Submarine-1 2010 info-icon
I'll have a spring in my step Adımda kaynak olacak. Ayağımda yayla Submarine-1 2010 info-icon
And I'll get there soon Ve oraya çabucak geleceğim Oraya çabuk gelip Submarine-1 2010 info-icon
To sing you a happy tune Sırf sana mutlu bir ezgi söylemek için. Sana mutlu bir tınıyla eşlik edeceğim Submarine-1 2010 info-icon
And you'd better bring a change of clothes Yedek kıyafet getirsen iyi edersin Üstünü değiştirsen iyi olur Submarine-1 2010 info-icon
So we can sail our laughing pianos O zaman bir ışık demetiyle Gülen çalgılarımızla denize açılırız Submarine-1 2010 info-icon
Along a beam of light Gülen piyanolarımızı denize sürebiliriz Arkamızda bir ışık hüzmesiyle Submarine-1 2010 info-icon
But I'm quite all right hiding tonight Ama bugün saklanmam hiç de sorun değil. Ama saklanacağım bu gece Submarine-1 2010 info-icon
It's fucking ridiculous! How long's it been? Bu saçmalığın daniskası! Ne kadardır böyleydi? Saçmalık, kaç hafta oldu? Submarine-1 2010 info-icon
Two weeks. It's fucking ridiculous! İki haftadır. Saçmalığın daniskası! İki hafta, sikicem, saçmalığa bak. Submarine-1 2010 info-icon
I'm not bothered. We've as good as done it. Beni rahatsız etmiyor. Neredeyse ayrıldık sayılır. İlgilenmiyorum. Yapmış kadar olduk. Submarine-1 2010 info-icon
Never take more than a week between everything but and stuffing it in. Çakma arasına sakın bir haftadan fazla koyma. Bir haftadan uzun sürüyorsa bir şeyler yanlıştır. Submarine-1 2010 info-icon
She's taking the piss. Keiron, back me up. Kafa yapıyor işte. Keiron, destekle beni. Seninle dalga geçiyor. Keiron, destek çık. Submarine-1 2010 info-icon
She's taking the piss, man. Thank you. Kafa yapıyor be birader. Sağ ol. Seninle dalga geçiyor. Teşekkürler. Submarine-1 2010 info-icon
Watch out, she's looking. Dikkat et, bakıyor. Dikkat et, bu tarafa bakıyor. Submarine-1 2010 info-icon
Is she still looking? Hâlâ bakıyor mu? Hala bakıyor mu? Submarine-1 2010 info-icon
Yep. Hı hı. Evet. Submarine-1 2010 info-icon
Jordana hates any place that could be termed romantic. Jordana romantik olarak adlandırılabilecek her yerden nefret eder. Jordana romantik olabilecek her yerden nefret ediyor. Submarine-1 2010 info-icon
With this in mind, I took her to one of my favourite industrial estates, Bunu düşünerek, biraz baş başa vakit geçirebilmek için... Bunu da hesaba katarak onu en sevdiğim endüstriyel alanlardan birine götürdüm. Submarine-1 2010 info-icon
for some quality one on one time. ...onu en sevdiğim sanayi bölgelerinden birine götürdüm. Baş başa kalalım diye. Submarine-1 2010 info-icon
This is nice, isn't it? Güzel, değil mi? Güzel değil mi? Submarine-1 2010 info-icon
JORDANA: Yeah, it's not bad. Evet, fena değil. Fena değil. Submarine-1 2010 info-icon
OLlVER: I mean, you know, we get on pretty well. Diyorum ki, yani, oldukça iyi anlaşıyoruz. Yani bence çok iyi anlaşıyoruz. Submarine-1 2010 info-icon
JORDANA: Yeah, it's fun. Evet, eğleniyoruz. Evet, evet, eğlenceli. Submarine-1 2010 info-icon
And we're getting more and more intimate. Ve gittikçe yakınlaşıyoruz. Ve giderek daha fazla yakınlaşıyoruz. Submarine-1 2010 info-icon
Intimate? Yakınlaşmak mı? Yakınlaşıyoruz? Submarine-1 2010 info-icon
Yeah, you know, we've done things. We've been intimate. Evet, hani, bazı şeyler yaptık. Yakınlaştık. Evet, bilirsin, beraber takıldık. Yakınlaştık. Submarine-1 2010 info-icon
We have been intimate, yeah. Yakınlaştık, evet. Yakınlaşmışız evet. Submarine-1 2010 info-icon
My parents are going to the cinema on Thursday. Ebeveynlerim Perşembe'leri sinemaya gider. Babamla annem Perşembe günü sinemaya gidiyor. Submarine-1 2010 info-icon
It's a tradition. They go every Thursday evening. Gelenekleridir. Her Perşembe akşamı giderler. Gelenek gibi. Her Perşembe giderler. Submarine-1 2010 info-icon
So what I'm saying is, it's empty. Yani diyorum ki boş. Demek istediğim boş. Submarine-1 2010 info-icon
The house. On Thursday. The house is empty. Ev. Perşembe günü. Ev boş. Ev yani. Perşembe. Ev boş. Submarine-1 2010 info-icon
On Thursday evening, it's an empty house. Perşembe akşamı ev boş. Perşembe akşamı, evde kimse yok. Submarine-1 2010 info-icon
So what do you think? Yani ne diyorsun? Ne düşünüyorsun? Submarine-1 2010 info-icon
Are you asking me to come round and have sex with you? Benden ayağına kadar gelip seninle sevişmemi mi istiyorsun? Beni eve seks için mi davet ediyorsun? Submarine-1 2010 info-icon
If I say yes, does that lessen the chance of you wanting to? Eğer evet dersem bu isteme olasılığını düşürür mü? Eğer evet dersem gelme ihtimalini düşürecek olur muyum? Submarine-1 2010 info-icon
Before I answer that, I just want to check one thing. Bunu cevaplamadan önce bir şeyi bilmem gerekiyor. Soruna cevap vermeden önce bir şey sormak istiyorum. Submarine-1 2010 info-icon
Yeah, sure. What is it? It's quite serious. Olur, tabii. Neymiş? Oldukça önemli. Evet, tabi. Nedir? Biraz ciddi. Submarine-1 2010 info-icon
Of course, yeah. Go ahead, you should be able to ask what you want to ask. Elbette, tabii. Buyur, sormak istediğini sor tabii. Tabi, sor. İstediğini sorabilmelisin. Submarine-1 2010 info-icon
Will the house be empty? Ev boş olacak mı? Submarine-1 2010 info-icon
Write down the reasons why I should. Niye yapmalıymışım, sebepleri yaz bakalım. Gelmem için nedenleri yaz. Submarine-1 2010 info-icon
It's Thursday. You're going to the cinema? You should leave. Bugün Perşembe. Sinemaya gidiyor musunuz? Gitseniz iyi olur. Perşembe. Sinemaya gitmiyor musunuz? Gitmeniz lazım. Submarine-1 2010 info-icon
Is that what you wear to lounge around? Evde gezinirken bu giyilir mi hiç? Etrafta dolaşmak için mi bunu giydin? Submarine-1 2010 info-icon
Your father doesn't want to go out all of a sudden. Babanın birden canı gitmemek istedi. Baban nedense dışarı çıkmak istemiyor. Submarine-1 2010 info-icon
I've been looking forward to it. I didn't realise there'd be others. Filmi dört gözle bekliyordum, biliyorsun. Başkalarının da olacağını düşünmemiştim. Hayır istiyordum. Sadece başkalarını beklemiyordum. Submarine-1 2010 info-icon
They're our neighbours. Who, the ninjas? Komşularımız onlar. Kim, ninjalar mı? Komşu onlar. Kimler, ninjalar mı? Submarine-1 2010 info-icon
It's Thursday, our cinema night. It's not a free for all. Bugün Perşembe, sinema gecemiz. Dileyene açık değil. Perşembe akşamı bizim sinema gecemiz. Herkes gelebilir diye bir şey yok. Submarine-1 2010 info-icon
Do not call them ninjas, Oliver. It's racist. Onlara ninja deme, Oliver. Irkçılık oluyor. Ninja deme Oliver, ırkçı oluyorsun. Submarine-1 2010 info-icon
He's white. Adam beyaz. Adam beyaz ama. Submarine-1 2010 info-icon
They don't strike me as big Eric Rohmer fans. Bana büyük Eric Rohmer hayranlarıymış gibi gelmediler. Eric Rohmer'dan hoşlandıklarını bile sanmıyorum. Submarine-1 2010 info-icon
Why don't the three of you just go and see some tat at the Odeon? Siz üçünüz gidip Odeon'da bayağı bir şeyler izlesenize. Neden üçünüz Odeon'a gitmiyorsunuz? Submarine-1 2010 info-icon
I'll just stay in. You should both go. Ben gelmesem de olur. Birlikte gitmeniz en iyisi. Ben kalırım. Hayır ikiniz de gitmelisiniz. Submarine-1 2010 info-icon
So rude, Lloyd. (Doorbell) Çok ayıp, Lloyd. Çok kaba olur Lloyd. Submarine-1 2010 info-icon
Oh, for God's sake. Olacak iş mi bu? Tanrı aşkına! Submarine-1 2010 info-icon
Oh, Graham. Whoa! Graham. Vay! Oh, Graham. Whoa! Submarine-1 2010 info-icon
Oh, not really... Hey. Pek... Hey. Oh, yok canım... Hey. Submarine-1 2010 info-icon
Oh, thanks. (Chuckles) Teşekkür ederim. Oh, teşekkür ederim. Submarine-1 2010 info-icon
Whoargh! (Giggles) Vuuuav! Whoargh! Submarine-1 2010 info-icon
You look lovely. Çok hoş olmuşsun. Çok güzel görünüyorsun. Submarine-1 2010 info-icon
Thank you very much. Sorry I'm a bit early. Çok teşekkür ederim. Biraz erken geldim, kusura bakma. Çok teşekkür ederim. Affedersin biraz erken geldim. Submarine-1 2010 info-icon
It's just, there's a fantastic noodle bar right next to the cinema. Sinemanın hemen yanında inanılmaz bir erişteci vardı da. Sadece sinemanın yanında deli güzel bir Çin restoranı var. Submarine-1 2010 info-icon
Kim Lin and I would love to take you and Lloyd... Kim Lin'le sen ve Lloyd'u oraya götürmeyi... Kim Linle konuştuk da siz de gelirseniz diye.. Submarine-1 2010 info-icon
Ninjas. My treat. Ninjalar. Benden. Ninjalar. Hediyem gibi. Submarine-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156410
  • 156411
  • 156412
  • 156413
  • 156414
  • 156415
  • 156416
  • 156417
  • 156418
  • 156419
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim