Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155554
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
The Apollo is ready to beam. | Apollo ışınlamaya hazır. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
The ship will take you to your target planet. | Gemi seni hedef gezegenine götürecek. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I don't mean to complain or anything, | Üzgünüm, sızlanma ya da başka bir şey yapmak istemem... Üzgünüm, şikayet etmek istemiyorum,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
it's just I spent the day making sure this was in working order. | ...sadece günün çoğunu bu şey çalışsın diye harcadım. ...ama günün yarısını bunun çalışır olduğundan emin olmak için harcadım. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
It would be kind of nice to just get a little face time with... | Biraz yüz yüze görüşsek güzel... Ben de biraz yüz yüze konuşabilseydim iyi olurdu... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Here you are, Dr. McKay... | İşte, Dr. McKay... Buyrun, Dr. McKay... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
The true form of the Sekkari. | Sekkari'nin gerçek hali. Sekkari'nin gerçek bedeni. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Neat. | Zarif. Harika. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
"Neat"? | "Zarif" mi? "Harika" mı? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What? I... She caught me off guard. What did you want me to say? | Ne? Ben... Beni savunmasız yakaladı. Ne söylememi bekliyordun? Ne? Beni hazırlıksız yakaladı. Ne dememi isterdin? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What would you have said? "Weird." | Sen ne derdin? "Garip." Sen olsan ne derdin? Garip. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Well, actually, I have some reports to file... | Şey, aslında, doldurmam gereken raporlar var... Aslında, dosyalamam gereken raporlarım var... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Thank you. I'd love to join you. | Teşekkürler. Seve seve. Teşekkür ederim. Size katılmayı çok isterim. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
So, you really had no idea | Yani, gördüğünün gerçek olduğuna dair... Yani, gördüğünüz şeyin... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
that what you were seeing wasn't real? | ...hiçbir fikrin yoktu, öyle mi? ...gerçek olmadığını anlamadınız demek? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Trust me, | İnanın bana... Bana güvenin,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
the manifestations were very convincing, Doctor. | ...canlandırmalar çok inandırıcıydı, Doktor. ...görünmeler oldukça ikna ediciydi, Doktor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You wouldn't have known. | Hayatta bilemezdin. Siz de anlamazdınız. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
With all due respect, I think they knew they couldn't fool me, | Saygısızlık etmek istemem, bence beni kandıramayacaklarını bildiklerinden... Kusura bakmayın ama, bence beni kandıramayacaklarını anladılar,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
so they, you know, didn't bother. | ...onlar, bilirsiniz, uğraşmadılar bile. ...o yüzden uğraşmadılar bile. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
They just concentrated on you two. You know what I don't get, | Siz ikinize konsantre oldular. Anlamadığım ne biliyor musun... Sadece ikinize yoğunlaştılar. Anlamadığım şey ne biliyor musunuz,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
is the AI thing revealed itself that morning, | ...yapay zeka sabah ortaya çıktı... ...Yapay Zeka kendini sabah gösterdi... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
you discover the device that afternoon. | ...sen cihazı öğleden sonra buldun. ...ve sen o cihazı öğleden sonra keşfettin. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I mean, that's perfect timing. | Yani, bu mükemmel zamanlamaydı. Yani bu mükemmel zamanlama. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
The Colonel's right. That was very coincidental. | Yarbay haklı. Bu bayağı tesadüfi oldu. Yarbay haklı. Bu tesadüf gibi gözükmüyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
And I know what you're implying, but my mind was clear. | İma etmeye çalıştığınız şeyi biliyorum, ama benim aklım temizdi. Neyi ima ettiğini anladım, ama benim zihnim açıktı. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
That device was found because of my brilliant thinking | O cihaz, benim zekice düşünmem... O cihaz benim parlak zekam sayesinde bulundu,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
and, as much as I hate to admit it, a little help from Zelenka. | ...ve her ne kadar söylemekten nefret etsem de, Zelenka'nın yardımıyla bulundu. ...bir de itiraf etmek istemesem de, Zelenka'nın biraz yardımıyla. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What? Zelenka's off world. | Neden bahsediyorsun sen? Zelenka gezegen dışında. Neden bahsediyorsun? Zelenka gezegen dışında. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
No, he's not. He came back yesterday. | Hayır, değil. Dün geri geldi. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Lieutenant Donovan had a nasty reaction to something he ate, | Teğmen Donovan yediği bir şeye kötü bir tepki vermiş... Teğmen Donovan yediği bir şeyden dolayı rahatsızlandı,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
they came back early. | ...erken döndüler. ...o yüzden erken döndüler. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Didn't they? | Dönmediler mi? Öyle değil mi? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Son of a... | Onun bunun... Kahretsin... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Guess it wasn't that much of coincidence after all. | Sanırım o kadar da tesadüfi değilmiş. Pek bir rastlantı sayılmaz demek ki. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Praise the gods, you've finally arrived | Tanrılara şükür, nihayet geldiniz... Tanrılara şükür, sonunda geldiniz. Tanrılara şükür, nihayet geldiniz... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and you are far more beautiful than I ever could have imagined. | ...ve benim hayal edebileceğimden çok daha güzelsiniz. ve hayal edebileceğimden çok daha güzelsin. ...ve benim hayal edebileceğimden çok daha güzelsiniz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Excuse me? | Affedersiniz? Afedersiniz? Affedersiniz? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You have not come for the arranged marriage? | Buraya ayarlanmış evlilik için gelmediniz mi? Hayır. ayarlanmış evlilik için gelmediniz mi? Buraya ayarlanmış evlilik için gelmediniz mi? Hayır. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Would you perhaps be seeking a husband? No. | Belki koca arıyorsunuzdur? Hayır. Muhtemelen bir eş arıyor olabilir misiniz? Hayır. Belki koca arıyorsunuzdur? Hayır. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Then what brings you to our town? | O zaman kasabaya neden geldiniz? O halde sizi kasabamıza getiren nedir? O zaman kasabaya neden geldiniz? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
We've heard of strangers who recently arrived | Yakın zamanda gelen yabancıların olduğunu duyduk... Çok sayıda Wraith öldürmekle böbürlenen, sıkı görünümlü bir grubun Yakın zamanda gelen yabancıların olduğunu duyduk... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
a rough looking group, boasting of many Wraith kills? | ...sert görünen bir grup, bir sürü Wraith öldürdükleri için övünüyorlarmış. kasabanıza geldiğini duyduk. ...sert görünen bir grup, bir sürü Wraith öldürdükleri için övünüyorlarmış. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, we think they might be Satedan. | Evet, onların Satedalı olduğunu düşünüyoruz. Evet,Satedalı olduklarını sanıyoruz. Evet, onların Satedalı olduğunu düşünüyoruz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Ah, yes, you mean the three loud mouthed drunkards who spend their days carousing at the tavern? | Evet, günlerini meyhanede alem yaparak geçiren fazla konuşan ayyaşları kastediyorsunuz. Ah, evet, gününü tavernada içerek geçiren üç gürültücü ayyaşı kastediyorsunuz. Evet, günlerini meyhanede alem yaparak geçiren fazla konuşan ayyaşları kastediyorsunuz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Sounds like my people. | Benim halkıma benziyor. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
They've taken rooms in the local inn. | Buranın hanında oda tuttular. Oda kiraladılar, içeri bakın Buranın hanında oda tuttular. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Thank you. You are most welcome | Teşekkürler. Çok rica ederim... Teşekkür ederim. Çok rica ederim Teşekkürler. Çok rica ederim... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and should you ever reconsider your desire for a husband... | ...ve daha sonra bir koca arzu ederseniz... ve bir eşe olan arzunu yeniden düşünmelisin.... ...ve daha sonra bir koca arzu ederseniz... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
All right, I'll check the inn, you check the tavern | Pekala, ben hanı sen de meyhaneyi kontrol et. Pekala, ben hanı kontrol edicem, sen de tavernayı kontrol et. Pekala, ben hanı sen de meyhaneyi kontrol et. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Sounds good. | İyi bakalım. Tamamdır. İyi bakalım. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Hello? | Merhaba. Merhaba Merhaba. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm looking for three individuals who recently arrived. | Yakın zamanda gelen üç bireyi arıyorum. Son günlerde buraya gelen üç kişiyi arıyorum. Yakın zamanda gelen üç bireyi arıyorum. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I've heard they are voracious eaters and drinkers, and | Fazla yer ve içerlermiş diye duydum... Doymak bilmeden yiyip içen ve görünüşe göre, Fazla yer ve içerlermiş diye duydum... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
apparently, they've been quite vocal about their recent successes against the Wraith. | Görünüşe göre, Wraithlere karşı yakın zamandaki başarılarını çok fazla dile getiriyorlarmış. Wraithlere karşı son zamanlardaki başarılarını rahatça anlattıklarını duydum. Görünüşe göre, Wraithlere karşı yakın zamandaki başarılarını çok fazla dile getiriyorlarmış. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
These people you're looking for... | Bu aradığınız insanlar, ya çok cesurlar, ya da çok aptal. Aradığınız bu kişiler... Bu aradığınız insanlar, ya çok cesurlar, ya da çok aptal. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
they're either very brave, or very stupid. | ya çok cesurlar, ya da çok aptal. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
How so? | Nedenmiş? Nasıl yani? Nedenmiş? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, | Şöyle... Şöyleki Şöyle... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
if word of their bragging got back to the Wraith | ...eğer övünmelerinin haberi Wraithlere ulaşırsa... Eğer böbürlenmeleri Wraithlerin kulağına giderse ...eğer övünmelerinin haberi Wraithlere ulaşırsa... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
it could be very bad for them. | ...onlar için kötü olabilir. onlar için çok kötü olabilir ...onlar için kötü olabilir. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I doubt they need to fear a Wraith overhearing their conversation. | Bir Wraith'in konuşmalarını duymasından korkmaları gerektiğini sanmam. Wratihlerin onların konuşmalarını duymalarından dolayı korkmaları gerektiğinden kuşkuluyum. Bir Wraith'in konuşmalarını duymasından korkmaları gerektiğini sanmam. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Of course not, | Tabii ki korkmazlar... Tabi ki hayır. Tabii ki korkmazlar... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
but the Wraith don't always need their own ears to hear. | ...ama Wraithler her zaman duymak için kendi kulaklarına ihtiyaç duymazlar. Ama Wraithlerin duymak çin her zaman kendi kulaklarına ihtiyaçları yoktur. ...ama Wraithler her zaman duymak için kendi kulaklarına ihtiyaç duymazlar. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Do you know the people whom I seek? | Aradığım insanları tanıyor musun? Aradığım kişileri tanıyor musunuz? Aradığım insanları tanıyor musun? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Sorry. | Affedersin, ben kendi işime bakarım... Üzgünüm Affedersin, ben kendi işime bakarım... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I mind my own business, | Ben kendi işime bakarım | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
which is something you might want to consider. | ...bu senin de yapmayı düşünmen gereken bir şey. ki bu sizinde düşünmeniz gereken birşey ...bu senin de yapmayı düşünmen gereken bir şey. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
And you might want to consider offering | Ve sen de istenmemiş teklifini gerçekten umursayan birine... Ve siz de, sizden istenmemiş tavsiyenizi Ve sen de istenmemiş teklifini gerçekten umursayan birine... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
your unsolicited advice to someone who actually cares to receive it, | bunu gerçekten almayı umursayan birine teklif etmeyi düşünmeyi isteyebilirsiniz. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
An attitude like that could get you hurt, | Böyle bir tavır sana zarar verebilir... Böyle bir davranış incinmenize neden olabilir Böyle bir tavır sana zarar verebilir... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
or worse. | ya da daha kötüsü... ya da daha kötüsüne. ya da daha kötüsü... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
What's the first to go? | İlk gidecek olan hangisi? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
The ears, or those pretty eyes? | Kulaklar mı yoksa o güzel gözler mi? Kulaklar mı, yoksa o güzel gözler mi? Kulaklar mı yoksa o güzel gözler mi? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
How about your head? | Kafana ne dersin? Kellene ne dersin? Kafana ne dersin? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Ara, Rakai! | Ara, Rakai! | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Hmm, heard the rumor? | Dedikoduyu duydun mu? Hayır, ne dedikodusu? Hmm, söylentileri duydun mu? Dedikoduyu duydun mu? Hayır, ne dedikodusu? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
No, what rumor? | Hayır, ne söylentisi? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Never mind. Forget I mentioned it. | Boşver. Söylediğimi unut gitsin. Boşver. Bahsettiğimi unut. Boşver. Söylediğimi unut gitsin. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Wait. What is this about? | Bekle. Bu ne hakkında? Bekle, nedir bu böyle? Bekle. Bu ne hakkında? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
No, it would be irresponsible for me to say anything. | Hayır, bir şey söylemem sorumsuzluk olur. Hayır, herhangi bir şey söylemek benim için çok sorumsuzca olur. Hayır, bir şey söylemem sorumsuzluk olur. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
All right, look, if you're going to twist my arm, the I.O.A. have made their final decision. | Peki, eğer beni zorlayacaksan, UDİ son kararına ulaşmış. Pekala, bak. eğer kolumu kıvıracaksan, I.O.A son kararını verdi Peki, eğer beni zorlayacaksan, UDİ son kararına ulaşmış. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
They've chosen the new leader of Atlantis. | Atlantis'in yeni liderini seçmişler. Atlantis'in yeni liderini seçtiler. Atlantis'in yeni liderini seçmişler. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, who is it? | Peki kimmiş? Peki, kim O? Peki kimmiş? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, there's been no formal announcement, but | Henüz resmi açıklama yapılmadı, ama... Resmi bir duyuru olmadı, ama Henüz resmi açıklama yapılmadı, ama... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
word is, they're going with their foremost expert in ancient technology | habere göre, kadim teknolojisi ve çoğalıcı hareketliliğinde... Kadim teknolojisi ve çoğalıcılar üzerinde habere göre, kadim teknolojisi ve çoğalıcı hareketliliğinde... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and Replicator activity. | ...en iyi uzmanlarını seçmişler. en önde gelen uzman ...en iyi uzmanlarını seçmişler. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Who does that sound like to you? | Bu sana göre kim olabilir? sana kim gibi geliyor? Bu sana göre kim olabilir? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You? Yes. Who else? | Sen mi? Evet. Başka kim var? Sen mi? Evet. başka kim olabilir? Sen mi? Evet. Başka kim var? | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Well, I heard they were leaning toward someone with a science background | Bilimle ilgisi olan birisine yöneldiklerini duymuştum.... Bilim geçmişi olan birine eğileceklerini duydum Bilimle ilgisi olan birisine yöneldiklerini duymuştum.... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
and why not? It's about time that one of us ended up in a position of real power. | ama neden olmasın? İkimizden birinin gerçek güç pozisyonunda son bulmasının zamanı gelmişti. ve neden olmasın? İkimizden birinin gerçek güç durumuna yükselmesinin zamanıdır. ama neden olmasın? İkimizden birinin gerçek güç pozisyonunda son bulmasının zamanı gelmişti. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Oh, oh, and by "us," you mean "you." | İkimizi kastederken kendini diyorsun yani. Oh, oh, ve "ikimizden" derken "kendini" kastediyorsun. İkimizi kastederken kendini diyorsun yani. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Exactly. | Aynen öyle. Bu biraz korkutucu aslında. Kesinlikle. Aynen öyle. Bu biraz korkutucu aslında. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
It's kind of scary, though. | Biraz korku verici de. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
You know, I'll be making decisions that don't affect just the city, | Sadece şehri değil, bütün galaksiyi etkileyen kararlar alacağım. Bilirsin, sadece şehri etkileyen değil Sadece şehri değil, bütün galaksiyi etkileyen kararlar alacağım. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
but the entire galaxy. | bütün galaksiyi etkileyen kararlar vereceğim. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Yes, scary. | Evet, korkutucu. Evet, korku verici. Evet, korkutucu. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
Very scary On the other hand, | Çok korkutucu. Ama diğer yandan... Çok korkutucu Diğer taraftan Çok korkutucu. Ama diğer yandan... | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
a leader never second guesses himself. | ...bir lider asla kararından şaşmamalı. Bir lider asla kendini eleştirmez. ...bir lider asla kararından şaşmamalı. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |
I'm up for the challenge. | Ben buna hazırım. Mücadeleye hazırım. Ben buna hazırım. | Stargate: Atlantis Reunion-1 | 2007 | ![]() |