Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15503
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Julia is quick to recognize it as that of a large, armored dinosaur. | Julia hızlı bir şekilde incelemeye başladı bu uzun ve zırhlı dinozoru. Julia hızlı bir şekilde incelemeye başladı bu uzun ve zırhlı dinozoru. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
It's called the Pinacosaurus, | Buna Pinacosaurus denir, Buna Pinacosaurus denir, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
it was sort of a heavy tank of its day. | bu tür o günlerin ağar tanklarındandı. bu tür o günlerin ağar tanklarındandı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
With experience, we can visualize, | Deneyimlerimiz ile görselleştirip Deneyimlerimiz ile görselleştirip | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
what fossils like this, would have looked like in live. | bu fosilleri, canlı gibi gösterebiliriz. bu fosilleri, canlı gibi gösterebiliriz. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Pinacosaurus and its relatives, like this Tarchia, | Pinacosaurus ve benzer türleri, aynı Tarchia gibi, Pinacosaurus ve benzer türleri, aynı Tarchia gibi, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
were built for defence. | savunma için meydana gelmiş, savunma için meydana gelmiş, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Their backs bristled with rows of hard, bony plates and spikes. | Onların sırt kılları, sert ve sıralı sivri kemik plakaları bulunurdu Onların sırt kılları, sert ve sıralı sivri kemik plakaları bulunurdu | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Even their eyelids were armored. | Hatta göz kapakları bile zırhlıdır. Hatta göz kapakları bile zırhlıdır. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
And their tails ended in a massive bony club. | Ve onların kuyruk bitim yerleri bir masif kemik topu gibi. Ve onların kuyruk bitim yerleri bir masif kemik topu gibi. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
One of Tarchia's few enemies was the ferocious Tarbosaurus, | Tarchia' nın en azılı düşmanı, Vahşi Tarbosaurus dur. Tarchia' nın en azılı düşmanı, Vahşi Tarbosaurus dur. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
whose bones have also been found in the Gobi. | Gobi de bulunan diğer kemikler Gobi de bulunan diğer kemikler | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Tarbosaurus was a close relative of Tyrannosaurus Rex, | Tarbosaurus yakın akrabası Tyrannosaurus Rex da vardır, Tarbosaurus yakın akrabası Tyrannosaurus Rex da vardır, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
and it was a top predator. | ve bu en ünlü yırtıcıdır.. ve bu en ünlü yırtıcıdır.. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
It was 30 feet long and weighet five tons. | 30 m. Uzunluğunda ve 5 ton ağarlığında. 30 m. Uzunluğunda ve 5 ton ağarlığında. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
It had a super sized bite | Çok büyük bir ısırık ala bilir Çok büyük bir ısırık ala bilir | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
with razor sharp teeth nearly six inches long. | yaklaşık 12 santim uzunluğunda. jilet gibi keskin dişlere sahiptir. yaklaşık 12 santim uzunluğunda. jilet gibi keskin dişlere sahiptir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Scientists have debated for many years, | Bilim adamlarının, uzun yıllardır tartıştıkları Bilim adamlarının, uzun yıllardır tartıştıkları | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
how fast or slow these big predators were. | Bu yırtıcının ne kadar hızlı yada yavaş olduğu. Bu yırtıcının ne kadar hızlı yada yavaş olduğu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
This scale model of a T Rex skeleton reveals, | Bu ölçekli iskelet bir T Rex iskeleti ortaya çıkarır, Bu ölçekli iskelet bir T Rex iskeleti ortaya çıkarır, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
how a massive two legged, | nasıl bir dev iki ayaklı, nasıl bir dev iki ayaklı, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
or bipedal dinosaur might have moved. | ve nasıl iki ayak bu dinozoru taşımış olabilir. ve nasıl iki ayak bu dinozoru taşımış olabilir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
As they walked, they shifted their entire weight from leg to leg, | Onlar yürürken, attığı adımların hareketi, Onlar yürürken, attığı adımların hareketi, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
as humans do. | insanlar gibidir. insanlar gibidir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Their large tales helped to balance them. | Onların büyük kuyrukları dengelerine yardımcı olur Onların büyük kuyrukları dengelerine yardımcı olur | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Their legs were directly beneath their hips, | bacakları, kalça altından, onları doğrudan taşımasına sağlar. bacakları, kalça altından, onları doğrudan taşımasına sağlar. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
allowing them to carry more weight and move faster. | daha fazla ağarlıkla daha hızlı hareket edebilirler. daha fazla ağarlıkla daha hızlı hareket edebilirler. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Dinosaurs like T Rex could have reached speeds up to 25 mph. | Dinozorlar mesela T Rex’ lerin hızları 25 mph. kadar ulaşa bilirler Dinozorlar mesela T Rex’ lerin hızları 25 mph. kadar ulaşa bilirler | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Faster than an average human could run. | Bu bir insan ortalamasından fazladır. Bu bir insan ortalamasından fazladır. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Tarbosaurus was at the top of the food chain in the area of Asia, | Tarbosauru' ların üzerinde olduğu yer Asya’nın gıda zincirin olduğu yerdir, Tarbosauru' ların üzerinde olduğu yer Asya’nın gıda zincirin olduğu yerdir, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
that is now the Gobi Desert. | Burası şimdiki Gobi çölüdür. Burası şimdiki Gobi çölüdür. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
But Tarchia was no wimp, | Ama Tarchia pasif değildi, Ama Tarchia pasif değildi, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
and could use its tale club to cripple or kill an attacker. | ve kuyruğunu korunma yada öldürmek için kulana bilir. ve kuyruğunu korunma yada öldürmek için kulana bilir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
In the 1920s, the Andrews' expeditions | yıl 1920 ler, Andrew'sin seferlerinde yıl 1920 ler, Andrew'sin seferlerinde | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
found a number of new dinosaurs. | ilk bulduğu vahşi yırtıcı dinozor, ilk bulduğu vahşi yırtıcı dinozor, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Their most important discovery wasn't a ferocious predator. | onların en önemli keşfi değildi. onların en önemli keşfi değildi. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
It was something rather small. | O küçük bir şeydi. O küçük bir şeydi. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
But one of the great dinosaur finds of all time. | Ama tüm zamanların en inanılmaz dinozorunu bulmuştu. Ama tüm zamanların en inanılmaz dinozorunu bulmuştu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
They find the first dinosaur eggs. | O ilk dinozor yumurtasını buldu. O ilk dinozor yumurtasını buldu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Lying in large round nests in the ground. | Toprağın altındaki yuvalarda bulunan büyük ve yatık sıralanmış yumurtalar. Toprağın altındaki yuvalarda bulunan büyük ve yatık sıralanmış yumurtalar. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
This amazing find confirmed, that dinosaurs actually laid eggs. | inanılmazdı, Bir dinozorun yumurtadan çıktığını doğruluyordu. inanılmazdı, Bir dinozorun yumurtadan çıktığını doğruluyordu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Andrews and his team believed, | Andrews ve ekibi buna inanamadı, Andrews ve ekibi buna inanamadı, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
the eggs belonged to Protoceratops, | o yumurta Protoceratopsa aitti, o yumurta Protoceratopsa aitti, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
because they found so many of these dinosaurs in the Gobi. | çünkü, Gobi'de o bir çok dinozor buldu . çünkü, Gobi'de o bir çok dinozor buldu . | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
About the size of sheep, | yaklaşık koyun sürü kadar, yaklaşık koyun sürü kadar, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Protoceratops had a distinctive head shield and a hook like beak. | Protoceratops farklıydı kafa yapısı ve kanca benzeri gagasıyla. Protoceratops farklıydı kafa yapısı ve kanca benzeri gagasıyla. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
On top of one nest, they made a puzzling discovery. | Yuva üzerinde şaşırtıcı bir keşif yaptılar. Yuva üzerinde şaşırtıcı bir keşif yaptılar. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
The skeleton of a bird like meat eating dinosaur, | bu kuş iskeleti et yiyen bir dinozordu, bu kuş iskeleti et yiyen bir dinozordu, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
definitely not a Protoceratops. | kesinlikle Protoceratops değildi. kesinlikle Protoceratops değildi. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
They concluded, that it was a predator, | Bulgular sonucu, bir yırtıcının Bulgular sonucu, bir yırtıcının | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
that had been raiding the nest. | o yuvaya baskın yapmış olabileceğiydi. o yuvaya baskın yapmış olabileceğiydi. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
It was named Oviraptor, | onun adı Oviraptor dır, onun adı Oviraptor dır, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
meaning "egg thief". | "yumurta hırsızı" anlamına gelir. "yumurta hırsızı" anlamına gelir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
It took 7 years to prove, they were wrong. | Bunu kanıtlaya bilmek 7 yıl sürdü. Bunu kanıtlaya bilmek 7 yıl sürdü. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
In 1993, Mark Norell made an extraordinary find in the Gobi. | Gobi' de 1993 yılında Mark Norell yaptığı olağan üstü buluş. Gobi' de 1993 yılında Mark Norell yaptığı olağan üstü buluş. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
A fossilized dinosaur embryo. | Bir fosilleşmiş dinozor embriyosuydu. Bir fosilleşmiş dinozor embriyosuydu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
We discovered, | Bizim keşfimiz, Bizim keşfimiz, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
that it was the embryo of a very close relative of Oviraptor. | Ebriyo Oviraptor cinsine çok yakındı. Ebriyo Oviraptor cinsine çok yakındı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
In other words, the dinosaur was not actually stealing the eggs, | Diğer bir değişle, dinozorların yaptığı, Diğer bir değişle, dinozorların yaptığı, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
it was a good parent, that was brooding them. | yumurtaları kuluçkaya alarak, ebeveynlik yaptığıydı. yumurtaları kuluçkaya alarak, ebeveynlik yaptığıydı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
The discovery of Oviraptors, preserved on their nests, | Oviraptors bu keşfi, yuvaların durumu konusunda, Oviraptors bu keşfi, yuvaların durumu konusunda, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
sheds new light on these dinosaurs. | Dinozor yaşamına bir ışık tuttu. Dinozor yaşamına bir ışık tuttu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
They sat on their eggs, just like modern birds. | Onlar yumurtalarına günümüzdeki kuşlar gibi kuluçkaya yatıyorlardı. Onlar yumurtalarına günümüzdeki kuşlar gibi kuluçkaya yatıyorlardı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Many of the Gobi dinosaurs | Gobi dinozorların çoğu, Gobi dinozorların çoğu, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
are in a remarkable state of preservation. | dikkatli olarak devlet tarafından korunmaktadır. dikkatli olarak devlet tarafından korunmaktadır. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Undisturbed by scavengers or damaged by erosion. | erozyon dolayı zarar görebilir.. erozyon dolayı zarar görebilir.. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Not only Oviraptors, but many others, | Sadece Oviraptorlar değil, diğer, Sadece Oviraptorlar değil, diğer, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
like the fighting dinosaurs. | mücadele eden dinozorlar gibi, mücadele eden dinozorlar gibi, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
And even a nest full of barely hatched baby Protoceratops... | inanması güç bir yuva ve Protoceratops bebek yumurtası... inanması güç bir yuva ve Protoceratops bebek yumurtası... | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
How did they die so suddenly, and remain so intact? | Nasıl böyle aniden ölür ve sağlam kalır? Nasıl böyle aniden ölür ve sağlam kalır? | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Until recently, it was thought, | Yakın zamana kadar bu düşünüldü Yakın zamana kadar bu düşünüldü | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
that sandstorms buried these creatures. | bu kum fırtınası bu canlıları gömdü. bu kum fırtınası bu canlıları gömdü. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
New evidences suggests a much more spectacular scenario. | Yeni deliller daha muhteşem senaryolar düşündürüyordu. Yeni deliller daha muhteşem senaryolar düşündürüyordu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
During this expedition, | Bu sefer sırasında, Bu sefer sırasında, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
heavier than normal rainfall flooded parts of the Gobi. | Normalden fazla yağış oldu ve Gobi sular altında kaldı. Normalden fazla yağış oldu ve Gobi sular altında kaldı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
According to a new theory, | Yeni bir teoriye göre, Yeni bir teoriye göre, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
water and sand dunes played a dramatic part | su ve kum tepecikleri dramatik bir rol oynadı bunda su ve kum tepecikleri dramatik bir rol oynadı bunda | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
in preserving dinosaur remains. | dinozorları içinde korundu. dinozorları içinde korundu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Scientists now believe, that every few centuries | Bilim adamlarının inandığı, Bu bir kaç yüz yılda Bilim adamlarının inandığı, Bu bir kaç yüz yılda | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
rainstorms of immense power swept down on this arid world, | yağmurlar, fırtınalarının yıkıcı etkisiyle, bu kurak dünyayı altına alarak yağmurlar, fırtınalarının yıkıcı etkisiyle, bu kurak dünyayı altına alarak | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
with catastrophic effect. | felaket etkisi yarattı. felaket etkisi yarattı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
The inhabitants could not have known, what was coming. | Sakinleri bilmiyordu, başlarına gelecekleri Sakinleri bilmiyordu, başlarına gelecekleri | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
A pair of speedy, aggressive Velociraptors were on a hunt, | Bir çift hızlı ve yırtıcı Velociraptor avcısı vardı, Bir çift hızlı ve yırtıcı Velociraptor avcısı vardı, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
and approached a large group of nesting Oviraptors. | ve büyük bir gurup olan Oviraptors yuvalarına yaklaştılar. ve büyük bir gurup olan Oviraptors yuvalarına yaklaştılar. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
But on this day, unaware, that they are chasing their last meal. | ama habersizlerdi bu onların son yemeği olacaktı. ama habersizlerdi bu onların son yemeği olacaktı. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Bones become fossilized, when they are quickly buried, | Kemikler fosilleşmişti, onlar çok çabuk gömülmüşlerdi, Kemikler fosilleşmişti, onlar çok çabuk gömülmüşlerdi, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
protecting them from weather and predators. | bu onları hava ve yırtıcıların etkisinden korudu. bu onları hava ve yırtıcıların etkisinden korudu. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Over time, living tissues decay and bone is replaced by minerals, | Zamanla, canlı doku ölür ve Kemik minerallerine Zamanla, canlı doku ölür ve Kemik minerallerine | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
seeping in from the surrounding sediment. | Sediment çevreleyen dokudan işler. Sediment çevreleyen dokudan işler. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
But bones are not the only clues | Ama sadece kemikler değildir ip ucu olan. Ama sadece kemikler değildir ip ucu olan. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
to the understanding of dinosaur life. | dinozorların hayatını anlamamızda. dinozorların hayatını anlamamızda. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
New evidence is revolutionizing our view | Yeni kanıtlar Velociraptor gibi dinozorları Yeni kanıtlar Velociraptor gibi dinozorları | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
of dinosaurs like Velociraptor. | bakışımıza yenilikler getiriyor. bakışımıza yenilikler getiriyor. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Long thought to be leathery skinned or scaly, | Uzun kösele derili veya pullu, Velociraptorun Uzun kösele derili veya pullu, Velociraptorun | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Velociraptor was in fact covered with feathers. | aslında tüylerle kaplı olduğu düşünülmektedir. aslında tüylerle kaplı olduğu düşünülmektedir. | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
And though it could not fly, | ve uçamadığı düşünülüyor, ve uçamadığı düşünülüyor, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
it had the same s shaped neck, | Bu, aynı S şekilli olan boyun, Bu, aynı S şekilli olan boyun, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
four toed feet, and many other features, that birds have today. | dört tırnaklı ayaklar, ve diğer birçok özellik, bu günkü kuşların sahip olduğuyla aynı dört tırnaklı ayaklar, ve diğer birçok özellik, bu günkü kuşların sahip olduğuyla aynı | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
Julia Clarke is using the very latest evidence | Julia Clarke doğanın en uzun süreli gizemlerinden biri, Julia Clarke doğanın en uzun süreli gizemlerinden biri, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |
to study one of nature’s most enduring mysteries, | kuşların kökenini araştırmak için en son kanıtı kullanıyor, kuşların kökenini araştırmak için en son kanıtı kullanıyor, | Dinosaurs Alive-1 | 2007 | ![]() |