• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 147831

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
and she longs for your company too! ve sizin arkadaşlığınızı da istiyor! Sizin de eşlik etmenizi istiyor! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
No more demurrals, your mother and I have settled it all between us. Başka itiraz yok, anneniz ve ben kendi aramızda her şeyi kararlaştırdık. Başka itiraz yok, anneniz ve ben kendi aramızda her şeyi ayarladık. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
To town you shall go! Şehire gidiyorsunuz! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I am surprised at you, Marianne. Why is that? Sana şaşırdım, Marianne. Nedenmiş o? Beni çok şaşırttın, Marianne. Neden ki? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Freely volunteering for more of Mrs Jenning's teasing? Bayan Jennings'in takılmalarına böyle gönüllü olmana? Açıkça Bayan Jenning' sin alaycılığını çekmeye hazırsın. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I would bear no more than that a chance of seeing Willoughby. Willoughby'i görmek için olmasa asla katlanmam. Willoughby'i görebilme şansı için, herşeyi çekmeye razıyım. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I am surprised you are not more excited at the thought of seeing Edward. Senin Edward'ı görme fikrine bu kadar az heyecanlanmana şaşırdım. Sen de beni şaşırtıyorsun. Edward'ı görme düşüncesi seni hiç heyecanlandırmıyor. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Perhaps we shall not see him. Belki de onu görmeyiz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
He is very much at his mother's disposal. O annesinin hizmetinde. O daha çok annesinin yanında. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I'm sure we shall and very soon. He loves you, Elinor. Eminim ki çok yakında onu göreceğiz. Seni seviyor, Elinor. Eminim ki yakında onu göreceğiz. Seni seviyor Elinor. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
He will find a way to see you, whatever his mother might say. Seni görmek için bir yol bulacak, annesi ne söylerse söylesin. Annesi ne derse desin, seni görmek için bir yol bulacaktır. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, Elinor, in a little while I shall see him! Oh, Elinor, kısa bir süre içinde onu göreceğim! Oh Elinor, çok yakında onu göreceğim! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I'm very happy for you. And you will see Edward! Senin adına çok mutluyum. Ve sen de Edward'ı göreceksin! Senin adına çok mutluyum. Sen de Edward'ı göreceksin! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Perhaps, perhaps not. Belki, belki görmem. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Well, here we are again. Evet, yine buradayız. İşte yine buradayız. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Here are the Misses Dashwood, and they are to be treated like royalty. İşte Bayan Dashwood'lar, ve birer soylu gibi davranılacaklar. Bunlar Bayan Dashwood'lar, onlara kraliçe gibi davranın. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Any little thing you want, Foot will attend to it. İstediğiniz herhangi bir şeyi, Foot karşılayacak. İstediğiniz bir şey olursa Foot yerine getirir. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Won't you, Foot? Indeed, ma'am. Değil mi, Foot? Kesinlikle, bayan. Değil mi Foot? Kesinlikle bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
This will be your apartment. Burası sizin odanız. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
It was dear Charlotte's before Mr Palmer took her away from me, Bay Palmer onu benden almadan önce sevgili Charlotte'ın odasıydı, Bay Palmer onu benden almadan önce sevgili Charlotte'ın odasıydı. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and I hope you'll be very comfortable in it. ve umarım çok rahat edersiniz. Umarım burada çok rahat edersiniz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Look... Charlotte made that picture out of coloured silks. Bakın... Charlotte bu resmi renkli ipeklerden yaptı. Bakın, Charlotte bu resmi renkli ipeklerden yaptı. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Seven years at a great school in town, and that's all we have to show for it! Büyük bir okulda yedi yıl geçirdi, ve gösterebileceğimiz bir tek bu var! Büyük bir okulda yedi yıl okudu ama elimizde göstermek için bir tek bu var. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Well, I'll leave you to settle in. Pekala, yerleşmeniz için sizi yanlız bırakayım. Ben gideyim de siz yerleşin. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Dinner will be on the table in half an hour! Akşam yemeği yarım saat içinde hazır olur! Akşam yemeği yarım saat içinde hazır olur. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Foot! Foot! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Be so good as to take this to the post for me. Bunu postaya götürün,lütfen. Bunu postaya götürün, lütfen. Bunu benim için postalar mısın lütfen? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
The penny post, Miss? No, the twopenny. Bir penilik posta mı, Bayan? Hayır, iki peni. Bir penilik posta mı? Hayır iki peni. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Very good, Miss. Pekala, Bayan. Pekala Bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, Elinor, we may see him this very evening. Oh, Elinor, onu bu akşam görebiliriz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
You might as well come away from the window, my dear. Pencereden ayrılabilirsin,canım. Pencereden ayrılabilirsin, canım. Pencerenin önünden ayrılabilirsin hayatım. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
He won't come any sooner for your looking after him. Onu ararsan daha erken gelmeyecektir. Onu ne kadar beklesen de, geleceğini sanmıyorum. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Indeed, I think it's a little late for any visitors to come now, Gerçekten, herhangi bir ziyaretçinin gelmesi için biraz geç, Üstelik her hangi bir ziyaretçi için saat geç oldu. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
however eagerly expected! It is not too late. ne kadar çok beklense de! Çok geç değil. Ne kadar çok istesen de! Hiç de geç değil. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
There... Was that a knock on the door? İşte... Kapı mı çalındı? İşte. Kapı mı çalındı? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Next door, I fancy. Komşunun kapısı, sanırım. Komşunun kapısı sanırım. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
There! İşte! Burası! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Well! I wonder who that can be! It is Willoughby, I know it is! Evet! Kim olabilir acaba! Gelen Willoughby, biliyorum! Kim olabilir acaba? Gelen Willoughby biliyorum o! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Marianne, be still. It may not be him. Marianne, sakin ol.O olmayabilir. Marianne sakin ol. O olmayabilir. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Colonel Brandon, ma'am. Albay Brandon, bayan. Albay Brandon bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Forgive... I... Affedin...Ben... Beni affedin... Ben... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Is your sister ill, Miss Dashwood? Kızkardeşiniz hasta mı, Bayan Dashwood? Kız kardeşiniz hasta mı, Bayan Dashwood? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
She is overtired, I think, from the journey. Fazla yorgun,sanırım, yolculuk yüzünden. Fazla yorgun, sanırım, yolculuk yüzünden. Çok yorgun. Yolculuk yüzünden olmalı. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, Colonel! I'm monstrous glad to see you. Oh, Albay!Seni gördüğüme çok sevindim. Oh, Albay! Seni gördüğüme çok sevindim. Oh, Albay! Seni gördüğüme çok sevindim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
We have not seen you since that day you disappointed us over the picnic. Bizi piknikte hayal kııklığına uğrattığın o günden beri seni görmemiştik. Bizi piknik günü hayal kırıklığına uğrattığınızdan beri görüşmemiştik. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I hope your urgent business was completed all to your satisfaction? Umarım acil işiniz sizi memnun edecek şekilde sona ermiştir? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
What is done is done. Gereken yapıldı. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I wonder if might have a moment in private with Miss Dashwood. Acaba Bayan Dashwood'la özel olarak konuşabilir miyim? Acaba Bayan Dashwood ile özel olarak konuşabilir miyim? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Yes, indeed. Evet, elbette. Evet, tabi. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I'll go and see how her sister does! Gider kızkardeşiniz nasılmış ona bakarım! Gidip kız kardeşi nasılmış ona bakayım! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Miss Dashwood, tell me. Bayan Dashwood, söyleyin. Bayan Dashwood söyleyin. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I think I know the truth, but I want to know for certain. Sanırım gerçeği biliyorum,ama kesin olarak öğrenmek istiyorum. Sanırım gerçeği biliyorum, ama kesin olarak öğrenmek istiyorum. Sanırım gerçeği biliyorum, ama emin olmalıyım. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Am I to congratulate you? Sizi tebrik edeyim mi? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I'm not sure what you mean. Ne dediğinizi anlayamadım. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Your sister's engagement to Mr Willoughby is widely spoken of. Kızkardeşinizin Bay Willloughby'le olan nişanı konuşuluyor. Herkes kardeşinizin Bay Willoughby'yle nişanını konuşuyor. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
How can that be? Nasıl olabilir? Bu nasıl olur? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
By whom have you heard it mentioned? By everyone... Bunu kimden duydunuz? Tanıdığımız... Bunu size kim söyledi? Herkes. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
of our acquaintance. herkesten. Tanıdığım herkes. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I heard it first myself at the Palmers. İlk önce Palmer'larda kendim duydum. İlk önce Palmer'larda duydum. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I came to inquire. Sormaya geldim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Miss Dashwood... Bayan Dashwood... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
... is everything finally settled? ... her şey kararlaştırıldı mı? ...sonunda her şey kararlaştırıldı mı? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I cannot tell you Kesinlikle nişanlandıklarını Ben, size kesinlikle... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
definitely that they are engaged. size söyleyemem. nişanlandıklarını, söyleyemem. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Neither of them has ever said so to me or to my mother. İkisi de ne bana ne de anneme böyle bir şeyden bahsetmedi. İkisi de ne bana ne de anneme bundan bahsetmedi. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But I would not wish to give you false hope. Ama sizi boşa ümitlendirmek istemem. Yinede sizi boşa ümitlendirmek istemem. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I am quite sure that Marianne is deeply in love. Marianne'in onu çok sevdiğine oldukça eminim. Marianne'in ona yürekten aşık olduğuna eminim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And I have no reason to doubt Mr Willoughby's feelings for her. Ve Bay Willoughby'nin ona karşı olan duygularından da şüphe etmek için bir sebebim yok. Bay Willoughby'nin duygularından da şüphe etmeye bir sebep yok. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I do expect, and hope, to hear of their engagement very soon. Ümit ederim ki,umarım,yakında nişanlandıklarını duyacağız. Ümit ederim ki, umarım, yakında nişanlandıklarını duyacağız. Çok yakında nişanlandıklarını duyacağımızı umuyor ve bekliyorum. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
That being the case... O zaman bu durumda... Madem durum bu... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
to your sister I wish all imaginable happiness. kızkardeşinize hayal edebileceği bütün mutluluğu diliyorum. ...kız kardeşinize mutluluklar diliyorum. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And to Willoughby, that he may endeavour to deserve her. Ve Willoughby'e,belki onu haketmeye çabalar diye. Ve Willoughby'e, belki onu haketmeye çabalar diye. Ve Willoughby'ye, belki onu hak etmek için çabalar diye. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Colonel Brandon was disappointed not to see you. Albay Brandon seni görmediği için üzüldü. Albay Brandon seni göremediği için üzüldü. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
He did see me. Beni gördü. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
For about five seconds. Beş saniye kadar. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
He has a great regard for you, Marianne. Sana çok saygı duyuyor, Marianne. Sana çok saygı duyuyor Marianne. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Yes, and I for him, but he has one great defect. Evet, ben de ona, ama büyük bir eksikliği var. Evet ben de ona, ama büyük bir eksikliği var. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
He's not Willoughby. O Willoughby değil. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, why didn't he come? Oh, neden gelmedi? Neden gelmedi sanki? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Foot?! Foot?! Foot? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Are there any letters this morning? No, Miss. Bu sabah hiç mektup var mı? Hayır, Bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Nothing for me, not even a note? Benim için, bir not bile mi? Benim için bir not bile yok mu? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
No, Miss. Sorry. Was you expecting one? Hayır, Bayan. Üzgünüm. Bekliyor muydunuz? Hayır Bayan. Üzgünüm. Bekliyor muydunuz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, not particularly. Oh, tam olarak değil. Pek sayılmaz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Anything for me? No, Miss. Benim için? Hayır, Bayan. Bana bir şey var mı? Hayır bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Are you quite sure of it? No servants called? No messages? Tam olarak emin misin?Beni soran hizmetçiler? Mesajlar? Tam olarak emin misin? Beni soran hizmetçiler? Mesajlar? Bundan emin misin? Beni soran hizmetçi yada bir mesaj? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Nothing, Miss. Hiçbir şey, Bayan. Yok, Bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
No, Miss. Sorry, Miss. Hayır, Bayan. Üzgünüm, Bayan. Hayır Bayan. Üzgünüm Bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But here is something! Ama bir şey var! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
The Middletons are arrived, with the Miss Steeles, Middleton'lar bugün geldiler, Bayan Steele'lerle birlikte, Middleton'lar, Bayan Steele'lerle birlikte bugün gelmişler. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and we are invited to an evening assembly. Ve akşama davetliyiz. Bu akşam onlara, partiye davetliyiz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And you can be sure that Mr W will be invited too. Ve Bay W'nin de davetli olacağından eminim. Bay W'nin de davetli olacağından eminim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And perhaps Mr F as well! Ve belki de Bay F de! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I declare I've never seen anything like it. Bunun gibisini hiç görmedim. İddia ediyorum bunun gibisini hiç görmedim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
This must be the finest party in town. Şehirdeki en iyi parti olmalı. Şehirdeki en iyi parti bu olmalı. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Stay, Marianne, you have a lock coming loose. Dur, Marianne,bağların gevşemiş. Dur, Marianne, bağların gevşemiş. Dur Marianne, saçın bozulmuş. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Never mind it, Elinor! Let us go in. Boşver, Elinor! Hadi içeri girelim. Boşver Elinor! Hadi içeri girelim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, there's Charlotte. Oh, işte Charlotte. Oh, Charlotte orada. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Look! Bakın! Bak! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, Miss Dashwood! Oh, Miss Marianne! Oh, Bayan Dashwood! Oh, Bayan Marianne! Bayan Dashwood! Bayan Marianne! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 147826
  • 147827
  • 147828
  • 147829
  • 147830
  • 147831
  • 147832
  • 147833
  • 147834
  • 147835
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim