Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 145973
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And now I'm here. | Ve şimdi burdayım. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
He's sitting there, at the porch. | Orda, verandada oturuyor. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
And I've been standing here, watching him and... | Ve ben burda dikiliyorum, onu izleyerek ve... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
waiting, at least ten minutes. | bekleyerek, nerdeyse on dakikadır. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Maybe I should have ignored this irrational impulse. | Belki bu mantıksız isteği gözardı etmeliyim. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
This trip. | Bu seyahatı. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
In fact, I'm not an impulsive person at all. | Aslında, düşüncesizce hareket eden biri değilim. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
But here I am... | Fakat burdayım... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
And so I must decide: | Ve artık karar vermeliyim: | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Slowly return to my car... | Yavaşça arabama dönmek... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
or get close to him. | ya da onun yanına gitmek... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Of course, I could stay here a while longer... | Elbette, burda biraz daha kalacağım... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
and let my confusion abate. | ve kararsızlığımın hafiflemesini bekleyeceğim. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
But not very long. A minute more! | Çok değil. Bir dakika daha! | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
This minute is taking its time. | Bu süre yeterli bir zaman. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
33 seconds... | 33 saniye... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
55 seconds... | 55 saniye... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Did I wake you? It's you, Marianne. | Seni uyandırdım mı? Oh, sensin, Marianne. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Hi! No, don't get up. | Selam! Yo, kalkma. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Typical, you were spying on me. That's not true. | Çok tipik, beni gözetliyosun. Bu doğru değil. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
We haven't seen each other in 30 years. 32 years! | Birbirimizi 30 yıldır görmüyoruz. 32 yıl! | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
We simply lost track of each other. That's natural. | Birbirimizin izini kaybettik. Bu çok doğal. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
People start together, | İnsanlar birlikte başlar, | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
then they separate and talk by phone... | sonra ayrılırlar ve telefonlaşırlar... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
and finally silence. So sad! | ve sonunda sessizlik. Ne acı. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
�Was that a reproach? No, we had nothing to say to each other. | Bu bir sitem miydi? Hayır, birbirimize söyleyecek sözümüz kalmamıştı. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Then suddenly you call me and tell me you want to visit. | Sonra aniden aradın ve beni ziyaret etmek istedin. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
You didn't sound very keen. Keen? I said no. | Sesin çok istekli değildi. İstekli mi? Sana "hayır" dedim. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I still say no. I don't want this. No. But you don't care. | Hala da "hayır" diyorum. Hayır! Fakat sen aldırmıyorsun. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I had to come. Why? | Gelmeliydim. Neden? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I won't tell you. You're laughing. | Söylemeyeceğim. Gülüyorsun. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Johan... | Johan... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I've driven 340 km.... | 340 kilometre araba kullandım. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
and managed to find your hideout... | Ve senin orman içine gizlenmiş... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
in the middle of the jungle. | sığınağını bulmaya çalıştım. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Now that I've seen and kissed you and we've spoken I can leave. | Seni gördüğüme, öptüğüme ve konuştuğumuza göre artık gidebilirim. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
That won't be enough. Really? | Bu kadarı yetmez. Gerçekten mi? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
At least you can stay over for dinner. Why? | En azından akşam yemeğine kadar kal. Niçin? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
A week ago, I told Mrs. Nilsson... | Bir hafta önce, eski eşim beni ziyarete gelecek diye... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
that my ex wife was coming to visit. | Mrs. Nilsson'a söylemiştim. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I can't tell her suddenly that there'll be no dinner. She'll go crazy. | Şimdi birden akşam yemeği iptal oldu dersem çok kızar. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Who's Mrs. Nilsson? Agda. Agda Nilsson. | Mrs. Nilsson kim? Agda. Agda Nilsson. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Are you and her a couple? | O ve sen sevgili misiniz? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
The two of you live all alone here in the midst of a dark forest? | Siz ikiniz bu karanlık ormanın ortasında yalnız mı yaşıyorsunuz? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Mrs. Nilsson lives in the village. | Mrs. Nilsson köyde yaşıyor. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
She cleans and cooks and then goes home. | Yemek ve temizlik yapıp sonra evine gider. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
She's religious and mean. There's no romance then. | Dindar ve katıdır. Romantizm yok o zaman. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
To be honest, I fear the hag. | Dürüst olmak gerekirse, o cadıdan korkuyorum. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I fear that she might want to marry me. Anyway, stay for dinner. | Benle evlenmek ister diye korkuyorum. Herneyse, yemeğe kal. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
She's made up the guest room, | Sana konuk odasını hazırladı, | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
so you have to stay and spend the night. | yani kalıp geceyi burda geçirebilirsin. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I suppose I better accept. | Kabul etsem iyi olacak. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
It's so hard to get up from this chair. No, don't help me. | Bu koltuktan kalkmak çok zor. Yo, yardım etme. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
What's wrong, Johan? | Sorun ne Johan? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I'm trying to put my arms around you. | Seni kucaklamaya çalışıyorum. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Want to hug me? | Bana sarılmak mı istiyorsun? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Damn, Johan! | Kahretsin, Johan! | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Old idiot! | Yaşlı ahmak! | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
And how old are you? I don't know, and you? | Sen kaç yaşındasın? Bilmiyorum, ya sen? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
86. No, not you, me! | 86. Yo, sen değil, ben. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Around 55. | Yaklaşık 55. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I'm 63. Really? That many? | 63 yaşındayım. Gerçekten mi? O kadar oldun mu? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
And I've had my uterus and ovaries removed. | Ve rahmim ve yumurtalıklarım alındı. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Does that trouble you? Yes, sometimes. | Sıkıntı yapıyor mu? Evet, bazen. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Let's sit on the bench. | Şu kanepeye oturalım. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
It's so beautiful! | Çok güzel. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
When beauty is revealed... in life, in creation... | Güzellik böyle ortaya çıktığında... yaşamda, kainatta... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Where is the source, the giver? Beauty forever. | Kaynağı nerede, yaratıcısı? Güzellik sonsuz... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I didn't know you knew some psalms. My grandmother taught me. | Bilmem, bazı ilahileri bilir misin? Büyükannem öğretmişti. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
And my grandfather rewarded me with little iron soldiers. | Ve büyükbabam beni küçük metal askerlerle ödüllendirirdi. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
We can enjoy the view, | Elele... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
hold hands... Are we going to hold hands? | manzaranın tadını çıkarabiliriz. Elele mi oturacağız? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Didn't we used to do it? Yes, I believe so. | Eskiden öyle yapmaz mıydık? Evet, sanırım. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I haven't done it since... I've stopped doing it. | Bunu o zamanlardan beri hiç... Bunu yapmayı bıraktım. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
You really have a beautiful view. | Gerçekten çok harika bir manzaran var. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Can you see the lake house from here? | Göl evini burdan görebiliyor musun? | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
You can see the light reflected, behind the rocks. | Kayaların ardından yansıyan ışıklarını görebilirsin. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I drove by the lake house coming here. It looks inhabited. | Arabayla gelirken göl evinin yanından geçtim. İçinde yaşanlar var gibiydi. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
You could say that. Henrik is there. | Doğrudur. Henrik orda. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Yes, Henrik. Mi dear son. The assistant professor. | Evet, Henrik. Benim sevgili oğlum. Yardımcı profesör. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Are you on speaking terms? Not exactly. | Bilimsel çalışma mı yapıyorsunuz? Tam olarak değil. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I got a brief letter declaring that he was planning on moving there. | Oraya taşınmayı planladığını bildiren kısa bir mektup yolladı. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
He and his daughter Karin have been there since late April. | Geçen nisandan bu yana kızı Karin'le birlikte, orda kalıyorlar. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
You don't have much contact then. | Çok görüşmüyorsunuz o zaman. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Absolutely. A cordial conversation if we run across each other. | Kesinlikle. Tesadüfen karşılaşırsak dostça bir sohbet. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Fat boy Henrik! He must be... 61 ! | Şişko Henrik. Şimdi o... 61 yaşında olmalı. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
My God! You can say that again! | Tanrım! Tekrar söyleyebilirsin. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
And his daughter Karin? Karin is 19. | Ve kızı Karin? Karin ondokuzunda. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Her mother died of cancer two years ago. | Annesi iki yıl öne kanserden öldü. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Anna... Tell me. | Anna... Anlat bana. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Anna and Henrik were married for 20 years. | Anna ve Henrik yirmi yıl önce evlendiler. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
He couldn't take her death. He retired before his time. | Karısının ölümünü kaldıramadı. O tarihten sonra emekli oldu. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
I heard they were happy to get rid of him. | Duyduğuma göre başlarından gittiği için çok mutluymuşlar. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
He felt mistreated there. | Orda kendisine kötü davranıldığını düşünüyormuş. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Like you, at that age. Me? No... | Tıpkı senin gibi, aynı yaşta. Ben mi? Yo... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
Well, yes, I was a bit fed up with the academic standards silliness. | Evet, belki akademik standart saçmalıklarından biraz bıkmıştım. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
My honorary doctorate from the University of Michigan... | Michigan Üniversitesinden onursal doktoram... | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
finished all that. We were talking about Henrik. | olayı bitirdi. Henrik'ten bahsediyorduk. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
He directs an orchestra called "Uppsala Chamber Soloists". | "Uppsala Chamber Soloists" adlı bir orkestrayı yönetiyordu. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |
But he'll quit that also. | Şimdi onu da bıraktı. | Saraband-1 | 2003 | ![]() |