Search
English Turkish Sentence Translations Page 20322
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| She opened the door to this line of questioning, your honor. | Sorduğum sorunun kapısını açan kendisiydi, sayın hakim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Objection overruled. | İtiraz reddedildi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Officer Cowell, was this the most dangerous situation | Memur Cowell, bulunduğunuz en tehlikeli durum... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| you've ever been in? | ...buydu diyebilir miyiz? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| No. | Hayır. 6 Şubat 2010'da yapılan... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| to the Pennywise concert February 6, 2010? | ...Pennywise konserine kıyasla nasıldı acaba? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| That happened in your division. | Sizin polis müdürlüğünüz görevdeydi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| And numerous other police officers | Görevli olan birçok polis orantısız güç kullanmakla suçlanmıştı. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You were at that show, weren't you? | O konserde var mıydınız? Evet. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Your honor, based on the officer's testimony, | Sayın hakim, memur hanımın ifadesine dayanarak,... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| we'd ask that you reverse a ruling of the pitchess motion | ...Pitchess talebini tekrar gözden geçirmenizi ve... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| and provide us with officer Cowell's conduct file. | ... Memur Cowell'ın davranış dosyasını temin etmenizi rica ediyoruz. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Objection. | İtiraz ediyoruz. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Bailiff, give both lawyers | Mübaşir bey, Memur Cowell'ın disiplin dosyasını... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Thank you. | Soruya yanıt ver lütfen Alex. Teşekkürler. Sağ olun. Dosyayı kaptın, helal olsun. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I thought you were just being annoying. | Ben uyuzluğuna yapıyorsun diye düşünmüştüm. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Watch and learn, son. | İzle de öğren kerata. Mutlaka dişimize uygun bir şey çıkar. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yep. Yep. I'm learning. | Evet. Öğreniyorum şu an. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Judge Perry: Mr. Bash... | Bay Bash, bulduklarınızı mahkemeyle paylaşır mısınız? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Um... | Ben Hayır. Mühim değil sayın hakim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| The people will be happy to read the contents of this file | İddia makamı jüriye dosyanın içeriğini baştan sona... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| to the jury, chapter and verse, on redirect. | ...tekrar sorgulama sırasında okumaktan memnun olacaktır. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Uh, wait, wait, wait. I'll read it. I'll read it. | Durun, bekleyin. Okuyacağım. 2009 yılında,... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| you, uh, had a 3 week paid leave of absence from the force. | ...emniyetten üç haftalık ücretli izin almışsınız. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yes. To help at risk children in foster homes. | Evet. Gönüllü ailelerde kalan tehlikedeki çocuklara yardım etmek için. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Is Mr. Bash going to ask the witness | Bay Bash tanığı Pennywise konserinde kendisinin... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| where she got a meritorious citation | ...takdirname almasına neden olan davranışını soracak mı? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yes, I was just about to get to that. | Evet. Oraya geliyordum şimdi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Well played. | Helal olsun. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| What happened? | Ne oldu? Ne olduğunu gördün. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Excuse me. I'm looking for officer Cowell. | Affedersiniz. Memur Cowell'ı arıyordum. Peter Bash. Avukatım. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Oh. A lawyer. | Avukatsın demek. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Norman, beer for my friend. Throw it at his head. | Norman, dostuma bir bira. Kafasına fırlat lütfen. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Make that a white Russian. | White Russian olsun. Tommy Halpin'in kendisine... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Tommy Halpin is gonna buy a drink? | ...içki ısmarlayacağını nasıl bir dangalak düşünür? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Officer. | Memur hanım. Avukat bey. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Mind if I join you? Not at all. | Oturmamın sakıncası var mı? Elbette yok. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Well, this is a nice bar. | Burası güzel bir barmış. Teşekkürler. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| How did you know I wanted to get into your file? | Dosyana bakmak istediğimi nereden tahmin ettin? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You seem really nosey. | Meraklı birine benziyordun. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Look, I know we're having fun, but | Eğlendiğimize sevindim ama Nereden biliyorsun? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You want me to go there? Mm hmm. | Ağzımı açtıracak mısın yani? Evet. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| The hair flip you just did you know that's sexy as hell. | Saçını savurduğunda ne kadar seksi olduğunu biliyorsun. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| It was in my eyes. | Asıl mesaj gözlerimdeydi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| The way you're looking at me, you're having fun. | Bana bakmandan da ne kadar eğlendiğini anlıyorum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Especially now that you think you're winning the case. | Özellikle de şimdi davayı kazandığını düşünüyorken. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I'm not winning? | Davayı kazanmıyor muyum? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I don't want my buddy to get convicted. | Arkadaşımın hüküm giymesini istemiyorum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Your buddy resisted arrest. | Arkadaşın tutuklanmaya karşı koydu. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| He would never resist arrest, he's not a bad guy. | Tutuklamaya karşı koymaz, kötü biri değildir. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| And this would cost him his job. | Bu yüzden işinden olacak. Bir polise göre fazla seksisin. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| He just thought you were a hot chick fooling around. | Senin ona takılan güzel bir kız olduğunu düşündü. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Stand up. | Kalk ayağa. Niye? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Stand up. | Kalk ayağa. Peki. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Put your hands on my shoulders. | Ellerini omzuma koy. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I don't know Put your hands on my shoulders. | Bilemiyorum ki Ellerini omzuma koy dedim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| ...what happened here. Wow. | Ne oldu öyle! | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Do you think I'm fooling around? | Sence şakam var gibi mi? Halen ihtimal dahilinde. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| How about now? No, no. | Peki ya şimdi? Hayır, hayır. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I did this to your buddy. | Arkadaşına da aynısını yaptım. Şaka yapmadığımı biliyordu. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You should leave... | Halpin bir içki daha devirmeden yürü şimdi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Do you really think I'm a good lawyer? | Sence gerçekten iyi bir avukat mıyım? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| That I could make partner like Jared and Peter? | Jared ve Peter gibi ben de ortak olabilir miyim sence? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Well, yeah, but I think that | Evet, ama aynı zamanda Daha iyi olmak istiyorum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You had your brain scanned? | Beyin tomografisi mi çektirdin? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| F MRIs, blood chemistry, hormone balance suites. | F MRI, kan tahlili, hormon tahlililer. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I'm like Eve in "Species II" but not as hot. | Species II filmindeki Eve gibiyim, ama güzel olmayanı. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| "Mr. Singh's multiple phobias | "Bay Singh'in fobileri USC'deki ilk yılında başgöstermiştir. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| My roommate, Phil Guenzer, would kick me out of my room | Oda arkadaşım Phil Guenzer ne zaman odaya kız atsa... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| one of his many co ed conquests. | ...beni dışarıya sepetlerdi. Seks sürgünü oldun yani. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Repeatedly. | Defalarca. Cemşidpur'dan yeni gelmiştim üstelik. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I didn't know anybody. I didn't know where to go. | Kimseyi tanımıyordum. Gidebileceğim bir yer yoktu. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Oh, Pindy. | Pindy. Yalnız başıma dolaşırdım. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Until I found the student health center. | Sonra sağlık merkezini buldum. Revirde uyuyordun. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I would fake illnesses | Hastaların yanında uyumak için hastalıklar uyduruyordum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| And then after a little while, | Bir süre sonra kendim de hasta olmaya başladım. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Right. In your head. No! | Anladım. Kafanda yani. Hayır! | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| But that's what everyone else thinks, yes. | Ama başkaları da bu şekilde düşünüyor, evet. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I was a great student. | Ben başarılı bir öğrenciydim. Bu ülkeye okumaya geldim,... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| and now I have become the specimen. | ...ama kendimi numunelik bir eşantiyon olarak buldum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| So that's the uncle lawyer, huh? | Avukat amcası buymuş demek? Aileyle çalışmayacaksın işte. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| She shouldn't be fighting this. | Baştan kabul etmesi lâzımdı. Doğru. Fazla yüklenmeyelim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Franklin and Bash, I read your moving papers. | Franklin ve Bash, talebinizi okudum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| You believe your case merits a summary judgment? | Davanın duruşmasız yargıya varması gerektiğini mi söylüyorsunuz? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Uh, yes, your honor. | Aynen öyle, sayın hakim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| As stipulated in the rules for the golden state brew off | Altın Eyalet Bira Yarışması şartnamesinde ve diğer... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| and subsequent contracts, | ...sözleşmelerde yazdığı gibi... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| exhibit "A" and "B" respectively, | ...delil A ve B'de davacının babası Kurt's Amber Ale'in... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Counselor, would you like to see exhibit "A"? | Avukat bey, delil A'yı görmek istiyor musunuz? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yes, your honor. | Evet, sayın hakim. "İstemez miyim, sayın hakim. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I'd love to go to the window, look at a little sunshine. | Pencereden uzaklara bakıp güneşi seyretmeyi isterim." | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Yeah, that's the president. | Başkanı taklit ediyorsun. Jimmy Stewart'ı oğlum. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| The peanut farmer. | Fstık çiftçisi işte. Oyuncu Jimmy Stewart. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| These are the rules, and this is the binding contract. | Şartlar bu şekilde sözleşme yazıldığı gibi. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| I hope he's not charging her for this. | Umarım para ödemiyordur. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| We would like the court to make note of rule 18 | Altın Eyalet Bira Yarışması şartnamesinin 18. maddesine... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| "All contestants must sample every other contestant's brew." | ...bütün yarışmacıların biralarını tatmasının zorunda olduğu" yazıyor. | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| All right, that means that my client | O halde anladığım kadarıyla... | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| signed away any rights pursuant to rules | ...şartnameyi imzalamadan önce müvekkilim 44 bira mı içmişti? | Franklin Bash-1 | 2010 | |
| Given the laws regarding "lack of capacity," | Fiil ehliyeti hususunda bulanan yasaları düşünerek... | Franklin Bash-1 | 2010 |