• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19455

English Turkish Film Name Film Year Details
You're all making a big deal. I would appreciate it if one person Olayı çok büyütüyorsunuz. Bu gemide bir kişi seks düşkünü... Olayı çok büyütüyorsunuz. Bu gemide bir kişi seks düşkünü... Olayı çok büyütüyorsunuz. Bu gemide bir kişi seks düşkünü... Firefly-1 2003 info-icon
on this boat would not assume that I'm an evil, lecherous hump. ...aşağılık bir herif olduğumu farz etmese çok memnun olacağım. ...aşağılık bir herif olduğumu farz etmese çok memnun olacağım. ...aşağılık bir herif olduğumu farz etmese çok memnun olacağım. Firefly-1 2003 info-icon
Nobody's saying that, sir. We're pretty much just giving Kimse böyle demiyor, efendim. Evet, sadece... Kimse böyle demiyor, efendim. Evet, sadece... Kimse böyle demiyor, efendim. Evet, sadece... Firefly-1 2003 info-icon
each other significant glances and laughing incessantly. ...birbirimize anlamlı bakışlar atıp, sürekli gülüyoruz. ...birbirimize anlamlı bakışlar atıp, sürekli gülüyoruz. ...birbirimize anlamlı bakışlar atıp, sürekli gülüyoruz. Firefly-1 2003 info-icon
Is that cider? By the stove. Elma şırası mı o? Ocağın üstünde. Elma şırası mı o? Ocağın üstünde. Elma şırası mı o? Ocağın üstünde. Firefly-1 2003 info-icon
Yum. I'll get you a refill. Honey? Bardağını tekrar doldurayım. Hayatım? Bardağını tekrar doldurayım. Hayatım? Bardağını tekrar doldurayım. Hayatım? Firefly-1 2003 info-icon
That's for me to do. Benim görevim. Benim görevim. Benim görevim. Firefly-1 2003 info-icon
You know, uh, you weren't lyin' about your cookin'. Aşçılık yeteneğin hakkında yalan söylemiyormuşsun. Aşçılık yeteneğin hakkında yalan söylemiyormuşsun. Aşçılık yeteneğin hakkında yalan söylemiyormuşsun. Firefly-1 2003 info-icon
If I hadn't already eaten... Yemek yemiş olmasaydım... Yemek yemiş olmasaydım... Yemek yemiş olmasaydım... Firefly-1 2003 info-icon
You don't want to finish? No, I just... Bitirmek istemiyor musun? Hayır, sadece Bitirmek istemiyor musun? Hayır, sadece Bitirmek istemiyor musun? Hayır, sadece Firefly-1 2003 info-icon
I have captainy things to do, but truthfully, that's a fine meal. Kaptanca görevlerim var ama gerçekten çok lezzetli bir yemekti. Kaptanca görevlerim var ama gerçekten çok lezzetli bir yemekti. Kaptanca görevlerim var ama gerçekten çok lezzetli bir yemekti. Firefly-1 2003 info-icon
Thank you. Do you need anything else? Teşekkür ederim. Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Teşekkür ederim. Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Teşekkür ederim. Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Firefly-1 2003 info-icon
No. No. Hayır. Yok. Hayır. Yok. Hayır. Yok. Firefly-1 2003 info-icon
You just have something to eat yourself, and, uh... Sen de bir şeyler ye ve... Sen de bir şeyler ye ve... Sen de bir şeyler ye ve... Firefly-1 2003 info-icon
and I'm gonna go... captain. ...ben gidip... kaptanlık yapacağım. ...ben gidip... kaptanlık yapacağım. ...ben gidip... kaptanlık yapacağım. Firefly-1 2003 info-icon
If you're done with supper... Yemeğin bittiyse... Yemeğin bittiyse... Yemeğin bittiyse... Firefly-1 2003 info-icon
would you like me to wash your feet? ...ayaklarını yıkamamı ister misin? ...ayaklarını yıkamamı ister misin? ...ayaklarını yıkamamı ister misin? Firefly-1 2003 info-icon
Beaumond. Beaumond. Beaumond. Beaumond. Firefly-1 2003 info-icon
City of New Dunsmuir. New Dunmuir şehri. New Dunmuir şehri. New Dunmuir şehri. Firefly-1 2003 info-icon
Arrival: October 24. Varış: Ekim 24. Varış: Ekim 24. Varış: Ekim 24. Firefly-1 2003 info-icon
Departure... Can I come in? Ayrılma... İçeri girebilir miyim? Ayrılma... İçeri girebilir miyim? Ayrılma... İçeri girebilir miyim? Firefly-1 2003 info-icon
No. See? That's why I usually don't ask. Hayır. Gördün mü? İşte bu yüzden genelde sormam. Hayır. Gördün mü? İşte bu yüzden genelde sormam. Hayır. Gördün mü? İşte bu yüzden genelde sormam. Firefly-1 2003 info-icon
What do you want? Oh, I just needed to... hide. Ne istiyorsun? Sadece... saklanmam gerekiyor. Ne istiyorsun? Sadece... saklanmam gerekiyor. Ne istiyorsun? Sadece... saklanmam gerekiyor. Firefly-1 2003 info-icon
So I take it the honeymoon is over? Oh, she's a fine girl. Balayı bitti galiba. Çok iyi bir kız. Balayı bitti galiba. Çok iyi bir kız. Balayı bitti galiba. Çok iyi bir kız. Firefly-1 2003 info-icon
Don't misread me. A hell of a cook, too. Yanlış anlama. Mükemmel bir aşçı da. Yanlış anlama. Mükemmel bir aşçı da. Yanlış anlama. Mükemmel bir aşçı da. Firefly-1 2003 info-icon
I'm sure she has many exciting talents. Bir sürü çok hoş meziyeti olduğuna eminim. Bir sürü çok hoş meziyeti olduğuna eminim. Bir sürü çok hoş meziyeti olduğuna eminim. Firefly-1 2003 info-icon
Do you ever... Sen hiç... Sen hiç... Sen hiç... Firefly-1 2003 info-icon
wash your clients' feet? It's my specialty. ...müşterilerinin ayaklarını yıkıyor musun? Uzmanlık alanımdır. ...müşterilerinin ayaklarını yıkıyor musun? Uzmanlık alanımdır. ...müşterilerinin ayaklarını yıkıyor musun? Uzmanlık alanımdır. Firefly-1 2003 info-icon
We'll be on Beaumond at least two weeks, right? Can't exactly be sure. Beaumond'da en az 2 hafta kalacağız, değil mi? Tam olarak emin değilim. Beaumond'da en az 2 hafta kalacağız, değil mi? Tam olarak emin değilim. Beaumond'da en az 2 hafta kalacağız, değil mi? Tam olarak emin değilim. Firefly-1 2003 info-icon
I need you to be exactly sure. I can't make Tam olarak emin olmanı istiyorum. Söz verip, sonra sözümden dönemem. Tam olarak emin olmanı istiyorum. Söz verip, sonra sözümden dönemem. Tam olarak emin olmanı istiyorum. Söz verip, sonra sözümden dönemem. Firefly-1 2003 info-icon
That's your specialty. O senin uzmanlık alanın. O senin uzmanlık alanın. O senin uzmanlık alanın. Firefly-1 2003 info-icon
Sorry. Are you touchy because I got myself a bride or 'cause Pardon ama evlendiğim için mi yoksa evli kalmayı düşünmediğim... Pardon ama evlendiğim için mi yoksa evli kalmayı düşünmediğim... Pardon ama evlendiğim için mi yoksa evli kalmayı düşünmediğim... Firefly-1 2003 info-icon
I don't plan to keep her? I find the whole thing degrading. ...için mi huysuzluk ediyorsun? Olayı tamamen aşağılayıcı buluyorum. ...için mi huysuzluk ediyorsun? Olayı tamamen aşağılayıcı buluyorum. ...için mi huysuzluk ediyorsun? Olayı tamamen aşağılayıcı buluyorum. Firefly-1 2003 info-icon
That's just what Saffron said about your line of work. Saffron da senin mesleğin için aynı şeyi söyledi. Saffron da senin mesleğin için aynı şeyi söyledi. Saffron da senin mesleğin için aynı şeyi söyledi. Firefly-1 2003 info-icon
Maybe you should think twice about letting go of Saffron. Belki de Saffron'dan ayrılma kararını bir kere daha değerlendirmelisin. Belki de Saffron'dan ayrılma kararını bir kere daha değerlendirmelisin. Belki de Saffron'dan ayrılma kararını bir kere daha değerlendirmelisin. Firefly-1 2003 info-icon
You two sound like a match. Maybe you're right. Birbirinize çok uygun görünüyorsunuz. Belki de haklısın. Birbirinize çok uygun görünüyorsunuz. Belki de haklısın. Birbirinize çok uygun görünüyorsunuz. Belki de haklısın. Firefly-1 2003 info-icon
Maybe we're soul mates. Yes. Great. I wish you hundreds of fat children. Belki de ruh eşiyizdir. Evet. Yüzlerce tombul çocuk sahibi olmanızı dilerim. Belki de ruh eşiyizdir. Evet. Yüzlerce tombul çocuk sahibi olmanızı dilerim. Belki de ruh eşiyizdir. Evet. Yüzlerce tombul çocuk sahibi olmanızı dilerim. Firefly-1 2003 info-icon
Could you imagine that? Me with a whole passel of critters underfoot. Gözünde canlandırabiliyor musun? Ben ve bir yığın ayakaltında mahlûk. Gözünde canlandırabiliyor musun? Ben ve bir yığın ayakaltında mahlûk. Gözünde canlandırabiliyor musun? Ben ve bir yığın ayakaltında mahlûk. Firefly-1 2003 info-icon
Hell, in ten years' time... Can you leave me alone for five minutes, please? 10 yıl içince... Beni lütfen 5 dakika yalnız bırakabilir misin? 10 yıl içince... Beni lütfen 5 dakika yalnız bırakabilir misin? 10 yıl içince... Beni lütfen 5 dakika yalnız bırakabilir misin? Firefly-1 2003 info-icon
I wasn't lookin' for a fight. Kavga aranmıyordum. Kavga aranmıyordum. Kavga aranmıyordum. Firefly-1 2003 info-icon
Always do seem to find one, though. Ama hep bir tane buluyorum. Ama hep bir tane buluyorum. Ama hep bir tane buluyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Do I have your attention? Dikkatini çekebildim mi? Dikkatini çekebildim mi? Dikkatini çekebildim mi? Firefly-1 2003 info-icon
Kind of going to extremes here, ain't we? Biraz aşırıya kaçmadın mı? Biraz aşırıya kaçmadın mı? Biraz aşırıya kaçmadın mı? Firefly-1 2003 info-icon
There's times I think you don't take me seriously. I think that oughta change. Bazen beni ciddiye almadığını düşünüyorum. Bence bu durumu değiştirmeliyim. Bazen beni ciddiye almadığını düşünüyorum. Bence bu durumu değiştirmeliyim. Bazen beni ciddiye almadığını düşünüyorum. Bence bu durumu değiştirmeliyim. Firefly-1 2003 info-icon
Do you think it's likely to? Sence mümkün mü? Sence mümkün mü? Sence mümkün mü? Firefly-1 2003 info-icon
You got something you don't deserve. And it's brought me Hak etmediğin bir şeye sahip oldun. Şu kadarını söyleyeyim... Hak etmediğin bir şeye sahip oldun. Şu kadarını söyleyeyim... Hak etmediğin bir şeye sahip oldun. Şu kadarını söyleyeyim... Firefly-1 2003 info-icon
a galaxy of fun, I'm here to tell ya. ...acayip şamata bir durum. ...acayip şamata bir durum. ...acayip şamata bir durum. Firefly-1 2003 info-icon
Six men came to kill me one time... Bir keresinde 6 herif beni öldürmeye gelmişti... Bir keresinde 6 herif beni öldürmeye gelmişti... Bir keresinde 6 herif beni öldürmeye gelmişti... Firefly-1 2003 info-icon
...and the best of them carried this. ...ve içlerindeki en iyisinin elinde bu vardı. ...ve içlerindeki en iyisinin elinde bu vardı. ...ve içlerindeki en iyisinin elinde bu vardı. Firefly-1 2003 info-icon
It's a Callahan, full bore, auto lock... Callahan, tam otomatik tüfek... Callahan, tam otomatik tüfek... Callahan, tam otomatik tüfek... Firefly-1 2003 info-icon
Customized trigger, double cartridge thorough gauge... ...modifiye tetik, namluda çift fişek. ...modifiye tetik, namluda çift fişek. ...modifiye tetik, namluda çift fişek. Firefly-1 2003 info-icon
It is my very favourite gun. En sevdiğim silahımdır. En sevdiğim silahımdır. En sevdiğim silahımdır. Firefly-1 2003 info-icon
Are you offering me a trade? A trade? Hell, it's theft. Takas etmeyi mi öneriyorsun? Takas mı? Hırsızlık düpedüz! Takas etmeyi mi öneriyorsun? Takas mı? Hırsızlık düpedüz! Takas etmeyi mi öneriyorsun? Takas mı? Hırsızlık düpedüz! Firefly-1 2003 info-icon
This is the best damn gun made by man. It has extreme sentimental value. İnsanoğlu tarafından yapılmış en mükemmel silah. Duygusal değeri var. İnsanoğlu tarafından yapılmış en mükemmel silah. Duygusal değeri var. İnsanoğlu tarafından yapılmış en mükemmel silah. Duygusal değeri var. Firefly-1 2003 info-icon
It's miles more worthy than what you got. What I got? Senin elindekinden kat be kat daha değerli. Benim elimdeki mi? Senin elindekinden kat be kat daha değerli. Benim elimdeki mi? Senin elindekinden kat be kat daha değerli. Benim elimdeki mi? Firefly-1 2003 info-icon
She has a name. So does this. Kızın bir adı var. Bunun da. Kızın bir adı var. Bunun da. Kızın bir adı var. Bunun da. Firefly-1 2003 info-icon
I call it Vera. Vera ismini verdim. Vera ismini verdim. Vera ismini verdim. Firefly-1 2003 info-icon
My days of not taking you seriously are certainly comin' to a middle. Seni ciddiye almadığım günler kesinlikle pozitif yönde gelişti. Seni ciddiye almadığım günler kesinlikle pozitif yönde gelişti. Seni ciddiye almadığım günler kesinlikle pozitif yönde gelişti. Firefly-1 2003 info-icon
Damn it, Mal. I'd treat her okay. She's not to be bought. Yapma ya, Mal. Ona iyi davranırım. Kız alınacak mal değil. Yapma ya, Mal. Ona iyi davranırım. Kız alınacak mal değil. Yapma ya, Mal. Ona iyi davranırım. Kız alınacak mal değil. Firefly-1 2003 info-icon
Nor bartered, or borrowed, or lent. Ne takas edilecek, ne ödünç alınacak ne de verilecek. Ne takas edilecek, ne ödünç alınacak ne de verilecek. Ne takas edilecek, ne ödünç alınacak ne de verilecek. Firefly-1 2003 info-icon
She's a human woman, doesn't know a thing about the world and needs our protection. Hayat hakkında hiçbir fikri olmayan, korunmaya muhtaç bir kadın. Hayat hakkında hiçbir fikri olmayan, korunmaya muhtaç bir kadın. Hayat hakkında hiçbir fikri olmayan, korunmaya muhtaç bir kadın. Firefly-1 2003 info-icon
Well, I'll protect her. Jayne. Ben onu korurum. Jayne. Ben onu korurum. Jayne. Ben onu korurum. Jayne. Firefly-1 2003 info-icon
Go play with your rain stick. Git yağmur çubuğunla oyna. Git yağmur çubuğunla oyna. Git yağmur çubuğunla oyna. Firefly-1 2003 info-icon
You do sneak about, don't you? Sessiz sedasız etrafta dolanıyorsun, değil mi? Sessiz sedasız etrafta dolanıyorsun, değil mi? Sessiz sedasız etrafta dolanıyorsun, değil mi? Firefly-1 2003 info-icon
You're a good man. Sen iyi bir adamsın. Bu gemideki insanlarla konuşmadığın bariz. Sen iyi bir adamsın. Bu gemideki insanlarla konuşmadığın bariz. Sen iyi bir adamsın. Bu gemideki insanlarla konuşmadığın bariz. Firefly-1 2003 info-icon
I don't wish to be wed to the large one. I'd rather... İri yarı olanla evlendirilmek istemiyorum. Tercihim... İri yarı olanla evlendirilmek istemiyorum. Tercihim... İri yarı olanla evlendirilmek istemiyorum. Tercihim... Firefly-1 2003 info-icon
If I'm not to be yours, I'd rather have the work you spoke of. ...eğer senin olmayacaksam, bahsettiğin işi tercih ederim. ...eğer senin olmayacaksam, bahsettiğin işi tercih ederim. ...eğer senin olmayacaksam, bahsettiğin işi tercih ederim. Firefly-1 2003 info-icon
I could be useful in a ranch. Bir çiftlikte işe yararım. Bir çiftlikte işe yararım. Bir çiftlikte işe yararım. Firefly-1 2003 info-icon
It's good work. Dürüst iştir. Dürüst iştir. Dürüst iştir. Firefly-1 2003 info-icon
My mama had a ranch back on Shadow, where I'm from. Annemin Shadow'da bir çiftliği vardı. Oralıyım. Annemin Shadow'da bir çiftliği vardı. Oralıyım. Annemin Shadow'da bir çiftliği vardı. Oralıyım. Firefly-1 2003 info-icon
Ran cattle, mostly. Çoğunlukla sığır yetiştirirdi. Çoğunlukla sığır yetiştirirdi. Çoğunlukla sığır yetiştirirdi. Firefly-1 2003 info-icon
Wasn't nobody ran 'em harder or smarter. Ondan daha sıkı ve iyi güden kimse yoktu. Ondan daha sıkı ve iyi güden kimse yoktu. Ondan daha sıkı ve iyi güden kimse yoktu. Firefly-1 2003 info-icon
She used to tell me. "Don't brand the cattle. Bana, "sığırı damgalama... Bana, "sığırı damgalama... Bana, "sığırı damgalama... Firefly-1 2003 info-icon
Brand the buyer." "He's the one likely to stray." ...alıcıyı damgala. Başka yere gitme eğiliminde olan alıcıdır." derdi. ...alıcıyı damgala. Başka yere gitme eğiliminde olan alıcıdır." derdi. ...alıcıyı damgala. Başka yere gitme eğiliminde olan alıcıdır." derdi. Firefly-1 2003 info-icon
She raised you herself? Well, her and about 40 hands. Anne mi seni büyüttü? Annem ve 40 işçi. Anne mi seni büyüttü? Annem ve 40 işçi. Anne mi seni büyüttü? Annem ve 40 işçi. Firefly-1 2003 info-icon
I had more family for a kid... Bir çocuk için çok büyük bir aile... Bir çocuk için çok büyük bir aile... Bir çocuk için çok büyük bir aile... Firefly-1 2003 info-icon
That is odd. What? Çok garip. Nedir garip olan? Çok garip. Nedir garip olan? Çok garip. Nedir garip olan? Firefly-1 2003 info-icon
I just don't... Genelde ben... Genelde ben... Genelde ben... Firefly-1 2003 info-icon
I'm not one who talks about what's past, and here you got me... ...geçmişten bahsetmeyi sevmem ama sen bana... ...geçmişten bahsetmeyi sevmem ama sen bana... ...geçmişten bahsetmeyi sevmem ama sen bana... Firefly-1 2003 info-icon
Does your crew never show interest in your life? Mürettebatın hayatına hiç ilgi göstermedi mi? Mürettebatın hayatına hiç ilgi göstermedi mi? Mürettebatın hayatına hiç ilgi göstermedi mi? Firefly-1 2003 info-icon
No, they... are... Hayır, onlar... Hayır, onlar... Hayır, onlar... Firefly-1 2003 info-icon
They just know me well enough to... Beni tanıdıkları kadarıyla... Beni tanıdıkları kadarıyla... Beni tanıdıkları kadarıyla... Firefly-1 2003 info-icon
Well, what about you? What's your history? Ya sen? Senin hikâyen nedir? Ya sen? Senin hikâyen nedir? Ya sen? Senin hikâyen nedir? Firefly-1 2003 info-icon
Not much to say. Anlatacak pek bir şey yok. Anlatacak pek bir şey yok. Anlatacak pek bir şey yok. Firefly-1 2003 info-icon
Life like yours, I figure you'd find mine terrible dull. Seninkinin yanında benimkini çok sıkıcı bulursun. Seninkinin yanında benimkini çok sıkıcı bulursun. Seninkinin yanında benimkini çok sıkıcı bulursun. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, I long for a little dullness. Biraz sıkıcılığa hasret kaldım. Biraz sıkıcılığa hasret kaldım. Biraz sıkıcılığa hasret kaldım. Firefly-1 2003 info-icon
Truth to say... Gerçeği söylemek gerekirse... Gerçeği söylemek gerekirse... Gerçeği söylemek gerekirse... Firefly-1 2003 info-icon
this whole trip's gettin' to be just a little too interesting. ...bu yolculuk biraz fazla ilginç olmaya başladı. ...bu yolculuk biraz fazla ilginç olmaya başladı. ...bu yolculuk biraz fazla ilginç olmaya başladı. Firefly-1 2003 info-icon
It's a wreck. Tam bir hurda. Tam bir hurda. Tam bir hurda. Firefly-1 2003 info-icon
No, this is good. It's parts. A lot of cheap parts we'll never unload. Hayır, gayet iyi. Parça. Hayatta elden çıkartamayacağımız bir sürü ucuz parça. Hayır, gayet iyi. Parça. Hayatta elden çıkartamayacağımız bir sürü ucuz parça. Hayır, gayet iyi. Parça. Hayatta elden çıkartamayacağımız bir sürü ucuz parça. Firefly-1 2003 info-icon
This is why you'll never be in charge, Bree. İşte bu yüzden hiç bir zaman lider olmayacak, Bree. İşte bu yüzden hiç bir zaman lider olmayacak, Bree. İşte bu yüzden hiç bir zaman lider olmayacak, Bree. Firefly-1 2003 info-icon
You don't see the whole. The parts are crap. I said exactly that. Bir bütün olarak görmüyorsun. Parçalar boktan. Ben de aynen böyle dedim. Bir bütün olarak görmüyorsun. Parçalar boktan. Ben de aynen böyle dedim. Bir bütün olarak görmüyorsun. Parçalar boktan. Ben de aynen böyle dedim. Firefly-1 2003 info-icon
But you put it together, you got a Firefly. Ama bir araya getirirsen, bir Firefly çıkıyor ortaya. Ama bir araya getirirsen, bir Firefly çıkıyor ortaya. Ama bir araya getirirsen, bir Firefly çıkıyor ortaya. Firefly-1 2003 info-icon
Thing'll run forever, if they got a mechanic even half awake. Vasat bir teknisyenin varsa, gemi sonsuza kadar çalışır. Vasat bir teknisyenin varsa, gemi sonsuza kadar çalışır. Vasat bir teknisyenin varsa, gemi sonsuza kadar çalışır. Firefly-1 2003 info-icon
It's got no flash. Some people ain't lookin' for flash. Hiç gösterişli değil. Bazıları gösteriş peşinde değildir. Hiç gösterişli değil. Bazıları gösteriş peşinde değildir. Hiç gösterişli değil. Bazıları gösteriş peşinde değildir. Firefly-1 2003 info-icon
She's a good catch. İyi bir mal. İyi bir mal. İyi bir mal. Firefly-1 2003 info-icon
She comes our way, you prep the nets. Bu tarafa doğru gelirse, ağları hazır tut. Bu tarafa doğru gelirse, ağları hazır tut. Bu tarafa doğru gelirse, ağları hazır tut. Firefly-1 2003 info-icon
Clearly, she's out of her mind. Belli ki aklı başında değil. Belli ki aklı başında değil. Belli ki aklı başında değil. Firefly-1 2003 info-icon
Really? She's led a sheltered life. Öyle mi? Korunaklı bir yaşam sürmüş. Öyle mi? Korunaklı bir yaşam sürmüş. Öyle mi? Korunaklı bir yaşam sürmüş. Firefly-1 2003 info-icon
Did you see the way she grabbed that glass from you? Bardağı senden kapış şeklini gördün mü? Bardağı senden kapış şeklini gördün mü? Bardağı senden kapış şeklini gördün mü? Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19450
  • 19451
  • 19452
  • 19453
  • 19454
  • 19455
  • 19456
  • 19457
  • 19458
  • 19459
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact