Search
English Turkish Sentence Translations Page 182802
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
By command of the Emperor | İmparatorun emriyle. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
lmperial Guards | İmparatorluk Muhafızları! Majesteleri! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Escort the Crown Prince | Veliaht Prense eşlik edin. Evet, Majesteleri! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
His Majesty is doing this for your own good | Majesteleri bunu senin iyiliğin için yapıyor. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Go... | Git.. Git... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Wait | Durun! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Your Majesties, the Emperor | Majesteleri, İmparator ve İmparatoriçe. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Your servant Qing begs to accompany the Prince | Kulunuz Qing Prense eşlik etmek için yalvarıyor. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
So that when he is lonely | Yalnız kaldığında ona şarkı söyleyecek birisi olsun diye. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Lord Chamberlain | İmparatorluk Yaveri. Huzurunuzda! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Take her away | Onu götürün ve otuz kırbaç vurun. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Empress Mother | İmparatoriçe anne! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
My dearest daughter | Canım kızım, acıya katlanmayı öğrenmen gerek. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
lt hurts too much | Çok acıyor ama seni dinleyeceğim ve katlanmaya çalışacağım. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Her Majesty the Empress approaches | Majesteleri İmparatoriçe yaklaşıyor. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Does it hurt? | Acıyor mu? Hayır. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Look at you | Şu haline bak. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Tears are welling up | Göz yaşların sel olmuş, hala "acımıyor" mu diyorsun? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
No, it doesn't | Hayır, acımıyor. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Do you know why l punished you? | Seni niçin cezalandırdım, biliyor musun? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Because you are jealous | Kıskanıyorsun, o yüzden. Qing. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Let her speak | Bırakın konuşsun, gerçeği duymak istiyorum. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
And why am l jealous? | Peki, niçin kıskanıyorum? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Because l have love | Çünkü bende aşk var. Bende yok mu? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
You only love yourself | Sen sadece kendini seviyorsun. Saçmalık. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Who does not love themselves? | Kim kendisini sevmez ki? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Let us take him as an example | Örneğin, babanı ele alalım. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
My father loves my brother and me | Babam beni ve ağabeyimi dünyada her şeyden daha çok sever. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Let us find out if this is true | Doğru mu, değil mi görelim? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Guards | Muhafızlar! Majesteleri! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Brand her face | Yüzünü dağlayın, ve sonra güneye sürgüne yollayın. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Your merciful Majesty | Merhametli Majesteleri! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l always knew | Bakanın bilge bir adam olduğunu hep biliyordum. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
We are 350 miles past the province of You | You eyaletinin 350 mil ötesinde, Khitan sınırı hemen önümüzde. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Why didn't you tell me when we passed You Province? | You eyaletini geçerken niye bana söylemediniz? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l should have paid a visit to Yin Sun | Yin Sun'ı ziyaret ederdim. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
His Majesty commanded | Majesteleri hiç gecikme olmamasını emretti. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Who is that? | Kim bu? Sizsiniz. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
The Prince | Prens. Rehine. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
ln which case | Bu durumda, Khitan'a ulaşamayacağım. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
No, you will not | Hayır, ulaşamayacaksınız Hayır, ulaşamayacaksınız... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
When do you plan to kill me? | Beni ne zaman öldürmeyi düşünüyorsunuz? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
lt will be either your death or ours | Ya sen öleceksin, ya da biz. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l am Yin Sun, Governor of You | Ben, You Valisi Yin Sun'ım, Ekselanslarını selamlarım. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Why did you save me? | Neden beni kurtardınız? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
lt was an order from that woman | O kadının emriydi. Onun mu? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Her | Onun. Onun emirlerine mi uyuyorsun? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
My sister is in her hands | Kız kardeşim onun elinde. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l am sorry | Üzgünüm. Üzülme. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
There is not one single survivor | Kimsenin kurtulamadığını. Ama ben hayattayım. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
You will have to hide | Saklanman gerekecek. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
This is only temporary | Geçici olarak. Geçici mi? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
How long is that? | Ne kadar sürer bu? Üç yıl mı? Beş yıl mı? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
lt is still better than returning | Yine de, geri dönüp gereksiz yere ölmekten iyidir. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
But you cannot let other people die because of you | Ama başkalarının senin yüzünden ölmesine izin veremezsin! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Will you not be satisfied until my sister | Sen intikamını oynayabilesin diye kız kardeşim, babam, Sen intikamını oynayabilesin diye kız kardeşim, babam... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
and our entire clan | ve bütün klanımız, şu zavallı muhafızların yaptıkları gibi ...ve bütün klanımız, şu zavallı muhafızların yaptıkları gibi... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
the way these poor guards have done | kendilerini feda edinceye dek mutlu olmayacak mısın? ...kendilerini feda edinceye dek mutlu olmayacak mısın? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Will you not be satisfied until rivers flow with blood | Nehirler kanla akıp, dünya kargaşaya gömülünceye dek Nehirler kanla akıp, dünya kargaşaya gömülünceye dek... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
and the world is submerged in turmoil? | mutlu olmayacak mısın? ...mutlu olmayacak mısın? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Looking at this mask | Siz ikiniz, bu maskeye bakınca ne görüyorsunuz? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Destiny at play | Kaderin oyununu. Majesteleri göklerin gerçek oğludur. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Nobody can oppose you | Hiç kimse size karşı gelemez. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
But if l had not made the right move in time | Ama doğru hamleyi zamanında yapmasaydım, Ama doğru hamleyi zamanında yapmasaydım... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
it would have been my blood | şu anda baktığınız, ...şu anda baktığınız... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
you are staring at now, wouldn't it? | benim kanım olurdu, değil mi? ...benim kanım olurdu, değil mi? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
You seem nervous... | Endişeli bir haliniz var. Bakanım kendisini iyi hissetmiyor mu? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Why are you sweating so profusely? | Neden böyle kan ter içinde kaldınız? | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Governor Yin | Vali Yin. Majesteleri. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Your father has worked too hard all his life | Babanız ömrü boyunca çok çalıştı. Evde kalıp ona refakat edin. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
My military duties | Askeri görevlerim beni evden uzakta tutuyor, Majesteleri. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Your military duties? | Askeri görevlerin mi? Sen olmasan da, gökyüzü yere düşmez. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Your Majesty's kindness | Majestelerinin nezaketi kullarınızı gözyaşlarına boğdu. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
We are most grateful for Your Majesty's consideration | Majestelerinin ilgisine çok minnettarız. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l have never liked masks | Maskelerden hiç hoşlanmadım. Gidebilirsiniz. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Lord Chamberlain | İmparatorluk Yaveri. Huzurunuzda. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
We shall give a banquet for the entire court | Bütün saray halkı için bir şölen verelim. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
The day after tomorrow is an auspicious day for feasting | Yarından sonraki gün bir ziyafet için hayırlı bir gündür. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
That would be too late | Bu çok geç olur, yarın gece olsun. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Tomorrow is not auspicious for receiving guests | Yarın konuk kabulü için hayırlı bir gün değil. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l will not bow to superstition | Batıl inanca boyun eğmeyeceğim. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Write this down: | Şöyle yaz: | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Tomorrow at midnight | Yarın gece yarısı Yarın gece yarısı... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
all courtiers are invited to a royal banquet | bütün saray halkı altın salonda verilecek olan şölene davetlidir. ...bütün saray halkı altın salonda verilecek olan şölene davetlidir. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Anyone who fails to attend | Şölene katılmayan idam edilecektir. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Since the departure of the Crown Prince | Veliaht Prensin ayrılışından beri, Veliaht Prensin ayrılışından beri... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
your sister has not touched a single grain of rice | kız kardeşiniz bir lokma pilav dahi yemedi. ...kız kardeşiniz bir lokma pilav dahi yemedi. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Then let me tell her | Öyleyse, Prensin hala hayatta olduğunu ona söylememe izin verin. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Drifting down the river Qian | ~Sürüklenirim Qian nehrinde, ~Sürüklenirim Qian nehrinde... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
What auspicious day is this? | ~Ne hayırlı bir gün bu böyle ~Ne hayırlı bir gün bu böyle... | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Dreaming beside my Prince | ~Düşlüyorum Prensimi, yanımda benimle. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Brother | Ağabey! | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l dreamt of him again last night | Dün gece yine onu rüyamda gördüm. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
He was dancing somewhere white as snow | Kar gibi beyaz bir yerde dans ediyordu. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
There were a lot of people | Pek çok insan vardı. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
He even invited me to join him | Beni bile ona katılmaya davet etmişti. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
Little sister | Küçük kız kardeşim, kendini kandırmaktan vazgeç. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
You are not in his heart | Onun kalbindeki sen değilsin. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
l know | Biliyorum. Ama onu daima bekleyeceğime yemin ettim. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |
You are in your brother's heart | Sen ağabeyinin kalbindesin. | Ye yan-2 | 2006 | ![]() |