Search

English Turkish Sentence Translations Page 182760

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
I see. I look like your dead boyfriend, don't I?	Anladım, ölmüş erkek arkadaşına benziyorum, değil mi? Anladım, ölmüş erkek arkadaşına benziyorum değil mi? Anladım, ölmüş erkek arkadaşına benziyorum değil mi? Anladım, ölmüş erkek arkadaşına benziyorum değil mi?	Yasuwa minyeo-1	2005
He's not dead!	Hayir, o ölmedi! Hayır, o ölmedi! Hayır, o ölmedi! Hayır, o ölmedi!	Yasuwa minyeo-1	2005
Get your hands off me!	Çek elini!	Yasuwa minyeo-1	2005
Just wait. Let me finish this up.	Azıcık bekle. Şunu da bağlayayım.	Yasuwa minyeo-1	2005
Sorry, I didn't mean it! It just happened!	Üzgünüm, bilerek yapmadım! Bir anda oldu!	Yasuwa minyeo-1	2005
Hello, everybody.	Merhabalar.	Yasuwa minyeo-1	2005
I went in the wrong direction.	Yanlış yöne gitmişim.	Yasuwa minyeo-1	2005
Tell me, is that Dong gun?	Söyle bakayım, Dong gun bu mu?	Yasuwa minyeo-1	2005
No! That's gotta be Dong gun!	Hayır! Bu Dong gun olmalı!	Yasuwa minyeo-1	2005
Invite him in!	Onu içeri davet etsene!	Yasuwa minyeo-1	2005
We want to say hello to him!	Onunla tanışmak istiyoruz!	Yasuwa minyeo-1	2005
How funny it is to make such a ridiculous mistake!	Çok gülünecek bir hata yaptım!	Yasuwa minyeo-1	2005
I saw a man who looks like the way I imagined you are!	Hayalimdeki sana benzeyen bir adama rastladım.	Yasuwa minyeo-1	2005
To begin with, I was stupid to think you are in Seoul!	İlk olarak, senin Seoul'de olmanı düşünmekle bir salaklık yaptım.	Yasuwa minyeo-1	2005
Well, I take the stupid part back.	Salak kısmını geri alıyorum.	Yasuwa minyeo-1	2005
It worked out great.	Çok güzel olmuş.	Yasuwa minyeo-1	2005
The surgery came out great!	Ameliyatın sonucu çok iyi!	Yasuwa minyeo-1	2005
Oh, great!	Oh, çok güzel! Çok güzel! Çok güzel! Çok güzel!	Yasuwa minyeo-1	2005
Let me look at myself in the mirror. No, not yet.	Bana bir ayna verin de kendime bir bakayım. Hayır, daha değil.	Yasuwa minyeo-1	2005
Don't take away this bandage until I tell you to.	Bandajı biz söyleyene kadar çıkartmayacaksınız.	Yasuwa minyeo-1	2005
The hideous thing goes forever? No, it was never here!	Bu korkunç yarayı sonsuza kadar taşıyacak mıyım? Hayır, yarayı kapattık!	Yasuwa minyeo-1	2005
Thank you, doctor, I feel reborn.	Sağolun doktor, kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Sağ olun doktor, kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Sağ olun doktor, kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Sağ olun doktor, kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum.	Yasuwa minyeo-1	2005
Miss JANG Hae joo, come with me.	Bayan JANG Hae joo, benimle gelin.	Yasuwa minyeo-1	2005
What? Go where?	Ne? Nereye geleyim?	Yasuwa minyeo-1	2005
I did nothing wrong.	Ben yanlış bir şey yapmadım.	Yasuwa minyeo-1	2005
This is where you wanted to go?	Beni götüreceğin yer burası mıydı?	Yasuwa minyeo-1	2005
What, you want to go to police station?	Ne oldu, karakola mı gelmek istiyorsun?	Yasuwa minyeo-1	2005
You're blocking the screen!	Perdeyi kapatıyorsun!	Yasuwa minyeo-1	2005
You're the last person I want to be with now!	Birlikte olmak istediğim son kişi sensin!	Yasuwa minyeo-1	2005
Son of a bitch... Bastard!	Şerefsiz... Adi herif!	Yasuwa minyeo-1	2005
Excuse me. I'm outta here. You can eat mine, too.	Özür dilerim. Gitmem gerekiyor. Benimkini de yiyebirsin. Özür dilerim. Gitmem gerekiyor. Benimkini de yiyebilirsin. Özür dilerim. Gitmem gerekiyor. Benimkini de yiyebilirsin. Özür dilerim. Gitmem gerekiyor. Benimkini de yiyebilirsin.	Yasuwa minyeo-1	2005
Be a good girl. It's a bad habit not to finish your meal!	Yaramazlık yapma. Yemeğini bitirmemek, kötü bir davranıştır.	Yasuwa minyeo-1	2005
Okay, I'll eat this, you're taking me home!	Tamam, bunu yiyeceğim, sen de beni eve bırakacaksın!	Yasuwa minyeo-1	2005
Sure, just finish this first.	Tamam, sen bir bitir de.	Yasuwa minyeo-1	2005
How nice to have this meal!	Yemekler ne kadar güzel!	Yasuwa minyeo-1	2005
Your dead boyfriend...	Ölen erkek arkadaşınla...	Yasuwa minyeo-1	2005
How long had you been with him?	Onunla ne kadar zamandır birlikteydin? ...onunla ne kadar zamandır birlikteydin? ...onunla ne kadar zamandır birlikteydin? ...onunla ne kadar zamandır birlikteydin?	Yasuwa minyeo-1	2005
It's not funny any more! He's very much alive!	Hiçte komik değil! O yaşıyor! Hiç de komik değil! O yaşıyor! Hiç de komik değil! O yaşıyor! Hiç de komik değil! O yaşıyor!	Yasuwa minyeo-1	2005
He'll be back from Hawaii soon!	Yakında Hawaii'den gelecek.	Yasuwa minyeo-1	2005
How about this? I'll be your temporary boyfriend!	Şuna ne dersin? Senin geçici erkek arkadaşım olayım! Şuna ne dersin? Senin geçici erkek arkadaşın olayım! Şuna ne dersin? Senin geçici erkek arkadaşın olayım! Şuna ne dersin? Senin geçici erkek arkadaşın olayım!	Yasuwa minyeo-1	2005
What? It's not bad, is it?	Ne? İyi fikir, değil mi?	Yasuwa minyeo-1	2005
Mr. Prosecutor, please do your real job!	Savcı bey, kendi işinizi yapın!	Yasuwa minyeo-1	2005
You didn't read the newspaper? I nailed the Dragon Gang!	Gazeteleri okumadın mı? Ben Ejder Çetesi'ni çökerttim!	Yasuwa minyeo-1	2005
You watched it all!	Hem sen de gördün!	Yasuwa minyeo-1	2005
Stupid jerk. Dirty pig.	Aşağılık salak. Pis domuz.	Yasuwa minyeo-1	2005
Oh, Hae joo, What's your favorite?	Hae joo, nelerden hoşlanırsın?	Yasuwa minyeo-1	2005
Just go home!	Eve gitmekten!	Yasuwa minyeo-1	2005
I'm Do shik, number 17 of the Dragon Gang!	Ben Do shik, Ejder Çetesi'nin 17. fedaisiyim!	Yasuwa minyeo-1	2005
What? Tell me who you work for.	Ne? Kimin için çalışıyorsun?	Yasuwa minyeo-1	2005
I work for Toonibus Station!	Tonnibus durağında çalışıyorum!	Yasuwa minyeo-1	2005
Tune a bus Station'?	Tune a bus durağı mı?	Yasuwa minyeo-1	2005
Tune a bus'... then you deal with vehicles?	Otobüs kornası... araba işinde misin?	Yasuwa minyeo-1	2005
What's your role in the syndicate?	Çetenin hangi işlerini yapıyorsun?	Yasuwa minyeo-1	2005
I'm here to get revenge on TAK Jun ha, and you're, too?	TAK Jun ha'dan intikamımı almak için buradayım, yoksa sen de mi intikam peşindesin? TAK Jun ha'dan intikamımı almak için buradayım; yoksa sen de mi intikam peşindesin? TAK Jun ha'dan intikamımı almak için buradayım; yoksa sen de mi intikam peşindesin? TAK Jun ha'dan intikamımı almak için buradayım; yoksa sen de mi intikam peşindesin?	Yasuwa minyeo-1	2005
TAK, that son of a bitch, is a dirty and sneaky dog.	TAK, bu hıyar işte. Pisliğin tekidir.	Yasuwa minyeo-1	2005
And fucking mannerless to my boss!	Ve patronuma görgüsüzce davrandı! Ve patronuma görgüsüzce davrandı! Ve patronuma görgüsüzce davrandı! Ve patronuma görgüsüzce davrandı!	Yasuwa minyeo-1	2005
This is what I'm gonna do, 'knock him off', 'delete' him!	Bu yüzden onu öldürmek, ortadan kaldırmak istiyorum.	Yasuwa minyeo-1	2005
I'm psyched up just thinking about it.	Bunu düşüne düşüne kafayı yedim.	Yasuwa minyeo-1	2005
Hey, this is it! Let's do it.	Hey, işte tam zamanı! Haydi yapalım şu işi.	Yasuwa minyeo-1	2005
You!	Hey, sen!	Yasuwa minyeo-1	2005
You... are my sunshine my only sunshine...	Sen... benim günışıpımsın, benim tek günışığımsın... Sen... benim gün ışığımsın, benim tek gün ışığımsın. Sen... benim gün ışığımsın, benim tek gün ışığımsın. Sen... benim gün ışığımsın, benim tek gün ışığımsın.	Yasuwa minyeo-1	2005
You called me?	Bana mı bağırdın?	Yasuwa minyeo-1	2005
Nah, man. Are you messing with me?	Hayır, dostum. Benimle uğraşmak mıistiyorsun? Hayır, dostum. Benimle uğraşmak mı istiyorsun? Hayır, dostum. Benimle uğraşmak mı istiyorsun? Hayır, dostum. Benimle uğraşmak mı istiyorsun?	Yasuwa minyeo-1	2005
Aren't you KOO Dong gun?!	Sen KOO Dong gun değil misin ? Sen KOO Dong gun değil misin? Sen KOO Dong gun değil misin? Sen KOO Dong gun değil misin?	Yasuwa minyeo-1	2005
Long time no see! How have you been?	Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu! Nerelerdeydin?	Yasuwa minyeo-1	2005
I think I should be okay.	Sanırım iyi olmalıydım.	Yasuwa minyeo-1	2005
Oh, goddess of fate, you are so cruel...	Oh, kader tanrıçası ne kadar acımasızsın... Kader tanrıçası ne kadar acımasızsın. Kader tanrıçası ne kadar acımasızsın. Kader tanrıçası ne kadar acımasızsın.	Yasuwa minyeo-1	2005
Of all the men...	Bu kadar erkeğin arasından...	Yasuwa minyeo-1	2005
You sent Jun ha to... Hae joo!	...Jun ha'yı...Hae joo'a yolladın! ...Jun ha'yı Hae joo'a yolladın! ...Jun ha'yı Hae joo'a yolladın! ...Jun ha'yı Hae joo'a yolladın!	Yasuwa minyeo-1	2005
I feel so sympathetic for you.	Seninle aynı duyguları paylaşıyorum.	Yasuwa minyeo-1	2005
We've got the same enemy. Let's 'delete' him clean.	Düşmanımız aynı. Onu ortadan kaldıralım gitsin.	Yasuwa minyeo-1	2005
For my family, and for your 'would be' family!	Hem benim hem de senin çeten için yapalım!	Yasuwa minyeo-1	2005
As a team, we can do this easy and clean.	Eğer takım çalışması yaparsak, bu işi kolayca halledebiliriz.	Yasuwa minyeo-1	2005
Don't leave me behind. Taxi!	Bırakma beni. Taksi.	Yasuwa minyeo-1	2005
Hey, Tune a bus!	Hey, otobüs kornası!	Yasuwa minyeo-1	2005
What a timid boy!	Amma da korkak ya!	Yasuwa minyeo-1	2005
Hae joo, how have you been?	Hae joo, nasılsın?	Yasuwa minyeo-1	2005
In Hawaii, a prosecutor is the worst choice for a boyfriend,	Hawaii'de savcılar bir erkek arkadaş için en kötü seçimdirler.	Yasuwa minyeo-1	2005
Cause in Hawaii, people are so nice and kind that...	Çünkü Hawaii'de insanlar iyi ve kibardır.	Yasuwa minyeo-1	2005
there is no work for prosecutors.	Bu yüzden savcılara burada iş yoktur.	Yasuwa minyeo-1	2005
Only the 'dumb and dumber' apply for prosecutor jobs.	Sadece salak ve avanak olanlar, savcı olmak isterler. Sadece salak ve avanak olanlar savcı olmak isterler. Sadece salak ve avanak olanlar savcı olmak isterler. Sadece salak ve avanak olanlar savcı olmak isterler.	Yasuwa minyeo-1	2005
The worst part is that they break the law by themselves!	İşin kötü yanıysa, yasaları kendi lehlerine kullanırlar.	Yasuwa minyeo-1	2005
Give it back to me.	Onu bana ver.	Yasuwa minyeo-1	2005
I said, give it back to me! No, sir.	Bana ver dedim! Hayır, efendim.	Yasuwa minyeo-1	2005
You damned stubborn pig!	Seni inatçı domuz!	Yasuwa minyeo-1	2005
I'll make you regret that!	Yaptığına pişman edeceğim seni!	Yasuwa minyeo-1	2005
Help! He's killing me.	İmdat! Adam öldürüyorlar.	Yasuwa minyeo-1	2005
Hae joo, where are you going?	Hae joo, nereye gidiyorsun?	Yasuwa minyeo-1	2005
How lucky I should see you here!	Seni gördüğüm için ne kadar şanslısın!	Yasuwa minyeo-1	2005
I'll give you a special ride in a more than special car.	Sana özel bir arabayla, çok özel bir gezi yaptıracağım.	Yasuwa minyeo-1	2005
Get in, Hae joo!	Haydi bin, Hae joo!	Yasuwa minyeo-1	2005
Hey, Mr. Prosecutor!	Hey, bay savcı!	Yasuwa minyeo-1	2005
Look what you're doing, like a brainless thug!	Ne yaptığınıza bir bakın, tıpkı beyinsiz bir cani gibisiniz!	Yasuwa minyeo-1	2005
I see why prosecutors have such a bad rep in Hawaii.	Şimdi Hawaii'de savcıların neden sevilmediğini daha iyi anlıyorum.	Yasuwa minyeo-1	2005
It's so obvious!	O kadar açık ki!	Yasuwa minyeo-1	2005
What? Hawaiian thug?	Ne? Hawaaili cani mi?	Yasuwa minyeo-1	2005
Hae joo, let's make the best use of this damn patrol car.	Hae joo, sana polis arabasını nasıl daha kullanışlı hale getireceğemizi anlatayım. Hae joo, sana polis arabasını nasıl daha kullanışlı hale getireceğimizi anlatayım. Hae joo, sana polis arabasını nasıl daha kullanışlı hale getireceğimizi anlatayım. Hae joo, sana polis arabasını nasıl daha kullanışlı hale getireceğimizi anlatayım.	Yasuwa minyeo-1	2005
With a siren on top, we'll get there fast and safe!	Tepeye sireni koyarız, gideceğemiz yere daha hızlı varırırz. Tepeye sireni koyarız, gideceğimiz yere daha hızlı varırız. Tepeye sireni koyarız, gideceğimiz yere daha hızlı varırız. Tepeye sireni koyarız, gideceğimiz yere daha hızlı varırız.	Yasuwa minyeo-1	2005
Stay away from me, or I'll call the police.	Uzak dur benden, yoksa polisi arayacağım.	Yasuwa minyeo-1	2005
I work for the police!	Polislerle beraber çalışıyorum!	Yasuwa minyeo-1	2005