Search
English Turkish Sentence Translations Page 179024
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Must be a peaceful life now for Zaara | Şimdi çok huzurlu bir hayat yaşıyordur, Zaara | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| And tomorrow you'll drag her to court and in front of everyone... | Ve sen onu mahkemeye getirip herkesin önünde ona sorular soracaksın. Veer Pratap Singh kim diye... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Questions will be raised, what is the relationship between Veer and Zaara? | Sorular yükselecek... Veer ve Zaara arasındaki ilişki nedir...? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| And no one will be able to understand the answers... | Ve cevabı kimse anlamayacak ..kimse anlamayacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ln an instant that Raza Shirazi will divorce her. Zaara's life... | Hemen o anda, Raza Shirazi Zaara'yı boşayacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| For the last twenty two years l have been guarding her honour | 22 yıldır onun onurunu koruyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Today how can l trample upon her honour and go home? | Şimdi onurunu çiğneyip, evime nasıl giderim? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l can't do this Saamiya | Bunu yapmayacağım, Saamiya | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm sorry, for a while being a lawyer made me forget my humanity | Özür dilerim. Bir an için avukatlığım bana insaniyetimi unutturdu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l forgot... | Unuttum... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| That Veer and Zaara's names can never be taken together | ..Veer ve Zaara'nın isimlerinin asla biraraya gelemeyeceklerini mi?... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Now there's only one way out... l'll have to go to lndia... | Şimdi tek bir yol var Hindistan'a gideceğim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| to bring Veer Rratap Singh's identity from his country | Veer Pratap Singh'in kimliğini onun ülkesinden getirmeye... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Time is short | Vakit çok az | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm leaving. Take care | Gidiyorum Allahaısmarladık | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Saamiya... | Saamiya... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Until now this amulet has protected me, now it will protect you | Şimdiye kadar bu muska beni korudu şimdi de seni koruyacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lf l lose... | Eğer kaybedersem... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| On one condition... | Bir şartla.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| every day you must bring me... | Eğer hergün bana loddoo getirirsen | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Take care | Allahaısmarladık | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Excuse me... | Efendim afedersiniz... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| can you show me where Chaudhry Sumer Singh's house is? | Afedersiniz, bana Chaudry Sumer Singh'in evinin nerede olduğunu söyler misiniz? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Yes... the largest house at the corner there... | Evet... Orada, köşedeki en büyük ev Chaudry Saab'ın evidir | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But who're you looking for ? For Mr Singh and his wife... | Ama, kimi arıyorsunuz? Chaudry Saab ve karısını | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lt's been years since both of them died... | Efendim ikisi de yıllar önce öldüler | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But if you want to see the house you're most welcome | Ama yine de evi görmek istiyorsanız, gidebilirsiniz | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| That house is always open | O ev sürekli açıktır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm in a bit of a hurry, please forgive me, goodbye | Benim acelem var, affedin... Hoşçakalın | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Zaara, oh Zaara... | Zaara, oh Zaara... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Hey who're you, what d'you want? | Hey, kimsin sen? Neden öyle bakıyorsun? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Hey why're you crying? | Neden ağlıyorsun? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Say something, are you deaf or what? | Birşeyler söyle dilsiz misin yoksa? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Hey Shabbo, look here's a visitor | Hey Shabbo, bak bakalım bu yabancı kimmiş! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| And you Jassi... come here | Hey sen, Jassi... Buraya gel! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Oh you'll be the death of me | Beni öldüreceksiniz... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'll tell your Ma, you aren't studying... | Annene söyleyeceğim, hiç çalışmıyorsun.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Yes... tell me... | Evet efendim, söyleyin | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| what do you want? | Neden geldiniz? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You're Shabbo...? | Siz Shabbo musunuz...? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Who else can l be? | Başka kim olabilirim ki? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Zaara? | Zaara mı? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You came asking this? | Buraya bunları sormak için mi geldiniz? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ls she Zaara Hayaat Khan? | Zaara Hayaat Khan mı? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| How do you know this name? | Bu ismi nereden biliyorsunuz? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| She's Jehangir Hayaat Khan's daughter from Lahore? | Lahore'daki Jehangir Hayaat Khan'ın kızı, öyle mi? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| After hearing about Veer's death, Zaara called off the marriage | Veer'in ölüm haberini aldıktan sonra Zaara nikahı bozdu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Abbaji himself got her divorced | Abbaji'nin kendisi Zaara'nın evliliğine son verdi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Zaara came here to help Bauji and Maati ... to make Veer's dream come true | Zaara, Bauji ve Maati'ye yardım etmek için buraya geldi Veer'in hayalini gerçekleştirmek istedi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Raza settled overseas. Abbaji left politics | Raza denizaşırı bir ülkeye yerleşti Abbaji siyaseti bıraktı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| He died two years afterwards, a few years later Ma'am also died | İki yıl sonra öldü ..Birkaç yıl sonra da Hanım vefat etti | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| The Hayaat Khan name no longer existed | Hayaat Khan ailesinin adı yokoldu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Today Bauji and Maati are also no more | Bu gün Bauji ve Maati de yoklar | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But she won't go back. She says... | Ama geri dönmek istemiyor Diyor ki... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| My soul is embedded here. Now l'll live and die here | Benim ruhum buraya gömülü Burada yaşayıp öleceğim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Which century are these people from Shabbo? | Bunlar hangi asrın insanları Shabbo? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| There's a Veer who so easily sacrificed twenty two years of his life... | Bir Veer var, öyle kolaylıkla hayatının 22 yılını kurban ediyor ki | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| to protect Zaara's honour... | Zaara'nın onurunu korumak için | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| and there's Zaara who spent twenty two years of her life... | Ve bir Zaara var, 22 yılını, yabancı bir ülkede yabancı bir evde geçiriyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Are they humans pretending to be Gods or are they Gods disguised as humans? | Bunlar Tanrı siluetinde insanlar mı, yoksa insan siluetinde Tanrılar mı? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| was my mother's | Bu benim annemindi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Twenty two years ago Mariam Hayaat Khan had tied this amulet on an lndian... | 22 yıl önce, Meryem Hayaat Khan bu muskayı, bir Hindistanlı'ya veda ederken | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| That person did not reach lndia but for twenty two years... | O kişi Hindistan'a gitmeyi başaramadı Fakat 22 yıldır... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| this charm has been protecting him | ..bu muska onu koruyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| That person's name is... | O kişinin adı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| He's in prison, in a jail in Lahore | O, Lahore'daki bir hapishanede mahkum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l am his lawyer | Ben onun avukatıyım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| And l've come to take you to him | Ve buraya sizi onun yanına götürmeye geldim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| For the last twenty two years God has been testing you both intensely | 22 yıldır, Tanrı ikinizi zor bir imtihandan geçirmiş | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But now not even God can separate Zaara and Veer | Ama şimdi Tanrının kendisi bile Zaara'yı Veer'den ayıramayacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Not even God | Tanrının kendisi bile, Zaara'yı Veer'den ayıramayacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Mr Saahil Farrouqi l'm asking you where is the Defence Counsel? | Bay Saahil Farrouqi, size soruyorum Savunma Makamı nerede? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Your Honour, she must be on her way | Sayın Yargıç, gelmiş olmalı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Looks like she has decided to give up the case | Görünüşe bakılırsa davayı bırakmaya karar vermiş, Sayın Yargıç. Mahkemeye başlamalıyız, lütfen | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lrresponsible... | Sorumsuzluk... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| absolutely irresponsible of the Defence Counsel not to have arrived | Savunma Makamının buraya gelmemiş olması kesinlikle sorumsuzluk... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Mr Saahil Farrouqi, do you have anything to say? | Bay Saahil Farrouqi, bir şey mi söylemek istiyorsunuz? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Your Honour, Saamiya... l mean my learned colleague should be here soon | Sayın Yargıç, Saamiya... Demek istediğim, meslekdaşım her an burda olabilir | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| There's no problem... | Sorun yok efendim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| There is a problem Mr Farrouqi, there is a problem | Sorun var, Bay Farrouqi Sorun var! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lt's no small matter to waste the court's time in this manner | Mahkemenin vaktini bu şekilde harcamak azımsanacak bir şey değildir | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Especially when l had clearly specified... | Özellikle de, bu günün Savunma Makamı için ayrılmış olduğunu açıkça belirtmişken | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| then what is the reason for her absence from the court? | ..avukatın mahkemede bulunmayışının nedeni nedir? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lt's obvious that the Defence does not have a case | Savunmanın bir iddiasının olmadığı çok açık | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''For you, l have lived all these days'' | Senin için, yaşadım... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''For you, l have lived all these days, with my unshed tears'' | Senin için, yaşadım... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''But in my heart, the flames of love'' | Ama kalbimde, hala yanıyor.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Life has brought me...'' | Hayat beraberinde getirdi geçmiş günlerin kitabını | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''And l am surrounded by countless memories'' | Sardı şimdi etrafımızı sayısız hatıralar | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Unasked, l have now found all the answers l sought'' | Birşey sormadan bir sürü cevap buldum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Look, what l yearned for'' | Neyi istemiştim, ne aldım, göz göre göre... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Have always been burning for you, only for you'' | Ama kalbimde hala yanıyor, aşkının alevi Senin için... Senin için | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''How can l describe the cruelty of this world'' | Nasıl anlatırım dünyanın bana ne kadar düşman olduğunu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''l was ordered that l have to live but without you'' | Yaşamama hüküm verildi, lakin sen yanımda olmadan | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Unwise are those who say that to me you are unknown'' | Onlar cahiller, benim için yabancı olduğunu söyleyenler | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''So many ordeals, were heaped on me by this world'' | Bize ne çok haksızlık yapıldı, sevdiğim, dünya tarafından | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''With my lips sealed'' | ..dudaklarım mühürlü | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''For you, l have lived all these days, with my unshed tears'' | Senin için yaşadım, her gözyaşımı içerek... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''But in my heart, the flames of love, have always been burning for you'' | Ama kalbimde hala yanıyor, aşkının alevi Senin için... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Only for you'' | Senin için... | Veer-Zaara-2 | 2004 |