Search
English Turkish Sentence Translations Page 179026
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| "Yes, now he will come straight home at sundown" | Akşam olur olmaz, doğruca eve gidecek evet, evet,evet..? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "I would sacrifice my life for you" | Sana kurban olurum, canım! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "My dear one, my fair one, my handsome one, my beloved" | 'Ranjha'm, hayatım, canım, sevgilim! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "My life, Oh dear one, Oh beautiful one" | Meleğim, 'Heer'im, güzelim! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Everyday I see you playing cards. More beloved than me..." | Hergün seni kart oynarken görüyorum | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Why?" | Öyle mi?... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "My card playing foolishness will end forever" | Kart oynamak mı, olmayacak bundan sonra öyle aptallık! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Now there will be only two cards in my life, the king and the queen" | Bundan böyle, iki kart olacak Kral ve Kraliçe! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "My life will be yours if you give up these decks of cards" | Benim hayatım senin olur, eğer bu kart alışkanlığını bırakırsan! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "I know you, very very well" | Seni iyi bililirim Çok iyi tanırım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Hoye hoye hoye, you are my life" | Meleğim benim | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Grasp the wrist of your beloved" | Bileğinden öyle bir tutun ki.. | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Every oath you swear, has been broken by you" | Ettiğiniz yeminlerin hepsini birer birer bozuyorsunuz | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Whenever I ask you to bring something you can never remember" | Senden ne zaman bir şey istesem hep unutur, getirmezsin | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "I asked you for some ribbons for my hair and you bought sweets" | Saçımı örmek için kurdela isterim, helva alıp gelirsin | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Now I have this notebook in which I will write..." | Şimdi yanımda bu defter var, ona yazacağım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "so that I can bring exactly what you ask me to get" | Yani bundan sonra ne istersen, onu getireceğim | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Yes, slowly he will mend his ways completely... yes?" | Öğrenecek, öğrenecek, öğrendikçe değişecek, evet, evet, evet..? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "I would sacrifice my life for you" | Sana kurban olurum, canım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "My beautiful one, my innocent one, my life, my beloved" | Güzelim, bir tanem, meleğim 'Heer'im | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "My dear one, my fair one, my handsome one, my beloved" | Sevgilim, canım, hayatım 'Ranjha'm | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Whether you change or you don't, you will always be mine" | İster değiş, ister değişme yine de benimsin | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "I want that in every birth you should be mine" | Her hayatımda yine benim ol isterim | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Beloved, in every birth I'm your worshipper" | 'Heer'im benim, her hayatımda senin eşin olacağım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "You were mine, you are mine and you will always be mine" | Sen benimdin, benimsin benim olacaksın! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Yes without you he will be lost" | Evet, sensiz bu adam nereye gider? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Now every desire of your heart will be fulfilled" | Sana kurban olurum, canım! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "The festival of Lodi is here, take your partners" | İşte Lodi geldi! Herkes çift olsun! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Grasp the wrist of your beloved, and never let it go" | Bileğinden öyle bir tutun ki, bir daha ayrılmayın! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| "Don't tell lies, don't be guilty of blasphemy" | Yalan söylemeyin! Yalan yere yemin etmeyin! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Breakfast is getting cold. Come quickly. I've got to leave. Come on | Kahvaltı soğuyor. Çabuk yemeğini yemeye gel Gitmem gerek. Hadi! | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I'm looking at my lifetime's achievements... my legacy, my village | Hayatım boyunca çalışıp elde ettiklerime bakıyordum, vasiyetime, köyüme... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Up until now I was very proud of myself that I have done great work... | Şimdiye kadar, yaptığım büyük işler sayesinde kendimle gurur duyardım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| that I've developed this village from nothing. But yesterday... | ..bu köyü bir hiçten var etmiştim Ama dün akşam... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| that young girl asked me an innocent question. And I realised. | .. o kız bana masum bir soru sordu Ve o zaman anladım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| That I haven't done much... there's still a lot left to do | Pek fazla bir şey yapmamışım Geriye yapılacak çok şey var... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Son, in the few years left of my life, how much can I really achieve? | Oğlum, hayatımdan geriye kalan birkaç yılda, ne kadar daha başarabilirim? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| And after I die this village will be orphaned | Ben öldükten sonra bu köy öksüz kalacak | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| if my dream will come true or not? What dream, Bauji? | ..rüyam gerçekleşecek mi, gerçekleşmeyecek mi? Ne rüyası, Bauji? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I saw that after Maati and I are gone you are here riding my bicycle | Şunu görmüştüm, Maati ve ben gitmiştik, sen ise benim bisikletimi sürüyordun | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Nothing is left incomplete... that's what I was seeing... | Hiçbir şey yarım kalmamıştı... İşte bu rüyayı görmüştüm | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| So why won't this dream come true? | Peki bu rüya neden gerçek olamayacakmış? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Now that you've become Squadron Leader Veer Pratap Singh... | Şimdi sen Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Singh oldun | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| No Bauji. I am your Veeru first and foremost | Hayır Bauji, herşeyden önce, ben senin Veeru'num | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| And if you've seen a dream it will come true. Only I won't be circling around... | Eğer bir rüya görmüşsen, bu gerçek olacak Yalnız, gerçek hayatta bisikletle değil.. | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| on a cycle. I'll use a helicopter. Will that do? Okay come on now... | helikopterimle dolaşırım, olur mu? Tamam mı, gel şimdi.. | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| In my dream, I've also seen the girl sitting behind you on the cycle | Rüyamda, sen o bisikleti sürdüğün sırada, o kızı da arkanda otururken gördüm | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| when the right woman comes into a man�s life... | Bir erkeğin hayatına doğru kadın girdiğinde | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| that's when his life becomes complete. I Chaudhry Sumer Singh am incomplete... | ..hayatı ancak o zaman tamam olur Ben, Chaudhry Sumer Singh | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| without your Maati. And you Squadron Leader Veer Pratap Singh... | Maati'n olmadan yarım biriyim Ve sen, Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Singh | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Bauji tell me one thing... Yes? | Bauji, bir şey soracağım... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| the front seat of the cycle? Yes it's okay. Should I go tell her? | ..öne oturmasında bir sakınca yok değil mi? Tabii ki yok... Ona söyleyeyim mi? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| No please only I will tell her... No, no I'll tell her... | Hayır lüften, ben söyleyeceğim.. Hayır, hayır, ben söyleyeceğim.. | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| No, I do the talking. She's downstairs? I'll tell her | Hayır, konuşmayı ben yapacağım Aşağıda mı? Ona ben söyleyeceğim... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Who's marrying? You or I? One and the same | Kim evleniyor? Sen mi, ben mi? Ha sen ha ben, farketmez | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| May I leave, Maati? Oh are you leaving? | Gidiyorum, Maati? Gidiyor musun? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I'll let you go only on one condition, you have to promise to come back | Gitmene ancak bir şekilde izin veririm, geri geleceğine dair söz verirsen... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Okay I promise. But in return you'll give me permission for something? | Tamam, geri geleceğime söz veriyorum Fakat bunun karşılığında sizden bir izin istiyorum | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| may I call you Bebe? | ..size Bebe diyebilir miyim? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I think we should leave | Sanırım artık gitmeliyiz | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Or it'll get late. I'm ready. I'll go get my bag | Yoksa geç kalacağız Ben hazırım. Gidip çantamı alayım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| You're leaving? Yes Maati | Sen de mi gidiyorsun? Evet, Maati | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| You'd asked me to come here for Lodi no matter what. So I came | Ne olursa olsun, Lodi kutlamaları için gelmemi emretmiştin. Ben de geldim... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| But I've got leave for only two days. I've to report at headquarters tonight | Ama yalnızca iki günlük izin aldım Bu akşam merkeze rapor bildirmem gerek | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I'll put Zaara on a bus to Amritsar and... Absolutely not | Zaara'yı Amristar'da otobüse bindirir, geri gelirim Kesinlikle olmaz | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| what if something happens to her? She's become your favourite in a day? | Kız yapayalnız, ya başına bir şey gelirse..? Bir günde en sevdiğin o mu oldu? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Today you want me to leave quickly? I don't have time for your nonsense | Şimdi hemen gitmemi mi istiyorsun? Hadi ordan, saçmalıklarını dinlemek istemiyorum | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I've made some laddus for you and Ranjit. Take them | Sen ve Ranjit için laddo(bir çeşit tatlı) yaptım Onları da yanında götür | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Oh Ginda where've you been? Veeru's getting late | Ginda nerelerde kaldın? Veeru geç kalıyor | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Bauji I was filling up diesel. Is this any time to fill up? | Bauji benzin dolduruyordum Benzin doldurmanın vakti mi şimdi? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Tell her, huh? Yes yes, I'll tell her | Ona söyle, tamam mı? Tamam, tamam.. Söyleyeceğim | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Shall I? Stop pressurizing me | Ben söyleyeyim mi? Sıkıştırmayı bırak, kendim söylerim | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Where are you going? What's in this? | Sen nereye gidiyorsun Bunun içinde ne var? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Not for you. No...? I see... | Senin için değil Benim için değil mi? ..Oo anladım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| What are you doing? Here girls don't touch the feet | Ne yapıyorsun? Burda kızlar ayaklara dokunmazlar | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| But daughters ask for blessings before they bid farewell to their fathers? | Ama kızlar veda etmeden önce babalarının dualarını alırlar, deği lmi? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Tell them that a sixty year old Indian salutes the values they've put into you | Onlara de ki, altmış yaşında bir Hintli onların sana öğrettiği değerleri selamlıyor | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| What do you think? Will Veeru tell her? | Ne düşünüyorsun? Sence Veer ona söyleyecek mi? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Didn't I tell you? | Ben sana söylemedim mi? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Stop it... What... where're you going? Listen... | Bırak beni... Ne..? Nereye gidiyorsun? Dinle...? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Squadron Leader Veer Pratap Singh thank you very much | Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Singh çok teşekkür ederim | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| For what? | Ne için..? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| In exchange for my one day... | Benim bir günüm karşılığında... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| It was a promise from an Indian to a Pakistani If I didn't fulfil it... | Bir Hindistanlı bir Pakistanlı'ya söz vermişti Eğer sözümü tutmasaydım... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| my country's honour would've been tarnished, no? | ülkemin onuru zedelenirdi, değil mi? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I think getting Bebe's ashes here was God's way to get me here | Bence Bebe'nin küllerini buraya getirmem Tanrının beni buraya getirmesi için bir bahaneydi | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I was destined to meet all of you. Do you believe in destiny? | Kaderimde sizlerle tanışmak vardı Kadere inanır mısın? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Don't you? Not until now | Sen inanmaz mısın? Şimdiye kadar inanmazdım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| But now I've begun to believe | Ama şimdi inanmaya başladım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| You aren't all right, you're hurting? | İyi değilsin Çok acıyor mu? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Look let's rest here for a while... No, I'll miss my train | Bak... Burada biraz dinlenelim Hayır, treni kaçırırım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I'll keep it. I'll give it to you later | Bende kalsın... Daha sonra veririm | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| How many times are you going to save my life? | Daha kaç kere beni kurtaracaksın? | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| The festival of Id is coming up. At this time... | Idd Bayramı yaklaşıyor ve şu sıralarda... | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| a lot of people go across the border. But you don't worry, I'll find a way | herkes sınırın ötesine geçiyor Ama endişelenme. Bir çaresine bakarım | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Thank God you're all right. I just got off the train from Lahore | Tanrıya şükür iyisin Lahore treninden daha yeni indim | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| I was finding out about Kiritpur, when I saw you | Kritpur'a giden bir otobüs ararken seni gördüm | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| This is Veer. Squadron Leader Veer Pratap Singh | Bu Veer Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Singh | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| Thanks to him, I've managed to get here. This is Raza. Raza Shirazi, my fianc� | Onun sayesinde buraya gelebildim Ve bu da Raza. Raza Shirazi, sözlüm | Veer-Zaara-3 | 2004 | |
| So silly of me... I went on talking about everything... | Ne kadar da deliyim... Sana bir sürü şey anlattım | Veer-Zaara-3 | 2004 |