Search
English Turkish Sentence Translations Page 179020
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Welcome sir, l'm Shabbo | Selamun Aleykum, efendim Ben Shabbo | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm sorry l couldn't arrange for anything better than this | Üzgünüm, buradan daha iyi bir yer bulamadım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Wow, you can see the entire city from here | Vay canına! Buradan tüm şehir görülebiliyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| There can't be a better room than this in the whole of Lahore | Bu odadan daha iyi bir yer Lahore'un hiç bir yerinde bulunamaz | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l didn't tell Zaara that you're coming | Zaara'ya geleceğinizden bahsetmedim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l was scared that she would stop me | Beni durduracağından korktum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Day after tomorrow is her wedding. She can't come out of her house | Öbür gün nikahı var Evden dışarı çıkamaz | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But tomorrow she'll be going to the shrine with everyone | Ama yarın herkesle beraber türbeye gidiyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| This is Munir, my younger brother. He'll bring you to the shrine | Bu Munir, benim küçük kardeşim Sizi türbeye götürecek | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Then we'll leave it to God | Sonra herşey Tanrının ellerinde | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| So Munir, my fate is in your hands now | Munir, demek şimdi kaderim senin ellerinde | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Well, l'll leave | Tamam, ben gidiyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Leaving...? | Gidiyor musun? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l got to leave, if l'm away for long they'll start wondering where l am | Gitmek zorundayım. Eğer uzun süre ortadan kaybolursam herkes sorular soracaktır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lf you need anything Munir's here | Bir şeye ihtiyacınız olursa, Munir burda | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Thank you Shabbo | Teşekkürler, Shabbo | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l didn't think you'd come, but now after meeting you... | Geleceğinizden emin değildim... Ama sizi gördükten sonra | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm sure you'll take Zaara with you | Zaara'yı götüreceğinize şüphem kalmadı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| My Babuji says, true love happens only once in a lifetime | Babam der ki, gerçek aşk insanın hayatında yalnız bir kez olur | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| And when it does no God or Allah can come in its way | Ve olduğu zaman da hiçbir Tanrı ya da Allah onun yoluna çıkmazmış | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Tomorrow we'll know how true my love is in Allah's eyes | Yarın göreceğiz, Allah'ın nazarında aşkımın ne kadar gerçek olduğunu... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''l have broken all the barriers of society'' | Zamanın tüm engellerini yıkıp geldim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''l have left the world and come to you'' | Senin yolunda dünyayı bırakıp geldim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''A besotted lover has come to your door'' | Kapına bir divane geldi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Has come, has come... A besotted lover has come'' | Geldi, geldi.. Divanen geldi.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Besotted by you, besotted by you, besotted by you...'' | Divanen, divanen, senin divanen... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''He is completely devoted to you'' | Bunun sebebi sensin... Bu senin tutkun aşığın... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''He will die for your love'' | Senin aşkında ölüme gider... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''These tears that are flowing, This is all they are saying'' | Gözümdeki yaşların Tek söylediği bu; | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''You are beyond where l am But l have come here'' | '..sen neredesin, ben nerede?' Ama geldim buradayım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''lf l could have one favour Just a glance from your eyes'' | Tek bir dileğim olacaksa eğer Bana bir kez olsun bak yeter | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''l would give my breath and heart l would give my entire life'' | Kalbimi sana adadım Hayatımı sana verdim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''He has to die for your love What a turn this story has taken'' | Senin aşkında ölüme gider | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| He's conscious but he doesn't want to be | Kendinde, ama kendinde olmak istemiyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| He's listening to everything but he doesn't want to hear | Herşeyi duyabilir, ama duymak istemiyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| He's festering the shock deep within as if he's punishing himself | Krizi içten içe tekrarlıyor sanki kendini cezalandırıyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| The next 24 hours are very critical. He may not be able to take another shock | Önümüzdeki 24 saat çok kritik Başka bir krizi bünyesi kaldıramayabilir | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| The nurse is here and l will keep coming every three or four hours | Hemşire burada ve ben de üç dört saatte bir geleceğim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Don't worry, sister in law, they were all our own people | Endişelenme yenge, oradaki tüm insanlar bizdendi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Thank Allah that the news hasn't spread in the city | Allah'a şükür bu haber şehre yayılmadı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Anyway tomorrow after the wedding all the wagging tongues will stop | Zaten, yarınki düğünden sonra, bunu konuşup duran insanlar, nasılsa susarlar | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| After all that's happened Raza's still ready to get married ? | Olan bunca şeyden sonra, Raza hala nikaha hazır mı? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Mariam Ma'am, this marriage is not only between Raza and Zaara | Meryem Hanım, bu nikah sadece Raza ve Zaara'nın değil... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| There's a very deep and a serious pact behind it. lt's on this foundation... | Bunun arkasında çok derin ve önemli anlaşmalar da var. Bu nikahın altında... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| that your husband's and after him Raza's career rests | ..önce kocanın, ondan sonra da Raza'nın politik geleceği yatıyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Raza is very well aware of this. Now Zaara has to understand this... | Raza bunun oldukça farkında Şimdi de, Zaara'nın anlaması gerekiyor | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| if this wedding doesn't take place tomorrow, then... | Eğer yarın bu nikah olmazsa | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Jehangir Hayaat Khan's daughter's name will be linked to an lndian man forever | Jehangir Hayaat Khan'ın kızının adı sonsuza kadar Hindistanlı bir adam ile anılacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Mr Khan's years of hard work will be ruined... | Bay Khan'ın hayatı boyunca emek verdiği her şey mahfolur | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| he'd lose the elections for sure and he'll face a lifetime of disgrace | ..seçimleri elbette kaybedecektir, utanç içinde yaşayacaktır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| He will not be able to bear the weight of that shame... | Belki de bir ömür boyu bu utancın altında ezilecektir ve... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| he won't be able to bear it | ..dayanamayacaktır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Rrepare for the wedding, Brother Abdul | Şimdi, yarınki düğün için hazırlıklara başla, Abdul Abi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Tomorrow there will be a wedding in this house | Yarın bu evde nikah olacak, olmalı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Where're you going? | Nereye gidiyorsun?! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| To Zaara's house.... | Zaara'nın evine | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Rlease don't go anywhere! Let tonight pass | Lütfen o eve gitme Bu geceyi atlatalım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Raza is looking for you everywhere! The house is completely silent | Raza heryerde seni aratıyor Ev sessizliğe büründü | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You can't go there and do anything. Abbaji is in deep shock | Bir şey yapabilecek durumda değilsin Abbaji büyük bir kriz atlattı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l am the cause for the shock and the solution | Tüm sorunların sebebi benim çözümü de ben olacağım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l hadn't come here just to see Zaara's face | Buraya sadece Zaara'nın yüzünü görmeye geldim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lf nobody speaks, there's bound to be silence | Herkes sessizlik içinde oturuyorsa bunun bir sonu olmak zorunda | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Someone has to make the first move, whether it brings on a storm or a wedding | Birinin sesini çıkartması lazım bu ses fırtına sesi de olsa, şehnaz müziği de olsa... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| My name is Mariam Hayaat Khan. l'm Zaara's mother | Benim adım Meryem Hayaat Khan Zaara'nın annesiyim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But perhaps today l have lost the right to call her my own... | Belki de ona bu gün 'benim' deme hakkını kaybettim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| because my daughter's not mine anymore | Çünkü benim kızım artık 'benim' değil | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| She's yours now | O senin oldu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l've come to ask you to give my daughter back to me | Buraya kızımı senden istemek için geldim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Rlease give us back our daughter ! Otherwise her father will die | Bize kızımızı geri ver lütfen Yoksa babası ölecek | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| He won't be able to bear the shame, he'll die | O bu utanca dayananmayı başaramayacak, ölecek | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l've heard that you save lives... you're the one who saved Zaara's life | Duyduğuma göre, insanların hayatlarını kurtarıyormuşsun Zaara'nın hayatını kurtaran sendin | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| So now please save her father's life | Öyleyse bu gün onun babasının hayatını kurtar lütfen | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l beg of you, please save his life | Sana yalvarıyorum, onun hayatını kurtar | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Else he'll die... | O ölecek... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| he'll die... | O ölecek... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| A mother never has to beg to her son, she just has to order | Bir anne oğluna yalvarmamalı sadece emretmeli | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Zaara has always and will always belong to you | Zaara size ait, daima da öyle olacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Did you think that l would've taken Zaara away without your permission? | Ne düşünüyordunuz?... Size sormadan Zaara'nızı burdan alıp götürecek miydim? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Reople say that love is blind, so we were also blinded by our love | Derler ya hani, aşkın gözü kör olurmuş Biz de içimizdeki aşk yüzünden hiçbir şey göremez olduk | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| We could only see each other We didn't see if we were harming anyone... | Sadece birbirimizi görebildik Birilerine zarar verebileceğimizi göremedik | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| hurting anyone or... | Birilerini incitebileceğimizi göremedik... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| if someone's life was at stake... | ..birinin hayatını tehlikeye atabileceğimizi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| we couldn't see anything | ..hiçbir şey göremedik | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But now everything's clear | Ama şimdi herşey açık | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Love can't be more important than someone's life. Don't you worry... | Hiçbir aşk, birinin hayatından daha kıymetli olamaz. Şimdi lütfen endişelenmeyin... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Zaara will marry the person of her parent's choice | Zaara nikahı, annesinin istediği kişi ile kıyılacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You prepare for the wedding. l'll talk to Zaara | Gidip hazırlıklara başlayın lütfen Zaara ile ben konuşacağım ve.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l promise you that she will willingly agree to the marriage | ..size söz veriyorum, Zaara bu nikahı kendi isteği ile kabul edecek | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ls every son from your country like you? | Senin ülkende her oğul senin gibi midir? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l don't know that | Bunu bilmiyorum... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But yes every mother in my country is exactly like you | Ama evet... Benim ülkemde her anne tıpkı sizin gibidir | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lf you think that l've made a wrong decision... | Eğer kararımın yanlış olduğunu düşünüyorsan... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| then just tell me. No one will be able to stop me from taking you to lndia | ..bana tek bir işaret ver. Seni buradan Hindistan'a götürmeme kimse engel olamaz | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Your decision is absolutely right | Kararın tamamen doğru | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| This has happened because of one silly mistake on my part | Tüm bunlar benim yaptığım bir aptallık yüzünden oldu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'd made a promise to myself that l won't break | Kendime bir söz vermiştim Kırılmayacaktım... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lf only l'd been able to stop myself when l saw you yesterday... | Eğer dün seni gördüğümde kendime engel olabilseydim... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| That... | O bir... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| one silly mistake of yours will help get me through the rest of my life | Yaptığın o aptallık sayesinde bundan sonraki hayatımda yaşayabileceğim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lf you'd taken that away from me then what would l take back with me ? | Eğer bunu benden esirgeseydin, burdan giderken yanımda ne götürecektim? | Veer-Zaara-2 | 2004 |