Search
English Turkish Sentence Translations Page 178013
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Nothing like flying first class! | "Birinci sınıf" ta uçmak gibisi yok! | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| So, er... If Thor misses, can we survive a hit form that canon? | Peki, şey... Eğer Thor kaçırırsa, top bizi vurmadan kaçma şansımız var mı? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| OK, we're going in! | Tamam, içeri giriyoruz! | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| Close your ears, Hank! What? | Kulaklarını tıka, Hank! Ne? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| So what are we hoping to find? | Pekala, ne bulmayı umuyoruz? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| Can you make it? Yeah. | İyi olabilecek misin? Evet. | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| any better than it did you father? | ...daha iyi mi kullanabileceğini sanıyorsun? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| We have to flood the chamber! | Üstünü doldurmalıyız! | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| It's not enough! Break off the nozzles! | Yeterli değil! Boruyu kopar! | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| You mean like that thing? | Şunun gibi bir şeyi mi kastediyorsun? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| I'll be all right! Go! I'll hold them off! | İyi olacağım! Git! Onları uzak tutacağım! | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| Hank! Wake up! | Hank! Uyan! | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| See? I told... I told you I could be... | Gördün mü? Söylemiştim... Sana söylemiştim, olabilirim... | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| It's going to hit the city! | Şehire çarpacak! | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| I think I can deflect it. But can you survive that? | Sanırım onu çevirebilirim. Ama hayatta kalabilecek misin? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| Warning: Fuel cell at 2% and falling. | Uyarı: Yakıt pili %2'de ve azalıyor. | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| Total system failure in: 3... 2... 1... | Bütün sistem çöküyor: 3... 2... 1... | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| No! No... not another one. | Hayır! Olamaz... Bu sefer olmaz. | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| What shall we do with Kleiser? | Kleiser'i ne yapalım? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| Come on, Goldy Locks! I'll buy you a pint of mead. | Haydi, Altın Çekiç! Sana bal likörü ısmarlıyorum. | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| Did you not hear of my victory over the fire demon Sirta? | Ateş şeytanı Sirta'ya karşı kazandığım zaferi hiç duymamış mıydınız? | Ultimate Avengers II-2 | 2006 | |
| In February 1915, the Turkish army began a crackdown on the Armenian people. </ i> | 1915 Şubat'ında, Türk ordusu, Ermeni halkına baskı uyguladı. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Sometime later ...</ i> | Bir süre sonra... | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| thousands of survivors of this genocide came to France. </ i> | ...baskıdan kurtulanların binlercesi Fransa'ya göç etti. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| To survive and integrate ...</ i> | Ermenilerin çoğu hayatta kalmak ve entegre olmak için... | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| most Armenians chose hard work and sacrifices. </ i> | ...çok sıkı çalıştı, bazı fedakârlıklarda bulundu. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Some did not. </ i> | Bazıları bulunmadı. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| The Malakian clan was one of those. </ i> | Malakian ailesi bunlardan biriydi. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Want something? No. Be quick. | Bir şey istiyor musun? Hayır, acele et. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Let's talk politely. Politely? | Kibarca halledelim Kibarca mı? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Get your things and get out there! | Eşyalarını alıp defol! | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| As police you face danger every day. | Bir polis olarak her gün tehlikeyle yüz yüzesiniz. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Mortal danger. | ölümcül tehlike. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Some people don't respect human life. | Bazıları sizi insan hayatına saygı duymamakla yargılıyor. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Starting with you. | Sizden başlarsak. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Carrying a weapon means being prepared to kill ... | Silah taşımanız birini öldürmeye her an hazır olmalısınız demektir... | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| but also to die. | ...ama aynı zamanda öldürmeye de. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| You will face situations that may be classified into 4 categories. | Karşılaşacağınız durumları dört kategoride sınıflandırabiliriz. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| First we have White. Total absence of danger. | İlki Beyaz. Hiç bir tehlike yok demek. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| I need not dwell here. For cops, it rarely happens. | Burada silaha ihtiyacımız yoktur. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Yellow: awareness of the environment. | Sarı: çevrenin farkında olmak. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| You are walking calmly but anything can happen. | Sakince yürüyorsunuz ama hiçbir şey yapamazsınız. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Demonstrations control routines ... | Kontrol rutini gözlenir... | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| all senses are on alert ... | ...bütün birimler minimum kayıp için... | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| in order to anticipate action. | ...alarm durumuna geçer. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Finally, red. | Son olarak Kırmız. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| An armed individual is facing you. | Karşınızda silahlı suçlular vardır. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| is a danger both to himself and to those whom he should protect. | ...hem kendini hem de koruması gerekenler için risk oluşturur. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| So ask yourselves these questions: | Kendinize şunları sorun: | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| "Am I am prepared to risk my life ?"... | Hayatımı mı riske atmaya hazır mıyım? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| "Am I prepared to kill?" | Birini öldürmeye hazır mıyım? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Lift the leg a little, push the heel ... | Bacağınızı biraz kaldırın, topuğunu itin... | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| But you must try. Or you'll never walk normally again. | Fakat denemeniz gerekiyor, yoksa bir daha normal bir şekilde yürüyemezsiniz. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Do what the doctor says. | Doktor ne diyorsa onu yap. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Not a doctor. I'm just a nurse. | Doktor değilim, sadece bir hemşire. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| I only care about the results. And my mother is better. | Ben sonuçlara bakarım. Annem daha iyi görünüyor. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| How are you today? | Nasılısın? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Ooh, your hand's cold! Eaten anything yet? | Ellerin çok soğuk. Hiçbir şey yememişsin. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Go to the kitchen. Yeva will prepare something. | Mutfağa git, Yeva bir şeyler hazırlasın. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Fine, but stop smoking. | Tamam, ama sigara içmeyi bırakmalısın. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Anton! Can you come here? | Anton! Buraya gelir misin? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Here. Your share for the car job. | Al bakalım, arabadan yana payın. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Yeah, and stop with the cars. | Evet, araba işini bırak artık. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| What will I do for money? | Nasıl para kazanacağım? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| You are talking pocket money. | Değişik işten bahsediyordun. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| We have something better lined up. | Yapacak daha iyi işler var. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Tuesday, at 11 h. Come with Rudy. | Salı, saat 11 de. Rudy'i de yanına al. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Your uncle will tell you where to find us. | Amcan bizi nerede bulacağını söyler. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| What kind of job is it? | Nasıl bir iş olacak? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| What we do. Don't worry. | Biz ne yapıyorsak o. Kafayı çok yorma. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| I know him. I'm sorry. | Özür dilerim | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Okay. Just a minute. | Sorun değil. Sadece bir dakika sürer. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Why did you come here? Why don't you answer when I call? | Burada ne işin var? Neden aramalarıma yanıt vermiyorsun? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Wait downstairs. I'll be done in an hour. | Aşağıda bekle. Bir saate kadar inerim. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| �lodie, what's the problem? It's been 2 days that I've tried to talk to you. | Elodie, sorun ne? İki gündür sana ulaşmaya çalışıyorum. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Sorry, but I've been very busy. I'm exhausted. | Üzgünüm yoğun çalışıyorum. Takatim kalmıyor... | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Will this work stop. | Bu işi bırakmanı istiyorum. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| ... but things will change. Trust me. | ...ama bir şeyler olacak. Güven bana. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| I'm not joking with you, �lodie. | Şaka yapmıyorum, Elodie. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Come. | Yanıma gel. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Anton, we're late! It'll take time. | Anton, geç kaldık. Biraz uzun sürdü. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Daniel called. They are waiting for us. Don't worry. | Daniel aradı, bizi bekliyorlar. Takma kafayı. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Listen. | Dikkatli olmalısın. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| You'll open this safe, if you don't want anything to happen to your family. | Ya bu kasayı acarsın ya da ailenin hayatı tehlikeye girer. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Stop! Stop right there! | Dur, sakın kıpırdama | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| The vehicles were found in parking lot of a supermarket. | Araçlar bir süpermarketin park alanında bulundu. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Who needs fingerprints? We know who it was. | Parmak izini kim ne yapsın? Kim olduklarını zaten biliyoruz. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Soon it will be ours. | Yakında bizim olacak. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Look over there. It will be for the horses. I'll take care of them. | Şuraya bak, atlar için olacak. Ben ilgileneceğim. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| You mean horses? I will learn! | Atlardan anlar mısın? Öğrenirim. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| See. | Seç birini | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Do not be afraid. Open your palm. | Korkma, açık tut. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Slowly, slowly ... | Yavaş yavaş. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| I want to live here. | Burada yaşamak istiyorum. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| But only if you're with me. Alone, I'm not interested. | Tabi sen yanımdaysan, yalnız olacaksam, umurumda değil. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Come with us. They're throwing a party. | Bizimle takılsana, parti vereceğiz. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| You go on. I'll follow later. Come! | Siz eğlenin, birazdan gelirim. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| Okay, how about you? | İyidir, sen nasılsın? | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| I won't stay. It's getting late. | Geç oldu çıkacağım. | Ultimate Heist-1 | 2009 | |
| I have not seen you lately, but wanted to tell you one thing. | Seni bir süredir göremiyorum, fakat sana bir şeyler söylemek istiyordum. | Ultimate Heist-1 | 2009 |