Search
English Turkish Sentence Translations Page 170105
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
No. None. | Hayır, hissetmiyorum. Hayır. Hiçte bile. Hayır, hissetmiyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I put you in the middle of all this. | Seni bu işlere ben karıştırdım. Seni bunların içine ben soktum. Seni bu işlere ben karıştırdım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
And it's natural you feel connected to them somehow. | Ve onlara bir şekilde bağlı hissetmen son derece normal. Ve onlara bağlı hissetmen Gayet normal. Ve onlara bir şekilde bağlı hissetmen son derece normal. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But you can't let emotion cloud what you know to be true. | Ama duygularının doğru olduğunu bildiğin şeyleri karıştırmasına izin verme. Ama duygularının doğrularını Etkilemesine izin veremezsin. Ama duygularının doğru olduğunu bildiğin şeyleri karıştırmasına izin verme. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Witchcraft killed your family. | Cadılık tüm aileni bitirdi. Aileni büyücülük öldürdü. Cadılık tüm aileni bitirdi. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It's killed thousands of innocents, and it will kill more if we let it. | Binlerce masumu öldürdü ve eğer izin verirsek dahasını da öldürecek. Binlerce masumun canını aldı ve Eğer izin verirsek daha da öldürecek. Binlerce masumu öldürdü ve eğer izin verirsek dahasını da öldürecek. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Allowing that truth to guide you, | Bu gerçeğin sana yol göstermesine izin vermek... Bu doğrunun seni yönlendirmesine İzin vermek, Bu gerçeğin sana yol göstermesine izin vermek... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
that's what makes you different from them. | ...işte bu seni onlardan farklı yapar. Seni onlardan farklı kılıyor. ...işte bu seni onlardan farklı yapar. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
When I found you, you were filled with pain and self hatred. | Seni bulduğumda için acı ve kendine nefret doluydu. Seni bulduğumda, acı içindeydin Ve kendinden nefret ediyordun. Seni bulduğumda için acı ve kendine nefret doluydu. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
And now, you're on the verge of redemption. | Ve şimdi kefaretin eşiğindesin. Ve şimdi intikamın eşiğindesin. Ve şimdi kefaretin eşiğindesin. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
You need to leave here before you lose sight of that. | Bunu kaybetmeden önce buradan ayrılmalısın. Bunu kaybetmeden önce burayı terk Etmen gerekiyor. Bunu kaybetmeden önce buradan ayrılmalısın. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
We'll leave tomorrow. | Yarın gideceğiz. Yarın ayrılacağız. Yarın gideceğiz. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Just cleaning out some of Nick's stuff. | Sadece Nick'in eşyalarından bazılarını temizliyordum. Nick’in eşyalarını kaldırıyorum. Sadece Nick'in eşyalarından bazılarını temizliyordum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I went by Calvin's place. Still locked up. | Calvin'in dükkanına gittim. Hâlâ kapalıydı. Calvin’in dükkanına gittim, Hala kapalı. Calvin'in dükkanına gittim. Hâlâ kapalıydı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Maybe he's away. Yeah. | Belki tatildedir. Evet. Belkide, gitmiştir. Evet. Belki tatildedir. Evet. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Diana and I tried to find out some stuff | Diana ile babam ya da diğer Blackwell'ler... Diana ve ben babam veya Blackwell’ler, Diana ile babam ya da diğer Blackwell'ler... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
about my dad, or any of the blackwells. And nothing. | ...hakkında bir şeyler öğrenmeye çalıştık. Hiçbir şey bulamadık. Hakkında bir şey bulmaya çalıştık. Fakat bulamadık. ...hakkında bir şeyler öğrenmeye çalıştık. Hiçbir şey bulamadık. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Sorry I couldn't be more helpful. | Yardımcı olamadığım için üzgünüm. Üzgünüm daha fazla yardımcı olamam. Yardımcı olamadığım için üzgünüm. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Is everything really ok? | Her şey gerçekten yolunda mı? Gerçekten her şey yolunda mı? Her şey gerçekten yolunda mı? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
You seem...Weird. | Sen biraz... Garip görünüyorsun. Garip...gözüküyorsun. Sen biraz... Garip görünüyorsun. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
No weirder than usual. | Her zamankinden daha garip değilim. Normalden daha garip değil. Her zamankinden daha garip değilim. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Ok, good. | Tamam, iyi. Tamam, güzel. Tamam, iyi. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
So, uh... | Şey... Yani, uh... Şey... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
The maritime fundraiser is tonight. | ...bugün hayır gecesi var. Denizciliğin anısına yapılan parti Bu gece. ...bugün hayır gecesi var. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
And I was wondering if maybe you wanted to go with me. | Ben de belki benimle birlikte gitmek istersin diye düşünüyordum. Ve merak ediyordum, benimle Gelmek istermisin diye. Ben de belki benimle birlikte gitmek istersin diye düşünüyordum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I don't think so. | Pek sanmıyorum. Sanmıyorum. Pek sanmıyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Uh, yeah, I... I figured. | Evet, anlıyorum. Uh, evet, ben...ben anlamıştım. Evet, anlıyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
What, I'm good enough to kiss, | Öpüşmede yeterince iyiyim de... Ne yani, öpücek kadar iyiyim, Öpüşmede yeterince iyiyim de... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
but not good enough to actually go on a date with? | ...bir randevuya gitmek için yeterli değil miyim? Ama randevuya çıkacak kadar İyi değil miyim? ...bir randevuya gitmek için yeterli değil miyim? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Do you really want to do this? | Gerçekten bunu konuşmak istiyor musun? Bunu gerçekten yapmak istiyormusun? Gerçekten bunu konuşmak istiyor musun? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
No, not at all. But I just... I don't understand. | Hayır, hiç istemiyorum. Ama ben... anlamıyorum. Hayır, Hiç de değil. Ama sadece... Anlamıyorum. Hayır, hiç istemiyorum. Ama ben... anlamıyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I thought we were headed in a good direction. | Aramızın iyi bir yöne doğru gittiğini düşünüyordum. Güzel bir yolda ilerlediğimizi sanıyordum. Aramızın iyi bir yöne doğru gittiğini düşünüyordum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Good direction? | İyi bir yöne mi? Güzel bir yol? İyi bir yöne mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Because why? Truth or dare? | Neden? "Doğruluk mu cesaretlik mi" oynadık diye mi? Neden ? Doğruluk mu cesaret mi den dolayı mı? Neden? "Doğruluk mu cesaretlik mi" oynadık diye mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Not just that... You're a nice girl, | Sadece ondan değil... Sen hoş bir kızsın. Hayır sadece... İyi bir kızsın, Sadece ondan değil... Sen hoş bir kızsın. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
but I'm not interested. | Ama seninle ilgilenmiyorum. Ama benim ilgimi çekmiyorsun. Ama seninle ilgilenmiyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Sorry if I gave you the wrong impression. | Eğer sende yanlış bir izlenim yarattıysam üzgünüm. Sana yanlış izlenim verdiysem Özür dilerim. Eğer sende yanlış bir izlenim yarattıysam üzgünüm. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
You don't mean that. | Ciddi değilsin. Bunu demek istemedin. Ciddi değilsin. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, I do, actually. | Hayır, aslında ciddiyim. Evet, aslında, istedim. Hayır, aslında ciddiyim. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
There is something between us. | Aramızda bir şeyler var. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I felt it. And I still feel it, | Bunu hissettim. Hâlâ da öyle hissediyorum. Bunu hissettim. Ve halada hissediyorum, Bunu hissettim. Hâlâ da öyle hissediyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
even in this second, when you're acting like a jerk. | Şu an sen tam bir pislik gibi davrandığında bile. Pislik gibi davrandığın Zamanlar bile. Şu an sen tam bir pislik gibi davrandığında bile. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
This isn't me acting like a jerk, Cassie. | Ben pislik gibi davranmıyorum Cassie. Bu benim pislik gibi davranmam değil, Cassie. Ben pislik gibi davranmıyorum Cassie. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
This is me trying to be nice. | Sana karşı kibar olmaya çalışıyorum. Bu benim iyi olmaya çalışmam. Sana karşı kibar olmaya çalışıyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I'm not interested. | Seninle ilgilenmiyorum. Umrumda değil. Seninle ilgilenmiyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
What part of that don't you understand? | Bunun neresini anlamıyorsun? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Word gets out you're free, | Senin çıkmadığın duyulduğu gibi etrafına doluşuvermişler. Kelimeler ağızdan çıktı, yalnızsın. Senin çıkmadığın duyulduğu gibi etrafına doluşuvermişler. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
they just come buzzing around. | O yüzden hepsi buraya doluşmuş. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
What do you want, faye? I'm busy. | Ne istiyorsun Faye? Meşgulüm. Ne istiyorsun, faye? Meşgulüm. Ne istiyorsun Faye? Meşgulüm. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
We need to talk somewhere quiet. | Tenha bir yerde konuşmamız gerek. Sessiz bir yerde konuşmamız gerek. Tenha bir yerde konuşmamız gerek. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Oh, if this is your desperate way | Eğer bu senin çaresiz bir şekilde beni galaya çağrışınsa cevabım hayır. Oh, eğer bu senin beni Partiye davet etmenin, Eğer bu senin çaresiz bir şekilde beni galaya çağrışınsa cevabım hayır. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
of asking me to the gala, the answer's no. | Çaresiz bir yoluysa, cevabım hayır. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I'm crushed. Truly. | Harap oldum şimdi. Vallahi bak. Sanki sana deliler gibi aşığım. Gerçekten. Harap oldum şimdi. Vallahi bak. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Come on. | Hadi gel. Hadi. Hadi gel. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I think you're right about Jake. | Sanırım Jake konusunda haklısın. Jake hakkında doğru olduğunu düşünüyorum. Sanırım Jake konusunda haklısın. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
He's up to something. | Bir şeyler peşinde. Bir şeylerin peşinde. Bir şeyler peşinde. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Is this because he's hanging out with Cassie? | Bunu o Cassie ile takılıyor diye mi söylüyorsun? Bu Cassie ile takıldığından dolayı mı? Bunu o Cassie ile takılıyor diye mi söylüyorsun? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Yes, actually. But not in the weird, misguided jealousy way | Aslında evet. Ama bunu senin düşündüğün gibi garip... Evet, Aslında. Ama senin düşündüğün gibi, Aslında evet. Ama bunu senin düşündüğün gibi garip... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
you have going on in your head. | ...yanlış bir şekilde kıskançlığımdan demiyorum. Garip ve kıskanç olarak değil. ...yanlış bir şekilde kıskançlığımdan demiyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
So what is the problem? | Öyleyse sorun ne? Öyleyse neden? Öyleyse sorun ne? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I know Jake better than anyone, and I'm telling you, | Jake'i herkesten iyi tanıyorum ve sana söylüyorum bak. Jake’i herkes den daha iyi tanıyorum, Ve sana söylüyorum ki, Jake'i herkesten iyi tanıyorum ve sana söylüyorum bak. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
joining the circle, spending all this time with us, with her... | Topluluğa katılması, sürekli bizle takılması, onunla takılması... Halkaya katılması, bizle ve onunla Zaman geçirmesi... Topluluğa katılması, sürekli bizle takılması, onunla takılması... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
There's something weird about it. | Bunda bir gariplik var. Onda garip bir şeyler var. Bunda bir gariplik var. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I know. What, exactly? | Biliyorum. Ama tam olarak ne? Biliyorum. Ama ne, tam olarak? Biliyorum. Ama tam olarak ne? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Cassie brought him to the abandoned house today... | ...bugün Cassie onu terk edilmiş eve getirdi. Öyle mi? Cassie bugün onu terk edilmiş Eve getirdi... ...bugün Cassie onu terk edilmiş eve getirdi. Öyle mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
She did? | Ne yaptı? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
He was too curious, too interested. | Jake fazla meraklı, fazla ilgiliydi. Çok meraklı ve, ilgiliydi. Jake fazla meraklı, fazla ilgiliydi. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
In the house or her? Both. | Eve karşı mı ona karşı mı? İkisine de. Ev hakkında mı onun hakkındamı? İkiside. Eve karşı mı ona karşı mı? İkisine de. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Jake doesn't do interested. | Jake ilgili olmaz. Jake hiçbir şeyle ilgilenmez. Jake ilgili olmaz. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Him not caring is what makes him, him. | Jake'i Jake yapan hiçbir şeyi takmamasıdır. Onu o yapan umursamazlığıdır. Jake'i Jake yapan hiçbir şeyi takmamasıdır. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
He's after something. Trust me. | Bir şeylerin peşinde. İnan bana. Bir şeylerin peşinde. Güven bana. Bir şeylerin peşinde. İnan bana. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I saw that. | Seni gördüm. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It was just... | Ben sadece... Sadece... Ben sadece... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Somehow, he got even cuter, that's all. | Nasıl olduysa daha da tatlı olmuş, hepsi o. Bir şekilde daha da tatlılaşmış, O kadar. Nasıl olduysa daha da tatlı olmuş, hepsi o. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. It's nice to have him here. | Evet, burada olması iyi bir şey. Evet. Onun burada olması çok güzel. Evet, burada olması iyi bir şey. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
No matter how bad life gets, | Hayat ne kadar kötüye giderse gitsin... Hayat ne kadar kötü olursa olsun, Hayat ne kadar kötüye giderse gitsin... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
holden always makes me laugh. | ...Holden her zaman beni güldürmeyi bilir. Holden her zaman beni güldürür. ...Holden her zaman beni güldürmeyi bilir. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I could use some of that. | Gülmek bana iyi gelebilir. Bunun birazını bende kullanabilirim. Gülmek bana iyi gelebilir. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
He's not a rebound guy, Diana. | O ayrılığının acısını çıkaracağın birisi değil Diana. O senin tepkin olmamalı, Diana. O ayrılığının acısını çıkaracağın birisi değil Diana. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Guess we're supposed to put | Sanırım her masaya bunlardan birer tane koymamız gerekiyor, değil mi? Sanırım bunlardan birer tane, Sanırım her masaya bunlardan birer tane koymamız gerekiyor, değil mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
one of these on every table? | Her masaya koyacağız, değil mi? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, that's right. | Evet, öyle. Evet, öyle olacak. Evet, öyle. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Then you'd better get started. | Öyleyse başlasanız iyi olur. Öyleyse başlasan iyi olacak. Öyleyse başlasanız iyi olur. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Right behind you. Mm hmm. | Hemen arkandayım. Hemen arkandayım. Mm hmm. Hemen arkandayım. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I'm always looking for new ways to get her to glare at me. | Her zaman bana ters ters bakmasının yeni yollarını arıyorum. Her zaman bana sinir olmasının Yeni yollarını bulmaya çalışıyorum. Her zaman bana ters ters bakmasının yeni yollarını arıyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
All right. | Pekâlâ. Tamamdır. Pekâlâ. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
You're late. | Geciktin. Geç kaldın. Geciktin. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
And you are lovely. | Sen de çok güzel olmuşsun. Ve sende güzelsin. Sen de çok güzel olmuşsun. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
How's the crystal? | Kristal ne alemde? Cristal ne durumda? Kristal ne alemde? | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Safe and sound. No need to worry. | Güvende. Endişelenmene gerek yok. Sağ ve güvende, Merak edicek bir şey yok. Güvende. Endişelenmene gerek yok. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
It must be difficult for you to resist its draw. | Onun çekimine karşı koymak senin için zor olsa gerek. Senin için onun çekimine karşı koymak Zor geliyor olsa gerek. Onun çekimine karşı koymak senin için zor olsa gerek. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I know how you miss the feeling of power. | Güç hissini ne kadar özlediğini biliyorum. Gücün hissini nasıl özlediğini biliyorum. Güç hissini ne kadar özlediğini biliyorum. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Maybe you should give it to me to hold. | Belki de tutmam için biraz bana vermelisin. Beklide onu tutmam için bana vermelisin. Belki de tutmam için biraz bana vermelisin. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
I'm going to keep it, Dawn. | Bende kalacak Dawn. Bende kalacak, Dawn. Bende kalacak Dawn. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Let's get going. | Hadi gidelim. Hadi yola çıkalım. Hadi gidelim. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
But I did have a thought. | Ama aklıma bir şey geldi. Ama bir düşüncem var. Ama aklıma bir şey geldi. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Now that we know where Diana keeps her book, | Şimdi Diana kitabını nerede sakladığını bildiğimize göre... Artık Diana’nın kitabını nerde Tuttuğunu bildiğimize göre, Şimdi Diana kitabını nerede sakladığını bildiğimize göre... | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
we can look for alternatives to the blood moon ceremony. | ...kızıl ay ayini için alternatifler arayabiliriz. Kanlı ay seramonisini yapmanın Başka yollarını arayabiliriz. ...kızıl ay ayini için alternatifler arayabiliriz. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Find out how to locate the other crystals. | Diğer kristalleri bulmanın bir yolunu buluruz. Diğer cristallerinin yerini bulmanın Yolunu bulabiliriz. Diğer kristalleri bulmanın bir yolunu buluruz. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |
Henry's body just turned up dead | Henry'nin cesedinin bulunmasının sebebi senin onu iyi saklayamamandı. Henry’nin ölü vucüdü sen iyi Saklamadığından dolayı ortaya çıktı. Henry'nin cesedinin bulunmasının sebebi senin onu iyi saklayamamandı. | The Secret Circle Balcoin-1 | 2011 | ![]() |