• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 169034

English Turkish Film Name Film Year Details
l don't know. He didn't say. What do you mean? Bilmiyorum. Söylemedi. Ne demek bu? The Player-1 1992 info-icon
l don't know how you'll cast it. The lead is a 50 year old circus performer. Nasil yaparsiniz bilmem. Basroldeki eski bir sirk göstericisi. Nasıl yaparsınız bilmem. Başroldeki eski bir sirk göstericisi. Nasıl yaparsınız bilmem. Başroldeki eski bir sirk göstericisi. The Player-1 1992 info-icon
Let me read the coverage. Okumama izin ver. The Player-1 1992 info-icon
Are we still having lunch with Aaron Camp? Aaron Camp ile yemek hala var mi? Aaron Camp ile yemek hala var mı? Aaron Camp ile yemek hala var mı? The Player-1 1992 info-icon
What time? l made it for 1:00. Saat kaçta? 1:00 için yapmistim. Saat kaçta? 1:00 için yapmıştım. Saat kaçta? 1:00 için yapmıştım. The Player-1 1992 info-icon
Bad day? He's having writer's block. Kötü gününde miymis? Yazar tikanmasi geçiriyormus. Kötü gününde miymiş? Yazar tıkanması geçiriyormuş. Kötü gününde miymiş? Yazar tıkanması geçiriyormuş. The Player-1 1992 info-icon
You have a meeting with Hutter and Frank South this afternoon at 3:00. Hutter ve Frank South ile bu aksam 3:00da toplantiniz var. Hutter ve Frank South ile bu akşam 3:00da toplantınız var. Hutter ve Frank South ile bu akşam 3:00da toplantınız var. The Player-1 1992 info-icon
l'll be here. Put this morning's meetings on the computer. Thanks. Burada olacagim. Bu sabahki toplantilari bilgisayara geçir. Tesekkürler. Burada olacağım. Bu sabahki toplantıları bilgisayara geçir. Teşekkürler. Burada olacağım. Bu sabahki toplantıları bilgisayara geçir. Teşekkürler. The Player-1 1992 info-icon
Are you going now? l'm going to see Levison. Gidiyor musun? Levison ile görüsecegim. Gidiyor musun? Levison ile görüşeceğim. Gidiyor musun? Levison ile görüşeceğim. The Player-1 1992 info-icon
Order me a Caesar salad and a Crystal Geyser. Bana bir Caesar salatasi ve bir Crystal Geyser söyle. Bana bir Caesar salatası ve bir Crystal Geyser söyle. Bana bir Caesar salatası ve bir Crystal Geyser söyle. The Player-1 1992 info-icon
About 5:00? Thanks, Sandy. 5:00 civari? Tesekkürler, Sandy. 5:00 civarı? Teşekkürler, Sandy. 5:00 civarı? Teşekkürler, Sandy. The Player-1 1992 info-icon
You can't go in there! He's in a meeting. Oraya giremezsiniz! Toplantida. Oraya giremezsiniz! Toplantıda. Oraya giremezsiniz! Toplantıda. The Player-1 1992 info-icon
lt's all right, Celia. Sorun degil, Celia. Sorun değil, Celia. Sorun değil, Celia. The Player-1 1992 info-icon
l don't think you've met Reg Goldman. You know his father Harvey. Reg Goldman'la tanistigini sanmiyorum. Babasi Harvey'i bilirsin. Reg Goldman'la tanıştığını sanmıyorum. Babası Harvey'i bilirsin. Reg Goldman'la tanıştığını sanmıyorum. Babası Harvey'i bilirsin. The Player-1 1992 info-icon
Yes, of course. Hi, Reg. From the bank in Boston. Evet, tabii ki. Merhaba, Reg. Boston'daki bankadan. The Player-1 1992 info-icon
Reg is out here for a few weeks. Great. Business or pleasure? Reg birkaç hafta buralarda. Harika. Is mi zevk mi? Reg birkaç hafta buralarda. Harika. İş mi zevk mi? Reg birkaç hafta buralarda. Harika. İş mi zevk mi? The Player-1 1992 info-icon
A little of both, l hope. Ikisinden de biraz, umarim. İkisinden de biraz, umarım. İkisinden de biraz, umarım. The Player-1 1992 info-icon
Reg is thinking of producing. Reg yapimciligi düsünüyor. Reg yapımcılığı düşünüyor. Reg yapımcılığı düşünüyor. The Player-1 1992 info-icon
Yeah. Beats work, doesn't it, Griffin? Evet. Hippiler de çalisir, degil mi, Griffin? Evet. Hippiler de çalışır, değil mi, Griffin? Evet. Hippiler de çalışır, değil mi, Griffin? The Player-1 1992 info-icon
l'd like to play some tennis. Do you play tennis? Ben tenis oynamak istiyorum. Sen tenis oynar misin? Ben tenis oynamak istiyorum. Sen tenis oynar mısın? Ben tenis oynamak istiyorum. Sen tenis oynar mısın? The Player-1 1992 info-icon
Tennis? No. Tenis? Hayir. Tenis? Hayır. Tenis? Hayır. The Player-1 1992 info-icon
l'm too busy. l was asking Walter. Çok mesgulüm. Ben Walter'a soruyordum. Çok meşgulüm. Ben Walter'a soruyordum. Çok meşgulüm. Ben Walter'a soruyordum. The Player-1 1992 info-icon
Do you know Meg Ryan? Meg Ryan'i taniyor musun? Meg Ryan'i tanıyor musun? Meg Ryan'i tanıyor musun? The Player-1 1992 info-icon
ls she seeing somebody? Görüstügü biri var mi? Görüştüğü biri var mı? Görüştüğü biri var mı? The Player-1 1992 info-icon
Yeah, Reg. She's married. Evet, Reg. O evli. The Player-1 1992 info-icon
What about Winona Ryder? Peki ya Winona Ryder? The Player-1 1992 info-icon
You know, actually, Walter is the guy to talk to. Biliyor musun, aslinda, bunlari Walter'a sormak lazim. Biliyor musun, aslında, bunları Walter'a sormak lazım. Biliyor musun, aslında, bunları Walter'a sormak lazım. The Player-1 1992 info-icon
Walter's got everybody's number. Walter'da herkesin numarasi vardir. Walter'da herkesin numarası vardır. Walter'da herkesin numarası vardır. The Player-1 1992 info-icon
Was there anything? No. You're real busy. Birsey mi vardi? Hayir. Gerçekten mesgulsün. Bir şey mi vardı? Hayır. Gerçekten meşgulsün. Bir şey mi vardı? Hayır. Gerçekten meşgulsün. The Player-1 1992 info-icon
l want that number, goddamn it. l want that number. O numarayi istiyorum, lanet olsun. O numarayi istiyorum. O numarayı istiyorum, lanet olsun. O numarayı istiyorum. O numarayı istiyorum, lanet olsun. O numarayı istiyorum. The Player-1 1992 info-icon
Oh, boy. What about this one? Has she done anything? O, bak. Peki ya bu? Birsey yapmis mi? O, bak. Peki ya bu? Bir şey yapmış mı? O, bak. Peki ya bu? Bir şey yapmış mı? The Player-1 1992 info-icon
Griffin, don't ask. Griffin, sorma. The Player-1 1992 info-icon
Don't ask, you don't know? Or don't ask, l don't want to know? Sorma, bilmiyorsun mu? Yoksa sorma, bilmek itemiyorum mu? Sorma, bilmiyor musun? Yoksa sorma, bilmek istemiyorum mu? Sorma, bilmiyor musun? Yoksa sorma, bilmek istemiyorum mu? The Player-1 1992 info-icon
Just don't ask. Sadece sorma. The Player-1 1992 info-icon
lf it's Reggie Goldman you're concerned about, forget it. Reggie Goldman için endiseleniyorsan, unut gitsin. Reggie Goldman için endişeleniyorsan, unut gitsin. Reggie Goldman için endişeleniyorsan, unut gitsin. The Player-1 1992 info-icon
But be nice to him. He represents a lot of money to this company. Fakat ona iyi davran. Bu sirket için yüklüce bir parayi temsil ediyor. Fakat ona iyi davran. Bu şirket için yüklüce bir parayı temsil ediyor. Fakat ona iyi davran. Bu şirket için yüklüce bir parayı temsil ediyor. The Player-1 1992 info-icon
lt's not Reggie Goldman l'm worried about. Reggie Goldman için endiselenmiyorum. Reggie Goldman için endişelenmiyorum. Reggie Goldman için endişelenmiyorum. The Player-1 1992 info-icon
lt's Larry Levy. Larry Levy? Larry Levy için. Larry Levy? The Player-1 1992 info-icon
Larry Levy's at Fox, isn't he? Larry Levy Fox'da, degil mi? Larry Levy Fox'da, değil mi? Larry Levy Fox'da, değil mi? The Player-1 1992 info-icon
There's a call for Celia on line one. Birinci hattan Celia'yi isyiyorlar. Birinci hattan Celia'yi istiyorlar. Birinci hattan Celia'yi istiyorlar. The Player-1 1992 info-icon
Should l be looking for a job? Celia, are you there? Is aramali miyim? Celia, orda misin? İş aramalı mıyım? Celia, orda mısın? İş aramalı mıyım? Celia, orda mısın? The Player-1 1992 info-icon
Joel Levison's office. Oh, Brad. Yeah. Joel Levison'in ofisi. O, Brad. Evet. The Player-1 1992 info-icon
No, we couldn't sign Angelica Huston for that. She's booked for two years. Hayir, Angelica Huston'la anlasamayiz bunun için. Iki yil dolu. Hayır, Angelica Huston'la anlaşamayız bunun için. İki yıl dolu. Hayır, Angelica Huston'la anlaşamayız bunun için. İki yıl dolu. The Player-1 1992 info-icon
Like a ghost story, but it's not like Ghost. Hayalet hikayesi gibi, Ama Ghost gibi degil. Hayalet hikayesi gibi, Ama Ghost gibi değil. Hayalet hikayesi gibi, Ama Ghost gibi değil. The Player-1 1992 info-icon
lt's a supernatural thing. Dogaüstü birsey. Doğaüstü bir şey. Doğaüstü bir şey. The Player-1 1992 info-icon
Joel, Griffin Mill. A friend of Jennifer's. Joel, Griffin Mill. Jennifer'in bir arkadasi. Joel, Griffin Mill. Jennifer'in bir arkadaşı. Joel, Griffin Mill. Jennifer'in bir arkadaşı. The Player-1 1992 info-icon
No. You're Griffin Mill? Really? Hayir. Griffin Mill mi? Gerçeten mi? Hayır. Griffin Mill mi? Gerçekten mi? Hayır. Griffin Mill mi? Gerçekten mi? The Player-1 1992 info-icon
Good to see you. l'm a big fan of yours. seni görmek güzel. Büyük bir hayraninizim. seni görmek güzel. Büyük bir hayranınızım. seni görmek güzel. Büyük bir hayranınızım. The Player-1 1992 info-icon
l have that tie. You do? Bu kravattan bende var. Sende var mi? Bu kravattan bende var. Sen de var mı? Bu kravattan bende var. Sen de var mı? The Player-1 1992 info-icon
Did you order for me? Benim için söyledin mi? The Player-1 1992 info-icon
Hi. Lunching with the enemy. Merhaba. Düsmanla yemek. Merhaba. Düşmanla yemek. Merhaba. Düşmanla yemek. The Player-1 1992 info-icon
Oh, come on. O, hadi. The Player-1 1992 info-icon
So what's this we hear about Larry Levy? Larry Levy ile ilgili duyduklarim nedir? Larry Levy ile ilgili duyduklarım nedir? Larry Levy ile ilgili duyduklarım nedir? The Player-1 1992 info-icon
Larry Levy? lf he had half a brain, he'd be dangerous. Larry Levy? Yarim bir beyni olsaydi, tehlikeli olurdu. Larry Levy? Yarım bir beyni olsaydı, tehlikeli olurdu. Larry Levy? Yarım bir beyni olsaydı, tehlikeli olurdu. The Player-1 1992 info-icon
Aaron says he's coming to the studio. Aaron studyoya gelecegini söylüyor. Aaron stüdyoya geleceğini söylüyor. Aaron stüdyoya geleceğini söylüyor. The Player-1 1992 info-icon
Aaron says? Why would you believe anything he says? Aaron mi? Neden onun dediklerine inaniyorsun? Aaron mı? Neden onun dediklerine inanıyorsun? Aaron mı? Neden onun dediklerine inanıyorsun? The Player-1 1992 info-icon
He said it with authority. Yetkisi var bunu söylemeye. The Player-1 1992 info-icon
He's over there with Angelica Huston and John Cusack. Bak, orada Angelica Huston ve John Cusack ile. The Player-1 1992 info-icon
He's in over his head. He's gonna drown over there. Orasi onun boyunu geçer. Simdi orda bogulacak. Orası onun boyunu geçer. Simdi orda boğulacak. Orası onun boyunu geçer. Simdi orda boğulacak. The Player-1 1992 info-icon
He's the golden boy at Fox these days. Su günlerde Fox'un altin çocugu. Su günlerde Fox'un altın çocuğu. Su günlerde Fox'un altın çocuğu. The Player-1 1992 info-icon
Did you see that thing on him in Variety last week? Geçen hafta Variety'deki giydigi seyi gördün mü? Geçen hafta Variety'deki giydiği şeyi gördün mü? Geçen hafta Variety'deki giydiği şeyi gördün mü? The Player-1 1992 info-icon
Two pages. Iki sayfa. İki sayfa. İki sayfa. The Player-1 1992 info-icon
Angelica, Griffin Mill. Good to see you. You're looking great. Angelica, Griffin Mill. Seni görmek güzel. Harika görünüyorsun. The Player-1 1992 info-icon
Johnny, Griffin Mill. A big fan of yours. Johnny, Griffin Mill. Senin büyük bir hayranin. Johnny, Griffin Mill. Senin büyük bir hayranın. Johnny, Griffin Mill. Senin büyük bir hayranın. The Player-1 1992 info-icon
You gonna be in Telluride this year? Probably in Park City. Bu sene Telluride'de misin? Belki de Park City'de. The Player-1 1992 info-icon
Great. We'll see you there. Harika. Orda görüsürüz. Harika. Orda görüşürüz. Harika. Orda görüşürüz. The Player-1 1992 info-icon
What's happening with Glass Box? Let's not talk about Hollywood. Glass Box nasil gidiyor? Hollywood hakkinda konusmayalim. Glass Box nasıl gidiyor? Hollywood hakkında konuşmayalım. Glass Box nasıl gidiyor? Hollywood hakkında konuşmayalım. The Player-1 1992 info-icon
We're educated people. Biz egitimli insanlariz. Biz eğitimli insanlarız. Biz eğitimli insanlarız. The Player-1 1992 info-icon
l'll call you later. Seni daha sonra ararim. Seni daha sonra ararım. Seni daha sonra ararım. The Player-1 1992 info-icon
Talk to somebody about this. What? Birisiyle bu konuda konus. Ne? Birisiyle bu konuda konuş. Ne? Birisiyle bu konuda konuş. Ne? The Player-1 1992 info-icon
You've gotten 5 postcards in 2 weeks. Seven, actually. 5 kartpostal aldin 2 haftada. Yedi, aslinda. 5 kartpostal aldın 2 haftada. Yedi, aslında. 5 kartpostal aldın 2 haftada. Yedi, aslında. The Player-1 1992 info-icon
Why don't you talk to Studio Security? Stüdyo güvenligiyle neden konusmuyorsun? Stüdyo güvenliğiyle neden konuşmuyorsun? Stüdyo güvenliğiyle neden konuşmuyorsun? The Player-1 1992 info-icon
l should call Walter Stuckel and say what? Walter Stuckel'i arayip ne diyecegim? Walter Stuckel'i arayıp ne diyeceğim? Walter Stuckel'i arayıp ne diyeceğim? The Player-1 1992 info-icon
'Someone's sending me poison letters and l would like for you to make me... 'Birisi bana zehirli mektuplar yolluyor ve senden beni... The Player-1 1992 info-icon
the object of more ridicule now that things are really shaky for me here.( saçmaligin merkezi yapmani istiyorum özellikle de buradaki konumum tehlikedeyken.( saçmalığın merkezi yapmanı istiyorum özellikle de buradaki konumum tehlikedeyken. saçmalığın merkezi yapmanı istiyorum özellikle de buradaki konumum tehlikedeyken. The Player-1 1992 info-icon
l don't think so. Bence öyle degil. Bence öyle değil. Bence öyle değil. The Player-1 1992 info-icon
l think they're coming from a writer. Bence onlar bir yazardan geliyor. The Player-1 1992 info-icon
Which one? Take your pick. Hangisi? Seç bir tane. The Player-1 1992 info-icon
ls there anything else? Yes, your attorney phoned. Baska birsey var mi? Evet, avukatin aradi. Başka bir şey var mı? Evet, avukatın aradı. Başka bir şey var mı? Evet, avukatın aradı. The Player-1 1992 info-icon
He wants you to attend a party at his house tonight. Seni evindeki bir partiye çagiriyor. Seni evindeki bir partiye çağırıyor. Seni evindeki bir partiye çağırıyor. The Player-1 1992 info-icon
Tell him l'm at a screening. Not that attorney. lt's Dick Mellen. Ona bir gösterimde oldugumu söyle. O avukat degil. Dick Mellen. Ona bir gösterimde olduğumu söyle. O avukat değil. Dick Mellen. Ona bir gösterimde olduğumu söyle. O avukat değil. Dick Mellen. The Player-1 1992 info-icon
Cocktails at 7:30, dinner at 8:00. Bring a date. Kokteyl 7:30'da, yemek 8:00'de. Yaninda birini götür. Kokteyl 7:30'da, yemek 8:00'de. Yanında birini götür. Kokteyl 7:30'da, yemek 8:00'de. Yanında birini götür. The Player-1 1992 info-icon
And Bonnie Sherow is here to see you. Ve Bonnie Sherow seni görmek için burada. The Player-1 1992 info-icon
Send her in. Oh, here she is. Içeri gönder. O, iste burada. İçeri gönder. O, iste burada. İçeri gönder. O, iste burada. The Player-1 1992 info-icon
Can we go to the Springs this weekend? Bu haftasonu Springs'e gider miyiz? The Player-1 1992 info-icon
l want to have a massage, a long soak in a hot tub... Masaj yaptirmak istiyorum, sicak bir küvette uzun bir dus... Masaj yaptırmak istiyorum, sıcak bir küvette uzun bir duş... Masaj yaptırmak istiyorum, sıcak bir küvette uzun bir duş... The Player-1 1992 info-icon
and have Margaritas administered intravenously. ve margaritalar da damardan verilsin. The Player-1 1992 info-icon
l have a party at Dick Mellen's. You want to come? Dick Mellen'in evinde bir parti var. Gelmek ister misin? The Player-1 1992 info-icon
God, movie stars and power players. Tanrim, film yildizlari ve güçlü oyuncular. Tanrım, film yıldızları ve güçlü oyuncular. Tanrım, film yıldızları ve güçlü oyuncular. The Player-1 1992 info-icon
And Vodka. Sure. Ve Vodka. Tabii ki. The Player-1 1992 info-icon
lt'll be an early dinner, and we'll go to my place afterwards. Erkenden yeriz, sonrada benim evime gideriz. The Player-1 1992 info-icon
Can we? Yeah. Öyle mi? Evet. The Player-1 1992 info-icon
Brokaw looks like he has absolutely no intensity. Brokaw tamamen gücünü kaybetmis gibi görünüyor. Brokaw tamamen gücünü kaybetmiş gibi görünüyor. Brokaw tamamen gücünü kaybetmiş gibi görünüyor. The Player-1 1992 info-icon
Ted Koppel looks loose, and he goes after it... Ted Koppel de gevsek görünüyor, ve onun ardindan gidiyor... Ted Koppel de gevşek görünüyor, ve onun ardından gidiyor... Ted Koppel de gevşek görünüyor, ve onun ardından gidiyor... The Player-1 1992 info-icon
and he digs in. ve kaziyor. ve kazıyor. ve kazıyor. The Player-1 1992 info-icon
Hi. How are you? Selam. Nasilsin? Selam. Nasılsın? Selam. Nasılsın? The Player-1 1992 info-icon
Marlee, this is Bonnie Sherow. Marlee, bu Bonnie Sherow. The Player-1 1992 info-icon
She read Tales of Fury. Öfke Hikayeleri'ni okudu. The Player-1 1992 info-icon
l loved it. l thought it was wonderful. Bayildim. Bence harikaydi. Bayıldım. Bence harikaydı. Bayıldım. Bence harikaydı. The Player-1 1992 info-icon
l think you're perfect for Ariel. You're perfect for the part. Ariel için harikasin. O rol için mükemmelsin. Ariel için harikasın. O rol için mükemmelsin. Ariel için harikasın. O rol için mükemmelsin. The Player-1 1992 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 169029
  • 169030
  • 169031
  • 169032
  • 169033
  • 169034
  • 169035
  • 169036
  • 169037
  • 169038
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact