Search
English Turkish Sentence Translations Page 168613
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| We will be able to trap certain amounts of oxygen. | Böylelikle oksijeni içeride tutabiliyoruz. Böylece belirli bir düzey oksijeni içeride tutabileceğiz. Böylece belirli bir düzey oksijeni içeride tutabileceğiz. Böylece belirli bir düzey oksijeni içeride tutabileceğiz. Böylelikle oksijeni içeride tutabiliyoruz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's not gonna be days at a time, but an hour, hour 45, no problem. | Gün ya da zaman fark etmiyor. Ya da saat, ya da çeyrek, sorun değil. Tabii ki günler sürmeyecek ama bir saat, belki 45 dakika, sorun değil. Tabii ki günler sürmeyecek ama bir saat, belki 45 dakika, sorun değil. Tabii ki günler sürmeyecek ama bir saat, belki 45 dakika, sorun değil. Gün ya da zaman fark etmiyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| That will give us enough time to figure out where you live, | Yaşadığınız ortamı görmek için yeter de artar. Senin nerede yaşadığını öğrenmemize yetecek kadar var... Senin nerede yaşadığını öğrenmemize yetecek kadar var... Senin nerede yaşadığını öğrenmemize yetecek kadar var... Yaşadığınız ortamı görmek için yeter de artar. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| go back to the sea, get more oxygen, and then stalk you. | Sonra denize dönüp daha çok oksijen alır ve sizi yakalarız. ...sonra denize döneceğiz, daha çok oksijen alacağız ve sana yaklaşacağız. ...sonra denize döneceğiz, daha çok oksijen alacağız ve sana yaklaşacağız. ...sonra denize döneceğiz, daha çok oksijen alacağız ve sana yaklaşacağız. Sonra denize dönüp daha çok oksijen alır ve sizi yakalarız. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You just lost at your own game. You're outgunned and outmanned. | Kendi oyununuzun kurbanı olursunuz, sayıca ve saldırı gücüyle sizi ezeriz. Kendi oyununu kaybedersin. Güç ve sayı olarak daha azsın. Kendi oyununu kaybedersin. Güç ve sayı olarak daha azsın. Kendi oyununu kaybedersin. Güç ve sayı olarak daha azsın. Kendi oyununuzun kurbanı olursunuz, sayıca ve saldırı gücüyle sizi ezeriz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Did that go the way you thought it was gonna go? | İşin bu tarafından bakmak sence güzel miydi? Bu iş düşündüğün gibi gitti mi? Bu iş düşündüğün gibi gitti mi? Bu iş düşündüğün gibi gitti mi? İşin bu tarafından bakmak sence güzel miydi? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Two minutes before the markets open, | Son iki dakikada Piyasalar açılmadan iki dakika önce... Piyasalar açılmadan iki dakika önce... Piyasalar açılmadan iki dakika önce... Piyasalar açılmadan iki dakika önce... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Pamela Boardman, CEO of Lendl Global, ringing the opening bell. | Pamela Boardman bir çıkış yaptı. Lendl Global'in CEO'su Pamela Boardman, açılış ziline basacak. Lendl Global'in CEO'su Pamela Boardman, açılış ziline basacak. Lendl Global'in CEO'su Pamela Boardman, açılış ziline basacak. ...Lendl Global'ın CEO'su Pamela Boardman, açılış zilini çaldı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| With Boardman is investment banker, David Ershon, | Boardman'ın yanında ise bankacısı David Ershon var... Ayrıca %40'lık bir hisseye sahip olan... Boardman'ın yanında ise bankacısı David Ershon var... Boardman'ın yanında ise bankacısı David Ershon var... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| who manages 40% of Lendl's $70 billion equity pool. | Ayrıca %40'lık bir hisseye sahip olan David Ershon da karşımızda. ...kendisi, Lendl'in 70 milyar dolarlık öz kaynağının %40'ını yönetiyor. ...kendisi, Lendl'in 70 milyar dolarlık öz kaynağının %40'ını yönetiyor. ...kendisi, Lendl'in 70 milyar dolarlık öz kaynağının %40'ını yönetiyor. ...David Ershon da karşımızda. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| How much did we lose? | Ne kadar kayıp var? Ne kadar kaybettik? Ne kadar kaybettik? Ne kadar kaybettik? Ne kadar kayıp var? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You may ring the bell now, Ms. Boardman. | Zili şimdi çalabilirsiniz, Bayan Boardman. Düğmeye şimdi basabilirsiniz, Bayan Boardman. Düğmeye şimdi basabilirsiniz, Bayan Boardman. Düğmeye şimdi basabilirsiniz, Bayan Boardman. Zili şimdi çalabilirsiniz, Bayan Boardman. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| $32. Million? | $32. Milyon? 32. Milyon mu? 32. Milyon mu? 32. Milyon mu? 32. Milyon mu? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| No, billion. | Hayır, milyar. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Shit! | siktir Kahretsin! Kahretsin! Kahretsin! Nalet olsun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Chinatown. Three Triad gang members. I popped two of them off the draw. | Çin Mahallesi'nde bir çete sokağı. İki tanesini indirdim. Çin mahallesindeyiz. Üç tane çete üyesi var. İki tanesini oracıkta indirdim. Çin mahallesindeyiz. Üç tane çete üyesi var. İki tanesini oracıkta indirdim. Çin mahallesindeyiz. Üç tane çete üyesi var. İki tanesini oracıkta indirdim. Çin Mahallesi'nde bir çete sokağı. İki tanesini indirdim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Bang, bang. Yeah. | Bang, bang. evet Bang, bang. Evet. Bang, bang. Evet. Bang, bang. Evet. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Then I raise up to take the leader out. | Ardından yılanın başı ezilir Sonra da lideri öldürmek için kalktım. Sonra da lideri öldürmek için kalktım. Sonra da lideri öldürmek için kalktım. Ardından yılanın başı ezilir. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Shit, I feel like I'm there now. | Sanki oradaymışım gibi. Tanrım, kendimi oradaymış gibi hissediyorum. Tanrım, kendimi oradaymış gibi hissediyorum. Tanrım, kendimi oradaymış gibi hissediyorum. Sanki oradaymışım gibi. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I hear a whistle. My partner's on the roof. | Sonra bir ıslık. Ortağım çatıdadır. Bir ıslık duydum. Ortağım çatıdaydı. Bir ıslık duydum. Ortağım çatıdaydı. Bir ıslık duydum. Ortağım çatıdaydı. Sonra bir ıslık. Ortağım çatıdadır. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He says, "Let's even the odds!" | "Bu muydu sizin şansınız?" der. Dedi ki, "şansları eşitleyelim!" Dedi ki, "şansları eşitleyelim!" Dedi ki, "şansları eşitleyelim!" "Bu muydu sizin şansınız?" der. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He tosses me down a Mossberg pump. I send one through his chest. | Çifteliyi bana yollar ve göğsünü deşerim. Bana bir Mossberg tüfeği yolladı. Göğsünün ortasına bir tane sıktım. Bana bir Mossberg tüfeği yolladı. Göğsünün ortasına bir tane sıktım. Bana bir Mossberg tüfeği yolladı. Göğsünün ortasına bir tane sıktım. Çifteliyi bana yollar ve göğsünü deşerim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Game over, bitches. | Oyun bitmiştir, sürtükler. Oyun sona erdi, sürtükler. Oyun sona erdi, sürtükler. Oyun sona erdi, sürtükler. Oyun bitti, sürtükler. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| All right. Yeah. | tamam Yeah. Pekâlâ. Evet. Pekâlâ. Evet. Pekâlâ. Evet. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Jimmy? Let's talk about how that story made you feel. | Jimmy, bu hikaye sana nasıl hissettirdi, anlat bize. Jimmy? Bunun seni nasıl hissettirdiğinden bahsedelim. Jimmy? Bunun seni nasıl hissettirdiğinden bahsedelim. Jimmy? Bunun seni nasıl hissettirdiğinden bahsedelim. Jimmy, bu hikaye sana nasıl hissettirdi, anlat bize. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Like my cock was made out of concrete. | Suratı olan bir Viagra hapı gibi. Aletim demir kadar sert olmuş gibi. Aletim demir kadar sert olmuş gibi. Aletim demir kadar sert olmuş gibi. Sanki penisim betondan yapılmış gibi hissettim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I know it's very tempting. | Biliyorum, bu insanı cezbediyor. Bunun çok baştan çıkarıcı olduğunu biliyorum. Bunun çok baştan çıkarıcı olduğunu biliyorum. Bunun çok baştan çıkarıcı olduğunu biliyorum. Biliyorum, bu insanı cezbediyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You want to impress your friends. | Arkadaşlarınızı etkiliyorsunuz... Arkadaşlarını etkilemek istiyorsun. Arkadaşlarını etkilemek istiyorsun. Arkadaşlarını etkilemek istiyorsun. Arkadaşlarınızı etkiliyorsunuz... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| But this is serious stuff we're dealing with, okay? | ama bu ciddi bir konu. Ama burada yaptığım şey, ciddi bir şey tamam mı? Ama burada yaptığım şey, ciddi bir şey tamam mı? Ama burada yaptığım şey, ciddi bir şey tamam mı? ...ama bu ciddi bir konu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| This is firing your weapon in the line of duty. | Bu silahların konuştuğu alan. Görev başında tabancalarınızı ateşlemenizden bahsediyoruz. Görev başında tabancalarınızı ateşlemenizden bahsediyoruz. Görev başında tabancalarınızı ateşlemenizden bahsediyoruz. Bu silahların konuştuğu alan. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Officer Hoitz? | Memur Hoitz? Memur Hoitz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Oh, man. | Oh, man. Dostum. Dostum. Dostum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Come on! Here we go. | gel hadi burdan gidiyoruz Hadi ama! İşte başlıyoruz. Hadi ama! İşte başlıyoruz. Hadi ama! İşte başlıyoruz. Hadi ama. Gene başlıyoruz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Would you like to share? | Paylaşmak ister misiniz? Paylaşımda bulunmak ister misiniz? Paylaşımda bulunmak ister misiniz? Paylaşımda bulunmak ister misiniz? Paylaşmak ister misiniz? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| No, I'd rather not. | Sanmam. Hayır, istemem. Hayır, istemem. Hayır, istemem. Sanmam. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Officer Hoitz, you've been coming here for six months now, | Memur bey, altı aydır buradasınız. Memur Hoits, altı aydır buraya geliyorsunuz... Memur Hoits, altı aydır buraya geliyorsunuz... Memur Hoits, altı aydır buraya geliyorsunuz... Memur bey, altı aydır buradasınız. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| and you haven't said a word. | Tek bir kelime etmediniz daha. ...ama bir tek kelime bile etmediniz. ...ama bir tek kelime bile etmediniz. ...ama bir tek kelime bile etmediniz. Tek bir kelime etmediniz daha. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| This is a safe room, no judgment here. | Burası yargılanılmayan güvenli alan. Burası güvenli bir yerdir, burada yargılama yoktur. Burası güvenli bir yerdir, burada yargılama yoktur. Burası güvenli bir yerdir, burada yargılama yoktur. Burası yargıdan arındırılmış bir alan. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Jerkoff. | Jerkoff. Attırma. Attırma. Attırma. Rezil herif. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| That's judgment, Jimmy. Come on. | Jimmy. gel hadi Hayır, yargılama Jimmy. Hadi. Hayır, yargılama Jimmy. Hadi. Hayır, yargılama Jimmy. Hadi. Bunu kendinize saklayın. Hadi. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I relive it every night. | Her gece içimi döküyorum. Bunu her gece tekrar yaşıyorum. Bunu her gece tekrar yaşıyorum. Bunu her gece tekrar yaşıyorum. Her gece içimi döküyorum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Bronx, October. | Bronx, Ekim ayı. Bronx'tayım. Kasım ayı. Bronx'tayım. Kasım ayı. Bronx'tayım. Kasım ayı. Bronx, Ekim ayı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Game 7 of the World Series. | Dünya yarı finalleri... Dünya serisinin yedinci maçı. Dünya serisinin yedinci maçı. Dünya serisinin yedinci maçı. Dünya finallerinin yedinci maçı... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| For all the marbles. High pressure, unruly crowd, and I pulled tunnel duty. | Ağır hava ile tanışmamıştım ve tünelde bekliyordum. Herkes çıldırmış. Çok stresli bir görev, inanılmaz kalabalık ve ben tüneldeyim. Herkes çıldırmış. Çok stresli bir görev, inanılmaz kalabalık ve ben tüneldeyim. Herkes çıldırmış. Çok stresli bir görev, inanılmaz kalabalık ve ben tüneldeyim. ...üstümde çok büyük bir baskı vardı ve tünelde bekliyordum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I mean, I saw a shadowy figure in the tunnel. I told him to stop. | Ardından bir gölge gördüm ve ona durmasını söyledim. Orada bir siluet gördüm. Sonra da durmasını söyledim. Orada bir siluet gördüm. Sonra da durmasını söyledim. Orada bir siluet gördüm. Sonra da durmasını söyledim. Ardından bir gölge gördüm ve ona durmasını söyledim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Whoa, whoa, whoa, this is a restricted area! | Buraya giriş yasak. Dur, dur, dur. Burası yasak bölgedir! Dur, dur, dur. Burası yasak bölgedir! Dur, dur, dur. Burası yasak bölgedir! Buraya giriş yasak. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Finally pulled my gun. | Silahımı çektiğimde... Sonra silahımı çektim. Sonra silahımı çektim. Sonra silahımı çektim. Silahımı çektim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Pulled a deadly weapon. He started running at me. | ...kaçmaya başladı. Ciddiyim, vururum! Öldürücü silahımı çektim. Üzerime doğru koşmaya başladı. Öldürücü silahımı çektim. Üzerime doğru koşmaya başladı. Öldürücü silahımı çektim. Üzerime doğru koşmaya başladı. Silahımı görünce bana doğru koşmaya başladı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Don't make me shoot! I'll do it! | Beni ateş etmeye zorlama! Yaparım! Beni sınama, vururum! Beni ateş etmeye zorlama! Yaparım! Beni ateş etmeye zorlama! Yaparım! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Are you deaf? You hear me yell, "Freeze"? | Sağır mısın? Duramadın mı? Sağır mısın? Sana "kıpırdama" demedim mi? Sağır mısın? Sana "kıpırdama" demedim mi? Sağır mısın? Sana "kıpırdama" demedim mi? Sağır mısın? Duyamadın mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You dick! I'm Derek Jeter! You shot me! | Gerizekalı, ben Derek Jeter'ım. Beni vurdun. Seni sersem! Ben, Derek Jeter! Beni vurdun! Seni sersem! Ben, Derek Jeter! Beni vurdun! Seni sersem! Ben, Derek Jeter! Beni vurdun! Gerizekalı, ben Derek Jeter'ım. Beni vurdun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You cost me 20 grand on that game! Douche bag. | O oyun için bana 20 dolar borçlusun. Rezil herif. Bana o maçta 20 bin dolar kaybettirdin! Pislik herif. Bana o maçta 20 bin dolar kaybettirdin! Pislik herif. Bana o maçta 20 bin dolar kaybettirdin! Pislik herif. O oyun için bana 20 dolar borçlusun. Rezil herif. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Cost the city a championship. | Şehir şampiyonasını kaybettim. Şehir şampiyonluğu kaçırdı. Şehir şampiyonluğu kaçırdı. Şehir şampiyonluğu kaçırdı. Şehir şampiyonasını kaybettim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I was being groomed for a top position in homicide. | Neredeyse bir cinayetle en üst mevkiye çıkıyordum. Cinayet masasında çok dikkat çekmeye başlamıştım üstelik. Cinayet masasında çok dikkat çekmeye başlamıştım üstelik. Cinayet masasında çok dikkat çekmeye başlamıştım üstelik. Neredeyse bir cinayetle en üst mevkiye çıkıyordum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Now I'm stuck with a desk jockey partner. Everybody calls me the Yankee Clipper. | Ve şimdiyse bu kümeste oturuyorum ve herkes bana Yankici diyor. Şimdiyse bir masa bağımlısı ortağım var. Herkes bana Yankee Berberi diyor. Şimdiyse bir masa bağımlısı ortağım var. Herkes bana Yankee Berberi diyor. Şimdiyse bir masa bağımlısı ortağım var. Herkes bana Yankee Berberi diyor. Ve şimdiyse bu kümeste oturuyorum ve herkes bana Yankici diyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Because you shot Derek Jeter! | Çünkü Jeter'ı vurdun! Çünkü Derek Jeter'i vurdun. Çünkü Derek Jeter'i vurdun. Çünkü Derek Jeter'i vurdun. Çünkü Derek Jeter'ı vurdun! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He's a biracial angel. | O çift ırklı bir melektir. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You should've shot A Rod. | Abraha'yı vurmalıydın. Alex Rodriguez'i vurmalıydın. Alex Rodriguez'i vurmalıydın. Alex Rodriguez'i vurmalıydın. Abraha'yı vurmalıydın. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Yo, Paper Bitch. | hey şıllık Hey, evrak sürtüğü. Hey, evrak sürtüğü. Hey, evrak sürtüğü. Evrak şıllığı! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What's up, man? Hey. Hey, guys. | Selam, çocuklar. nasıl gidiyor? Nasılsın dostum? Merhaba, çocuklar. Nasılsın dostum? Merhaba, çocuklar. Nasılsın dostum? Merhaba, çocuklar. Nasıl gidiyor? Selam, çocuklar. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Paper Bitch. Paper Bitch. | Evrak şıllığı. Evrak şıllığı. Evrak sürtüğü. Evrak sürtüğü. Evrak sürtüğü. Evrak sürtüğü. Evrak sürtüğü. Evrak sürtüğü. Evrak şıllığı. Evrak şıllığı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I don't like that, actually. | Bundan hoşlanmıyorum aslında. Hiç hoşlanmadım. Bundan hoşlanmıyorum aslında. Bundan hoşlanmıyorum aslında. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I know you guys think it's fun, but I don't like that name. | Hoş gelebilir ama ben hoşlanmadım. Bunu komik bulduğunuzu biliyorum ama o isimden hoşlanmıyorum. Bunu komik bulduğunuzu biliyorum ama o isimden hoşlanmıyorum. Bunu komik bulduğunuzu biliyorum ama o isimden hoşlanmıyorum. Hoş gelebilir ama ben hoşlanmadım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Still working on the Danson and Highsmith paperwork? | Danson Highsmith evrağı mı o? Hâlâ Danson ve Highsmith’in evrak işleriyle mi uğraşıyorsun? Hâlâ Danson ve Highsmith’in evrak işleriyle mi uğraşıyorsun? Hâlâ Danson ve Highsmith’in evrak işleriyle mi uğraşıyorsun? Danson Highsmith evrağı mı o? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Shit. No, actually, actually, that's... | Hayır, aslında bu... Hayır, aslında... Hayır, aslında bu... Hayır, aslında bu... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What is this? That looks stupid. | Bu ne böyle? Salak bir inşaat izni işte Bu ne böyle? Çok aptalca görünüyor. Bu ne böyle? Çok aptalca görünüyor. Bu ne böyle? Çok aptalca görünüyor. Bu ne böyle? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Guys, it's illegal permitting for construction. Specifically, scaffolding. | Spesifik bir önerme. Bir inşaat için yasal olmayan bir izin belgesi. Aslında, iskelesi için. Bir inşaat için yasal olmayan bir izin belgesi. Aslında, iskelesi için. Bir inşaat için yasal olmayan bir izin belgesi. Aslında, iskelesi için. Salak bir inşaat izni işte. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Some of the guys were talking. | Birçok dedikodu var... Diğer çocuklar bahsediyor da. Diğer çocuklar bahsediyor da. Diğer çocuklar bahsediyor da. Birçok dedikodu var... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| They were like, "How come you've never fired your weapon in the office before?" | ...ofiste niye hiç ateş etmedin? Diyorlar ki, "nasıl olur da daha önce ofiste hiç ateş etmemiş olur?" Diyorlar ki, "nasıl olur da daha önce ofiste hiç ateş etmemiş olur?" Diyorlar ki, "nasıl olur da daha önce ofiste hiç ateş etmemiş olur?" ...ofiste niye hiç ateş etmedin? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Good point. | İyi yere değindin. İyi noktaya değindin. İyi noktaya değindin. İyi noktaya değindin. İyi yere değindin. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm sorry, I don't follow. | Affedersiniz. Anlamadım da? Üzgünüm, anlayamadım? Üzgünüm, anlayamadım? Üzgünüm, anlayamadım? Affedersiniz. Anlamadım da? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You've never fired your weapon in the office. | Ofiste silahını hiç ateşlemedin. Daha önce hiç ofiste ateş etmedin. Daha önce hiç ofiste ateş etmedin. Daha önce hiç ofiste ateş etmedin. Ofiste silahını hiç ateşlemedin. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| We all have, you know. It's called a desk pop. | Hepimiz yapmışızdır. Buna "despot" denir. Hepimiz ettik. Buna masa atışı denir. Hepimiz ettik. Buna masa atışı denir. Hepimiz ettik. Buna masa atışı denir. Hepimiz yapmışızdır. Buna "despot" denir. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Fellas, look, I know you don't respect me as a police officer. | Biliyorum, bana bir polis olarak saygı Bakın çocuklar, bana bir polis olarak saygı duymadığınızı biliyorum. Bakın çocuklar, bana bir polis olarak saygı duymadığınızı biliyorum. Bakın çocuklar, bana bir polis olarak saygı duymadığınızı biliyorum. Biliyorum, bana bir polis olarak saygı duymadığınızı biliyorum. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Not true. I'm not stupid. | Bu doğru değil. Ben aptal değilim. Doğru değil. Ama aptal değilim. Doğru değil. Ama aptal değilim. Doğru değil. Ama aptal değilim. Bu doğru değil. Ben aptal değilim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm not gonna discharge my firearm in the office. | Ofisin içinde ateş edecek değilim. Silahımı ofiste ateşlemeyeceğim. Ofisin içinde ateş edecek değilim. Ofisin içinde ateş edecek değilim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Gamble, listen to me. I'll try to make it real clear. | Gamble, beni dinle. Sana daha iyi anlatayım. Beni dinle, şunu açıklığa kavuşturayım. Gamble, beni dinle. Sana daha iyi anlatayım. Gamble, beni dinle. Sana daha iyi anlatayım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| We honor the flag, and you crap on it when you don't shoot your gun in the office. | Beni dinle, şunu açıklığa kavuşturayım. Biz bayrağı onurlandırıyoruz. Biz bayrağımızı onurlandırıyoruz ama sen ateş etmeyerek ona bok bulaştırıyorsun. Biz bayrağımızı onurlandırıyoruz ama sen ateş etmeyerek ona bok bulaştırıyorsun. Biz bayrağımızı onurlandırıyoruz ama sen ateş etmeyerek ona bok bulaştırıyorsun. Biz bayrağı onurlandırıyoruz. Sense zıttını yapıp işi batırıyorsun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Jimmy. When's the last time you had a desk pop? | Jimmy, son test atışı ne zamandı? Jimmy. En son ne zaman masa atışı yaptın? Jimmy. En son ne zaman masa atışı yaptın? Jimmy. En son ne zaman masa atışı yaptın? Jimmy, son test atışı ne zamandı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| September '08. | Eylül 2008. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Be a man. Do it. Now. | Erkek ol. Yap. Erkek ol ve yap. Hemen. Erkek ol ve yap. Hemen. Erkek ol ve yap. Hemen. Erkek ol. Yap şunu. Hemen. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Please, please, do it. Pop one off! | Lütfen yap. Patlat gitsin. Lütfen, lütfen yap. Ateş et. Lütfen, lütfen yap. Ateş et. Lütfen, lütfen yap. Ateş et. Lütfen yap. Patlat gitsin. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| There you go. Pop it off! Don't think, just go! | Bekliyoruz. düşünme sadece yap Evet. Ateş et! Düşünme, sadece yap. Evet. Ateş et! Düşünme, sadece yap. Evet. Ateş et! Düşünme, sadece yap. Hadi bakalım, patlat gitsin. Düşünme, yap. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Here we go. Do it, yes. | Bekliyoruz. Yaptı. Tamamdır. Evet, yap. Tamamdır. Evet, yap. Tamamdır. Evet, yap. Yapıyorum. Hadi, yap. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He did it! | Yaptı. Yaptı! Yaptı! Yaptı! Yaptı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey! Shots fired! | Ateş edildi! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, Terry, I did it! I did my first desk pop! | Hey, Terry, İlk testimi geçtim. Terry, yaptım! İlk masa atışımı yaptım! Terry, yaptım! İlk masa atışımı yaptım! Terry, yaptım! İlk masa atışımı yaptım! İlk testimi geçtim, Terry. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's a real thing, right? | Gerçekti, değil mi? Bu gerçek bir olay, değil mi? Bu gerçek bir olay, değil mi? Bu gerçek bir olay, değil mi? Bu olay gerçekti, değil mi? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| A desk pop? Yeah. | Test atışı mı?! Yeah. Masa atışı mı? Evet. Masa atışı mı? Evet. Masa atışı mı? Evet. Test atışı mı?! Evet! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| No, that's not real! | Hayır, yok öyle bir şey! Hayır, gerçek bir şey falan değil. Hayır, gerçek bir şey falan değil. Hayır, gerçek bir şey falan değil. Hayır, yok öyle bir şey! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| They were so convincing in their argument, they swung me. | Çok inandırıcıydılar Beni aldattılar. Yaptıkları konuşma çok gerçekçiydi, beni ikna ettiler. Yaptıkları konuşma çok gerçekçiydi, beni ikna ettiler. Yaptıkları konuşma çok gerçekçiydi, beni ikna ettiler. Çok inandırıcıydılar! Beni kandırdılar. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| All right, Allen, you're gonna have to hand over your gun. | Silahını teslim etmelisin. Pekâlâ Allen, silahını teslim etmek zorundasın. Pekâlâ Allen, silahını teslim etmek zorundasın. Pekâlâ Allen, silahını teslim etmek zorundasın. Pekala, Allen silahını teslem etmen lazım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Yes, sir. | Peki, efendim. Evet, efendim. Evet, efendim. Evet, efendim. Peki efendim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Captain, you really wanna disarm this guy, take out the batteries in the calculator. | Onu ille de bir şeyden mahrum bırakacaksanız, hesap makinesinin pillerini çıkarın. Bu adamı silahsızlandırmak istiyorsanız hesap makinesinin pillerini çıkartın yeter. Bu adamı silahsızlandırmak istiyorsanız hesap makinesinin pillerini çıkartın yeter. Bu adamı silahsızlandırmak istiyorsanız hesap makinesinin pillerini çıkartın yeter. Onu ille de bir şeyden mahrum bırakacaksanız, hesap makinesinin pillerini çıkarın. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| All right, I'm gonna give you this. This is a dummy gun. I use it for ceremony. | Sana bunu veriyorum. Yapay silah. Törenlerde kullanılır. Sana bunu vereceğim. Sahte silah. Törenlerde kullanıyorum. Sana bunu vereceğim. Sahte silah. Törenlerde kullanıyorum. Sana bunu vereceğim. Sahte silah. Törenlerde kullanıyorum. Sana bunu veriyorum. Yapay silah. Törenlerde kullanılır. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| There. | İşte. Al bakalım. İşte. İşte. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You get this back when I feel you know how to handle it. | Bunu ise, alabileceğini hissettiğim bir zaman vereceğim. Bunu kaldırabileceğini düşündüğüm zaman geri alacaksın. Bunu kaldırabileceğini düşündüğüm zaman geri alacaksın. Bunu kaldırabileceğini düşündüğüm zaman geri alacaksın. Bunu ise, alabileceğini hissettiğim bir zaman vereceğim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Listen, guys. I'm working two jobs. I'm working here. | Dinleyin çocuklar, benim iki işim var, bir buradayım Dinleyin çocuklar. İki işte birden çalışıyorum. Burada çalışıyorum. Dinleyin çocuklar. İki işte birden çalışıyorum. Burada çalışıyorum. Dinleyin çocuklar. İki işte birden çalışıyorum. Burada çalışıyorum. Dinleyin çocuklar, benim iki işim var... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| And I got another job at Bed Bath and Beyond. Okay? | bir de Bed Bath & Beyond'da. Bir de Ev Eşyaları Dünyası'nda çalışıyorum. Tamam mı? Bir de Ev Eşyaları Dünyası'nda çalışıyorum. Tamam mı? Bir de Ev Eşyaları Dünyası'nda çalışıyorum. Tamam mı? ...bir buradayım bir de Bed Bath & Beyond'da. Anladınız mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm doing that just to put a kid through NYU | Geçende bir çocuğa biseksüelliğini test edip... Bunları çocuğumu New York Üniversitesi'nde okutabilmek için yapıyorum... Bunları çocuğumu New York Üniversitesi'nde okutabilmek için yapıyorum... Bunları çocuğumu New York Üniversitesi'nde okutabilmek için yapıyorum... Geçende bir çocuğu keşfedebilmesi için üniversiteden.. | The Other Guys-1 | 2010 |