Search
English Turkish Sentence Translations Page 168614
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| so he can explore his bisexuality and become a deejay. | ...DJ olmasına yardım ettim. ...böylece biseksüelliğini keşfedip, bir DJ olabilir. ...böylece biseksüelliğini keşfedip, bir DJ olabilir. ...böylece biseksüelliğini keşfedip, bir DJ olabilir. ...alıp DJ yaptım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Now the last thing I need is a ballistics report in the unit. | Burada balistik raporu tutmak şu an en son ihityacım olan şey. Burada istediğim son şey ise birim içinde bir balistik raporu. Burada istediğim son şey ise birim içinde bir balistik raporu. Burada istediğim son şey ise birim içinde bir balistik raporu. Burada balistik raporu tutmak şu an en son ihityacım olan şey. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm just gonna ask you guys, please, come on, really. | Biraz olsun düşünün, çocuklar. Düşünün bir ya. Size bunu soruyorum çocuklar, lütfen yapmayın. Size bunu soruyorum çocuklar, lütfen yapmayın. Size bunu soruyorum çocuklar, lütfen yapmayın. Biraz olsun düşünün, çocuklar. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Just think about... Just be smart. | Akıllı olun. Bunu bir düşünün... Zeki davranın. Bunu bir düşünün... Zeki davranın. Bunu bir düşünün... Zeki davranın. Düşünün bir ya. Akıllı olun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| 211 in progress. | Bir 211 meydana geliyor. 211 durumu mevcut. 211 durumu mevcut. 211 durumu mevcut. Bir 211 meydana geliyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| They're using a wrecking ball to clean out Castien Jewelry. | Bir kuyumcuyu yıkım topu kullanarak girdiler. Castien Mücevherciliği soymak için bir yıkım güllesi kullanıyorlar. Castien Mücevherciliği soymak için bir yıkım güllesi kullanıyorlar. Castien Mücevherciliği soymak için bir yıkım güllesi kullanıyorlar. Bir kuyumcuya yıkım topu kullanarak girdiler. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| All right, we got it. | anlaşıldı. gidiyoruz Tamam, biz hallederiz. Tamam, biz hallederiz. Tamam, biz hallederiz. Anlaşıldı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Good luck, guys. Have a good one. Allen, let's go. | İyi şanslar, çocuklar. Allen, gidelim İyi şanslar çocuklar. Kolay gelsin. Allen, gidelim. İyi şanslar çocuklar. Kolay gelsin. Allen, gidelim. İyi şanslar çocuklar. Kolay gelsin. Allen, gidelim. İyi şanslar, çocuklar. Ne duruyorsun, gidiyoruz! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| No, I got work to do. What? This is work! | Hayır, yapacak işim var. İş bu zaten! Hayır, yapacak işlerim var. Ne? Bizim işimiz bu! Hayır, yapacak işlerim var. Ne? Bizim işimiz bu! Hayır, yapacak işlerim var. Ne? Bizim işimiz bu! Hayır, yapacak işim var. İş bu zaten! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, yo! Danson and Highsmith. We roll in heavy. | Danson ile Highsmith akıyor. Selam! Danson ve Highsmith konuşuyor. Olay yerine gidiyoruz. Selam! Danson ve Highsmith konuşuyor. Olay yerine gidiyoruz. Selam! Danson ve Highsmith konuşuyor. Olay yerine gidiyoruz. Danson ile Highsmith akıyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You cream puffs, sit tight. | Kremalı pasta, beklemede kal. Siz kremalı pastalar, olduğunuz yerde kalın. Siz kremalı pastalar, olduğunuz yerde kalın. Siz kremalı pastalar, olduğunuz yerde kalın. Kremalı pasta, beklemede kal. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You gotta be shitting me! | Benimle kafa mı buluyorsunuz?! Benimle alay mı ediyorsun? Benimle alay mı ediyorsun? Benimle alay mı ediyorsun? Benimle kafa mı buluyorsunuz?! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You can't keep me cooped up in here, okay? | Beni buraya bağlayamazsınız, tamam mı?! Beni burada tıkılı tutamazsın, tamam mı? Beni burada tıkılı tutamazsın, tamam mı? Beni burada tıkılı tutamazsın, tamam mı? Beni buraya bağlayamazsınız, tamam mı?! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I am a peacock! You gotta let me fly! | Ben bir tavuskuşuyum, o yüzden uçmam gerek! Ben bir tavus kuşuyum! Uçmama izin vermelisin! Ben bir tavus kuşuyum! Uçmama izin vermelisin! Ben bir tavus kuşuyum! Uçmama izin vermelisin! Ben tavuskuşuyum, uçmama izin vermeniz lazım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Did he just... Did he just call himself a peacock? | Kendine tavuskuşu mu dedi demin? Az önce o... Az önce kendine tavus kuşu mu dedi? Az önce o... Az önce kendine tavus kuşu mu dedi? Az önce o... Az önce kendine tavus kuşu mu dedi? Demin kendine tavuskuşu mu dedi? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Let's go! Let's go! | Gidiyoruz, gidiyoruz! Gidelim! Gidelim! Gidelim! Gidelim! Gidelim! Gidelim! Gidiyoruz, gidiyoruz! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Come on, fellas! | haydi, fellas! Hadi ama çocuklar. Hadi ama çocuklar. Hadi ama çocuklar. Yapmayın, delikanlılar. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Wednesday night is taco night at Rikers Island! | Çarşamba gecesi taco gecesidir. Rikers Adası'nda çarşamba geceleri, tako geceleridir! Rikers Adası'nda çarşamba geceleri, tako geceleridir! Rikers Adası'nda çarşamba geceleri, tako geceleridir! Çarşamba gecesi taco gecesidir. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| That's the second one this week! | Bu iki oldu ama! Bu hafta ikinci defa oluyor! Bu hafta ikinci defa oluyor! Bu hafta ikinci defa oluyor! Bu hafta ikinci bu! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, you monkeys! Stop! | Hey, maymunlar! Stop! Maymun herifler! Durun! Maymun herifler! Durun! Maymun herifler! Durun! Hey, maymunlar! Durun! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Let's go! | Buradan! Gidelim! Gidelim! Gidelim! Koş, koş, koş! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Heads up! | Eller yukarı! Ellerinizi kaldırın! Ellerinizi kaldırın! Ellerinizi kaldırın! Eller yukarı! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Shit. | siktir Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun. Siktir. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Special Forces zipline. | Özel Güçler. Özel Kuvvetler Ekipmanları. Özel Kuvvetler Ekipmanları. Özel Kuvvetler Ekipmanları. Özel Güç taktiği bu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Cut that line! Cut it! Let's go! | burayı kes . gidelim Halatı kes! Halatı kes! Gidelim! Halatı kes! Halatı kes! Gidelim! Halatı kes! Halatı kes! Gidelim! İpi kes! İpi kes! Gidelim! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| These guys are pros. Let's go! | Bu herifler profesyonel. gidelim Bu adamlar profesyonel. Gidelim! Bu adamlar profesyonel. Gidelim! Bu adamlar profesyonel. Gidelim! Bu herifler profesyonel. Hadi gidelim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You thinking what I'm thinking, partner? | Aynı şeyi mi düşünüyoruz, ortak? Sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun ortak? Sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun ortak? Sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun ortak? Aynı şeyi mi düşünüyoruz, ortak? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Aim for the bushes. | Çalılıklara odaklan. Çalılıkları hedef al. Çalılıkları hedef al. Çalılıkları hedef al. Çalılıklara odaklan. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Cops still argue to this day why Danson and Highsmith jumped. | Polisler, Highsmith ile Danson'ın atladığı günü tartışıyor. Polisler hâlâ o gün Danson ve Highsmith'in neden atladıklarını tartışıyordu. Polisler hâlâ o gün Danson ve Highsmith'in neden atladıklarını tartışıyordu. Polisler hâlâ o gün Danson ve Highsmith'in neden atladıklarını tartışıyordu. Polisler, Highsmith ile Danson'ın atladığı günü tartışıyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Maybe it was just pride, having survived so many brushes with death. | Belki de gururlarıydı onları ölüme iten. Belki sadece gururdu, belki de ölümden birçok defa kurtulmaları. Belki sadece gururdu, belki de ölümden birçok defa kurtulmaları. Belki sadece gururdu, belki de ölümden birçok defa kurtulmaları. Belki de gururlarıydı onları ölüme iten. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Maybe their egos pushed them off. | Belki de egolarıydı. Kimse bilmiyor. Belki de egolarıydı onları ölüme iten. Belki de egolarıydı onları ölüme iten. Belki de egolarıydı onları ölüme iten. Belki de egolarıydı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I don't know. But that shit was crazy. | Ama gerçekten çılgıncaydı. Her neyse... Bilmiyorum. Ama çılgıncaydı. Bilmiyorum. Ama çılgıncaydı. Bilmiyorum. Ama çılgıncaydı. Bilmiyorum, ama gerçekten çılgıncaydı. Her neyse... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Either way, there was a hole in New York City, and it needed to be filled. | ...New York Şehri'nde yeri doldurulması gereken bir boşluk oluşmuştu. Ne olursa olsun, New York'ta bir boşluk doğmuştu ve doldurulması gerekiyordu. Ne olursa olsun, New York'ta bir boşluk doğmuştu ve doldurulması gerekiyordu. Ne olursa olsun, New York'ta bir boşluk doğmuştu ve doldurulması gerekiyordu. ...New York Şehri'nde yeri doldurulması gereken bir boşluk oluşmuştu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Two days ago, this city wept. | İki gün önce, bu şehir, İki gün önce, şehrimiz ağlıyordu. İki gün önce, şehrimiz ağlıyordu. İki gün önce, şehrimiz ağlıyordu. İki gün önce, bu şehir... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| We lost two heroes who gave everything for us, | ize her şeylerini vermiş iki kahramanın kaybıyla göz yaşlarına boğuldu... Bizim için her şeylerini veren iki tane kahraman kaybettik... Bizim için her şeylerini veren iki tane kahraman kaybettik... Bizim için her şeylerini veren iki tane kahraman kaybettik... ...bize her şeylerini vermiş iki kahramanın kaybıyla göz yaşlarına boğuldu... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| who paid that ultimate sacrifice so that we may walk these streets safely. | ...biz bu sokakta yürüyelim diye büyük fedakarlık yapan kişileri. ...bizim bu sokaklarda güvenle dolaşmamız için en büyük fedakarlığı yaptılar. ...bizim bu sokaklarda güvenle dolaşmamız için en büyük fedakarlığı yaptılar. ...bizim bu sokaklarda güvenle dolaşmamız için en büyük fedakarlığı yaptılar. ...biz bu sokakta yürüyelim diye büyük fedakarlık yapan kişileri. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| There wasn't even an awning in their direction. | Düştükleri yerde tente bile yoktu. Atladıkları yerde tente bile yoktu. Düştükleri yerde tente bile yoktu. Düştükleri yerde tente bile yoktu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| No, I know. They just jumped 20 stories. | Tente bile yoktu. Yoktu, biliyorum. Biliyorum. 20. kattan atladılar. Biliyorum. 20. kattan atladılar. Biliyorum. 20. kattan atladılar. Yirminci kattan atladılar. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Doesn't make sense, does it? | Yirminci kattan atladılar. Bu da bir başarı. Anlamlı gelmiyor, değil mi? Anlamlı gelmiyor, değil mi? Anlamlı gelmiyor, değil mi? Hiç mantıklı değil, değil mi? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I only hope God lets them take their.357s with them to heaven. | Tanrı'dan tek dileğim, onları 357 cennetinden birine alması. Tanrıdan tek bir umudum var. O da onları cennetine almasıdır. Tanrıdan tek bir umudum var. O da onları cennetine almasıdır. Tanrıdan tek bir umudum var. O da onları cennetine almasıdır. Tanrı'dan tek dileğim, onları 357 cennetinden birine alması. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's our moment, Allen. Our moment to step up and be the guys. | Bu bizim zamanımız. Onların yerine geçme zamanımız. Bu bizim şansımız, Allen. İleri çıkmak ve önemli olmak için şansımız. Bu bizim şansımız, Allen. İleri çıkmak ve önemli olmak için şansımız. Bu bizim şansımız, Allen. İleri çıkmak ve önemli olmak için şansımız. Bu bizim zamanımız. Onların yerine geçme zamanımız. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| We're at a funeral. Show some respect. What? | Cenazedeyiz. Az saygı göster. Cenazedeyiz. Biraz saygı göster. Ne? Cenazedeyiz. Biraz saygı göster. Ne? Cenazedeyiz. Biraz saygı göster. Ne? Cenazedeyiz. Az saygı göster. Ne? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You don't think every other detective here isn't thinking the same thing? | Ne? Diğer dedektiflerin de aynı şeyi düşündüğünü bilmiyor musun? Sence buradaki bütün dedektifler aynı şeyi düşünmüyor mu yani? Sence buradaki bütün dedektifler aynı şeyi düşünmüyor mu yani? Sence buradaki bütün dedektifler aynı şeyi düşünmüyor mu yani? Diğer dedektiflerin de aynı şeyi düşündüğünü bilmiyor musun? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Allen, listen to me. Danson and Highsmith are gone. | Şimdi beni dinle. Danson ile Highsmith Allen, beni dinle. Danson ve Highsmith öldüler. Allen, beni dinle. Danson ve Highsmith öldüler. Allen, beni dinle. Danson ve Highsmith öldüler. Şimdi beni dinle. Danson ile Highsmith öldü. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Their desks are empty. Someone has to fill those seats. | Birileri o yeri doldurmalı. Masaları boş. Birilerinin o koltuklara oturması gerek. Masaları boş. Birilerinin o koltuklara oturması gerek. Masaları boş. Birilerinin o koltuklara oturması gerek. Yerleri boşaldı. Birileri o yeri doldurmalı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| That someone is us, okay? The city's dying for a hero. | O birileri de biziz. Tamam mı? Şehir kahramanlara bayılıyor. O birileri de biz oluyoruz, tamam mı? Bu şehrin kahramana ihtiyacı var. O birileri de biz oluyoruz, tamam mı? Bu şehrin kahramana ihtiyacı var. O birileri de biz oluyoruz, tamam mı? Bu şehrin kahramana ihtiyacı var. O birileri de biziz, tamam mı? Şehir kahramanlara bayılıyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What about nine million socially conscious and unified citizens, | Peki ya görevlerini yapan 9 milyon sosyal örgüt ve örgütlenmiş vatandaş ne olacak? Peki ya üzerine düşeni yapan dokuz milyon sosyal bilinçli... Peki ya üzerine düşeni yapan dokuz milyon sosyal bilinçli... Peki ya üzerine düşeni yapan dokuz milyon sosyal bilinçli... Peki ya görevlerini yapan 9 milyon sosyal örgüt... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| all just stepping up and doing their part? | Ne yani? Polislerle hırsızları bir mi tutuyorsun? ...ve birleşik milletler vatandaşı ne oluyor? ...ve birleşik milletler vatandaşı ne oluyor? ...ve birleşik milletler vatandaşı ne oluyor? ...ve örgütlenmiş vatandaş ne olacak? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| As a little kid, didn't you dress up and play cops and robbers? | Küçük bir çocukken, hiç hırsız polis oynamadın mı sen? Ne yani? Polislerle hırsızları bir mi tutuyorsun? Küçük bir çocukken, hiç hırsız polis oynamadın mı sen? Küçük bir çocukken, hiç hırsız polis oynamadın mı sen? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'll tell you what I did as a little kid. | Sana çocukken ne yaptığımı söyleyeyim; Çocukken sana ne yaptığımı söyleyeyim. Çocukken sana ne yaptığımı söyleyeyim. Çocukken sana ne yaptığımı söyleyeyim. Sana çocukken ne yaptığımı söyleyeyim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I went to school and made my bed. | okula gittim, yatağımı yaptım... Okuluma gittim ve yatağımı topladım. Okuluma gittim ve yatağımı topladım. Okuluma gittim ve yatağımı topladım. Okula gittim, yatağımı yaptım... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| And at age 11, I audited my parents. | ...ve on bir yaşımdayken, ailemin hesaplarını denetledim. 11 yaşıma geldiğimde de, aileme hesap denetimi yaptım. 11 yaşıma geldiğimde de, aileme hesap denetimi yaptım. 11 yaşıma geldiğimde de, aileme hesap denetimi yaptım. ...ve on bir yaşımdayken, ailemin hesaplarını denetledim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| And believe me, there were some discrepancies, and I was grounded. | İnan bana, ortada büyük hatalar vardı ve ev hapsi verdiler. İnan bana bazı tutarsızlıklar vardı ve buna şok oldum. İnan bana bazı tutarsızlıklar vardı ve buna şok oldum. İnan bana bazı tutarsızlıklar vardı ve buna şok oldum. İnan bana, ortada büyük hatalar vardı ve ev hapsi verdiler. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What the hell are you? | Sen nesin böyle? Nesin sen böyle? Nesin sen böyle? Nesin sen böyle? Sen nesin böyle? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Well, well, well. What do we got here? | Bak sen şu işe. Bak, bak, bak. Burada kimler varmış? Bak, bak, bak. Burada kimler varmış? Bak, bak, bak. Burada kimler varmış? Bak sen şu işe. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Look at these two jamokes, would you? One shot Jeter and the other shot an office. | Kimler varmış. İki maymuncuk. Biri Jeter'ı vurur, diğeri ofisi Şu iki salağa bakar mısınız? Biri Jeter'i vurdu, diğeri ofiste ateş etti. Şu iki salağa bakar mısınız? Biri Jeter'i vurdu, diğeri ofiste ateş etti. Şu iki salağa bakar mısınız? Biri Jeter'i vurdu, diğeri ofiste ateş etti. İki maymuncuk. Biri Jeter'ı vurur, diğeri ofisi. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Have some decorum. We're at a funeral. | Bari ölüye saygı gösterin. Cenazedeyiz. Biraz terbiyeli olun. Bir cenazedeyiz. Biraz terbiyeli olun. Bir cenazedeyiz. Biraz terbiyeli olun. Bir cenazedeyiz. Bari ölüye saygı gösterin. Cenazedeyiz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You wanna dance, brolio? | Dans etmek ister misin? Benimle dans etmek ister misin beyinsiz? Benimle dans etmek ister misin beyinsiz? Benimle dans etmek ister misin beyinsiz? Dans etmek ister misin? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I will rock your body with big, nasty hooks. You'll be pissing blood out of your ass. | Büyük kancalarla vücudunu sallayayım, kıçına da şaplaklar atayım. Kıçına kocaman, çirkin bir kanca sokacağım. Sonra da kıçından kan işeyeceksin. Kıçına kocaman, çirkin bir kanca sokacağım. Sonra da kıçından kan işeyeceksin. Kıçına kocaman, çirkin bir kanca sokacağım. Sonra da kıçından kan işeyeceksin. Büyük kancalarla vücudunu sallayayım, kıçına da şaplaklar atayım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| That's horrible. | Bu korkunç. Bu iğrenç bir şey. Bu iğrenç bir şey. Bu iğrenç bir şey. Bu korkunç | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Why don't you step back, man? | Ağır ol, adamım. Neden uzamıyorsun dostum? Neden uzamıyorsun dostum? Neden uzamıyorsun dostum? Ağır ol, adamım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You touch him, I swear to God | Ona dokunursan, Ona dokunursan, tanrıya yemin ederim ki... Ona dokunursan, tanrıya yemin ederim ki... Ona dokunursan, tanrıya yemin ederim ki... Ona dokunursan, yemin ederim... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm gonna beat the shit out of you with Allen's head. | Allen'in kafasıyla döverim seni. ...seni Allen'in kafasıyla geberene kadar pataklarım. ...seni Allen'in kafasıyla geberene kadar pataklarım. ...seni Allen'in kafasıyla geberene kadar pataklarım. ...Allen'in kafasıyla döverim seni. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| He's not gonna do that. That's hyperbole. But that's a weird example. | Böyle bir şey yapmaz, ama garip bir örnek. Böyle bir şey yapmayacak. Abartıyor. Bu çok garip bir örnek oldu. Böyle bir şey yapmayacak. Abartıyor. Bu çok garip bir örnek oldu. Böyle bir şey yapmayacak. Abartıyor. Bu çok garip bir örnek oldu. Böyle bir şey yapmaz, ama garip bir örnek. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You wanna go? I wanna go! | Başlamak isteyen? Ben istiyorum! Denemek ister misin? Çok isterim! Denemek ister misin? Çok isterim! Denemek ister misin? Çok isterim! Başlamak isteyen? Ben istiyorum! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Get him off. Kick his ass, Martin. | Şu dallamaya haddini bildir. Bırak onu. Bitir işini, Martin. Bırak onu. Bitir işini, Martin. Bırak onu. Bitir işini, Martin. Şu dallamaya haddini bildir. Bitir işini, Martin. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Yeah. How do you like that? | Bu nasıl geldi bakalım? Nasılmış bakalım? Bu nasıl geldi bakalım? Bu nasıl geldi bakalım? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Pull his hair! I love it. | Saçını çek! Bunu çok sevdim. Saçını çek. Çok beğendim. Saçını çek! Bunu çok sevdim. Saçını çek! Bunu çok sevdim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| This hurts so good. | Çok acıttı doğrusu. Çok fena acıtır. Çok acıttı doğrusu. Çok acıttı doğrusu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Very sorry for your loss, ma'am. What a lovely hat. | Başınız sağ olsun. Güzel şapka. Kaybınız için çok üzgünüz, hanımefendi. Ne güzel bir şapka. Kaybınız için çok üzgünüz, hanımefendi. Ne güzel bir şapka. Kaybınız için çok üzgünüz, hanımefendi. Ne güzel bir şapka. Başınız sağ olsun. Şapkanız ne güzelmiş.; | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I love your shoes. | Güzel ayakkabıların varmış Ayakkabılarınıza bayıldım. Ayakkabılarınıza bayıldım. Ayakkabılarınıza bayıldım. Güzel ayakkabıların varmış. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| It's fine, it's fine. Go, go. | Geçti, geçti. Devam! Tamam, tehlike geçti. Devam, devam. Tamam, tehlike geçti. Devam, devam. Tamam, tehlike geçti. Devam, devam. Geçti, geçti. Devam! | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Punish him! | Yap hadi. Bitir işini. Bitir işini. Bitir işini. Bitir işini. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Oh, man. | Oh,adamım Hadi ama ya. Hadi ama ya. Hadi ama ya. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Do it. That's how we do it in the hood. | yap hadi Bitir işini. İşte biz böyle yaparız. Bitir işini. İşte biz böyle yaparız. Bitir işini. İşte biz böyle yaparız. Kaputta yaptığımız gibi yap. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Punish him. That's not even a move. | Kazan hadi. Kimse görmeden. Hallet şunu. Bu bir hamle bile değil. Hallet şunu. Bu bir hamle bile değil. Hallet şunu. Bu bir hamle bile değil. Cezalandır onu. Hareket bile etmiyor. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'm the winner. I'm the winner, everybody saw it. | kazandım kazandım herkes gördü Ben kazandım. Ben kazandım, herkes gördü. Ben kazandım. Ben kazandım, herkes gördü. Ben kazandım. Ben kazandım, herkes gördü. Ben kazandım, ben kazandım. Herkes gördü ben kazandım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| What the hell is going on here? | Burada neler dönüyor? Burada neler oluyor? Burada neler oluyor? Burada neler oluyor? Burada neler dönüyor? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Two good men are dead, | İki adam ölmüş , İki iyi insan öldü... İki iyi insan öldü... İki iyi insan öldü... İki adam ölmüş... | The Other Guys-1 | 2010 | |
| and you guys are fighting over who's gonna be the next hotshot? | ve siz kavga ediyorsunuz.. ...ve siz sıradaki karizma ikili olmak için kavga mı ediyorsunuz? ...ve siz sıradaki karizma ikili olmak için kavga mı ediyorsunuz? ...ve siz sıradaki karizma ikili olmak için kavga mı ediyorsunuz? ...ve siz kavga ediyorsunuz. Kim yerini alacak olayı, ha? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Is that what's happening? | Kim yerini alacak olayı, ha? Olan şey bu mu yani? Olan şey bu mu yani? Olan şey bu mu yani? Yanılmıyorum değil mi? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Yes, that's exactly what's happening. | Evet, aynen olan biten bu. Evet, tam olarak bu oluyor. Evet, tam olarak bu oluyor. Evet, tam olarak bu oluyor. Evet, aynen olan biten bu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Let me tell you something. | Onlarla ilgili sizlere bir şey söyleyeyim. Size bir şey söyleyeyim. Size bir şey söyleyeyim. Size bir şey söyleyeyim. Size bir şey söyleyeyim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Sorry for your loss, Lorraine. Very sorry. | özür dilerim, Lorraine. çok özür dilerim Kaybın için çok üzüldük, Lorraine. Çok üzgünüz. Kaybın için çok üzüldük, Lorraine. Çok üzgünüz. Kaybın için çok üzüldük, Lorraine. Çok üzgünüz. Başın sağolsun, Lorraine. Çok üzgünüm. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Sorry, Lorraine. Sorry, Lorraine. | özür dilerim, Lorraine. özür dilerim, Lorraine. Üzgünüz, Lorraine. Başın sağ olsun, Lorraine. Üzgünüz, Lorraine. Başın sağ olsun, Lorraine. Üzgünüz, Lorraine. Başın sağ olsun, Lorraine. Başın sağolsun, Lorraine. Başın sağolsun, Lorraine. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hi, I'm Jimmy. | selam, ben Jimmy. Merhaba, ben Jimmy. Merhaba, ben Jimmy. Merhaba, ben Jimmy. Selam, ben Jimmy. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Too soon? Why'd you say that? | Too soon? Why'd you say that? Bu kadar çabuk mu asılıyorsun? Bunu neden söyledin ki? Bu kadar çabuk mu asılıyorsun? Bunu neden söyledin ki? Bu kadar çabuk mu asılıyorsun? Bunu neden söyledin ki? Daha erken mi? Niye böyle söyledin? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I'll tell you something about those guys. | Onlarla ilgili sizlere bir şey söyleyeyim. Size bu adamlarla ilgili bir şey söyleyeyim. Size bu adamlarla ilgili bir şey söyleyeyim. Size bu adamlarla ilgili bir şey söyleyeyim. Onlarla ilgili sizlere bir şey söyleyeyim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| They knew that to become a good cop, you had to solve cases. Okay? | Onlar sizi davaları çözen iyi polisler olarak bilirdi. Onlar, iyi bir polis olmak için dava çözmek gerektiğini biliyorlardı, tamam mı? Onlar, iyi bir polis olmak için dava çözmek gerektiğini biliyorlardı, tamam mı? Onlar, iyi bir polis olmak için dava çözmek gerektiğini biliyorlardı, tamam mı? Onlar sizi davaları çözen, iyi polisler olarak bilirdi. Tamam mı? | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Okay, and maybe you start with the Castien robbery. | Castian soygunuyla başlasanız iyi edersiniz. Yani belki de Castien Mücevhercilik'ten başlayabilirsiniz. Yani belki de Castien Mücevhercilik'ten başlayabilirsiniz. Yani belki de Castien Mücevhercilik'ten başlayabilirsiniz. Castian soygunuyla başlasanız iyi edersiniz. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Okay? So just watch it. | Sakin olun. Tamam mı? Kendinize dikkat edin. Tamam mı? Kendinize dikkat edin. Tamam mı? Kendinize dikkat edin. Sakin olun. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Next time, me, you, library. | Bir dahaki sefere, sen ve ben kütüphanede. Bir dahaki sefer, sen ben ve kütüphane. Bir dahaki sefer, sen ben ve kütüphane. Bir dahaki sefer, sen ben ve kütüphane. Bir dahaki sefere, sen ve ben kütüphanede. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Not even close. Come on, guys. Guys, come on. | Bu çok yanlış. haydi çocuklar Yaklaşayım deme. Hadi çocuklar, hadi. Yaklaşayım deme. Hadi çocuklar, hadi. Yaklaşayım deme. Hadi çocuklar, hadi. Yaklaşmadın bile. Hadi beyler, hadi. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| You are... I'm the winner! | sen... Ben kazandım. Sen... Ben kazandım! Sen... Ben kazandım! Sen... Ben kazandım! Sen... Ben kazandım. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| I didn't need you to stick up for me, okay? I could've handled that myself. | Beni savunmana gerek yoktu, tamam mı? Kendim de halledebilirdim. Benim için kavga etmeni istemedim, tamam mı? Kendi başıma halledebilirdim. Benim için kavga etmeni istemedim, tamam mı? Kendi başıma halledebilirdim. Benim için kavga etmeni istemedim, tamam mı? Kendi başıma halledebilirdim. Beni savunmana gerek yoktu, tamam mı? Kendim de halledebilirdim. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Hey, don't flatter yourself. It's the partner's code. I had no choice. | Havalanma. Ortaklık kuralı bu.Başka çarem yoktu. Kendini övmeyi kes. Bu ortaklık kuralıdır. Çarem yoktu. Kendini övmeyi kes. Bu ortaklık kuralıdır. Çarem yoktu. Kendini övmeyi kes. Bu ortaklık kuralıdır. Çarem yoktu. Havalanma. Ortaklık kuralı bu. Başka çarem yoktu. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| Move. | haydi Çekil önümden. Çekil önümden. Çekil önümden. Çekil. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| 9:15, let's have a great day, everybody! Cut the shit! | 9:15, herkese iyi günler. Kes şu zırvayı! Saat 09.15, iyi bir gün dileğiyle millet! Kes şu sesini! Saat 09.15, iyi bir gün dileğiyle millet! Kes şu sesini! Saat 09.15, iyi bir gün dileğiyle millet! Kes şu sesini! 9:15, herkese iyi günler. Kes ulan sesini. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| We've got shots fired. 509 East 10th Street. | 509 Batı 10. Sokak'ta silah kullanımı. Kuzey 509, 10. Sokak'ta ateş edildi. Kuzey 509, 10. Sokak'ta ateş edildi. Kuzey 509, 10. Sokak'ta ateş edildi. 509 Batı 10. Sokak'ta silah kullanımı. | The Other Guys-1 | 2010 | |
| There are large amounts of cocaine on the scene. | Büyük miktarda kokain yüklüler. Olay yerinde büyük boyutta kokain var. Olay yerinde büyük boyutta kokain var. Olay yerinde büyük boyutta kokain var. Büyük miktarda kokain yüklüler. | The Other Guys-1 | 2010 |