Search
English Turkish Sentence Translations Page 168365
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Kelly? It has sparkles... | Şuraları tam... Kelly? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Why don't you tell us a little bit about the origins of the holiday? | Neden bizi biraz da bu özel günün neyi simgelediğini anlatmıyorsun? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Oh, I don't know. It's really old, I think. | Ben, pek bilmiyorum. Oldukça eskiye dayanıyor, sanırım. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| How many gods do you have? | Sizin kaç Tanrı'nız var? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Like hundreds, I think, maybe more. I don't know. | Yüzlerce vardır herhalde, belki de daha fazla tam olarak bilmiyorum, | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| And that blue, busty gal, what's her story? | Ya şurdaki mavi kız kim, hikayesi nedir? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| She looks like Pam from the neck down. | Boyun kısmından Pam'e benziyor. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| DWIGHT: Pam wishes. | Pam mi olmalı yani. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Kelly, I'll take this one. | Kelly, ben hallederim. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Diwali is a celebration of the coronation of the God king Rama | Diwali, tanrı kral Rama'nın taç giymesini temsil eder, | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| after his epic battle with Ravana, the demon king of Lanka. | .. ki bu olay Lanka canavar kralı Ravana ile yaptığı savaştan sonraya tekabül eder. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| It symbolizes the battle... All right... | Tören de bu savaşı temsil eder ve... Pekala... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| ...between good and evil... ...all right. | ... kötü ile iyi arasındaki .. ...pekala | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| This isn't Lord of the Rings. | Bu "Yüzüklerin Efendisi" değil. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I started biking to work. | İşte bisikletle gelmeye başladım. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Josh does it and he lives a lot farther away than I do. | Josh'da böyle geliyor ve ayrıca benden daha uzakta oturuyor. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| And also it saves gas money, keeps me in shape, helps the environment | Ayrıca benzin tasarrufu, kendimi fit tutuyorum ve çevreye zarar vermiyorum. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| and now I know it makes me really sweaty for work. | ... ve şimdi anladım ki iş için beni oldukça terli yapıyor. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Nice basket. | Güzel sepeti var. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Now a lot of people say that Kelly is one in a million | Aranızdaki herkes Kelly'nin milyonda bir olduğunu düşünebilir, | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| and that's true, but it's also not true, because frankly, | evet bu doğru, ama aynı zamanda değil, çünkü açıkça söylemek gerekirse, | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| there are literally billions of people just like Kelly in the world. | çünkü dünyada Kelly gibi milyarlarcası var. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Here are some famous Indians. | İşte bazı dünyaca ünlü Hintli. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Subrahmanyan Chandrasekhar. | Subrahmanyan Chandrasekhar. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| He is a Nobel Prize winning physicist. Impressive. | Kendisi nobel ödüllü bir fizikçi. Etkileyici. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Apu from The Simpsons. Hilarious Indian. | Simpsonlar'dan Apu. Muhteşem bir Hintli. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| M. Night Shyamalan, The Village, Unbreakable, Sixth Sense... | M. Night Shyamalan, "Köy, Kırılmaz, Altıncı His... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| "I see dead people." Okay. | "Ölü insanlar görüyorum." Pekala. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Spoiler alert. | Sakın söyleme. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| He was dead the whole time. Just stop it. | Adam zaten baştan sona ölüymüş. Lütfen kes şunu. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| What's... Oh, what? Where did that come from? | Bu da... Oh, pardon. Bu nasıl karışmış araya? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Karen, my chips got stuck in the vending machine again. | Karen, şu cipsler gene makinada takıldı. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I need your skinny little arms. | Şu ince kollarına ihtiyacım var gene. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Did you shake it? | Sallamayı denedin mi? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Yeah, I shook it, I shook it. | Evet, salladım, salladım ama nafile. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| We have such a roller coaster thing, Karen and I. | Karen ve benim aramızda hız treni gibi bir ilişki var. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Excuse me? Roller coastery friendship. | Pardon? Hız treni ilişkisi diyorum. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Hot and cold, on again, off again, sexual tension filled type of deal. | Sıcak ve soğuk, tekrarı olan ve olmayan, seksüel ve duygu içeren tipten. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| It's very Sam and Diane. | Aynı Sam ve Diane gibi. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Wow. Yeah? From Cheers. Yeah. | Vay. Cheers'dakiler. Anladım. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| And another thing about the Indian people, they love sex positions. | Hintli insanlar hakkında diğer bir konu da seks pozisyonlarını sevmeleri. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I present to you the Kama Sutra. | Karşınızda işte Kama Sutra. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I mean, look at that. Who has seen that before? | Baksanıza şunlara. Daha önce göreniniz var mı? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I have, that's Union of the Monkey. | Ben gördüm, maymun topluluklarında vardır. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Oh, that's what they call it. | Vay canına demek ismi buymuş. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| This is the best meeting we have ever had. | Bu şu ana kadar yaptığımız en iyi toplantı oluyor. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| MICHAEL: Thank you, Kevin. | Teşekkürler, Kevin. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| You know, I find this incredibly offensive. | Bana kalırsa bu son derece aşağılayıcı. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Well, I find it beautiful. | Bense güzel buluyorum. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Well, whatever Kelly wants to do in her own house is fine, | Bakın, Kelly evinde ne yapmak istiyorsa yapabilir, | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| but we shouldn't all be subjected to it. | ...ama bizler de buna dahil olmak zorunda değiliz. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| No. Actually, she's right. | Hayır. Aslında çok haklı. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| This is inappropriate. Why don't I take these? | Bu hiç de uygun değil.. O yüzden almak zorundayım. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| MICHAEL: No, you're not going to collect them. | Hayır, onları alamazsın. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Yeah. No, this is a delightful, charming culture. | Alırım. Hayır, bak bu neşe dolu bir kültür. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| My Indian cultural seminar was going great until | Hint kültürünü işlediğim seminer o kadar güzel gidiyordu ki... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Toby decided he was too immature to deal with culturally explicit images. | Toby, bu kültürün bir parçası olan resimlerine bakamayacak kadar olgun olmadığına karar verdi. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| It's just sex, people, everybody does it. | Bu sadece seks, herkes bunu yapıyor. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I'm doing it with Carole probably tonight. | Ben de Carole'la yapıyorum, muhtemelen bu gece. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| All right, I think you guys should be all set. | Pekala, sanırım sizler burdasınız bu akşam. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Oh, here's the corporate card for dinner. Thanks. | Yemek için şirket kartı burda. Teşekkürler. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Now, Karen, let's keep it to $20 a person this time. | Bu defa, Karen, adam başı 20$ ı geçmesin. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Got it. Okay. | Tamamdır. Güzel. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Once a quarter, the sales staff of this branch has to stay late | Her üç ayda bir, bu ofisteki satış ekibi... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| to do order form consolidation which, | ...konsolide tabloları hazırlamak için mesaiye kalıyor. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| amazingly, is even less interesting than it sounds. | Aslında bu kulağa geldiğinden çok daha az cazibeli bir iş. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| You guys ready to party? | Millet, partiye hazır mısınız? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I said, "Are you ready to party!" | Dedim ki, partiye hazır mısınız? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Isn't this fun? Not wearing shoes? | Eğlenceli değil mi? Ayakkabı giymemek? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I wish some of us still had our shoes on. | Keşke bazıları hiç çıkarmasaymış. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Stop it. It's a disease. I told you. | Kes şunu, o bir hastalık, sana söylemiştim. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I thought you said this was a costume party. | Bunun bir kıyafet partisi olacağını söylemiştin. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| What does that look like to you? | Bu gördüğün sana ne gibi geliyor? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| An Indian woman in a sari. | Sari* giymiş bir Hint kadını. (Yerel bir elbise) | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| No one's even gonna notice. | Kimse farkına bile varmayacaktır. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Nice outfit. | Güzel elbiseymiş. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Hey, Kevin. It's a costume. So you can just cool it, okay? | Hey, Kevin. O bir kostüm. O yüzden biraz dikkat et lütfen olur mu? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Carole? Carole... | Carole? Carole... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I'll have one of those as well. | Şunlardan da bir tane alayıml. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Thank you very much. Thank you. | Çok teşekkürler. Teşekkürler. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Now these are limes, lemons, onions... | Bunlarda limon, soğan... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I'm a vegetarian. What can I eat? | Ben vejeteryanım. Bana göre ne var? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| It's all vegetarian. | Hepsi vejeteryanlar için. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I'll just have some bread. | Sadece ekmek alayım ben. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| You used your hands. | Ellerini kullandın ama. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| What, is it too spicy? No. | Ne o, çok mu baharatlı? Hayır. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| These s'mores are disgusting. | Bu tostlar iğrençten de öteymiş. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| They're not s'mores, they're samosas. | Onlar tost değil, samosa*. (Hint kültürüne ait yemek) | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Do you think they have any s'mores? | Sence tost var mıdır peki? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| All they are is chocolate, graham cracker and marshmallow. | Alt tarafı içine, kaşar, sucuk veya ikisinden de koyacaklar. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| How difficult would that have been? | Bu ne kadar zor olabilir ki? | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| So, you're Kelly's sisters, huh? | Demek sizler Kelly'nin kardeşlerisiniz. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| What? Rupa, Neepa, Tiffany, | Ne? Rupa, Neepa, Tiffany, | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| stop acting like such little losers and just be cool! | Küçük zavallılar gibi davranmayı kesin artık, akıllı olun. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Come on, Ryan. Come on. Leave him alone! I hate you guys. | Gel Ryan, hadi onu rahat bırakın! Bu çocuklardan nefret ediyorum. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| RYAN: They said something about Zach Braff... | Zach Braff'la ilgili birşeyler söylediler... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Don't even listen to them... | Onları dinleme sen... | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| No, you know... | Bak aslında.. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| Very official. | Oldukça resmi. | The Office Diwali-1 | 2006 | |
| I decided to come. | Gelmeye karar verdim. | The Office Diwali-1 | 2006 |