• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 167864

English Turkish Film Name Film Year Details
Are you out of your mind? Kafayı mı yedin? Denedim! Vaktimiz yok! Aklını mı kaçırdın sen? The Next Three Days-2 2010 info-icon
I tried! There's no more time! Denedim! Zamanımız yok! The Next Three Days-2 2010 info-icon
Any second now, there's gonna be a roadblock ahead of us. Her an yolu da kapatabilirler. Her saniye, yola barikat koyabilirler. The Next Three Days-2 2010 info-icon
It might be there now! If we don't get out now, we don't get out! Şimdiye kapatmış bile olabilirler! Şimdi kaçamazsak, hiç kaçamayız! Hatta şimdi bile yapabilirler! Eğer kaçmazsak, kaçmazsak! The Next Three Days-2 2010 info-icon
I'll find a way of getting him to us, all right? I'll find a way. Onu almak için bir yol bulurum, tamam mı? Bir yolunu bulurum. Onu yanımıza almanın bir yolunu bulacağım, tamam mı? Bulacağım. The Next Three Days-2 2010 info-icon
No, really, it's fine. I just can't thank you enough for taking care of him. Hayır, gerçekten çok güzel. Gerçekten, sorun değil. Ona baktığın için ne kadar teşekkür etsem azdır. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Hey, it was our pleasure. Bizim için zevkti. The Next Three Days-2 2010 info-icon
I'm going to sit back here, okay? Onunla arkaya oturacağım, tamam mı? Burada oturacağım, tamam mı? The Next Three Days-2 2010 info-icon
The traffic is backing up at the toll plazas. Köprü gişelerinde trafik kilitlenmiş durumda. Otoyollarda trafik tıkanmış vaziyette. The Next Three Days-2 2010 info-icon
It's worse downtown where police have cordoned off the train station Daha kötüsü, polis şehir merkezinde tren istasyonunu kordon altına aldı... Daha da kötüsü, polis tren istasyonunu kordon altına aldı ve... The Next Three Days-2 2010 info-icon
and are searching all passengers. ...ve tüm yolcuları arıyor. ...her yolcuyu arıyorlar. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Joining us from Union Station, our very own Sylvia Patterson. Şimdi bizlere Union Station'dan Sylvia Patterson katılıyor. Union İstasyonundan, Sylvia Patterson bize katılıyor. The Next Three Days-2 2010 info-icon
We're going to the train station. Tren istasyonuna gideceğiz. Tren istasyonuna gidiyoruz. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Stay in the car. Okay. Arabada kal. Tamam. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Sir, I'm sorry the mayor was delayed, but I did not tell them to stop every vehicle. Efendim, Başkan geciktiği için üzgünüm... Efendim, Belediye başkanı'nın gecikmesi için üzgünüm ama... The Next Three Days-2 2010 info-icon
Just the ones with a couple and a child. İçinde bir çift ve bir çocuk olanları dedim. Sadece çocuğu olan çiftlerin arabasını söylemiştim. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Sir, I know my... Efendim, biliyorum... The Next Three Days-2 2010 info-icon
Yes, sir. Emredersiniz, efendim. Peki, efendim. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Are you sure $20 is enough? Ticket to Buffalo costs three times that. 20 doların yeteceğine emin misin? Buffalo Costs biletleri üç katı eder. 20$'ın yeteceğine emin misin? Buffalo Costs biletleri üç katı eder. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Yeah. We're going that way anyway. Evet. Nasılsa o yöne gidiyoruz. Evet, her halükarda gidiyoruz. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Go wider. Send their photos to every train, bus station and airport in a 300 mile radius. Aramayı genişlet. Fotoğraflarını 500 km çapındaki tüm trenlere... The Next Three Days-2 2010 info-icon
So Ohio, Maryland, West Virginia, Ohio, Maryland, West Virginia... Yani, Ohio'ya, Maryland'e, West Virginia'ya,... The Next Three Days-2 2010 info-icon
New York, New Jersey, Virginia, Michigan, Kentucky and Indiana? ...New York, New Jersey, Virginia, Michigan, Kentucky ve Indiana, hepsine mi? New York'a, New Jersey'e, Virginia'ya, Michigan'a, Kentucky'e ve Indiana'ya? The Next Three Days-2 2010 info-icon
You know what direction they're going in, smart ass? Hangi yöne gittiklerini biliyor musun ukala? Hangi yöne doğru gittiklerini biliyor musun, seni ukala? The Next Three Days-2 2010 info-icon
See you again, Tom. Thanks again. Görüşürüz, Tom. Tekrar, sağol. Yine görürüşürüz, Tom. Tekrar, teşekkürler. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Only if it will tell me where they are. Ancak nerede olduklarını gösteriyorsa. Sadece nerede olduklarını söylersen. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Not so lucky. O kadar şanslı değiliz. O kadar da değil. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Excuse me. Do you call this coffee? Affedersiniz. Kahveyi siz mi istediniz? Affedersin, kahveyi siz mi istediniz? The Next Three Days-2 2010 info-icon
How many airports in Ontario and Quebec? Ontario ve Quebec'te kaç havaalanı var? Ontario ve Quebec'da kaç tane havaalanı var? The Next Three Days-2 2010 info-icon
You want me to stop calling and count? Aramayı bırakıp saymamı mı istiyorsun? The Next Three Days-2 2010 info-icon
Long way to go with just a carry on. I'm sorry? Öylesine gitmek için uzun bir yol. Efendim? Gitmek için uzun bir yok. Affedersiniz? The Next Three Days-2 2010 info-icon
Long way to go with just a carry on. Öylesine gitmek için uzun bir yol. Gitmek için uzun bir yol. The Next Three Days-2 2010 info-icon
You know how many times you guys have lost our bags? Bavullarımızı kaç kere kaybettiğinizi biliyor musun? Kaç defa bavullarınızı kaybedersiniz ki? The Next Three Days-2 2010 info-icon
Here's your tickets and boarding passes. Biletlerinizi ve geçiş kartlarınız. The Next Three Days-2 2010 info-icon
They found the parents. Aileyi bulmuşlar. Aileyi buldular. The Next Three Days-2 2010 info-icon
You decided to go for a drive for the entire day? Bütün gün araba sürmeye mi karar verdiniz? Tüm gün boyunca araba sürmeye mi karar verdiniz? The Next Three Days-2 2010 info-icon
George wanted to see the leaves. George yaprakları görmeyi istedi. George yaprakları görmek istedi. The Next Three Days-2 2010 info-icon
And you have absolutely no idea where they're going, right? Nereye gittikleri hakkında hiçbir fikriniz yok, öyle mi? Ayrıca, ne olduğuna dair hiçbir fikriniz yok, değil mi? The Next Three Days-2 2010 info-icon
I told you. We never spoke. Söyledim ya. Hiç konuşmadık. Dedim ya. Hiç konuşmadık. The Next Three Days-2 2010 info-icon
I'll do this. Ben yaparım. Yapalım şu işi. The Next Three Days-2 2010 info-icon
You look like you need to get away. Kaçıp kurtulmak istiyormuş gibi görünüyorsunuz. Ara vermeye ihtiyacın var gibi. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Come on, buddy. Hadi, evlat. Hadi, dostum. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Too bad you didn't find more of it. Yeah. Daha fazlasını bulamaman çok kötü. Evet. The Next Three Days-2 2010 info-icon
And I wish I could figure out where this is. Keşke şunun ne olduğunu çözebilsem. Keşke, buranın neresi olduğunu bilebilseydim. The Next Three Days-2 2010 info-icon
I checked Web sites for every tourist destination I could think of. Akıma gelen tüm turist web sitelerini kontrol ettim. The Next Three Days-2 2010 info-icon
That's the Presidential Palace. What? Başkanlık Sarayı. Ne? Burası Başkanlık Sarayı. Ne? The Next Three Days-2 2010 info-icon
It was all over CNN when it collapsed during the earthquake. CNN'de yayınlanıyordu. Depremde yıkılmış. CNN'e çıkmıştı, deprem sırasında çökmüştü. The Next Three Days-2 2010 info-icon
We know where they're going! Nereye gittiklerini biliyoruz! Göster. Nereye gittiklerini biliyoruz! The Next Three Days-2 2010 info-icon
Thank you for waiting. We'll soon begin boarding by rows. Beklediğiniz için teşekkür ederiz. Birazdan uçağa yolcu alımına başlıyoruz. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Hold them at the gate. Take a look. Onları kapıda beklet. Şuna bak. Onları kapıda tut. Şuna bak. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Excuse me, folks. No one else on. Affedersiniz millet. Kimse geçemez. Affedersiniz, millet. Kimse geçemez. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Excuse me, folks. Excuse me. Excuse me, please. Affedersiniz millet. Affedersiniz. Affedersiniz, lütfen. Affedersiniz, millet. Affedersiniz. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Sorry. There's no one by that description on this flight. Üzgünüm. Bu uçuşta o tarife uyan kimse yok. Kusura bakmayın, uçakta onların tarifine uyan kimse yok. The Next Three Days-2 2010 info-icon
No. They're on it. Hayır. Oradalar. Hayır, uçaktalar. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Do you have the photographs? Elinizde fotoğrafları var mı? The Next Three Days-2 2010 info-icon
We have the photographs. They're not on this plane. Fotoğrafları elimizde. Bu uçakta değiller. Elimizde fotoğrafları var. Uçakta değiller. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Are there any other flights to Haiti tonight? Bu gece Haiti'ye başka uçuş var mı? Bu gece Haiti'ye başka bir uçuş var mı peki? The Next Three Days-2 2010 info-icon
Are there any other flights to Haiti tonight? Bu gece Haiti'ye başka uçuş var mı? Bu gece Haiti'ye başka bir uçuş var mı? The Next Three Days-2 2010 info-icon
No other flights. Anything else? Başka uçuş yok. Başka bir şey? Başka uçuş yok. İstediğiniz başka bir şey var mı? The Next Three Days-2 2010 info-icon
No. No. Thank you. Hayır, yok. Teşekkürler. Hayır, hayır. Teşekkürler. The Next Three Days-2 2010 info-icon
It's starting to rain. Yağmur başlıyor. Yağmur başladı. The Next Three Days-2 2010 info-icon
I'll call the FBI. FBI'a haber veriyorum. FBI'yı arıyorum. The Next Three Days-2 2010 info-icon
You ever ask yourself why we found this bag and not the others? Neden bu çantayı bulup diğerlerini bulamadığımızı kendine sordun mu? Neden bu çantayı bulup diğerlerini bulamadığımızı kendine hiç sordun mu? The Next Three Days-2 2010 info-icon
The captain has switched off the seat belt light. Kaptan emniyet kemerlerinin kilidini kapattı. Kaptan, emniyet kemeri kilidini kapattı. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Flight time to Caracas, Venezuela, this evening is five hours and 32 minutes. Bu akşamki Caracas, Venezuela uçuşumuz 5 saat 32 dakika sürecek. Caracas'dan Venezuela'ya olan uçuşumuz 5 saat 32 dakika sürecek. The Next Three Days-2 2010 info-icon
While in your seat, the captain asks that you keep your seat belt fastened. Kaptan, koltuklarınızdayken kemerleriniz bağlı olmasını istiyor. The Next Three Days-2 2010 info-icon
This guy's a teacher? Adam öğretmen mi? Devlet Üniversitesinde. Bu adam öğretmen miymiş? The Next Three Days-2 2010 info-icon
At a community college. Devlet üniversitesinde. The Next Three Days-2 2010 info-icon
She heard a button pop. What? Düğmesinin koptuğunu duymuş. Ne? The Next Three Days-2 2010 info-icon
She heard a button pop. Düğmesinin koptuğunu duymuş. The Next Three Days-2 2010 info-icon
Was it raining when we searched the scene? Olay yerini incelerken yağmur yağıyor muydu? The Next Three Days-2 2010 info-icon
Three years ago? Üç yıl önce mi? 3 yıl önce mi? The Next Three Days-2 2010 info-icon
Why don't you act like a cop? Grab the other side. Neden polis gibi davranmıyorsun? Diğer taraftan tut. The Next Three Days-2 2010 info-icon
You're out of your mind. Kafayı yemişsin. Aklını kaçırmışsın sen. The Next Three Days-2 2010 info-icon
You really thought you were gonna find it? Gerçekten bulacağını mı düşünüyordun? The Next Three Days-2 2010 info-icon
l can't breathe. Nefes alamıyorum. Nefes alamiyorum. Nefes alamıyorum. Nefes alamıyorum. Nefes alamıyorum. Nefes alamıyorum. Nefes alamıyorum. Nefes alamıyorum. The Next Three Days-3 2010 info-icon
l just want to go home and kiss my son. Honey. Eve gidip oğlumu öpmek istiyorum. Tatlım. Sadece evime gidip, oglumu opmek istiyorum. Hayatim. Sadece evime gidip, oğlumu öpmek istiyorum. Hayatım. Eve gidip oğlumu öpmek istiyorum. Tatlım. Sadece evime gidip, oğlumu öpmek istiyorum. Hayatım. Sadece evime gidip, oğlumu öpmek istiyorum. Hayatım. Sadece evime gidip, oğlumu öpmek istiyorum. Hayatım. Eve gidip oğlumu öpmek istiyorum. Tatlım. The Next Three Days-3 2010 info-icon
There's my point. Erit, l didn't say anything of the sort. İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. Demek istedigim bu iste. Erit, ben oyle bir sey soylemedim. İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. The Next Three Days-3 2010 info-icon
Because she's a woman. Exactly. Kadın olduğu için diyorsun yani. Kesinlikle. cunku o bir kadin. Aynen. Çünkü o bir kadın. Aynen. Kadın olduğu için diyorsun yani. Kesinlikle. Çünkü o bir kadın. Aynen. Çünkü o bir kadın. Aynen. Çünkü o bir kadın. Aynen. Kadın olduğu için diyorsun yani. Kesinlikle. The Next Three Days-3 2010 info-icon
That's fine, too. l mean, they can deal with it. O da olur. Yani, bununla basa cikabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. The Next Three Days-3 2010 info-icon
Can we go now? Either of you guys want another drink? Artık gidebilir miyiz? İçmek isteyen var mı? Artik gidebilir miyiz? Baska icki isteyen var mi? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? İçmek isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? İçmek isteyen var mı? The Next Three Days-3 2010 info-icon
We're good. Shot? Double? Böyle iyiyiz. Şat? Duble? su an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Böyle iyiyiz. Şat? Duble? The Next Three Days-3 2010 info-icon
Women can do amazing things. l am one. l know. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım. Biliyorum. Kadinlar harika seyler yapabilir. Ben de kadinim, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım. Biliyorum. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım. Biliyorum. The Next Three Days-3 2010 info-icon
But even l would never work for me. Ama ben bile kendi emrimde çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile calismazdim. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama ben bile kendi emrimde çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama ben bile kendi emrimde çalışmazdım. The Next Three Days-3 2010 info-icon
She's got a point, bro, you know. l'd much rather work under you than her. Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. Aslinda dogru diyor, kardesim. Onun emrinde calismaktansa, senin emrinde calismayi tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. The Next Three Days-3 2010 info-icon
That's nice. l'd rather work under him, too. Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. cok hos. Ben de onun emrinde calismayi tercih ederim. Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. The Next Three Days-3 2010 info-icon
You'd rather ''work'' under John? John'un altında çalışmayı mı tercih ederdin? Bunu da mı sorun ediyorsun? John'un emrinde calismayi mi tercih edersin? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un altında çalışmayı mı tercih ederdin? Bunu da mı sorun ediyorsun? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un altında çalışmayı mı tercih ederdin? Bunu da mı sorun ediyorsun? The Next Three Days-3 2010 info-icon
No! Why would l have a problem with your little sexual innuendo? Hayır! Neden senin cinsel imalarınla ilgili bir sorunum olsun ki? Hayir! Neden ufak cinsel imalarini sorun edeyim ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden senin cinsel imalarınla ilgili bir sorunum olsun ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden senin cinsel imalarınla ilgili bir sorunum olsun ki? The Next Three Days-3 2010 info-icon
So l should just sit here while you come on to my husband right in front of me? Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? Ne yani, sen karsimda kocama sulanirken oylece oturmami mi bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? The Next Three Days-3 2010 info-icon
Lara, if l wanted your husband, l would have him, like that. Lara, kocanı elde etmek isteseydim, ederdim, bu kadar basit. Lara, kocani isteseydim, coktan benim olurdu. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı elde etmek isteseydim, ederdim, bu kadar basit. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı elde etmek isteseydim, ederdim, bu kadar basit. The Next Three Days-3 2010 info-icon
You know what your problem is? Okay... Senin sorunun ne biliyor musun? Tamam... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Tamam... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Tamam... The Next Three Days-3 2010 info-icon
Baby, this is your fault! Huge, exactly! Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! Bebegim bu senin sucun! Evet, ikisi de kocaman! Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! The Next Three Days-3 2010 info-icon
lf you had half a brain, we wouldn't be having this conversation. Normalin yarısı kadar beynin olsaydı şu an bu tartışmayı yapmazdık. Azicik biraz aklin olsaydi, su an bu konusmayi yapiyor olmazdik. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Normalin yarısı kadar beynin olsaydı şu an bu tartışmayı yapmazdık. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Normalin yarısı kadar beynin olsaydı şu an bu tartışmayı yapmazdık. The Next Three Days-3 2010 info-icon
Good night, brother dear! Good night! İyi geceler, kardeş! İyi geceler! iyi geceler, canim kardesim! iyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, kardeş! İyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, kardeş! İyi geceler! The Next Three Days-3 2010 info-icon
She's completely full of herself. Don't try and agree with me now! Fazlasıyla kendini beğenmiş bir kadın. Benimle aynı fikirdeymiş gibi yapma! Ne kadar da kendine guveniyor. Sakin ha simdi benimle ayni fikirde oldugunu soyleme! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Fazlasıyla kendini beğenmiş bir kadın. Benimle aynı fikirdeymiş gibi yapma! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Fazlasıyla kendini beğenmiş bir kadın. Benimle aynı fikirdeymiş gibi yapma! The Next Three Days-3 2010 info-icon
l don't even think she's a member of the dental profession. Diş hekimi olduğunu bile düşünmüyorum. Kapa çeneni! Bence dis hekimi bile degildir. Bence diş hekimi bile değildir. Diş hekimi olduğunu bile düşünmüyorum. Kapa çeneni! Bence diş hekimi bile değildir. Bence diş hekimi bile değildir. Bence diş hekimi bile değildir. Diş hekimi olduğunu bile düşünmüyorum. Kapa çeneni! The Next Three Days-3 2010 info-icon
She probably can't even spell ''anesthesiologist.'' Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. The Next Three Days-3 2010 info-icon
The woman's a complete fraud. We went to her office party, you idiot! Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! Kadin tam bir palavraci. Ofisinde verdigi partiye gitmistik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! The Next Three Days-3 2010 info-icon
And l believe she hit on me that night as well. O gece bile bana asılmıştı. Hayal alemindesin. Ve bana kalirsa, o gece de bana sulanmisti. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. O gece bile bana asılmıştı. Hayal alemindesin. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. O gece bile bana asılmıştı. Hayal alemindesin. The Next Three Days-3 2010 info-icon
You are completely delusional. She didn't even hit on you in there. l just don't like her. Halusinasyon goruyorsun. Burada da sana sulanmadi ki. Ben sadece ondan hoslanmiyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. The Next Three Days-3 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 167859
  • 167860
  • 167861
  • 167862
  • 167863
  • 167864
  • 167865
  • 167866
  • 167867
  • 167868
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact