Search

English Turkish Sentence Translations Page 164742

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
AMERICAN INTERVIEWEE: 'Your Prime Minister may have	"Başbakanınız, ekonomik çıkarlar gibi saygıdeğer..."	The Hour Episode #1.6-1	2011
'defended Suez in your economic interest.' Oh, Christ.	"...amaçlar için Süveyş'i koruyabilir."	The Hour Episode #1.6-1	2011
'That's why I voted for Eisenhower,	"Bu yüzden ben Eisenhower'a oy verdim,"	The Hour Episode #1.6-1	2011
'because he kept the hell out of there.'	"çünkü o, oradaki cehennemden uzak durdu."	The Hour Episode #1.6-1	2011
Views expressed by foreign nationals do not contravene the rule.	Yabancı yurttaşların görüş ifade etmeleri, kurala aykırılık oluşturmuyor.	The Hour Episode #1.6-1	2011
The protests in London are in response to events in Suez,	Londra'daki protestolar, Süveyş'teki olaylara cevap niteliğinde...	The Hour Episode #1.6-1	2011
and our country is divided.	...ve ülkemiz bölünmüş durumda.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And this is what we saw... Cue TC.	Ve işte gördüklerimiz... TC'ye işaret ver.	The Hour Episode #1.6-1	2011
We're standing in a side street by Trafalgar Square.	Trafalgar meydanının bir yan sokağında duruyoruz.	The Hour Episode #1.6-1	2011
"we won't fight in Eden's war,"	"...Eden'ın savaşında savaşmayız."	The Hour Episode #1.6-1	2011
another from Lincolnshire...	bir diğeri Lincolnshire'dan geliyordu...	The Hour Episode #1.6-1	2011
Come back on the sound levels a bit. Time?	Sesi aç biraz daha. Zaman?	The Hour Episode #1.6-1	2011
12 minutes 14 seconds.	12 dakika 14 saniye.	The Hour Episode #1.6-1	2011
REPORTER: Madam, I notice you're wearing medals.	Hanımefendi, madalya taktığınız dikkatimi çekti.	The Hour Episode #1.6-1	2011
May I ask you which regiment?	Sorabilir miyim hangi alay?	The Hour Episode #1.6-1	2011
REPORTER: Your husband's?	Eşiniz mi?	The Hour Episode #1.6-1	2011
Son, and...	Oğlum ve...	The Hour Episode #1.6-1	2011
I don't want to lose another,	Bir başkasını daha kaybetmek istemiyorum,	The Hour Episode #1.6-1	2011
I notice that you've brought his daughter here today.	Bugün, kızınızı buraya getirdiğinize dikkat ettim.	The Hour Episode #1.6-1	2011
She never knew him, I...	Onu hiç tanımadı...	The Hour Episode #1.6-1	2011
I want her to remember today.	Onun bugünü hatırlamasını istiyorum.	The Hour Episode #1.6-1	2011
'If Sir Anthony Eden is sincere	"Eğer Sör Anthony Eden söylediklerinde..."	The Hour Episode #1.6-1	2011
'in what he is saying, and he may be...'	"...samimiyse, belki de..."	The Hour Episode #1.6-1	2011
Um, anyone for... a top up? No, thank you.	İçkisini tazelemek isteyen?	The Hour Episode #1.6-1	2011
then he is too stupid to be a Prime Minister!'	"...o halde başbakan olmak için fazla aptal demektir."	The Hour Episode #1.6-1	2011
I would've been harder. You weren't interviewing.	Ben daha sert olurdum. Röportajı sen yapmıyordun.	The Hour Episode #1.6-1	2011
He's not coming!	Geldiği yok.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Let me make one more phone call.	Bir arama daha yapmama izin ver.	The Hour Episode #1.6-1	2011
TV: 'The police have gone bleeding mad. They're just hitting out at anybody.	"Polis aklını kaçırdı. Kim olursa olsun rastgele saldırıyorlar."	The Hour Episode #1.6-1	2011
'A woman's on the floor. No one's helping her.'	"Bir kadın yerde yatıyor. Kimsenin yardım ettiği yok."	The Hour Episode #1.6-1	2011
'It's becoming heated. You can see people running all over the place.	Ortalık daha da kızışıyor.	The Hour Episode #1.6-1	2011
'There are police on horseback desperately trying to control the fray.'	Arbedeyi ümitsizce kontrol altına almaya çalışan atlı polisler mevcut.	The Hour Episode #1.6-1	2011
No laws broken yet, Angus.	Henüz bir yasa çiğnenmiş değil, Angus.	The Hour Episode #1.6-1	2011
It was Ovid who said a horse never runs so fast	Ovid demiş ki "Bir at, ona yetişip onu geçecek başka...	The Hour Episode #1.6-1	2011
What now? 'Here at The Hour,	Şimdi ne var?	The Hour Episode #1.6-1	2011
'than by our very own day at the races?'	...olayları gözden geçirmek için daha iyi bir yol düşündük.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And what a beautiful day it is,	Bahisçilerin, bu kilit yarışta son bahislerini oynadığı...	The Hour Episode #1.6-1	2011
You can see them lining up at the post. One or two are certanly frisky.	Yerlerinde dizildiklerini görebilirsiniz.	The Hour Episode #1.6-1	2011
You never said anything about a sketch.	Skeç hakkında hiçbir şey söylemedin.	The Hour Episode #1.6-1	2011
There's the stars and stripes. President Eisenhower,	...yıldız ve şeritlerin kişnemesi... Başkan Eisenhower,	The Hour Episode #1.6-1	2011
Yes, Eisenhower's hoping for electoral victory today.	Evet, Eisenhower bugün seçimle ilgili zafer elde etmeyi umuyor.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And they're off!	Ve başladılar.	The Hour Episode #1.6-1	2011
It's a good start for Rule Britannia	Hükümdar Britannia ve Matmazel Francaise için iyi bir...	The Hour Episode #1.6-1	2011
I think it's a play on horse racing, Daddy.	Sanırım at yarışıyla ilgili bir oyun, baba.	The Hour Episode #1.6-1	2011
You see, there's rather witty odds on Rule Britannia	Bakın, Hükümdar Britannia ve Matmazel Francaise'nin...	The Hour Episode #1.6-1	2011
And there's no stopping	Ve Albay için durmak yok.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And the United Nations are clearly flagging...	Ve Birleşmiş Milletler açıkça güçsüz.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Fall back a bit.	Biraz geri çekin.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Eisenhower's fallen back, his eye on the long game.	Eisenhower geride kaldı, gözü uzun oyunda.	The Hour Episode #1.6-1	2011
He's threatening to invade. He's invading.	Saldırı tehdidi altında. Saldırıyor.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Colonel Nasser is not happy.	Albay Nasser mutlu değil.	The Hour Episode #1.6-1	2011
The Israeli is in suspect form.	İsrail şüpheli bir konumda.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Look out, here come the American press.	Bakın, Amerikan Basını geldi.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Two riderless horses are moving in.	İki binicisiz at yarışa girdi.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Man Of Peace and Illegal War.	Barış Adamı ve Kanunsuz Savaş.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Rule Britannia and Mademoiselle Francaise are clearly astounded.	Hükümdar Britannia ve Matmazel Francaise belli ki çok şaşkın.	The Hour Episode #1.6-1	2011
I've never seen the like. It is mayhem today!	Böylesini hiç görmedim. Bugün tam bir kaos.	The Hour Episode #1.6-1	2011
The steward is waving his flag.	Görevli bayrağını sallıyor.	The Hour Episode #1.6-1	2011
..in a fury there's sure to be an enquiry.	Öfke içinde, bir soruşturma olması muhakkak.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Ladies and gentleman, the race has been pulled	Bayanlar ve baylar, binicisiz atların...	The Hour Episode #1.6-1	2011
as the riderless horses cross the line in a photo finish.	...fotofinişte çizgiyi geçmeleriyle yarış geri çekildi.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Where do you want me?	Beni nerede istiyorsun?	The Hour Episode #1.6-1	2011
Ladies and gentlemen, all bets are off.	Bayanlar ve baylar, bütün bahisler geçersiz.	The Hour Episode #1.6-1	2011
There are no winners today.	Bugünün kazananı yok.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Bring the lights up on Hector.	Hector'ın ışıklarını yakın.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Are you completely, completely mad? I said no sketch.	Siz büsbütün kafayı mı yediniz? Skeç yok dedim.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Counting down.	Geri sayım.	The Hour Episode #1.6-1	2011
We're joined in the studio	İngiliz Komünist Partisi'nin...	The Hour Episode #1.6-1	2011
by a member of the British Communist Party, who is...	...bir üyesiyle stüdyodayız...	The Hour Episode #1.6-1	2011
Different interview. Get our comrade out.	Başka bir röportaj. Bizim yoldaşı gönder.	The Hour Episode #1.6-1	2011
I'm terribly, sorry, ladies and gentlemen, that, er...	Çok çok özür dilerim, bayanlar ve baylar.	The Hour Episode #1.6-1	2011
that interview won't be happening.	O röportaj gerçekleşmeyecek.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And what do we have next? This is my programme.	Sırada ne var bakalım? Bu benim programım, Clarence.	The Hour Episode #1.6-1	2011
There are gremlins everywhere.	Makinelerde sorun çıkabiliyor.	The Hour Episode #1.6-1	2011
But that will not stop us tonight.	Fakat bu, bizi bu gece durdurmayacak.	The Hour Episode #1.6-1	2011
The House of Lords, of course, is one...	Lordlar Kamarası, tabii ki...	The Hour Episode #1.6-1	2011
..Bringing a wealth of experience,	...engin tecrübeyle beraber gelen...	The Hour Episode #1.6-1	2011
making laws, legislation, public policy...	...yasama ve yürütmeyi düzenleme, kamu politikası...	The Hour Episode #1.6-1	2011
I'll try to find out.	Öğrenmeye çalışırım.	The Hour Episode #1.6-1	2011
You're going to have to explain to Douglas why no one was informed	Bu gece Lord Elms'in programımıza katılacağı konusunda...	The Hour Episode #1.6-1	2011
Tonight, Lord Elms...	Bu gece, Lord Elms...	The Hour Episode #1.6-1	2011
will be interviewed by...	...röportajını...	The Hour Episode #1.6-1	2011
... my colleague. Mr Frederick Lyon, our home affairs reporter,	...meslektaşım Bay Frederick Lyon gerçekleştirecek,	The Hour Episode #1.6-1	2011
who has been keeping a very close eye on events.	Olayları çok yakından takip eden bir göz.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Lord Elms will have no doubt have something to say... Christ.	Lord Elms'in şu anki durumla ilgili...	The Hour Episode #1.6-1	2011
..about the situation, and in particular...	...şüphesiz söylemek istedikleri var.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Ron, keep it going.	Ron, devam ettir.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Camera two.	Kamera 2.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Um... good evening, Lord Elms.	İyi akşamlar, Lord Elms.	The Hour Episode #1.6-1	2011
Thank you for joining us tonight. Thank you for asking me.	Bu gece bize katıldığınız için teşekkürler.	The Hour Episode #1.6-1	2011
You have been a member of the House of Lords for many years.	Uzun yıllardır...	The Hour Episode #1.6-1	2011
Yes. I also served in both world wars.	Evet. Ayrıca iki dünya savaşında da görev yaptım.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And for several years, I practised at the bar.	Birkaç yıl da avukat olarak çalıştım.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And you've known Sir Anthony Eden for many years. Is that correct?	Sör Anthony Eden'ı yıllardır tanıyorsunuz.	The Hour Episode #1.6-1	2011
I've supported the Prime Minister in the past.	Başbakanı geçmişte destekledim.	The Hour Episode #1.6-1	2011
And what of now, Lord Elms?	Peki ya şimdi Lord Elms?	The Hour Episode #1.6-1	2011
I find that...	Farkına vardım ki...	The Hour Episode #1.6-1	2011
all that I believed, all that I held true	...tüm inandığım, doğru olan her şey	The Hour Episode #1.6-1	2011
has been turned upside down in these last few fragile months.	...son hassas geçen birkaç ay içerisinde tepetaklak oldu.	The Hour Episode #1.6-1	2011
so great,	...buldum.	The Hour Episode #1.6-1	2011