Search

English Turkish Sentence Translations Page 164620

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
It's me, your President! What's goin' on? Thanks for coming.	Hey, benim, Başkanınız! Nasıl gidiyor? Geldiğiniz için sağolun. Hey, benim, başkanınız! Nasılsınız?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Now, according to the Galactic Penal Code,	Mm. Şimdi, Galaktik Ceza Yasasına göre, Galaksi Ceza Kanunları'na göre...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Get off of me!	Ow, bırakın beni! Bırakın beni!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
What the hell is that?	Ow! Neydi bu? Bu da ne böyle?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
No, wait, wait! There's been some kind of mistake.	Ow, hayır, bekle! Bir tür yanlışlık oldu. Ah! Hayır, durun, durun! Bir hata olmalı.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
What to do if you find yourself stuck with no hope of rescue.	Hiç kurtuluş ümidi olmadan kapana kısılsaydınız ne yapardınız. Kendinizi kurtulma umudunun olmadığı bir yerde bulursanız yapılacaklar:	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Kidnapping the President.	Oh, Başkan kaçırma. Başkanı kaçırmak.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
No, she's not eligible for release at this time.	Oh, hayır. Şu anda tahliyesi için yeterli koşullar yok. Şu anda serbest kalma hakkına sahip değil.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Look, this is the President.	Tamam, bak. Başkan burada. Tamam. Bak bu Başkan.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
See, there?	Oh! Tamam, gördün mü? Resmi gördün mü?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I'll stay here. All right. Hold that.	Ben burada kalacağım. Pekala, tut şunu. Tamam. Ben burada beklerim. Tamam. Şunu tut. Bekle...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
He's hungry today.	Oh, anlaşılan bugün çok aç. Bugün çok acıkmış.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
This is, it's for Tricia McMillan.	Tamam, işte bu, uh, Tricia McMillan için. Tamam, işte burada, Tricia McMillan için.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Tricia McMillan.	Tricia McMillan. Mm. Tamam. Tricia McMillan. Tamam.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Zaphod's here. Well, then that's fine then.	Zaphod burada. Şey, o zaman, uh, bu iyi. Zaphod burada demek. Bu güzel oldu.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Come on. You idiot!	Hey, gel buraya. Seni salak! Hey, gel bakalım. Salak herif!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
A backbone? What about coming here to rescue you? Thank you. My idea.	Oh, cesur mu? Buraya gelip seni kurtarmama ne dersin? Teşekkür ederim. Benim fikrim. Oh! Cesur mu? Seni kurtarmak için buraya...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
The President tests my patience.	Oh, Başkan sabrımı zorluyor. Başkan sabrımı taşırdı artık.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
That's one hour for lunch, everybody.	Oh. Öğle molası millet. Bir saat öğle yemeği molası.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I'm so sorry. No, come in.	Oh, özür dilerim. Yo, içeri gel. Özür dilerim. Sorun değil, gir.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I didn't...	Ben... Ben... B... Ben...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
For what it's worth, I know how you must be feeling...	Um, bunun pek önemi olmasa da, nasıl hissediyor olduğunu biliyorum... Faydası olur mu bilmiyorum ama, nasıl hissettiğini biliyorum...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Can you hand me a towel? Sure, this...	Bir havlu uzatır mısın? Evet, tabi, al... Bana bir havlu verir misin? Tabii, elbette...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I'm gonna get you another lemon.	Tamam, sana bir limon daha getireyim. Pekâlâ, gidip sana limon getireceğim.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Greetings. This is a recorded announcement as we are all out.	Selam sizlere. Bu kaydedilmiş bir duyurudur. Selamlar. Bu kaydedilmiş bir duyurudur çünkü hepimiz dışarıdayız.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Computer, keep going. Take us down.	Tamam, bilgisayar, devam et. Bizi aşağı indir. Pekâlâ, bilgisayar. İlerlemeye devam et. Bizi aşağı indir.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I'd be happy to.	Memnuniyetle.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
It is gratifying that your enthusiasm	Gezegenimize olan ilginizin, Gezegenimize göstermiş olduğunuz ilginin...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I'm delighted to tell you	İki adet nükleer füzenin bize doğru yönelmekte Tam donanımlı iki nükleer füzenin üstümüze...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Something's jamming my guidance system.	Bir şey rehber sistemimi bozuyor. Bir şey yönlendirme sistemimi bozuyor.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Sure. Handing over manual control. Good luck.	Elbette. Kontrol aparatını çıkarıyorum. İyi şanslar. Nasıl isterseniz. Elle kumanda devrede. İyi şanslar.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Where are we?	Wow. Neredeyiz? Neredeyiz?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
And an improbability factor of 8,767, 128 to 1 against.	Ve olasılıksızlık faktörü 8,767,128'de 1. İhtimalsizlik faktörü 8.767.128'de 1.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
We have normality.	Norm... Normale döndük. Normale döndük.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
It is important to note that suddenly, and against all probability,	Belirtilmesi gereken bir şey de, olasılık dışı olmasına karşın, Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise, bütün ihtimalsizliklere rağmen...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
What's happening? Who am I?	Ah, whoa, neler oluyor? Kimim ben? ...Hey, neler oluyor? Ben kimim acaba?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Calm down, get a grip now.	Tamam, tamam. Sakin ol. Sıkı dur şimdi. Tamam, sakin ol. Derhal kendini topla.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
This is an interesting sensation. A sort of tingling in my...	Ooh, çok ilginç bir duyum bu. Soğuktan yanma hissi var şeyimde... Çok ilginç bir duygu bu. Şeyimde...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I better start finding names for things. Let's call it a tail. Tail.	Şeylere bir isim bulsam iyi olur. Buna kuyruk diyelim. Evet, kuyruk. Şu 'Şey'e bir isim bularak başlasam iyi olacak.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Yay, this is really exciting. I'm dizzy with anticipation.	Bu çok heyecan verici. Bu bekleyiş başımı döndürüyor. Evet, çok hoşuma gitti. Heyecandan başım dönüyor.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
The only thing that went through the mind of the bowl of petunias	Saksıdaki petunyanın ise, düşerken aklından geçen Garip bir şekilde, bir saksı petunyanın düşerken aklından geçenler ise:...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
as it fell was, "No, not again!"	tek şey şuydu; "Oh, hayır, yine mi?"	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
This is the one.	Ah, işte bu. İşte bu.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
In we go!	Tamam, içeri giriyoruz! Pekâlâ, içine giriyoruz!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
What? It's a big biggie, Ford. A big biggie.	Ne? Evet, sorun Ford. Hem de koca bir sorun. Ne? Evet, hem de çok önemli, Ford. Çok çok önemli.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Ford! Wait for me!	Ford! Hey, beni bekle! Ford! Hey, beni de bekle!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Idiot! Come on...	Salak. Hadi, hadi, hadi! Aptal! Haydi, haydi, haydi, haydi!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Who are you? No, my name is not important.	Sen de kimsin? Uh, ismim önemli değil. Sen de kimsin? Adım önemli değil.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
You must come with me.	Uh, benimle gelmek zorundasın. Benimle gelmek zorundasın.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
You must come or you'll be late.	Um, sen... gelmek zorundasın, yoksa gecikeceksin. Gelmelisin yoksa geç kalacaksın.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
My name is...	Tamam, ismim, um... Pekâlâ, benim adım...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Slartibartfast.	...benim adım... Slartibartfast. Benim adım... şey... şey... Slartibartfast.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I said it wasn't important.	B... B... Ben önemli olmadığını söylemiştim. Önemli olmadığını söylemiştim.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Yes, fascinating trade.	Oh, evet, büyüleyici ticaret. Evet, oldukça ilginç bir iştir.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Doing the coastlines was always my favorite.	Şeyleri, um... Kıyıları yapmaktan her zaman hoşlanmışımdır. En çok sahil şeritlerini yapmayı severim.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
are a bit of a luxury commodity...	biraz fazlaca lükse kaçtığı düşünüldü. ...biraz lüks kaçtığı düşünülmeye başladı.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
I must warn you,	Um, seni uyarmalıyım. Seni uyarmalıyım...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
It may disturb you.	Huh? Rahatsız olabilirsin. Ne? Seni huzursuz edebilir.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Welcome to our factory floor.	Ha, ha, ha. Fabrika alanımıza hoşgeldin. Fabrikamıza hoş geldin.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
This is it.	Evet, bu o. Evet, işte bu.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
What? I've been watching TV.	Ne? TV izliyordum. Ne? TV seyrediyordum.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Right, I forgot. Is it here?	Oh, doğru ya. Unutmuşum. O burada mı peki? Doğru, unutmuşum. Peki o burada mı?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Well...	Peki... Tamam.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
The show's back on.	Oh, shh, shh. Şov yeniden başlıyor. Şş, şş! Program başladı.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Zaphod, Zaphod, there's the gun.	Zaphod, Zaphod, silahı unutma. Zaphod, Zaphod, silahı unuttun.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
You gave him your head. Why'd I do that?	Ona kafanı vermiştin. Ben... Bunu neden yaptım? Ona başını vermiştin. Niye vereyim ki?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
That's stupid.	Tamam. Bu aptallık. Tamam. Aptalca oldurdu.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
So you made the Earth?	Yani sen... Dünya'yı sen mi yaptın? Demek Dünya'yı siz inşa ettiniz.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Not me alone, but I did my part.	Tek başıma değil, ama payıma düşeni yaptım. Tek başıma değil elbette. Ama üzerime düşeni yaptım.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
That was one of mine. I got an award for it.	Yaptıklarımdan birisidir. Onun için ödül aldım ben. Orası benim işlerimden biriydi. Hatta ödül bile aldım.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
All right, Frank? That's Frank.	Pekala, Frank? O... O Frank. Nasıl gidiyor, Frank? Onun adı Frank.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
They nearly finished the oceans.	Ah ha. Okyanusları neredeyse bitirmişler. Okyanusları bitirmek üzereler.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Now you can go get your head back. Ford.	Şimdi gidip kafanı geri alabilirsin. Hey, Ford. Artık gidip kafanı geri alabilirsin. Hey, Ford.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
This is a bust too.	Whoa! Bu da patlamaymış. Ne atıştı ama!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Man. You know, you must really be frustrated.	H... H... Hey, dostum. Biliyor musun, çok yılmış olmalısın. Sen gerçekten ümitsiz vakasın.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
The Point of View Gun, conveniently,	Bakış Açısı Silahı, münasip olarak, Bakış Açısı Silahı, tam olarak...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
If you point it at someone and pull the trigger,	Eğer bu silahı bir kişiye doğrultup tetiği çekerseniz, Eğer birine nişan alır ve tetiği çekerseniz...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
And you're right, I shouldn't be so upset	Uh, uh, ve sen haklısın, bu kadar üzülmemeliyim, Haklısın, bu kadar üzülmemeliydim...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Of course you're edgy. Your planet's been blown up	Argh. Tabi ki sinirlenirsin. Gezegenin yok edildi, Sinirlenmekte haklısın. Gezegenin havaya uçtu...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
You actually wanted to know the question	Ugh! Soruyu bilmek istiyordun Aslında sende sorunun ne olduğunu öğrenmek istiyorsun...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Fantastic. Psychedelic.	Hey, fantastik. Saykodelik. Hey, bu muhteşem bir şey.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
That's not true.	Huh? Bu doğru değil. Bu doğru değil.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Baby doll.	Oh, bebeğim. Bebeğim.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
But they're protrusions into our dimension of hyperintelligent beings.	Evet, ama onlar bizim boyutumuza indirgenmiş, hiper zeki yaratıklardır. Evet, ama aslında onlar bizim hiperzeki ırkımızın bir uzantısı.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
No. That's what they wanted you to think,	Ah, hayır, şey, evet, hayır. Düşünmenizi istedikleri şey buydu, Hayır, onlar böyle düşünmenizi istedi...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
And are you?	Ve öyle misin? Uh... hayır. Peki mutlu musunuz? Hayır.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
It's all there.	Hepsi, um... Hepsi burada. Her şey orada.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Come on, that's lovely.	Oh, hadi, bu çok güzel. İşte bu çok güzel.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
The talking mice. Cool.	Ve, um, konuşan... konuşan fare. Süper. Konuşan fareler. Harika.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Sit, Earthman. Thank you. Thank you for that.	Otur, dünyalı. Oh, teşekkür ederim. Otursana, Dünyalı. Sandalye için teşekkürler.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Please, drink. Excuse me.	İç lütfen. Um, uh, afedersiniz. Lütfen iç. Şey afedersiniz.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Is there anything else? No, we're quite happy, thank you.	Uh, başka bir şey var mı? Hayır, gayet mutluyuz, teşekkürler. Başka bir şey var mı? Hayır, gayet mutluyuz, teşekkürler.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Good, I'll be outside, so...	Um, iyi, ben dışarıdayım. Güzel, ben dışarıdayım.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Sorry.	Shh. Afedersiniz. Afedersiniz.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Or how many Vogons does it take to change a light bulb?	Ya da, um, uh, bir elektrik lambası yapmak için kaç Vogon gerekir? Ya da bir ampul değiştirmek için kaç Vogon gerekire?	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
That's not bad.	Hey, bu fena değil. Bu hiç fena değil.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Bollocks!	Oh, lanet olsun! Lanet olsun!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Vogons are the worst marksmen in the galaxy.	Vogonlar galaksinin en kötü nişancılarıdırlar. Oh. Vogonlar galaksinin en kötü nişancılarıdır.	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Now I've got a headache...	Şimdi başım ağrıyor... ağrıyor... ağrıyor... Bir baş ağrısı eksikti... Baş ağrısı... Baş ağrısı...	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005
Come on. Fire, fire!	Hadi. Oh, ateş, ateş! Haydi! Ateş, ateş!	The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-7	2005