Search
English Turkish Sentence Translations Page 16178
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Who's that? My mother. Mom! | Bu kim? Annem. Anneciğim! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Oh aunty! | Oh teyze! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Son, I felt I had a bad dream. | Oğlum, sanırım kâbus gördüm. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Aunty, feeling better? | Teyzeciğim, daha iyi hissediyor musunuz? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
What's all this, son? | Bütün bunlar da ne oluyor, oğlum? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
No, mom. It's just that we were playing a game... | Hayır, anne. Biz sadece oyun oynuyorduk... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...and it was my turn. Can I just see you outside for a second? | ...ve benim sıramdı. Seninle dışarıda biraz konuşabilir miyiz? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Thank you. Come. Come. We'll be right back. | Teşekkürler. Gel. Gel. Hemen döneriz. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Relax. Just relax. | Sakin ol. Sakin ol. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Your mother doesn't know about you, does she? | Annen senin gay olduğunu bilmiyor, değil mi? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
How would she know, poor baby? Come to daddy. | Nereden bilecek, zavallıcık? Babana gel. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Living a lie, and that too, for others. | Diğerleri için bir yalanı yaşamak. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
It hurts. It really, really hurts. Till today, I haven't told... | Çok acı verici. Gerçekten çok acı verici. Bugüne kadar... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...my mom and dad that their Murli... | ...ben de anneme ve babama oğulları Murli'nin... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Murli? Murli... me... M... you know, darling. | Murli mi? Murli... ben... M... bilirsin, hayatım. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
God, she's back. | Tanrım, geri geldi. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Is this a house or a madhouse? Mom! | Burası ev mi yoksa akıl hastanesi mi? Anne! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Don't you dare call me mother! | Bana anne diye hitap etmeye cüret etme! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Did you think even a little about my old age... | Yaşımı da mı hiç düşünmedin? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Now why are you sitting in his lap. Get away from him! | Şimdi niye onun kucağındasın? Uzak dur ondan! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Let me talk to her. Let me. | Bırak onunla ben konuşayım. Bırak konuşayım. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Don't you dare touch my son, you witch! | Oğluma dokunmaya kalkma, seni cadı! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
You will have a mother's curse on you. | Bir annenin laneti üzerine olacak. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Come back home. Come back home. | Eve geri dön. Eve geri dön. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Come to London with me. You were better off there. | Benimle Londra'ya geri gel. Orada daha iyiydin. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
You were with girls there. Here, you are... just come back home. | Orada kızlarla beraberdin. Burada... sen eve geri dön. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
No, no, no. One sec, one sec, one sec. | Hayır, hayır, hayır. Bir saniye, bir saniye, bir saniye. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Let me talk to her. Aunty! Aunty! Look at me. Look at me. | Bırakın onunla ben konuşayım. Teyzeciğim! Teyzeciğim! Bana bakın, bana bakın. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Whether it's London or Miami, your son is gay. He likes men. | Londra ya da Miami fark etmez, oğlun gay. Erkeklerden hoşlanıyor. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Wake up! | Uyan artık! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Mom! Don't listen to him, mom. He's talking nonsense. | Anneciğim! Onu dinleme, anne. Anlamsız anlamsız konuşuyor. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
You told me yourself that you are gay. | Bana gay olduğunu söyledin. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
He told you? | Size öyle mi söyledi? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
No, aunty. Sam's telling the truth. There's nothing to it. | Hayır, teyzeciğim. Sam doğruyu söylüyor. Öyle bir şey yok. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
He'll obviously lie. He's Sameer's boyfriend. | O da tabii ki yalan söyleyecek. O Sameer'in erkek arkadaşı. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Boyfriend? | Erkek arkadaşı mı? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Boyfriend? Neha, you told me that they both were single. | Erkek arkadaşı mı? Neha, sen bana ikisinin de yalnız olduğunu söylemiştin. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
They are... | Öyleler... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Single? No, no, no. They are a couple. | Yalnız mı? Hayır, hayır, hayır. Onlar çift. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
They applied for a residency permit together. | Beraber oturma izni için başvurdular. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Rascal! You dared to lie to your mother! I know everything. | Alçak! Annene yalan söylemeye nasıl cesaret edersin? Ben her şeyi biliyorum. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
I received the letter. That's why I've come here. | Posta bana geldi. Bu yüzden buraya geldim. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Oh God! Grant me death! Mom! | Oh Tanrım! Beni ölümle ödüllendir! Anne! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
What are you punishing me for, God? | Tanrım, beni neden cezalandırıyorsun? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
No, mom... This uncle with the yellow shirt is after my child. | Hayır, anne... Oğlumun peşinde dolaşan sarı gömlekli amca... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Who is she talking to? | Kimle konuşuyor? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Come on, Sam, for how long will you hide your love? | Hadi Sam, aşkını daha ne kadar saklayacaksın? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
I think it's time. Tell your 'Venice story' to aunty. | Bence tam zamanı. Hadi annene "Venedik hikâyenizi" anlat. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Venice? You went to Venice? No, no... | Venedik mi? Venedik'e mi gittin? Hayır, hayır. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
No, no. It's all my fault. I never kept a check on you. | Hayır, hayır. Bunların hepsi benim hatam. Seni yeterince kontrol edemedim. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Had I done so, then you wouldn't be committing all these mistakes. | Eğer kontrol etseydim, o zaman bütün bu hataları yapmazdın. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Aunty, love isn't a mistake. Loνe is blind. Isn't it? | Teyzeciğim, sevmek hata değildir. Aşkın gözü kördür. Öyle değil mi? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
It isn't so blind that... | Kızla erkeği ayırt edemeyecek... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...it can't differentiate between a guy and a girl. | ...kadar da kör değildir. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Stop it, please! It's enough. I'm struck with grief. | Kes artık, lütfen! Yeter. Yeteri kadar üzüldüm. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Mom, listen to me. Mom! | Anne, beni dinle. Anne! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Thank you, son. I don't want to listen to anything anymore. | Teşekkürler, oğlum. Daha fazla bir şey dinlemek istemiyorum. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Mom, please... | Anne lütfen... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
You'll support me well... Mom! | Bana çok iyi destek oluyorsun. Anne! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Your son rides the bride's palanquin. | Oğlun düğünde gelin arabasında oturacak. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Alas! You're done for! | Eyvah! Buna hazır olmalısın! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Ignoring the young damsels... | Soylu ailelerin kızlarını reddetmek... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
What is this dilemma of the heart? | Kalbin düştüğü ikilem nelerdir? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Men express fondness for men... | Erkeklerin erkeklere gösterdiği ilgi... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
The boy wearing the bride's gown... | Gelin kıyafeti giyen bir erkek... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
A mom's dream has been shattered. | Bir annenin rüyaları paramparça oldu... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Mama's boy... | Anasının kuzusu... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Mama's boy has gotten spoilt. | Anasının kuzusu, bozulmuş. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
God knows whose evil shadow befell him. | Tanrı bilir, üzerinde kimin laneti vardır. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
He failed to admire the shade of long tresses. | Uzun saçların gölgesinde, onlara hayran olmayı başaramamış. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
He rots in the heat. Oh, my God! | Güneşte çürüyor. Oh, Yüce Tanrım! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
He behaves strangely. Oh, my God! | Çok garip davranıyor. Oh, Yüce Tanrım! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Somebody set him straight. Stop him! | Biri onu normale çevirsin. Durdur onu! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
He's possessed! Stop him! | O etki altında kalmış! Durdur onu! | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
A pair of guys... The girls weep. | Bir çift erkek... Kızlar ağlıyor. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
There wasn't any need for them anymore. | Artık onlara ihtiyaç yok. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
A mom's dream has been shattered. | Bir annenin rüyaları paramparça oldu. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Hello, everyone. I have an announcement to make. | Herkese merhaba... Bir duyurum var. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
I've been asked to be the new editor in chief of Diva. | Ben Diva'nın yeni baş editörü oldum. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
So let me introduce you to your new boss... | Yani, size yeni patronunuzu tanıştırmama izin verin... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...the new editor in chief of Verve. | ...Verve'ün yeni baş editörü. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Please put your hands together and give a big warm welcome... | Lütfen onu alkışlayıp sıcak bir hoşgeldin diyelim... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...to your new boss, Mr. Abhimanyu Singh. | ...yeni patronunuz, Bay Abhimanyu Singh. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
God, he's hot. | Tanrım, çok ateşli. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Hello, everyone. I'm not very good with speeches so... | Herkese merhaba. Pek iyi konuşma yapamam. Bu yüzden... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...let's just take the day off and get to know each other and... | ...bugün çalışmak yerine birbirimizi tanımaya başlayalım... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...also bid farewell to the one and only M. | ...ve ayrıca M'ye güzel şekilde bir veda edelim. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Child? What happened? | Çocuğum! Ne oldu? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Did somebody say something? | Biri kötü bir şey mi söyledi? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
No, aunty. Nothing. | Hayır, teyzeciğim. bir şey yok. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Then are you practicing how to cry? | O zaman ağlama egzersizleri mi yapıyorsun? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Honestly, nothing happened. | Gerçekten, hiçbir şey olmadı. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Okay, then I'll fulfill this formality by myself. | Tamam, o zaman bu konuşmayı kendi kendime tamamlarım... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Why are you crying, dear? No, I'm not crying. | Neden ağlıyorsun canım? Hayır, ağlamıyorum. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Something has happened for sure, dear. | bir şey olmadığına emin misin canım? | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
No, aunty. Nothing has happened. | Hayır, teyze. bir şey olmadı. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Did somebody say something to you? No. | Biri sana kötü bir şey mi söyledi? Hayır. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
Now, tell me. | Şimdi, söyle bakalım. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
I was told that I'll be given a promotion... | Terfi edeceğimi sanıyordum. | Dostana-1 | 2008 | ![]() |
...and then that position was given to somebody else. | ...ve sonra beklediğim pozisyon başkasına verildi... | Dostana-1 | 2008 | ![]() |