Search
English Turkish Sentence Translations Page 158424
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Ray Tango! | Ray Tango! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| He loves to dance. | Dans etmeyi seviyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| He waltzes in and takes all my drugs. . . | Paralarim ve uyuºturucumla dans ediyor... Paralarım ve uyuşturucumla dans ediyor... Paralarım ve uyuşturucumla dans ediyor... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .and then Tangos out again. | ...ve sonra çekip gidiyor. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I've had enough. | Usandim artik. Usandım artık. Usandım artık. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Too much television. . . | Çok fazla televizyon... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .can hurt your eyes. | ...gözleri bozabilir. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Now do you see why we can't kill them? | Neden onlari öldürmemeliyiz, anlaºildi mi? Neden onları öldürmemeliyiz, anlaşıldı mı? Neden onları öldürmemeliyiz, anlaşıldı mı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I do not see. | Anlamiyorum. Anlamıyorum. Anlamıyorum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It would be much quicker. | Daha çabuk olabilir. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| And easier. | Daha kolay. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Quicker. . . | Daha hizli... Daha hızlı... Daha hızlı... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .and easier. | ...ve daha kolay. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| That's how you make a cake. | Bu bir pasta yapma biçimidir. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Or clean a toilet bowl, or shop. . . | Ya da tuvaletleri temizleme, ya da postayla... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .by mail. | ...aliº veriºtir. ...alış veriştir. ...alış veriştir. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| But it's not how to run a multi million dollar business like ours. | Ama bizimki gibi mülti milyoner bir iºi döndürmek için geçerli degil. Ama bizimki gibi mülti milyoner bir işi döndürmek için geçerli değil. Ama bizimki gibi mülti milyoner bir işi döndürmek için geçerli değil. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Mr. Quan. | Bay Quan. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| On the east side. . . | Dogu yakasinda... Doğu yakasında... Doğu yakasında... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .your part of the city. . . | ...ºehrin size ait sektöründe... ...şehrin size ait sektöründe... ...şehrin size ait sektöründe... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .Gabriel Cash. . . | ...Gabriel Cash... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .has cost me $60 million. . . | ...bana 60 milyon dolara patladi... ...bana 60 milyon dolara patladı... ...bana 60 milyon dolara patladı... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .including guns, drugs and other enterprises. On the west side. . . | ...bu da silah kaçakçiligi, uyuºturucu vs. demektir. Bati yakasinda... ...bu da silah kaçakçılığı, uyuşturucu vs. demektir. Batı yakasında... ...bu da silah kaçakçılığı, uyuşturucu vs. Demektir. Batı yakasında... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .Mr. Lopez. . . | ...bay Lopez... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .Ray Tango. . . | ...Ray Tango... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .has cost me even more. | ...daha da pahaliya patladi. ...daha da pahalıya patladı. ...daha da pahalıya patladı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Two little mice. . . | Iki küçük fare... İki küçük fare... İki küçük fare... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .and so much damage. | ...ve yiginla kayip. ...ve yığınla kayıp. ...ve yığınla kayıp. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| But if we kill them, we risk all out war with the police. | Ama onlari öldürürsek, polise savaº açmak demektir. Ama onları öldürürsek, polise savaş açmak demektir. Ama onları öldürürsek, polise savaş açmak demektir. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| They're heroes already. | Zaten kahramanlar. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Why make martyrs of them? | Neden bir de ºehit olsunlar? Neden bir de şehit olsunlar? Neden bir de şehit olsunlar? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Instead of death. . . | Ölüm yerine... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .we have a game. | ...bir oyunumuz var. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| A game that only we can win. | Yalnizca bizim kazanacagimiz bir oyun. Yalnızca bizim kazanacağımız bir oyun. Yalnızca bizim kazanacağımız bir oyun. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Within two weeks. . . | Iki hafta içinde... İki hafta içinde... İki hafta içinde... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .I will take delivery of the largest shipment of weapons that. . . | ...çok önemli bir silah teslimiyati alacagim... ...çok önemli bir silah teslimiyatı alacağım... ...çok önemli bir silah teslimiyatı alacağım... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .we have ever handled. | ...ºimdiye dek en büyük teslimiyat. ...şimdiye dek en büyük teslimiyat. ...şimdiye dek en büyük teslimiyat. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Within that time. . . | Ve bu arada... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .Tango. . . | ...Tango... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .and Cash. . . | ...ve Cash... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .will be safely tucked away. . . | ...gözden uzak olacaklar... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .behind bars. | ...tel örgülerinin ardinda. ...tel örgülerinin ardında. ...tel örgülerinin ardında. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Aren't they beautiful? | Ne hoºlar degil mi? Ne hoşlar değil mi? Ne hoşlar değil mi? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You almost got yourself killed, pal. | Kendini öldürtecektin, dostum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's the other way around. | Sanirim tersi. Sanırım tersi. Sanırım tersi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I pull this trigger, your throat's hanging off that wall. | Bu tetige bastigimda, bogazin duvara yapiºir. Bu tetiğe bastığımda, boğazın duvara yapışır. Bu tetiğe bastığımda, boğazın duvara yapışır. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Pull that trigger, I'll blow you in half. | O tetige bastiginda, seni ikiye biçerim. O tetiğe bastığında, seni ikiye biçerim. O tetiğe bastığında, seni ikiye biçerim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You never had a chance to hit me with that gun. | Bu tabancayla bana dokunma ºansin yok. Bu tabancayla bana dokunma şansın yok. Bu tabancayla bana dokunma şansın yok. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Not this one. | Bununla degil. Bununla değil. Bununla değil. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You know me? | Beni taniyor musun? Beni tanıyor musun? Beni tanıyor musun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You're L.A.'s second best cop. | Los Angeles'in en iyi 2. Polisi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I heard the same about you. | Ayni ºeyi senin için duydum. Aynı şeyi senin için duydum. Aynı şeyi senin için duydum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Stay off my case. Your case? | Soruºturmamdan uzak dur. Senin soruºturman mi? Soruşturmamdan uzak dur. Senin soruşturman mı? Soruşturmamdan uzak dur. Senin soruşturman mı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I've been on it 3 months. | Üç aydir üstündeyim. Üç aydır üstündeyim. Üç aydır üstündeyim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Then you're stupid. I've been on it 30 minutes and I caught up with you. | Öyleyse budalasin. Ben 30 dakikadir üstündeyim ve sana yetiºtim. Öyleyse budalasın. Ben 30 dakikadır üstündeyim ve sana yetiştim. Öyleyse budalasın. Ben 30 dakikadır üstündeyim ve sana yetiştim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Stay off my case. Nice tie! | Soruºturmamdan uzak dur. Güzel kravat! Soruşturmamdan uzak dur. Güzel kravat! Soruşturmamdan uzak dur. Güzel kravat! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| How do you want to do this? | Nasil yapacaksin? Nasıl yapacaksın? Nasıl yapacaksın? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I'll go first. Cover me on three. | Ilk ben giriyorum. Beni kolla. İlk ben giriyorum. Beni kolla. İlk ben giriyorum. Beni kolla. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Two. Three. | Iki. Üç. İki. Üç. İki. Üç. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Freak! | Puºt! Puşt! Puşt! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What's the score? | Maçin sonucu ne? Maçın sonucu ne? Maçın sonucu ne? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| My turn. | Sira bende. Sıra bende. Sıra bende. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Don't move! | Kimildama! Kımıldama! Kımıldama! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Don't move your hands. | Ellerini kimildatma. Ellerini kımıldatma. Ellerini kımıldatma. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| His hands aren't going anywhere. | Elleri kimildamayacak. Elleri kımıldamayacak. Elleri kımıldamayacak. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Do the honors. | Taniºalim. Tanışalım. Tanışalım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| He's wired. | Mikrofonu var. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| This is all wrong! | Normal degil! Normal değil! Normal değil! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You ought to be a cop. Did you expect this? | Polis olmalisin. Bunu bekliyor muydun? Polis olmalısın. Bunu bekliyor muydun? Polis olmalısın. Bunu bekliyor muydun? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No, I didn't, and I didn't expect you, either. | Hayir, beklemiyordum, ve seni de beklemiyordum. Hayır, beklemiyordum, ve seni de beklemiyordum. Hayır, beklemiyordum, ve seni de beklemiyordum. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Why is he wired? | Neden bir mikrofonu var? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Got me. Good luck getting anything out of him. But this is your show... | Kazandin. Onu konuºturman için iyi ºanslar. Ama gösteri senin... Kazandın. Onu konuşturman için iyi şanslar. Ama gösteri senin... Kazandın. Onu konuşturman için iyi şanslar. Ama gösteri senin... | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| . . .so I'm gone. Ciao, babe. | ...yani ben gidiyorum. Ciao, ufaklik. ...yani ben gidiyorum. Ciao, ufaklık. ...yani ben gidiyorum. Ciao, ufaklık. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Drop your weapons! | Silahlarinizi indirin! Silahlarınızı indirin! Silahlarınızı indirin! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Freeze! We're cops! | Kimildamayin! Polisiz! Kımıldamayın! Polisiz! Kımıldamayın! Polisiz! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Wait! We're on the same team! Just read this, damn it! | Bekleyin! Ayni iºteniz! ªunu okuyun, kahretsin! Bekleyin! Aynı işteniz! Şunu okuyun, kahretsin! Bekleyin! Aynı işteniz! Şunu okuyun, kahretsin! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I'm going to blow both your fucking brains out! | Geri zekali beyinlerinizi dagitacagim! Geri zekalı beyinlerinizi dağıtacağım! Geri zekalı beyinlerinizi dağıtacağım! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| No problem. I'm convinced. | Sorun yok. Inandim. Sorun yok. İnandım. Sorun yok. İnandım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| He's hysterical. | Histerik. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I'd like a receipt for that. Me, too. | Bunun için bir fatura isterim. Ben de. Bunun için bir fatura isterim. Ben de. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| We can talk about this. | Bundan söz edebilir miyiz? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| That's my gun. | Benim silahim. Benim silahım. Benim silahım. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What's it doing here? | Burada ne yapiyor? Burada ne yapıyor? Burada ne yapıyor? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| That gun was in my locker. | Bu tabanca dolabimdaydi. Bu tabanca dolabımdaydı. Bu tabanca dolabımdaydı. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's not your gun now! | Artik senin tabancan degil! Artık senin tabancan değil! Artık senin tabancan değil! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| It's evidence. | Bir delil. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Why's your gun here? They stole it. | Tabancanin burada iºi ne? Çaldilar. Tabancanın burada işi ne? Çaldılar. Tabancanın burada işi ne? Çaldılar. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Tell me what you did. | Bana ne yaptigini söyle. Bana ne yaptığını söyle. Bana ne yaptığını söyle. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| I don't know this man. I didn't come with him. | Bu adami tanimiyorum. Onunla birlikte gelmedim. Bu adamı tanımıyorum. Onunla birlikte gelmedim. Bu adamı tanımıyorum. Onunla birlikte gelmedim. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| So with your permission, I'll be leaving. Ciao. | Yani izninizle, gidiyorum. Ciao. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You didn't come with him, but you're leaving with him. | Onunla birlikte gelmedin, ama onunla gideceksin. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You're making a mistake. | Bir yanliºlik yapiyorsunuz. Bir yanlışlık yapıyorsunuz. Bir yanlışlık yapıyorsunuz. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You're going down for this. | Onunla birlikte yok olacaksin. Onunla birlikte yok olacaksın. Onunla birlikte yok olacaksın. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Get these bastards out of here! | Bu puºtlari götürün! Bu puştları götürün! Bu puştları götürün! | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| You're bad karma. I hope you got a good lawyer. | Karman kötü. Umarim iyi avukatin vardir. Karman kötü. Umarım iyi avukatın vardır. Karman kötü. Umarım iyi avukatın vardır. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Perret says use this tape. | Perret bu bandi almani istedi. Perret bu bandı almanı istedi. Perret bu bandı almanı istedi. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Did Tango shoot a federal officer? No comment. | Tango bir federal memuru öldürdü mü? Yorum yok. Tango bir federal memuru öldürdü mü? Yorum yok. | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| Was Cash there too? | Cash da orada miydi? Cash da orada mıydı? Cash da orada mıydı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| What do they have? | Delil var mi? Delil var mı? Delil var mı? | Tango & Cash-1 | 1989 | |
| They got a .380 with Cash's fingerprints. | Evet. Cash'in parmak izleriyle bir silah 380. Evet. Cash'ın parmak izleriyle bir silah 380. Evet. Cash'ın parmak izleriyle bir silah 380. | Tango & Cash-1 | 1989 |