Search
English Turkish Sentence Translations Page 157684
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| This is a quantum leap for us. | Bu bizim için büyük bir adım. | Swades-2 | 2004 | |
| Well, we can now let our hair down now that Phase I is finally over. | 1. Aşama sona erdiğine göre şimdi biraz rahatlayabiliriz. | Swades-2 | 2004 | |
| I want to get a cup of coffee. Would you like some? | Bir fincan kahve içeceğim. Sen de ister misin? | Swades-2 | 2004 | |
| Hi Mohan. This is Paul tried calling you at work and your cell | Merhaba Mohan. Ben Paul. Sana ofisten ve cepten ulaşmaya çalıştım. | Swades-2 | 2004 | |
| you seem to be in a meeting, call me back. | Toplantın vardı sanırım. Beni ara! | Swades-2 | 2004 | |
| ...your request for citizenship has been accepted. Please call me on Monday. Bye. | ...vatandaşIık talebiniz kabul edildi. Lütfen pazartesi beni arayın. Hoşçakalın. ...vatandaşlık talebiniz kabul edildi. Lütfen pazartesi beni arayın. Hoşçakalın. ...vatandaşlık talebiniz kabul edildi. Lütfen pazartesi beni arayın. Hoşçakalın. | Swades-2 | 2004 | |
| Congratulations! Your request for citizenship has been accepted. | Tebrikler! VatandaşIık talebin kabul edilmiş. Tebrikler! Vatandaşlık talebin kabul edilmiş. Tebrikler! Vatandaşlık talebin kabul edilmiş. | Swades-2 | 2004 | |
| You seem lost. Not really. | Mohan, dalıp gitmişsin. Pek değil. | Swades-2 | 2004 | |
| Take my advice, you should get married! | Tavsiyemi dinle. Evlenmelisin! | Swades-2 | 2004 | |
| You need a life partner. | Bir hayat arkadaşına ihtiyacın var. | Swades-2 | 2004 | |
| Like they say Happiness only doubles when it is shared! | Dedikleri gibi "Mutluluk sadece paylaşıIdıkça artar. " Dedikleri gibi "Mutluluk sadece paylaşıldıkça artar. " Dedikleri gibi "Mutluluk sadece paylaşıldıkça artar. " | Swades-2 | 2004 | |
| It changed My life! | Bak, benim hayatımı değiştirdi! | Swades-2 | 2004 | |
| I still vividly remember that I was in my last year of University in Pennsylvania | Pensilvanya Üniversitesi'ndeki son senemde onların... | Swades-2 | 2004 | |
| ...when I received the news of their car accident! | ...kaza haberini alışım dün gibi aklımda! | Swades-2 | 2004 | |
| Now I understand why you've been so low all day. | Şimdi gün boyunca neden bu kadar durgun olduğunu anlıyorum. | Swades-2 | 2004 | |
| There's something else, which has been | ...son birkaç aydır vicdanımı sızlatan... | Swades-2 | 2004 | |
| pricking my conscience these last few months. | ...başka bir mesele daha var. | Swades-2 | 2004 | |
| Kaveriamma? Your old maid servant, right? | Kaveriamma? Senin eski hizmetçin, değil mi? | Swades-2 | 2004 | |
| Please don't call her a maidservant. She was like a mother to me! | Lütfen ona hizmetçi deme. O benim için bir anne gibiydi! | Swades-2 | 2004 | |
| As you know, I was the only child. | Bildiğin gibi, Ben tek çocuktum. | Swades-2 | 2004 | |
| My parents brought me up with a lot of love, they provided me with everything. | Ailem beni sevgiyle büyüttü, bana her şeyi verdiler. | Swades-2 | 2004 | |
| But along with them, Kaveriamma too had a special place in my life. | Ama onların yanında, Kaveriamma'nın da hayatımda çok özel bir yeri var. | Swades-2 | 2004 | |
| My mother would make my breakfast, | Kaveriamma beni beslerken,... | Swades-2 | 2004 | |
| while Kaveriamma would feed me. | ...annem kahvaltımı hazırlardı. | Swades-2 | 2004 | |
| My parents tucked me into bed, while Kaveriamma sang me a lullaby. | Ailem beni yatırırken, Kaveriamma bana ninni söylerdi. | Swades-2 | 2004 | |
| From the age of two to seventeen she looked after me completely. | 2 yaşımdan 17 yaşıma kadar benimle hep ilgilendi. | Swades-2 | 2004 | |
| You could say Kaveriamma was like a second mother to me | Kaveriamma'nın benim için ikinci bir anne olduğunu söyleyebilirsin. | Swades-2 | 2004 | |
| So when was the last time you met her? | Peki, onunla en son ne zaman görüştün? | Swades-2 | 2004 | |
| At my parent's funeral. | Ailemin cenazesinde. | Swades-2 | 2004 | |
| I remember crying like a child in Kaveriamma's arms. | Kaveriamma'nın kollarında çocuk gibi ağladığımı hatırlıyorum. | Swades-2 | 2004 | |
| Then I came back here and began to find a footing in life. | Sonra tekrar buraya döndüm ve hayata tutunacak bir şeyler aradım. | Swades-2 | 2004 | |
| Kaveriamma would often write me letters, and I would send her replies as well. | Kaveriamma bana mektup gönderirdi, ben de ona cevap yazardım. | Swades-2 | 2004 | |
| All this is so out of the blue Mohan. | Bütün bunlar üzgün Mohan'ın dışa yansıması. | Swades-2 | 2004 | |
| why did you suddenly think of her today? | Peki, neden ansızın aklına geldi? | Swades-2 | 2004 | |
| ...old, feeble, and helpless. | ...çaresiz kaldığına dair kabuslar görüyordum. | Swades-2 | 2004 | |
| Vinod, I have blundered. | Vinod, büyük hata yaptım. | Swades-2 | 2004 | |
| I now feel very guilty that I have neglected her... | Şimdi onu ihmal ettiğim ve onunla ilgilenemediğim için... | Swades-2 | 2004 | |
| ...and haven't been able to look after her. | ...kendimi suçlu hissediyorum. | Swades-2 | 2004 | |
| I had become selfish Vinod. | Bencil birisi oldum, Vinod. | Swades-2 | 2004 | |
| She is the only thread who can string the memories of my parents. | O, aileme ait anılar zincirinden geriye kalan tek halka. | Swades-2 | 2004 | |
| I was thinking of going to Delhi... and bringing her here. | Delhi'ye gidip onu buraya getirmeyi düşünüyordum. | Swades-2 | 2004 | |
| Absolutely! Brilliant idea! | Kesinlikle! Harika fikir! | Swades-2 | 2004 | |
| But I don't think John will consent. | Ama John'un gitmeme izin vereceğini sanmam. | Swades-2 | 2004 | |
| We are 28 weeks away from the GPM launch. John won't refuse. | K.Y.Ö uydusunun fırlatıImasına daha 28 hafta var. John reddetmeyecektir. K.Y.Ö uydusunun fırlatılmasına daha 28 hafta var. John reddetmeyecektir. K.Y.Ö uydusunun fırlatılmasına daha 28 hafta var. John reddetmeyecektir. | Swades-2 | 2004 | |
| Promise to bring him back an elephant or something. | Onun için fil ya da başka bir şey getireceğini söyle. | Swades-2 | 2004 | |
| stabilization unit. | ...büyük önem taşıyor. | Swades-2 | 2004 | |
| Thank you very much gentlemen. | Çok teşekkürler beyler. | Swades-2 | 2004 | |
| Excuse me John. Sure, tell me. | Affedersin John. Buyur, söyle. | Swades-2 | 2004 | |
| I have a request for two weeks off. Need to go to India, is it possible? | İki haftalık izin isteyecektim. Hindistan'a gitmek için, mümkün mü? | Swades-2 | 2004 | |
| Oh yeah everything is all right. Just a pending matter. | Evet, her şey yolunda. Sadece eski bir mesele. | Swades-2 | 2004 | |
| Actually as soon as possible. | Aslında en kısa zamanda. | Swades-2 | 2004 | |
| 28 weeks to launch? | Fırlatmaya 28 hafta mı var? | Swades-2 | 2004 | |
| You realize you have to delegate some of this to others. | Senin yerine bakacak bir vekil seçmen gerek. | Swades-2 | 2004 | |
| Oh yes yes I'll have a detailed meeting with the team and | Evet, detayları görüşmek için takımla bir toplantı yapacağım. | Swades-2 | 2004 | |
| I'll be in constant touch with Vinod from here. | Ayrıca buradan Vinod ile sürekli irtibatta olacağım. | Swades-2 | 2004 | |
| Alright then, have a good trip. | Peki o zaman, iyi yolculuklar. | Swades-2 | 2004 | |
| Amazing... John agreed very quickly. I should have asked for a vacation myself. | Vay be! John hemen izin verdi. Kendim için izin istemeliydim. | Swades-2 | 2004 | |
| Thank God you didn't. If you had, he would have cancelled mine too. | Tanrıya şükür istemedin. İsteseydin benim iznimi de iptal ederdi. | Swades-2 | 2004 | |
| May I clear your tray please? Can I get you anything else? | Tablanızı alabilir miyim? Evet Başka bir arzunuz var mı? | Swades-2 | 2004 | |
| And in a short time we'll be landing | Kısa bir süre içinde Delhi'deki Uluslararası... | Swades-2 | 2004 | |
| at the Indira Gandhi International Airport in Delhi. | ...Indira Gandhi Havaalanına iniş yapmış olacağız. | Swades-2 | 2004 | |
| Hope you had a comfortable flight Thank you for flying Air India. | Umarım herkes rahat etmiştir. İndia Air'ı tercih ettiğiniz için teşekkürler. | Swades-2 | 2004 | |
| Your attention please. | Dikkatinize! | Swades-2 | 2004 | |
| Announcing the arrival of flight Al 112 from New York | New York'tan gelen Al 112 sefer sayıIı New York'tan gelen Al 112 sefer sayılı New York'tan gelen Al 112 sefer sayılı | Swades-2 | 2004 | |
| How was the flight? Connecting flight was delayed. Rest ok! | Uçuş nasıIdı? Aktarma ertelendi. Dinlendik iyi geldi! Uçuş nasıldı? Aktarma ertelendi. Dinlendik iyi geldi! Uçuş nasıldı? Aktarma ertelendi. Dinlendik iyi geldi! | Swades-2 | 2004 | |
| So Kaveriamma... is she still living in an Old age Home? | Peki, Kaveriamma, hâlâ huzurevinde mi yaşıyor? | Swades-2 | 2004 | |
| She'll be so glad to see you. I'm sure she'll have forgotten me. | Seni görünce çok sevinecek. Eminim beni unutacaktır. | Swades-2 | 2004 | |
| Obviously! | Orası kesin! | Swades-2 | 2004 | |
| Excuse me. Yes? May I help you? | Affedersiniz. Evet? NasıI yardımcı olabilirim? Affedersiniz. Evet? Nasıl yardımcı olabilirim? Affedersiniz. Evet? Nasıl yardımcı olabilirim? | Swades-2 | 2004 | |
| Kaveri oh yes! She doesn't live with us any longer. | Evet, Kaveri! O artık burada kalmıyor. | Swades-2 | 2004 | |
| Doesn't live here? She stayed with us for about a year... | Burada kalmıyor mu? Bir kadın onu almaya gelmeden önce... | Swades-2 | 2004 | |
| ...till a woman came looking for her. And then, Kaveri left with her. | ...bir yıI kadar bizimle kaldı. Ondan sonra, Kaveri o kadınla gitti. ...bir yıl kadar bizimle kaldı. Ondan sonra, Kaveri o kadınla gitti. ...bir yıl kadar bizimle kaldı. Ondan sonra, Kaveri o kadınla gitti. | Swades-2 | 2004 | |
| Just a minute, I'll have to check the register. | Bir dakika, Kayıtlara bakmam gerek. | Swades-2 | 2004 | |
| Bharatiji, this gentleman is looking for Kaveri. | Bharatiji, bu beyler Kaveri'yi arıyor. | Swades-2 | 2004 | |
| I remember her mentioning a village before leaving. | AyrıImadan önce bir köyden bahsettiğini hatırlıyorum. Ayrılmadan önce bir köyden bahsettiğini hatırlıyorum. Ayrılmadan önce bir köyden bahsettiğini hatırlıyorum. | Swades-2 | 2004 | |
| Now what was it...? | Neydi o...? | Swades-2 | 2004 | |
| We'll find out. | Buluruz. | Swades-2 | 2004 | |
| We all miss her. | Herkes onu özlüyor. | Swades-2 | 2004 | |
| Otherwise who cares for old ones like us? | Bizim gibi yaşIıları başka kim umursayacak? Bizim gibi yaşlıları başka kim umursayacak? Bizim gibi yaşlıları başka kim umursayacak? | Swades-2 | 2004 | |
| Here's the map. You'll find Charanpur in here. | İşte harita. Charanpur'u buradan bulabilirsin. | Swades-2 | 2004 | |
| That'll be 150 rupees. That's ok. Don't pay me. | Bu 150 rupi eder. Sorun değil. Ödeme yapmana gerek yok. | Swades-2 | 2004 | |
| Do me a favor. Watch the counter for me while I nip to the bank. | Bana bir iyilik yap. Bankaya gidip gelene kadar benim yerime kasaya bak. | Swades-2 | 2004 | |
| Get me a loan too! Sure, you'll manage the counter, right? | Bana da kredi çek! Tabi, kasayı idare edebilirsin, değil mi? | Swades-2 | 2004 | |
| I'll just sit behind. | Sadece arkasına geçip oturacağım. | Swades-2 | 2004 | |
| You can see I am picking up books, and still you're walking all over them. | Kitapları topladığımı gördüğünüz hâlde hâlâ üzerlerinden geçiyorsunuz. | Swades-2 | 2004 | |
| Look, books are a source of knowledge and culture... | Bakın, kitaplar bilginin ve kültürün kaynağıdır. | Swades-2 | 2004 | |
| and if you don't know how to respect them, you shouldn't be here. | Onlara nasıI saygı göstereceğinizi bilmiyorsanız, burada olmamalısınız. Onlara nasıl saygı göstereceğinizi bilmiyorsanız, burada olmamalısınız. Onlara nasıl saygı göstereceğinizi bilmiyorsanız, burada olmamalısınız. | Swades-2 | 2004 | |
| Well I'm sorry. Thanks. | Özür dilerim. Teşekkürler. | Swades-2 | 2004 | |
| I'm sorry, I was just looking at this map. | Özür dilerim, ben sadece haritaya bakıyordum. | Swades-2 | 2004 | |
| No! I want to sell them! | Hayır! Satmak istiyorum! | Swades-2 | 2004 | |
| Actually I'm just a little irritated. No, I saw what happened. | Biraz canım sıkkındı o yüzden. Ne olduğunu gördüm. | Swades-2 | 2004 | |
| You dealt with the man right. | Şu adamla uğraştın biraz. | Swades-2 | 2004 | |
| Some people just don't have the basic etiquette. | Bazıları temel görgü kurallarını bile bilmiyor. | Swades-2 | 2004 | |
| Oh yeah... I'll do this for you. Lots of books. | Bunları hesaplayalım. Ne çok kitap! | Swades-2 | 2004 | |
| I will need a... Over there. | Hesap makinesi... Şurada. | Swades-2 | 2004 | |
| That's 13 books of Mathematics into 17... | Tanesi 17 rupiden 13 matematik kitabı... | Swades-2 | 2004 | |
| ...is equal to 221/ + 22 Language books into 12 is equal to... | ...221 eder. 12 rupiden 22 dil kitabının ederiyle toplam... | Swades-2 | 2004 | |
| That's 8 Geography books into 19 is 152, plus 485 is... | 19 rupiden 8 coğrafya kitabı 152 rupi, artı 485... | Swades-2 | 2004 | |
| Really 637? Thanks. | 637 öyle mi? Teşekkürler. | Swades-2 | 2004 | |
| And these 8 note books at 113 and the total is... | Bu 8 defter de 113 rupi ediyor ve toplam... | Swades-2 | 2004 |