• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 155913

English Turkish Film Name Film Year Details
and I didn't want to drop one blade and leave myself half done. ...ve bir tane jileti düşürüp de işi yarım bırakmak istemiyordum. ...ve bir tane jileti dusurup de isi yarim birakmak istemiyordum. ...ve bir tane jileti düşürüp de işi yarım bırakmak istemiyordum. Stay-2 2005 info-icon
So what do I tell him? Ona ne söyleyeceğim o zaman? Ona ne soyleyecegim o zaman? Ona ne söyleyeceğim o zaman? Stay-2 2005 info-icon
I'm not hungry. Aç değilim. Ac degilim. Aç değilim. Stay-2 2005 info-icon
"Your troubles will cease, and fortune will smile upon you." "Dertlerin sona erecek, ve talih sana gülümseyecek." "Dertlerin sona erecek, ve talih sana gulumseyecek." "Dertlerin sona erecek, ve talih sana gülümseyecek." Stay-2 2005 info-icon
Beth, it's Sam. [Woman On Phone] I didn't touch him. Beth, benim Sam. Onu kımıldatmadım. Beth, benim Sam. Onu kimildatmadim. Beth, benim Sam. Onu kımıldatmadım. Stay-2 2005 info-icon
Beth? Beth? I know you're not supposed to move Beth? Beth? Onları kımıldatmaman gerekiyor. Beth? Beth? Onlari kimildatmaman gerekiyor. Beth? Beth? Onları kımıldatmaman gerekiyor. Stay-2 2005 info-icon
I'm gonna turn on the light, okay? Işığı açacağım, tamam mı? Isigi acacagim, tamam mi? Işığı açacağım, tamam mı? Stay-2 2005 info-icon
I know Leon's been trying to get through to you. Leon'un sana ulaşmaya çalıştığını biliyorum. Leon'un sana ulasmaya calistigini biliyorum. Leon'un sana ulaşmaya çalıştığını biliyorum. Stay-2 2005 info-icon
Oh, Jesus. Tanrım! Tanrim! Tanrım! Stay-2 2005 info-icon
[Indistinct Voices] Beth, are you gonna talk to me? Beth, benimle konuşacak mısın? Beth, benimle konusacak misin? Beth, benimle konuşacak mısın? Stay-2 2005 info-icon
I'm worried about you... Senin için endişelendim... Senin icin endiselendim... Senin için endişelendim... Stay-2 2005 info-icon
and I wanna know more about Henry Letham. ...ve Henry Letham ile ilgili daha çok şey öğrenmek istiyorum. ...ve Henry Letham ile ilgili daha cok sey ogrenmek istiyorum. ...ve Henry Letham ile ilgili daha çok şey öğrenmek istiyorum. Stay-2 2005 info-icon
I didn't touch him. Onu kımıldatmadım. Onu kimildatmadim. Onu kımıldatmadım. Stay-2 2005 info-icon
I know you're not supposed to move them. Onları kımıldatmaman gerekiyor. Onlari kimildatmaman gerekiyor. Onları kımıldatmaman gerekiyor. Stay-2 2005 info-icon
I wanna kiss you. Do you want to play a kissing game? Seni öpmek istiyorum. Öpücük oyunu oynamak istiyor musun? Seni opmek istiyorum. Opucuk oyunu oynamak istiyor musun? Seni öpmek istiyorum. Öpücük oyunu oynamak istiyor musun? Stay-2 2005 info-icon
It's highly inappropriate. Çok fazla uygunsuz. Cok fazla uygunsuz. Çok fazla uygunsuz. Stay-2 2005 info-icon
You can't drink while you're taking these. Mm. Apparently I can. Bunları kullanırken içemezsin. Görünüşe göre içebilirim. Bunlari kullanirken icemezsin. Gorunuse gore icebilirim. Bunları kullanırken içemezsin. Görünüşe göre içebilirim. Stay-2 2005 info-icon
No, you can't. Come on, Beth. I want you to come take a shower. Hayır, içemezsin. Haydi Beth! Bir duş almanı istiyorum. Hayir, icemezsin. Haydi Beth! Bir dus almani istiyorum. Hayır, içemezsin. Haydi Beth! Bir duş almanı istiyorum. Stay-2 2005 info-icon
It will be more like a memory of nothing. Daha çok hiçbir şeyin anısı gibiyiz. Daha cok hicbir seyin anisi gibiyiz. Daha çok hiçbir şeyin anısı gibiyiz. Stay-2 2005 info-icon
I need to sleep, please. No, you got too much crap in your system. Uyumam gerek, lütfen. Hayır, vücudunda çok fazla pislik var. Uyumam gerek, lutfen. Hayir, vucudunda cok fazla pislik var. Uyumam gerek, lütfen. Hayır, vücudunda çok fazla pislik var. Stay-2 2005 info-icon
The mother's dead. Is she? Annesi ölü. Öyle mi? Annesi olu. Oyle mi? Annesi ölü. Öyle mi? Stay-2 2005 info-icon
I'm a psychiatrist. Yeah. Psikiyatristim. Evet. Stay-2 2005 info-icon
I'm calling about a student named Henry Letham. Henry Letham adlı bir öğrenci ile ilgili arıyorum. Henry Letham adli bir ogrenci ile ilgili ariyorum. Henry Letham adlı bir öğrenci ile ilgili arıyorum. Stay-2 2005 info-icon
[Phone Beeps] Damn it. Kahretsin. Stay-2 2005 info-icon
This is it. I won't be long. Burası. Uzun kalmayacağım. Burasi. Uzun kalmayacagim. Burası. Uzun kalmayacağım. Stay-2 2005 info-icon
[Doorbell Rings] I've been waiting for you. Ben de sizi bekliyordum. Stay-2 2005 info-icon
I'm Dr. Sam Foster. I'm sorry to bother you at this hour. Ben Dr. Sam Foster. Bu saatte sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm. Ben Dr. Sam Foster. Bu saatte sizi rahatsiz ettigim icin uzgunum. Ben Dr. Sam Foster. Bu saatte sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm. Stay-2 2005 info-icon
I thought you'd never come. Hiç gelmeyeceksiniz sanmıştım. Hic gelmeyeceksiniz sanmistim. Hiç gelmeyeceksiniz sanmıştım. Stay-2 2005 info-icon
I would have come earlier. I didn't know you were here. Daha önce gelebilirdim. Burada olup olmadığınızı bilmiyordum. Daha once gelebilirdim. Burada olup olmadiginizi bilmiyordum. Daha önce gelebilirdim. Burada olup olmadığınızı bilmiyordum. Stay-2 2005 info-icon
It's easy to forget about me... Beni unutmak kolay... Beni unutmak kolaydır. Beni unutmak kolay... Beni unutmak kolay... Stay-2 2005 info-icon
Your son's not well. That's why I'm here. Oğlunuz iyi değil. Bu yüzden buradayım. Oglunuz iyi degil. Bu yuzden buradayim. Oğlunuz iyi değil. Bu yüzden buradayım. Stay-2 2005 info-icon
I'm trying to find him. Onu bulmaya çalışıyorum. Onu bulmaya calisiyorum. Onu bulmaya çalışıyorum. Stay-2 2005 info-icon
I'm sorry to say he's threatened to commit suicide. Bunu söylediğim için üzgünüm ama kendini öldüreceğini söylüyor. Bunu soyledigim icin uzgunum ama kendini oldurecegini soyluyor. Bunu söylediğim için üzgünüm ama kendini öldüreceğini söylüyor. Stay-2 2005 info-icon
[Mrs. Letham] She doesn't remember you. Sizi hatırlamıyor. Sizi hatirlamiyor. Sizi hatırlamıyor. Stay-2 2005 info-icon
Most days I don't say a single word. Çoğu gün tek kelime bile etmem. Cogu gun tek kelime bile etmem. Çoğu gün tek kelime bile etmem. Stay-2 2005 info-icon
Sometimes I'm silent so long, I forget how to speak. Bazen o kadar sessiz kalıyorum ki, nasıl konuşacağımı unutuyorum. Bazen o kadar sessiz kaliyorum ki, nasil konusacagimi unutuyorum. Bazen o kadar sessiz kalıyorum ki, nasıl konuşacağımı unutuyorum. Stay-2 2005 info-icon
Is that why you did it? Bu yüzden mi yaptın? Bu yuzden mi yaptin? Bu yüzden mi yaptın? Stay-2 2005 info-icon
No, I don't hate you. Hayır, sizden nefret etmiyorum. Hayir, sizden nefret etmiyorum. Hayır, sizden nefret etmiyorum. Stay-2 2005 info-icon
I'm here because your son needs help. Buradayım çünkü; oğlunuzun yardıma ihtiyacı var. Buradayim cunku; oglunuzun yardima ihtiyaci var. Buradayım çünkü; oğlunuzun yardıma ihtiyacı var. Stay-2 2005 info-icon
I knew you'd come eventually. En sonunda geleceğini biliyordum. En sonunda gelecegini biliyordum. En sonunda geleceğini biliyordum. Stay-2 2005 info-icon
It's been quiet without you. Lonely. Sensiz, çok sessiz. Issız. Sensiz, cok sessiz. Issiz. Sensiz, çok sessiz. Issız. Stay-2 2005 info-icon
Mrs. Letham, who do you think I am? Bayan Letham, benim kim olduğumu sanıyorsunuz? Bayan Letham, benim kim oldugumu saniyorsunuz? Bayan Letham, benim kim olduğumu sanıyorsunuz? Stay-2 2005 info-icon
You think I don't know you, Henry? Seni tanımadığımı mı sanıyorsun Henry? Seni tanimadigimi mi saniyorsun Henry? Seni tanımadığımı mı sanıyorsun Henry? Stay-2 2005 info-icon
You think I don't recognize my only son? Kendi oğlumu tanımadığımı mı sanıyorsun? Kendi oglumu tanimadigimi mi saniyorsun? Kendi oğlumu tanımadığımı mı sanıyorsun? Stay-2 2005 info-icon
Oh, Lord, I've missed you. I've missed you so much. Tanrım, seni özledim! Öyle çok özledim ki... Tanrim, seni ozledim! Oyle cok ozledim ki... Tanrım, seni özledim! Öyle çok özledim ki... Stay-2 2005 info-icon
I know you never meant to hurt us. Bize hiçbir zaman zarar vermek istemediğini biliyorum. Bize hicbir zaman zarar vermek istemedigini biliyorum. Bize hiçbir zaman zarar vermek istemediğini biliyorum. Stay-2 2005 info-icon
How did I hurt you? Size nasıl zarar verdim? Size nasil zarar verdim? Size nasıl zarar verdim? Stay-2 2005 info-icon
It doesn't matter anymore. I could never stay angry with you. Artık önemli değil. Sana asla kızgın kalamam. Artik onemli degil. Sana asla kizgin kalamam. Artık önemli değil. Sana asla kızgın kalamam. Stay-2 2005 info-icon
What do I do on Saturdays? Cumartesileri ne yapardım? Cumartesileri ne yapardim? Cumartesileri ne yapardım? Stay-2 2005 info-icon
But I'm older now. Ama şimdi büyüğüm. Ama simdi buyugum. Ama şimdi büyüğüm. Stay-2 2005 info-icon
It's my 21 st birthday tomorrow. What'll I do for my birthday? Yarın benim 21. yaş günüm. Doğum günümde ne yapacağım? Yarin benim 21. yas gunum. Dogum gunumde ne yapacagim? Yarın benim 21. yaş günüm. Doğum günümde ne yapacağım? Stay-2 2005 info-icon
I guess you tell Athena your secrets now. Sanırım sırlarını artık Athena'ya anlatıyorsun. Sanirim sirlarini artik Athena'ya anlatiyorsun. Sanırım sırlarını artık Athena'ya anlatıyorsun. Stay-2 2005 info-icon
[Woman's Voice] Dogs are a big responsibility, darling. Köpekler çok fazla sorumluluk ister hayatım. Kopekler cok fazla sorumluluk ister hayatim. Köpekler çok fazla sorumluluk ister hayatım. Stay-2 2005 info-icon
Look at the mess I'm making. [Dog Growling] Yaptığım şu dağınıklığa bak. Yaptigim su daginikliga bak. Yaptığım şu dağınıklığa bak. Stay-2 2005 info-icon
I just have to clean it up. Let me see your head. Şimdi temizlemem lâzım. Durun da başınıza bir bakayım. Simdi temizlemem lâzim. Durun da basiniza bir bakayim. Şimdi temizlemem lâzım. Durun da başınıza bir bakayım. Stay-2 2005 info-icon
Don't look at me, darling. Don't [Dog Barking, Snarling] Bana bakma hayatım. Sakın... Bana bakma hayatim. Sakin... Bana bakma hayatım. Sakın... Stay-2 2005 info-icon
[Whining, Groaning] Olive, off! Olive uzaklaş! Olive uzaklas! Olive uzaklaş! Stay-2 2005 info-icon
[Snarling Continues] Olive, off! Olive uzaklaş! Olive uzaklas! Olive uzaklaş! Stay-2 2005 info-icon
Dr. Foster? Could I have a word with you? Dr. Foster? Sizinle biraz konuşabilir miyim? Dr. Foster? Sizinle biraz konusabilir miyim? Dr. Foster? Sizinle biraz konuşabilir miyim? Stay-2 2005 info-icon
Yeah, you got bit up pretty good. Bayağı iyi ısırılmışsınız. Bayagi iyi isirilmissiniz. Bayağı iyi ısırılmışsınız. Stay-2 2005 info-icon
Look, I'm, uh I'm Sheriff Kennelly. Bakın, ben... Ben Sheriff Kennelly. Bakin, ben... Ben Sheriff Kennelly. Bakın, ben... Ben Sheriff Kennelly. Stay-2 2005 info-icon
Now, l I know you already spoke with Deputy Carlyle... Memur Carlyle ile konuştuğunuzu biliyorum... Memur Carlyle ile konustugunuzu biliyorum... Memur Carlyle ile konuştuğunuzu biliyorum... Stay-2 2005 info-icon
but I just wanted to confirm a few things. ...ama bir kaç şeyi doğrulamak istedim. ...ama bir kac seyi dogrulamak istedim. ...ama bir kaç şeyi doğrulamak istedim. Stay-2 2005 info-icon
I went to high school with Maureen Letham. Maureen Letham'la liseye gittim. Stay-2 2005 info-icon
I remember Henry. Pale, skinny kid, always drawing pictures. Henry'i hatırlıyorum. Yüzü soluk, zayıf bir çocuk, hep resim çizer. Henry'i hatirliyorum. Yuzu soluk, zayif bir cocuk, hep resim cizer. Henry'i hatırlıyorum. Yüzü soluk, zayıf bir çocuk, hep resim çizer. Stay-2 2005 info-icon
What I'm trying to figure out is... Anlamaya çalıştığım şey... Anlamaya calistigim sey... Anlamaya çalıştığım şey... Stay-2 2005 info-icon
I'm sorry. I thought we already established Maureen Letham. Üzgünüm. Maureen Letham olduğunu resmileştirdik sanıyordum. Uzgunum. Maureen Letham oldugunu resmilestirdik saniyordum. Üzgünüm. Maureen Letham olduğunu resmileştirdik sanıyordum. Stay-2 2005 info-icon
Look, I'm treating her son. It's an emergency situation. Bakın, oğlunu tedavi ediyorum. Acil bir durumdu. Bakin, oglunu tedavi ediyorum. Acil bir durumdu. Bakın, oğlunu tedavi ediyorum. Acil bir durumdu. Stay-2 2005 info-icon
I told you I went to school with Maureen Letham. Size liseye Maureen Letham'la beraber gittiğimi söylemiştim. Size liseye Maureen Letham'la beraber gittigimi soylemistim. Size liseye Maureen Letham'la beraber gittiğimi söylemiştim. Stay-2 2005 info-icon
I also went to her funeral. Ayrıca cenazesine de gittim. Ayrica cenazesine de gittim. Ayrıca cenazesine de gittim. Stay-2 2005 info-icon
As far as I know, that house is empty still. The family's trying to sell it. Bildiğim kadarıyla o ev hâlâ boş. Aile evi satmaya uğraşıyor. Bildigim kadariyla o ev hâlâ bos. Aile evi satmaya ugrasiyor. Bildiğim kadarıyla o ev hâlâ boş. Aile evi satmaya uğraşıyor. Stay-2 2005 info-icon
I spoke to Maureen Letham an hour ago. Bir saat önce Maureen Letham ile konuştum. Bir saat once Maureen Letham ile konustum. Bir saat önce Maureen Letham ile konuştum. Stay-2 2005 info-icon
It's probably just someone's confused. Büyük ihtimalle birisinin kafası karışmış. Buyuk ihtimalle birisinin kafasi karismis. Büyük ihtimalle birisinin kafası karışmış. Stay-2 2005 info-icon
I don't know. I gotta head back into the city. Look, 9625 Rickover Street. Bilmiyorum. Şehre geri dönmeliyim. Bakın, 9625 Rickover Caddesi. Bilmiyorum. Sehre geri donmeliyim. Bakin, 9625 Rickover Caddesi. Bilmiyorum. Şehre geri dönmeliyim. Bakın, 9625 Rickover Caddesi. Stay-2 2005 info-icon
I was there. Henry's mother was there. Oradaydım. Henry'nin annesi de oradaydı. Oradaydim. Henry'nin annesi de oradaydi. Oradaydım. Henry'nin annesi de oradaydı. Stay-2 2005 info-icon
We'll be in touch. I've got your number. Daha sonra konuşuruz. Numaranız bende var. Daha sonra konusuruz. Numaraniz bende var. Daha sonra konuşuruz. Numaranız bende var. Stay-2 2005 info-icon
Doing good. Up slow, Jerry. [Boy] Mommy, hurry up.! İyi gidiyor. Yavaşla Jerry. Anne, acele et! İyi gidiyor. Yavasla Jerry. Anne, acele et! İyi gidiyor. Yavaşla Jerry. Anne, acele et! Stay-2 2005 info-icon
[Man] I got it. Not so fast. Tamamdır. O kadar hızlı değil. Tamamdir. O kadar hizli degil. Tamamdır. O kadar hızlı değil. Stay-2 2005 info-icon
[Boy] My balloon.! Balonum! Stay-2 2005 info-icon
Sorry, kid. It's gone to balloon heaven. Uzgunum evlat. Balon cennetine gitti. Üzgünüm evlat. Balon cennetine gitti. Stay-2 2005 info-icon
Can I help you with something? Yeah, the kid and the balloon Yardimci olabilir miyim? Evet, cocuk ve balon... Yardımcı olabilir miyim? Evet, çocuk ve balon... Stay-2 2005 info-icon
I've been calling people all over the city, looking for you. Seni bulmak icin sehirdeki herkesi ariyordum. Seni bulmak için şehirdeki herkesi arıyordum. Stay-2 2005 info-icon
I was about to call the police. What happened to you? [Coughs] Polisi aramak uzereydim. Ne oldu sana? Polisi aramak üzereydim. Ne oldu sana? Stay-2 2005 info-icon
I was about to call the police. What's going on, Sam? Polisi aramak uzereydim. Neler oluyor Sam? Polisi aramak üzereydim. Neler oluyor Sam? Stay-2 2005 info-icon
I don't know. No, you've gotta talk to me. I've been up all night. Bilmiyorum. Hayir, benimle konusmak zorundasin. Butun gece ayaktaydim. Bilmiyorum. Hayır, benimle konuşmak zorundasın. Bütün gece ayaktaydım. Stay-2 2005 info-icon
Dog bite? Yeah, I had the shots and the painkillers. Kopek mi isirdi? Evet, agrikesicileri ve kuduz asisini yaptirdim. Köpek mi ısırdı? Evet, ağrıkesicileri ve kuduz aşısını yaptırdım. Stay-2 2005 info-icon
What dog? Where? Look, I'm seeing things that don't make any sense... Ne kopegi? Nerede? Bak, hicbir anlam ifade etmeyen seyler goruyorum... Ne köpeği? Nerede? Bak, hiçbir anlam ifade etmeyen şeyler görüyorum... Stay-2 2005 info-icon
and I'm meeting people that are supposed to be dead... ...ve olmus olmasi gereken insanlar ile bulusuyorum... ...ve ölmüş olması gereken insanlar ile buluşuyorum... Stay-2 2005 info-icon
The kid I'm treating knows what's gonna happen before it happens. Tedavi ettigim cocuk olaylari daha olmadan once biliyor. Tedavi ettiğim çocuk olayları daha olmadan önce biliyor. Stay-2 2005 info-icon
Okay, just slow down. And I saw the same boy lose the same balloon twice. Tamam, biraz yavasla. Ve ayni cocugun ayni balonu kaybetmesini iki kere gordum. Tamam, biraz yavaşla. Ve aynı çocuğun aynı balonu kaybetmesini iki kere gördüm. Stay-2 2005 info-icon
Yeah. No, I can't. Evet. Hayir, uyuyamam. Evet. Hayır, uyuyamam. Stay-2 2005 info-icon
I gotta find him. I'm running out of time. No, no. Onu bulmam gerek. Zamanim tukeniyor. Hayir, hayir. Onu bulmam gerek. Zamanım tükeniyor. Hayır, hayır. Stay-2 2005 info-icon
I've been looking all over for you. Her yerde seni ariyordum. Her yerde seni arıyordum. Stay-2 2005 info-icon
I want you to come uptown with me. I want you to meet a friend of mine. Benimle sehir disina gelmeni istiyorum. Bir arkadasimla tanismani istiyorum. Benimle şehir dışına gelmeni istiyorum. Bir arkadaşımla tanışmanı istiyorum. Stay-2 2005 info-icon
I don't wanna go uptown. Sehir disina gitmek istemiyorum. Şehir dışına gitmek istemiyorum. Stay-2 2005 info-icon
I met your mother last night. Dun aksam annenle tanistim. Dün akşam annenle tanıştım. Stay-2 2005 info-icon
but I'm standing in a kitchen talking to her. ...ama ben onunla mutfakta konustum. ...ama ben onunla mutfakta konuştum. Stay-2 2005 info-icon
I don't know. She's sick. She got hurt somehow. I don't know. Bilmiyorum. Hasta. Bir sekilde yaralanmis. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Hasta. Bir şekilde yaralanmış. Bilmiyorum. Stay-2 2005 info-icon
Is she mad? Kizgin mi? Kızgın mı? Stay-2 2005 info-icon
Yeah, we put Olive to sleep when I was 12. Olive'i ben 12 yasindayken uyuttuk. Olive'i ben 12 yaşındayken uyuttuk. Stay-2 2005 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155908
  • 155909
  • 155910
  • 155911
  • 155912
  • 155913
  • 155914
  • 155915
  • 155916
  • 155917
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact