• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 155760

English Turkish Film Name Film Year Details
You were a helicopter pilot in afghanistan, Afganistan'da bir helikopter pilotuydun... Afganistan'da bir helikopter pilotuydun,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
but were dishonorably discharged for disobeying orders ...emirlere uymayıp düşman hattı gerisinde kalmış bir doktoru kurtarmaya... ...ama emirlere karşı gelip düşman hatlarının arkasındaki bir... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
and trying to rescue a field medic trapped behind enemy lines. ...çalıştığın için utanç verici bir şekilde atıldın. ...sağlıkçıyı kurtarmaya çalıştığın için ordudan atıldın. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
You were shot down, Helikopterin düşürüldü... Helikopterin düşürüldü,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
obviously survived, but, unfortunately, the crash killed four american soldiers ...ölmedin, kurtuldun, ama ne yazık ki, kaza dört Amerikan askeri... ...hayatta kaldın, ama maalesef çarpışmada dört Amerikan askeri... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
along with eight civilians. ...ve sekiz sivilin ölümüne sebep oldu. ...ve sekiz sivil öldü. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
You avoided jail time Hapis cezasından yırttın... Hapisten kurtuldun... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
and the record was sealed for various political reasons. ...ve sicilin politik nedenler dolayısıyla gizlendi. ...ve birçok politik nedenden dolayı kayıtlar kapatıldı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
These things happen, right? Böyle şeyler olur, di mi? Böyle şeyler olur, değil mi? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Somehow you'veanaged to live with yourself since then... O zamandan beri buna katlandın... O zamandan beri bir şekilde kendinle yaşamayı başardın,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
but I'm not sure other people would if they knew the truth. ...ama gerçeği bilseler diğer insanlar katlanır mıydı, bilmem. ...ama doğruyu bilselerdi diğer insanların aynı şekilde düşüneceğini sanmıyorum. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I don't really care. Gerçekten umurumda değil. Gerçekten umrumda değil. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
That's too bad. Çok kötü. Bu çok kötü. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
You know... I once met another version of you. Bir seferinde senin başka bir versiyonunla karşılaştım. Biliyor musun? Bir keresinde senin başka bir versiyonunla karşılaşmıştım. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
He was very different. O çok farklıydı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
What? Nothing. Ne? Yok bir şey. Ne? Hiçbir şey... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
...Is what you think it is. Senin düşündüğün gibi. ...senin düşündüğün gibi değil. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
That really doesn't come as a surprise to me. Bu beni hiç şaşırtmadı. Bu beni pek şaşırtmıyor. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
we're not bad guys. Biz kötü adamlar değiliz. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
We just want to keep the planet safe. Sadece gezegeni güvende tutmak istiyoruz. Sadece gezegeni güvende tutmaya çalışıyoruz. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I doubt that very much. Ondan hiç kuşkum yok. Ondan şüpheliyim. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I don't expect you'll believe me at first. Bana ilk başta inanacağını düşünmüyordum. Başlangıçta bana inanmanı beklemiyorum. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I'm about to tell you some incredible things. Sana bazı inanılmaz şeylerden bahsedeceğim. Sana inanılmaz şeyler anlatmak üzereyim. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Wormhole travel through a device called a stargate, Solucan deliği Yıldız Geçidi denen bir cihazdan geçiyor... Yıldız Geçidi adı verilen bir cihazla solucan deliklerinden yolculuk,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
ancient races of humans on other planets, ...ve uzay zamandaki diğer boyutlara... ...diğer gezegenlerde eski insan ırkları,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
other dimensions in space and time, ...eski insan ırklarına... ...diğer uzay ve zaman boyutları,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
even infinite variations of our known reality, ...hatta bilinen gerçekliğimizin farklı olanlarına... ...hatta senin ve benim başka versiyonlarımızın... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
where alternate versions of you and I play out events in ways you can't ...senin ve benim hayal bile edemeyeceğimiz... ...tahmin edemeyeceğin olaylarda rol aldığı, bizim gerçekliğimizin... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
possibly imagine. ...olaylara olanak sağlıyor. ...sonsuz çeşitleri. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Space aliens? Uzaylılar mı? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
It was found under a mile of ice in antarctica five years ago Beş yıl önce Antartika'da buzun... Beş yıl önce Antarktika'da bir buçuk kilometre buzun altında bulundu... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
and later moved here. ...1,5 km altında bulundu, sonra da buraya taşındı. ...ve sonra buraya taşındı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
It runs on a power source that extracts energy from vacuum space. Uzaydan enerji çeken bir güç kaynağı ile çalışıyor. Boşluk uzayından enerji çeken bir güç kaynağı ile çalışıyor. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
We call it a zed pm. Ona Zed PM diyoruz. Ona Zed PM adını veriyoruz. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Well, a zee pm. ZPM. Aslında ZPM. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Sorry, I'm Canadian. Affedersin, ben Kanada'lıyım. Üzgünüm, ben Kanadalıyım. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
If you have the right genetic code, it allows you to control some pretty cool weaponry remotely, with your mind. Eğer doğru genetik koda sahipsen, bazı havalı silahları, uzaktan, aklın aracılığıyla kontrol etmeni sağlıyor. Gerekli genetik şifreye sahipsen, oldukça havalı birtakım silahları uzaktan, zihninle kontrol etmeni sağlıyor. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
It's how we were able to defeat the wraith hive ship that attacked earth three months ago. Bu silah sayesinde üç ay önce Dünya'ya saldıran bir Wraith gemisini yendik. Dünya'ya üç ay önce saldıran Wraith kovan gemisini bu şekilde yenebildik. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Are there more? Başka var mı? Daha fazla var mı? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
What, chairs? No, aliens. Neden, koltuktan mı? Hayır, uzaylılardan. Ne, koltuk mu? Hayır, uzaylı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Oh, yeah. Lots more. Evet. Çok daha fazlası var. Evet. Çok fazla. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Fortunately, they're in another galaxy... Çok şükür başka bir galaksideler... Neyse ki, onlar başka bir galaksideler... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
and, for now, they don't know where earth is. ...ve şimdilik, Dünya'nın yerini bilmiyorlar. ...ve şimdilik Dünya'nın yerini bilmiyorlar. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
They're called "darts." Onlara Dart deniyor. Bunlara "Dart" adı veriliyor. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Small, fast, single pilot attack ships. Ufak, hızlı, tek pilotlu saldırı gemileri. Küçük, hızlı, tek pilotlu saldırı gemileri. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
We're lucky we took out the hive as quickly as we did. Kovanı çabucak hallettiğimiz için şanslıyız. Kovanı o kadar çabuk yok ettiğimiz için şanslıyız. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Each one can carry hundreds of these things. Her biri bunlardan yüzlercesini taşıyor. Her biri bu şeylerden yüzlercesini taşıyabiliyor. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
And the guy dumping bodies in the desert... Çöle cesetler atan adamsa... Peki ya cesetleri çöle atan adam... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
he's an alien. Bir uzaylı. O bir uzaylı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
A wraith. Bir Wraith. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
A genetic hybrid between human beings and something called an iratus bug. İnsanla Irratus böceği denen bir böceğin genetik melezinden meydana gelmiş bir canlı. İnsanlarla Iratus böceği denilen bir türün genetik kırması. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Feeds on human energy, İnsan enerjisiyle besleniyor... İnsanın enerjisiyle besleniyor,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
literally saps the life out of people using their sucker on their hand. ...tam olarak ellerindeki emiciyi kullanarak insanların yaşamlarını emiyorlar. ...tam olarak ellerindeki emiciyi kullanarak insanlardan hayat enerjisini çekiyorlar. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I suppose it all sounds like science fiction to you. Galiba bunların hepsi sana bilimkurgu gibi geliyor. Sanırım bunların hepsi sana bilim kurgu gibi geliyordur. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I'm not really a fan. Pek bilimkurgu sever biri değilim. Bilim kurguyu fazla sevmem. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
My team and I usually operate out of atlantis, in the pegasus galaxy, Ekibim ve ben çoğunlukla Atlantis dışında, Pegasus Galaksisinin içinde çalışırız... Ekibim ve ben genellikle Pegasus Galaksisi'ndeki Atlantis'te çalışıyoruz,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
but we were called back to earth to deal with this situation because of our expertise with the wraith. ...ama Wraith konusundaki deneyimimiz yüzünden Dünya'ya çağırıldık. ...ama Wraith'ler konusundaki uzmanlığımız nedeniyle bu durumla ilgilenmek amacıyla Dünya'ya çağrıldık. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Now, the one that you've encountered Şimdi, karşılaştığınız Wraith... Şimdi, senin karşılaştığın belli ki... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
has obviously been doing a fairly good job of blending in. ...öyle görünüyor ki uyum konusunu oldukça iyi kotarıyor. ...araya karışmakta oldukça iyiydi. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
What, disguising himself as human? Ne yani, insan kılığında mı geziyor? Ne, insan kılığına girmekte mi? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Based on your description and the video surveillance from the casino. Tanımlamalarınıza ve kumarhanedeki video kamera görüntülerine bakarsak öyle. Senin tarifine ve gazinonun video kayıtlarına göre. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
What do they normally look like? Normalde nasıl görünüyorlar? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Normally... they look like that. Normalde... şöyle görünüyorlar. Normalde böyle görünüyorlar. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Why do they do it? Neden öyle yapıyorlar ki? Niye öyle yapıyorlar? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Feed on humans? Neden insanlar üzerinde mi besleniyorlar? İnsanlardan beslenmeleri mi? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Well, that's just what they are. Öyleler işte. Var oluşları öyle. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
We're just cattle to them. Biz onlar için sadece büyükbaş hayvan gibiyiz. Onlar için sığırlar gibiyiz. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Fish in a pond! Busy, busy, lots to do, here and there... Göletteki balık! Meşgul, meşgul, yapılacak çok iş, orada burada... Göldeki bir balık! Meşgul, meşgul, şurada burada yapacak bir sürü iş var. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
this one fancies himself a bit of a poet. ...bu kendini biraz şiire vermiş. Bu kendini birkaç şiir ile eğlendiriyor. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Not good. Hiç iyi değil ama. İyi değil. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Dry as a desert outside. No place to go. Dışarısı çöl kadar sıcak. Gidecek yer yok. Dışarısı çöl kadar kuru. Gidecek hiçbir yer yok. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
He's also delirious from starvation. Açlıktan dolayı sayıklıyor. Aynı zamanda açlıktan delirmiş durumda. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Eat up! Ye şunu! Yiyip bitir! Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Get stronger. Think and hope. Güçlen. Düşün ve umut et. Güçlen. Düşün ve ümit et. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Think... and hope... Düşün ve umut et... Düşün ve ümit et. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
don't look now! ...şimdi bakma! Şimdi bakma! Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Ohh... keep dreaming. Rüya görmeye devam et. Hayal görmeye devam et. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
There must be some other reason for your existence. Varlığının başka bir nedeni olmalı. Var oluşunun başka bir nedeni olmalı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Did you get anything from him? Ondan bir şeyler öğrendiniz mi? Ondan herhangi bir şey öğrendiniz mi? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Believe me, we've tried... everything. İnan bana, her şeyi denedik. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Defiance tastes like life itself. Karşı gelme hayatın kendisi gibi haz veriyor. Meydan okumanın tadı hayat gibidir. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
No river. Nehir yok. Irmak yok. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Dry as a desert! Çöl kadar kuru! Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Darkness all around. Her taraf karanlık. Her yer kapkaranlık. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
The harvest moon is rising. Toplama ayı yükseliyor. Hasat dolunayı doğuyor. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Wraith are never ending. Wraith asla son bulmaz. Wraith'ler bitmez tükenmez. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I know the future. Geleceği biliyorum. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
I'll show you... Sana... Sana kaderini... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
your destiny... ...kaderini göstereyim. ...göstereyim... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
John Sheppard. John Sheppard. ...John Sheppard. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
They can get in your head. Aklını okuyabilirler. Kafanın içine girebilirler. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
People ever going to know the truth? İnsanlar gerçeği öğrenecekler mi? İnsanlar gerçeği hiç öğrenecekler mi? Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Not my decision. Bu bana kalmış bir şey değil. Benim verebileceğim bir karar değil. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Personally, I think people choose to live in their own happy little delusions. Bence, insanlar kendi küçük yanılgılarıyla yaşamayı seçebilmeliler. İnsanların kendi küçük hayal dünyalarında yaşamayı kendilerinin seçtiğini düşünüyorum. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
They don't really want to know the truth. Gerçeği pek bilmek istemiyorlar. Gerçeği gerçekten bilmek istemiyorlar. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Jennifer. Rodney. Jennifer. Rodney. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
The other victims had radioactive residue on 'em. Diğer kurbanlarda radyoaktif kalıntı vardı. Diğer kurbanların cesetlerinde radyoaktif kalıntılar vardı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
They all did. Hepsinde. Hepsinde vardı. Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
Once we got wind of it and our suspicions were confirmed, Olayı anladığımızda ve şüphelerimiz doğru çıktığında... Olayın kokusunu hissettiğimizde ve şüphelerimiz doğrulanınca,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
the whole thing was ultimately going to be covered up, ...bütün olay eninde sonunda örtbas edilecekti... ...bütün her şey eninde sonunda örtbas edilecekti,... Stargate: Atlantis Vegas-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155755
  • 155756
  • 155757
  • 155758
  • 155759
  • 155760
  • 155761
  • 155762
  • 155763
  • 155764
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact