Search
English Turkish Sentence Translations Page 151522
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Gingers? | Kızıllar mı? Kızıllar mı? Lanet olsun, olamaz. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Please understand that we have no choice here, Mr. Cruise. | Başka seçeneğimiz olmadığını anlayın, Bay Cruise. | South Park 200-1 | 2010 | |
| You're gonna give Muhammad to gingers instead of us | Muhammed'i bizim yerimize sırf şiddetle tehdit ettiler diye... | South Park 200-1 | 2010 | |
| Wul, yeah. | Aslında öyle. İyi biz de öyle yapalım o zaman! | South Park 200-1 | 2010 | |
| You wanna see violence, you got it! | Şiddet istiyorsanız, babasını göreceksiniz! | South Park 200-1 | 2010 | |
| God damn stupid assholes! | Amına koyduğumun geri zekalıları! Sert mi oynamak istiyorsunuz, iyi bakalım! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Spielberg go and get some automatic rifles! | Spielberg, git biraz makineli tüfek getir! Oraya gidip sike sike Muhammed'i alacağız! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Tom! | Onlara kimin... Tom! Tom! Şiddet uygulayamayız! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Yeah, that would kill all our careers! | Evet bu kariyerimizi mahveder! | South Park 200-1 | 2010 | |
| But the only way we're gonna get Muhammad now | Fakat Muhammed'i South Park'tan almanın tek yolu kızıllar gibi şiddet uygulamak! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Fine. Then let's have her do it. | İyi de bırakalım "o" yapsın. "O" kim? | South Park 200-1 | 2010 | |
| You know, her. | Biliyorsun işte, "o." | South Park 200-1 | 2010 | |
| Oh, right, her! | Tabii ya, "o"! | South Park 200-1 | 2010 | |
| There she is, Tom. | İşte orada, Tom! | South Park 200-1 | 2010 | |
| My God! | Tanrım! Hatırladığımdan daha korkunçmuş. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Tom, Barbara streisand hasn't been active for a long time. | Tom, Barbara Streisand uzun zamandır aktif değildi. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Are we sure we wanna do this? | Bunu yapmak istediğimizden emin misin? | South Park 200-1 | 2010 | |
| Mrs. streisand was blown apart in the town of South Park. | Bayan Streisand, South Park'ta patlatılmıştı. | South Park 200-1 | 2010 | |
| She's probably more angry at that town than any of us. | Muhtemelen South Park'a hepimizden daha çok kızgındır. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Power her up. | Enerjisini açın! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Release the kiken! | Canavarı salın! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Bar boora! | Bar bora! Barr bora! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Ichiban kirai na hito. | Bir numaralı canavaro! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Bar boora, bar boora! | Bar bora! Bar bora! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Hana ga ookii! | Koyar amıno! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Hey Barbara! | Selam, Barbara! Benim, Rob Reiner. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Listen, babs. | Dinle, Babs. South Park'ı yıkıp geçeceğiz, yardımına ihtiyacımız var. | South Park 200-1 | 2010 | |
| We figured you're pissed off at South Park too, right, Mrs. streisand? | Senin de South Park'a kızgın olduğunu biliyoruz, değil mi Bayan Streisand? | South Park 200-1 | 2010 | |
| Oh she's pissed alright. | Anlaşıldı kızgınmış. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Eric? | Eric? Burada ne arıyorsun? | South Park 200-1 | 2010 | |
| Did you all lie to me? | Bana annemin, babam olduğunu söylerken, hepiniz, o odadakiler, yalan mı söylediniz? | South Park 200-1 | 2010 | |
| What? No, Eric. | Ne? Hayır, Eric. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Are you still worried about that ol' issue, I mean... | Hala o sorunu kafana mı takıyorsun yani... | South Park 200-1 | 2010 | |
| I don't trust you. | Sana güvenmiyorum. Bay Şapka ile konuşacağım. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Eric, I haven't used Mr. Hat in a long time and... | Eric, uzun zamandır Bay Şapka'yı kullanmıyorum... | South Park 200-1 | 2010 | |
| I said get Mr. Hat! | Sana Bay Şapka'yı getir dedim! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Put it on. | Tak şunu! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Do the voice. | Sesini yap! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Hello kids! | Merhaba, çocuklar! Benim, Bay Şapka. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Good to see you, Hat. | Seni görmek güzel, Şapka. Ne gece ama değil mi? | South Park 200-1 | 2010 | |
| I... I don't believe I know you. | Seni tanıdığımı sanmıyorum. | South Park 200-1 | 2010 | |
| The name's Mitch Conner. | Adım Mitch Conner. Saigon'dan seninle birlikte kaçmıştık. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Eric, this is silly. | Eric, bu saçmalık. Kes artık şunu... | South Park 200-1 | 2010 | |
| Keep your hand up. | Elini havada tut! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Alright, gingers. | Pekala, kızıllar. Muhammed'i sizin için getirdik. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Now hand over the detonators. | Şimdi fünyeleri bize gönderin. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Nuh uh! | Olmaz! | South Park 200-1 | 2010 | |
| First you gotta prove that's still Muhammad in there. | Önce içindekinin Muhammed olduğunu kanıtlamanız gerek. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Have him step out of the bear costume. | Çıkarın şu ayı kostümünü! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Dude, we can't do that. | Ahbap, bunu yapamayız. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Show us it's Muhammad or South Park is finished! | Muhammed'i gösterin yoksa South Park'ın işi biter! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Dammit Mitch, you're asking questions that shouldn't be answered. | Lanet olsun Mitch, cevabı verilmemesi gereken sorular soruyorsun. | South Park 200-1 | 2010 | |
| So you admit it. | Yani kabul ediyorsun. Bu bir düzmeceydi. | South Park 200-1 | 2010 | |
| No, Mr. Hat, don't say anymore! | Hayır, Bay Şapka, başka bir şey söyleme! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Yeah! | Evet! Ona bildiklerini söyle. | South Park 200-1 | 2010 | |
| Alright, Eric. | Pekala, Eric. O DNA testinin yapıldığı gün, baban o odaydı. | South Park 200-1 | 2010 | |
| But the results were tampered. | Fakat sonuçları ile oynandı. | South Park 200-1 | 2010 | |
| By who? Goddamnit, Garrison. | Kim tarafından? Lanet olsun Garrison! | South Park 200-1 | 2010 | |
| Who is my father? | Babam kim? | South Park 200-1 | 2010 | |
| and a hat that says 'Fred's Fudge and candies.' | ...ve "Fred'in Şekerlemeleri" yazan bir şapka takıyorsunuz. | South Park 200-2 | 2010 | |
| "Hazaa." | Hazaa! | South Park 200-2 | 2010 | |
| Spielberg go and get some automatic rifles!! | Spielberg, git biraz makineli tüfek getir! Oraya gidip sike sike Muhammed'i alacağız! | South Park 200-2 | 2010 | |
| Saigon is a hell of a place. | Saigon, cehennem gibi bir yerdi. | South Park 201-1 | 2010 | |
| I've seen a lot of death, a lot of suffering. | Birçok ölüm, birçok acı gördüm. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Darkness that most people couldn't stand to see. | Birçok insanın görmeye bile katlanamayacağı kötülükler. | South Park 201-1 | 2010 | |
| I tried to sit it out as much as I could. | Elimden geldiğince sonuna kadar dayanmaya çalıştım. | South Park 201-1 | 2010 | |
| What's the matter, Conner? | Sorun nedir, Conner? Birazcık kandan mı korktun? | South Park 201-1 | 2010 | |
| No, I don't like a little blood. | Evet, kandan korktum. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Blood ain't the stuff for 18 year old boys from sheboygan. | Kan, Sheboygan'lı 18 yaşında bir çocuk için uygun bir şey değil. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Blood ain't the stuff for Mitch Conner. | Kan, Mitch Conner için uygun değil. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Incoming! | Füze geliyor! | South Park 201-1 | 2010 | |
| Conner, Mitchell. | Conner, Mitchell. Görevden alındın, evlat. | South Park 201-1 | 2010 | |
| And that's that. | İşte bu kadardı. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Pack your bags, you're headed home. | Çantalarını topla, eve gidiyorsun. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Hugs and kisses from Uncle Sam. | Sam Amca'dan sevgi ve öpücüklerle. | South Park 201-1 | 2010 | |
| So how do I end up here? | Peki nasıl oldu da buralara geldim? | South Park 201-1 | 2010 | |
| With a 9 year old kid, who just wants to know who his father is. | Babasının kim olduğunu öğrenmek isteyen, dokuz yaşında bir çocukla. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Life is funny like that. | Hayatın cilveleri işte. Bir gün Vietnam'da çamurun içindeki bağırsaklara bakarken... | South Park 201-1 | 2010 | |
| And the next you're playing | ...öbür gün bir bakmışsın Dr. Phil'le oynayan bir çocuk ve öğretmeniyle uğraşıyorsun. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Eric, I... I'm really sorry | Eric, ben... Cidden bunlar başından geçtiği için üzgünüm. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Sorry is a four letter word with a y on the end. | "Üzgünüm" sadece yedi harfli sonunda "M" olan bir sözcükten ibaret. | South Park 201-1 | 2010 | |
| That doesn't mean anything to this poor kid. | Bu zavallı çocuk için hiçbir anlam teşkil etmiyor. | South Park 201-1 | 2010 | |
| That's right. | Bu doğru. Bana gerçeği söyle. Hemen! | South Park 201-1 | 2010 | |
| All I can tell you, Eric, | Sana tek söyleyebileceğim Eric, çok önemli birisini korumak için... | South Park 201-1 | 2010 | |
| To protect someone very important. | ...hepimize hikayeye sadık kalmamız gerektiği söylendiği. | South Park 201-1 | 2010 | |
| I can't say more. | Daha fazlasını söyleyemem. Söylemeyeceğim. | South Park 201-1 | 2010 | |
| But I'll... I'll tell you who has the answer. | Ama... Sana cevabı kimin bildiğini söyleyeceğim. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Look, gingers. | Bakın, kızıllar! | South Park 201-1 | 2010 | |
| You said you wanted Muhammad. | Bize Muhammed'i istediğinizi söylediniz, biz de getirdik! | South Park 201-1 | 2010 | |
| We have no way of knowing if Muhammad is really in there! | Muhammed'in gerçekten o şeyin içinde olduğunu bilemeyiz! | South Park 201-1 | 2010 | |
| It could be a trick! | Hile olabilir! | South Park 201-1 | 2010 | |
| It's no trick, dude! | Hile falan yok, ahbap. | South Park 201-1 | 2010 | |
| My friend and I went to | Arkadaşımla birlikte Süper Kankalar'a gittik ve oradan alıp getirdik. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Then have him step out of the bear costume! | O zaman ayı kostümünden çıkartın onu! | South Park 201-1 | 2010 | |
| You have until the count of ten. | Ona kadar sayacağım. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Don't do it, Randy. | Yapma, Randy. Eğer Muhammed görülürse bombalanabiliriz. | South Park 201-1 | 2010 | |
| Two! | İki! Aptal herif! | South Park 201-1 | 2010 | |
| If he isn't seen we're about to definitely get bombed! | Eğer görünmezse, zaten bombalanacağız! | South Park 201-1 | 2010 | |
| I'm sorry, Muhammad, but | Özür dilerim, Muhammed. Ama rica etsek, ayı kostümünün içinden çıkabilir misin? | South Park 201-1 | 2010 | |
| Okay, so um. | Tamam, gördünüz mü? Alın size Muhammed. | South Park 201-1 | 2010 |