Search
English Turkish Sentence Translations Page 150932
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Now leave that dog here. I'm gonna leave the dog here. | Now leave that dog here. l'm gonna leave the dog here. Şimdi, o köperği burada bırak. Köpeği burada bırakacağım. Köpeği burada bırak. Tamam, bırakacağım. Simdi su kopegi birak. Kopegi burda birakicam. Şimdi, o köpeği burada bırak. Köpeği bırakacağım. | Snatch-13 | 2000 | |
| Bullet Tooth Tony and his friend, Desert Eagle.50. | Bullet Tooth Tony and his friend, Desert Eagle .50. Kurşun diş Tony ve arkadaşı, Desert Eagle .50. Mermi Diş Tony ve arkadaşı Çöl Kartalı .50. Kursun dis Tony ve arkadasi .50 Desert Eagle. Kurşun diş Tony ve arkadaşı, Desert Eagle .50. | Snatch-13 | 2000 | |
| I'm a little worried, actually. Worried about what? | l'm a little worried, actually. Worried about what? Biraz endişeliyim, aslında. Ne diye endişelisin? Biraz kaygılıyım aslında. Ne için? Aslinda biraz endiseliyim. Ne icin endiselisin? Aslında biraz endişeliyim, Türk. Ne için endişelisin? | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>You know those gypsies</u> <u>like</u> a <u>drink</u> at a wake. | You know those gypsies like a drink at a wake. Bilirsin, çingeneler cenazde içerler. Çingeneler cenazede içmeyi severler. Bu cingeneleri bilirsin, gunduz vakti icmeyi severler. Bilirsin, çingeneler cenazede içerler. | Snatch-13 | 2000 | |
| What <u>if he</u> doesn't make <u>it</u> <u>to the fourth round?</u> | What ifhe doesn't make it to the fourth round? Ya dördüncü roundu çıkarazmazsa? Dayanamazsa ne olur? Ya eger dorduncu round`a kadar ayakta kalamazsa? Ya dördüncü rounda kadar dayanamazsa? | Snatch-13 | 2000 | |
| I said... I heard what you said, Tommy! | l said l heard what you said, Tommy! Dedim ki Dediğini duydum, Tommy! Niye... Seni duydum, Tommy! Dedim ki Ne dedigini duydum, Tommy! Dedim ki Dediğini duydum, Tommy! | Snatch-13 | 2000 | |
| It's a bit funky in here, isn't it? Open a window. | lt's a bit funky in here, isn't it? Open a window. Biraz karışık, değil mi? Bir pencere aç. Burası havasız, değil mi? Camı aç. Burasi biraz garip oyle degil mi? Bir pencere ac. Burası biraz korkunç değil mi? Bir cam aç. | Snatch-13 | 2000 | |
| Come on, where is it? It's over here. | Come on, where is it? lt's over here. Hadi, nerede o? Orada. Haydi, nerede? Burada. Hadi soyleyin, nerde? Surda. Hadi, nerede o? Burada. | Snatch-13 | 2000 | |
| Where? Where? I left it in a box. | Where? Where? l left it in a box. Nerede? Nerede? Kutunun içinde bıraktım. Nerede? Nerede? Bir kutuda bırakmıştım. Nerde? nerde? Bir kutunun icine koymustum. Nerede? Nerede? Bir kutuya koymuştum. | Snatch-13 | 2000 | |
| You mean, "look in the dog"? I mean, open him up. | You mean, ''look in the dog''? l mean, open him up. Ne demek, ''Köpeğin içine bak''? Yani, içini aç. Ne demek '' içine bak''? Aç onu demek. Yani kopegin icine mi? Demek istedigim onu ac. Ne demek ''Köpeğin içine bak''? Yani, içini aç. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Do not knock him</u> out, <u>Mickey.</u> | Do not knock him out, Mickey. Onu nakavt etme, Mickey. Onu nakavt etme, Mickey. Onu nakavt etme, Mickey. Onu nakavt etme, Mickey. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>They'll hang</u> us <u>if they think</u> it's rigged. | They'll hang us if they think it's rigged. Eğer kazıklandıklarını anlarlarsa bizi asarlar. Hile karıştığını düşünürlerse bizi asarlar. Eger numara oldugu anlasilirsa, hepmizi asarlar. Eğer kazıklandıklarını anlarlarsa bizi asarlar. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>All</u> he's <u>got to do is stay down.</u> | All he's got to do is stay down. Ayakta kalması lazım. Tek yapması gereken yerde kalmak. Tek yapmasi gereken yerde kalmak. Tek yapması gereken: Yerde kalmak. | Snatch-13 | 2000 | |
| Now, we <u>are</u> fucked. | Now, we are fucked. Şimdi, s.kildik. Şimdi mahvolduk. Simdi boku yedik. Şimdi, yarrağı yedik! | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Stupid pikey knows Brick Top's got</u> <u>keen to kill monkeys with</u> shotguns... | Stupid pikey knows Brick Top's got keen to kill monkeys with shotguns... Aptal çingene Tuğla kafanın öldürme heveslisi gorillerinin pompalı.. Aptal göçebe, kampında Tuğla'nın öldürmeye hazır... Aptal cingene tugla kafanin adamlarinin ellerinde tufeklerle... Aptal çingene Baş Tuğla'nın öldürme heveslisi gorillerinin pompalı.. | Snatch-13 | 2000 | |
| ... <u>sitting</u> outside <u>his</u> campsite. | ...sitting outside his campsite. ...tüfeklerle kampın dışında beklediklerini biliyordu. ...silahlı adamları olduğunu biliyor. ...kamp alaninda beklediklerini biliyordu. ...tüfeklerle kampın dışında beklediklerini biliyordu. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Once the</u> campsite's <u>wiped</u> out, I <u>know</u> it's <u>gonna be the</u> same <u>for</u> us. | Once the campsite's wiped out, I know it's gonna be the same for us. Kamp temizlendikten sonra sıra bize gelecekti. Kamp ortadan kaldırılınca, aynısı bizim başımıza gelecek. Kampi temizledikten sonra sira bize gelicekti. Kamp temizlendikten sonra sıra bize gelecekti. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Ever cross the road</u> <u>and look the wrong way?</u> | Ever cross the road and look the wrong way? Hiç ters tarafa bakıp caddeyi geçtinmi? Caddeyi geçerken yanlış yöne baktınız mı? Hic caddeyi gecip yanlis yone baktiniz mi? Hiç ters tarafa bakıp caddeyi geçtiniz mi? | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>And, hey,</u> presto, there's a <u>car nearly on you.</u> | And, hey, presto, there's a car nearly on you. Ve, hey, presto, şurada bir araba var, yanında Abra kadabra, üstüne gelen bir araba. Ve yani basinizda bir araba duruyor. Ve, "Hey Presto, araba neredeyse seni ezecek." | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>So,</u> what <u>do you do?</u> | So, what do you do? ee, ne haber? Ne yaparsın? Ve, ne yaparsiniz? Ee, ne yaparsınız? | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Something very silly.</u> | Something very silly. Salakça bir şey. Çok aptalca birşey. Cok aptalca birsey. Salakça bir şey. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>You</u> freeze. <u>And your life</u> <u>doesn't flash before</u> you... | You freeze. And your life doesn't flash before you... Donarsınız. Ve hayatınız sizden önce flaş eder... Donakalırsın. Yaşamın gözünün önünden geçmez. Donar kalirsin. Ve hayatin gozlerinin onunden gecmez... Donarsınız. Ve hayatınız gözlerinizin önünden geçmez... | Snatch-13 | 2000 | |
| ...because <u>you're too scared</u> <u>to think.</u> | ...because you're too scared to think. ...çünkü sen düşünmek için çok korkmuşsundur. Çünkü düşünemeyecek kadar korkarsın. ...cunku oyle korkarsin ki bunu dusunemezsin bile. ...çünkü düşünmek için çok korkmuşsunuzdur. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>You</u> just freeze <u>and pull</u> a <u>stupid</u> face. | Youjust freeze and pull a stupid face. Sadece donarsın ve aptal bir yüzle bakarsın. Donakalırsınız, yüzün aptal bir ifade alır. Sadece oyle donup kalirsin suratinda aptal bir ifadeyle. Sadece donarsınız ve aptal bir yüzle bakarsınız. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>But the pikey didn't. Why?</u> | But the pikey didn't. Why? Ama çingene öyle olmadı.Neden? Ama göçebeninki almadı. Niçin? Ama cingene donup kalmadi. Neden? Ama çingene öyle olmadı. Neden? | Snatch-13 | 2000 | |
| Because <u>he had plans</u> <u>on running the car over.</u> | Because he had plans on running the car over. Çünkü onun arabayla planları vardı. Çünkü planı, arabayı ezip geçmekti. Cunku arabayla ilgili bir plani vardi. Çünkü onun arabayı ezme planları vardı. | Snatch-13 | 2000 | |
| It <u>had previously occurred to</u> me... | It had previously occurred to me... Bana daha önce olmuştu... Annesinin ölümünü... Daha onceden farketmistimde. Bunu daha önce farketmiştim... | Snatch-13 | 2000 | |
| ... that <u>he'd taken the</u> demise <u>of his mother rather lightly.</u> | ...that he'd taken the demise ofhis mother rather lightly. ...annesinin ölümünü fazla hafife almıştı. ...serinkanlı karşıladığı dikkatimi çekmişti. ...annesinin olumu uzerine o kadar da buyuk tepki vermemisti. ...çingene annesinin ölümünü fazla hafife almıştı. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>For every action,</u> <u>there is</u> a <u>reaction.</u> | For every action, there is a reaction. Her hareketin bir reaksiyonu vardır. Her eyleme bir tepki vardır. Her hareketin karsiliginda bir reaksiyon vardir. Her hareketin bir karşı hareketi vardır. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>And</u> a <u>pikey</u> reaction... | And a pikey reaction... Ve çingenenin reaksiyonu... Çingene tepkisiyse... Ve bir cingenin reaksiyonu... Ve bir çingenenin karşı hareketi... | Snatch-13 | 2000 | |
| ... <u>is</u> quite a <u>fucking thing.</u> | ...is quite a fucking thing. ...çok s.kici bir şeydi. ...hafife alınamaz. ...biraz abartili olabiliyor. ...bayağı sikici bir şeydir. | Snatch-13 | 2000 | |
| Give me that fucking shooter. I'll give you your shooter, you cunt. | Give me that fucking shooter. l'll give you your shooter, you cunt. Şu silahı bana ver! Silahı sana vereceğim, seni a.cık. Ver şu silahı bana. Silahını vereyim, orospu çocuğu. Ver bana su lanet tufegi. Sana senin lanet silahini verecegim, pic kurusu. Şu koduğumun silahını bana ver! Silahı sana vereceğim, seni amcık. | Snatch-13 | 2000 | |
| That <u>is when</u> I <u>thought the pikey</u> <u>had money riding on</u> himself. | That is when I thought the pikey had money riding on himself. Şimdi anladımki çingene kendi üzerine oynamıştı. İşte o anda çingenenin bahis topladığını anladım. Cingene maclarda kendi uzerine oynamisti. Şimdi anladım ki çingene kendi üzerine oynamıştı. | Snatch-13 | 2000 | |
| That's <u>why the</u> bastard <u>never</u> goes <u>down when</u> he's <u>supposed to.</u> | That's why the bastard never goes down when he's supposed to. Bu neden o piçin yere düşmesi gerekirken düşmediğini açıklıyordu. Piç kurusu düşmesi gereken yerde bu yüzden düşmemiş. Bu yuzden yere dusmesi gerektigi halde, bir turlu dusmemisti. Bu o piçin yere düşmesi gerekirken neden hiç düşmediğini açıklıyordu. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>We've been tucked</u> up... | We've been tucked up... O temizlenirken... O temizlik yaparken... Isletilmistik... O temizlenirken... | Snatch-13 | 2000 | |
| ... <u>while</u> he's <u>been cleaning up.</u> | ...while he's been cleaning up. ...biz içeri tıkılmıştık. ...biz kandırıldık. ...o ise herseyi temize cikarmisti. ...biz kapana kısılmıştık. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>We're worse</u> off <u>now than</u> <u>when</u> we started. | We're worse offnow than when we started. Şimdi başladığımızdan daha kötü durumdayız. Şimdi başladığımızdan kötü haldeyiz. Simdi basladigimizdan da kotu bir haldeyiz. Şimdi başladığımızdan daha kötü durumdayız. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>The</u> next <u>day</u> we <u>went</u> <u>to the</u> campsite... | The next day we went to the campsite... Ertesi gün kampa gittik... Ertesi gün kamp yerine gittik. Ertesi gun kamp alanina gittigimizde... Ertesi gün kampa gittik... | Snatch-13 | 2000 | |
| ...but <u>the gypsies had disappeared</u> <u>during the night.</u> | ...but the gypsies had disappeared during the night. ...ama çingeneler geceleyin kaybolmuşlardı. Ama çingeneler gece çekip gitmişlerdi. ...cingeneler geceden orayi terk etmislerdi. ...ama çingeneler geceleyin kaybolmuşlardı. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Which</u> was <u>probably</u> a <u>good</u> thing... | Which was probably a good thing... Zannederim en iyiside buydu... Orada bir yerlere 12 kişiyi... 12 kisiyi bolgede bir yere gomduklerini dusunursek... Muhtemelen en iyisi de buydu... | Snatch-13 | 2000 | |
| ... <u>considering they'd</u> just <u>buried</u> 12 <u>people</u> somewhere <u>in the</u> area. | ...considering they'djust buried 12 people somewhere in the area. ...çevredeki araziye 12 tane ceset gömdükleri düşünüldüğüne. ...gömdüklerini düşünürsek, gitmeleri belki de iyi olmuştu. Gitmeleri akillicaydi. ...çevredeki araziye 12 tane ceset gömdükleri düşünüldüğünde. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Tommy</u> persuaded me <u>to keep the dog.</u> | Tommy persuaded me to keep the dog. Tommy köpeği almak konusunda beni ikna etti. Tommy beni ikna etti. Tommy bu kopegi tutmamiz konusunda beni ikna etti. Tommy köpeğin kalması konusunda beni ikna etti. | Snatch-13 | 2000 | |
| I <u>eventually</u> agreed, as <u>long</u> as <u>he took it to</u> a vet. | I eventually agreed, as long as he took it to a vet. Onu hemen bir veterinere götürdük. Veterinere götürdüğü sürece kalmasını kabul ettim. Eger onu veterinere gotururse tutabilecegimizi soyledim. Onu veterinere götürdüğü sürece kabul ettim. | Snatch-13 | 2000 | |
| I <u>couldn't stand</u> that squeaking <u>anymore.</u> | I couldn't stand that squeaking anymore. Gıcırdamaya daha fazla dayanamıyacaktım. O sese daha fazla dayanamadım. Otme sesine daha fazla dayanamadim. Gıcırdamaya daha fazla dayanamıyacaktım. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>The</u> vet <u>found half an</u> undigested <u>shoe,</u> a squeaky toy... | The vet found halfan undigested shoe, a squeaky toy... Veteriner yarım bir ayakkabı, gıcırdayan bir oyuncak.. Veteriner midesinde sindirilmemiş bir ayakkabı... Veteriner midesinde sindirilmemis bir ayakkabi, oten bir oyuncak... Veteriner midesinden yarısı hazmedilmiş bir ayakkabı, gıcırdayan bir oyuncak.. | Snatch-13 | 2000 | |
| ... <u>and an</u> 84 carat <u>diamond</u> <u>lodged in</u> its <u>stomach.</u> | ...and an 84 carat diamond lodged in its stomach. ...ve 84 karatlık bir elmas çıktı midesinden. ... öten bir oyuncak ve 84 karat elmas buldu. ...ve 84 karat bir elmas buldu. ...ve 84 karatlık bir elmas çıkardı. | Snatch-13 | 2000 | |
| It's quite <u>amazing</u> what <u>can happen</u> <u>in</u> a week. | It's quite amazing what can happen in a week. Bütün bunların bir hafta içinde olması oldukça ilginç. Bir haftada inanılmaz şeyler olabiliyor. Bir haftada ne inanilmaz seyler oldu. Bütün bunların bir hafta içinde olması oldukça ilginç. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>Still didn't</u> shut <u>it up, though.</u> | Still didn't shut it up, though. Yine de onu susturmadı. Hala bitmedi tabi, Yine de çenesini kapatamadık. | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>So,</u> what <u>do you do?</u> | So, what do you do? Evet, na yaparsınız? Peki ne yaparsınız? Oyleyse ne yaparsiniz? Evet, ne yaparsınız? | Snatch-13 | 2000 | |
| <u>You go</u> see <u>the man</u> that <u>knows</u> <u>about</u> these <u>sort of things.</u> | You go see the man that knows about these sort of things. bu tip işleri bilen bir adama gidersiniz. Bu tür şeylerden anlayan adama gidersiniz. Gidip bu islerden anliyan birini bulursunuz. Bu tip işleri bilen bir adama gidersiniz. | Snatch-13 | 2000 | |
| Subtitles by GelulalSDI | Subtitles by YETKIN Altyazılar: Yetkin Altazilar: Gelula/SDl Subtitles by Savas Oguz savas@writeme.com | Snatch-13 | 2000 | |
| 46 99402. | 46 99402. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Transfer to 53 01138. | 53 01138 e havale et. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Farm out. Right arm. | Havale mi ettin? Aynen öyle. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Who's next? Let's see. | Sıradaki kim? Bir bakalım. | Sneakers-1 | 1992 | |
| This is a challenge. | Bu bir meydan okuma. | Sneakers-1 | 1992 | |
| He's a generous man. I'd say, all he's got. God, I'm hungry! | O cömert bir adamdır. Tamamını verebilir. Tanrım, acıktım. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Posit: The phone company has too much money. | Varsayım: Telefon şirketinin çok parası var. | Sneakers-1 | 1992 | |
| They're corrupt. Result? | Çökerler. Sonuç? | Sneakers-1 | 1992 | |
| The system perpetuates itself at the expense of the people. | Sistem kendini, insanların hayatı pahasına devam ettirir. | Sneakers-1 | 1992 | |
| We're gonna change the world. | Dünyayı değiştireceğiz Marty. | Sneakers-1 | 1992 | |
| I just wish we could get course credit for this. Gosh! | Keşke bu iş için ders kredisi alabilseydik. Tanrım! | Sneakers-1 | 1992 | |
| You gotta eat. You want some food? | Yemelisin. Yemek ister misin? | Sneakers-1 | 1992 | |
| Pepperoni pizza, please. Shaken, not stirred. | Pepperoni pizza lütfen. Sallanmış olsun, karıştırılmış değil. | Sneakers-1 | 1992 | |
| One cannot trust anybody these days. | Bugünlerde kimseye güven olmuyor. | Sneakers-1 | 1992 | |
| No, don't do this. | Hayır, bunu yapma. | Sneakers-1 | 1992 | |
| How're we doing? | Nasıl yapıyoruz? | Sneakers-1 | 1992 | |
| Carl's in position on the fire escape. Mother's in the cable vault. | Carl yangın merdiveninde. Anne kablo kanalında. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Whistler is reading. | Whistler, okuyor. | Sneakers-1 | 1992 | |
| What's with the lobby? | Lobide neler var? | Sneakers-1 | 1992 | |
| Still just the one guard. | Hala bir koruma var. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Okay, Mother, try the ones coming off the blue trunk. | Pekala Anne mavilerden birini koparmaya çalış. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Hey, Crease, you on? | Hey, Crease hazır mısın? | Sneakers-1 | 1992 | |
| Were you still in the CIA in '72? | 72 yılında hala CIA de miydin? | Sneakers-1 | 1992 | |
| Did you know the Deputy Director of Planning... | Planlama yöneticisi yardımcısının... | Sneakers-1 | 1992 | |
| What are you saying? The CIA caused the Managua earthquake? | Ne diyorsun sen? Managua depremine CIA in neden olduğunu mu? | Sneakers-1 | 1992 | |
| I can't prove it, but... | Bunu kanıtlayamam, ama... | Sneakers-1 | 1992 | |
| Hold on, Mother. Go back one. | Dur anne. Bir geri git. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Securing bridge clips. | Köprü klipslerini güvenliğe alıyorum. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Preparing to sever master alarm circuit. | Ana alarm devresini kesmeye hazırlanıyorum. | Sneakers-1 | 1992 | |
| I looked in that box just now. | O kutuya şimdi baktım. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Nice bank? | Güzel bankaymış. | Sneakers-1 | 1992 | |
| You wouldn't believe what I had to do to get a safe deposit box. | Bir kiralık kasa alabilmek için neler yaptığıma inanamazsın. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Shit. We're gettin' too old for this. | Kahretsin. Bu işler için çok yaşlandık. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Probably a false alarm. We've been getting them in your area all night. | Muhtemelen yanlış alarm. Zaten bölgenizden bütün gece yanlış alarm aldık. | Sneakers-1 | 1992 | |
| See if it resets. Man, I don't know. | Sıfırlamayı dene. Dostum, bilmiyorum. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Sure you know which one to cut? Yes! The alarm's always the green one. | Hangisini keseceğine emin misin? Evet! Alarm daima yeşil olandır. | Sneakers-1 | 1992 | |
| I'm not waitin' any longer. I'm callin' the fire... | Daha fazla beklemeyeceğim. İtfaiyeyi arıyo... | Sneakers-1 | 1992 | |
| It stopped. Sorry. | Durdu. Üzgünüm. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Good work. Thank you, sir. | İyi işti. Teşekkürler efendim. | Sneakers-1 | 1992 | |
| All yours, Bish. | Hepsi senin Bish. | Sneakers-1 | 1992 | |
| So, how much do you want? | Ne kadar istiyorsun? | Sneakers-1 | 1992 | |
| $80,000, $90,000, $100,000. | 80.000, 90.000, 100.000 | Sneakers-1 | 1992 | |
| I just had this weird feeling that my money wasn't safe here anymore. | Paramın burada artık güvende olmadığı gibi garip bir hisse kapıldım. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Fire exits need to be monitored. | Yangın çıkışlarının izlenmesi lazım. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Your rent a cops are a tad undertrained. | Kiralık güvenlikçileriniz biraz eğitimsiz. | Sneakers-1 | 1992 | |
| Outside of that, everything seems to be fine. | Bunun dışında herşey iyi görünüyor. | Sneakers-1 | 1992 | |
| You'll get our full report in a few days. But first, who's got my check? | Birkaç gün içinde tam raporumuzu alacaksınız. Ama önce, çekimi kim kesecek? | Sneakers-1 | 1992 | |
| So, people hire you to break into their places... | İnsanlar sizi, mekanlarına kimsenin zorla girmemesini sağlamanız üzere... | Sneakers-1 | 1992 | |
| ...to make sure no one can break into their places? | ...mekanlarına zorla girmeniz için mi tutuyor? | Sneakers-1 | 1992 |