English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 149343
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| singing soprano in the boy's choir. | Viyana çocuk korosuna girerim. | Silver Bullet-1 | 1985 |  |
| You know, I don't get you. | Anlamadım. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I know you don't. But listen to me. | Tahmin ederim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I built that for you because I love ya, right from my heart. | Bu motoru seni sevdiğim için yaptım. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| And I want you to be careful on it. Because if you got hurt it'd kill me. | Sana bir şey olursa kendimi affetmem. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Let's get some barbecue, OK? | Haydi yemeğe gidelim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Boy I tell you, after every pork dinner I eat... | Bol etli bir yemekten sonra | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| One more piece of pie... Are you sure about that? | elma tartı yerim mutlaka. Eminmisin? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Would anybody else like a bite? | Bir şey daha isteyen varmı? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Well, go ahead. Listen, no, put it down. | Buyur al. Tıka basa doydum. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I've gotta go. OK. | Gitmem gerek. Tamam. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I've had a wonderful time. So have I. | İyi eylendik dimi. Evet. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I wish it could always be like this. Invite me for dinner more often. | Her günümüz böyle olsa. Beni davet edersen olur. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| OK, it's a deal. Well, nice to meet you. You too. Later, Janey! | Anlaştık. Hoşcakalın. Sizde. İyi geceler. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Good thing you didn't spill my drink. | İyiki benim içkimi dökmedin. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Why don't you walk me to my car? | Beni arabama kadar götür. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Walk me to my car and see if I can stay out of trouble. Thanks! Bye! | Dikkat et de bir olay yaratmayım. Her şey için teşekkür. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Come on, let's go! | Gel gidelim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Nan, can I have some more coffee? | Bir kahve daha. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I tell you, I'm gonna start up a reptile farm... You're nuts. | Yeni bir çiftlik kuracağım. Sen delirdin galiba. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| That'd be some kind of barbecue! | Göreceksiniz. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Here we go. Hold on. | Geldik işte. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Now, I said I had something for you, as I believe you do recall. | Hatırladınmı sana bir sürprizim var demiştim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Yeah, what is it? | Nedir o? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| You're gonna have Fourth of July, but you're gonna have it in September. | Dört temmuzu kutluyacağız Ama eylülün ortasında. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Now remember, it isn't just the fireworks. | Bak bunlar adi fişek değiller. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| It's so no crazy shithead can stop the good guys... if you can dig that. | Manyaklara şans tanımazlar. Anladın mı? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Now stay near the house. Yeah, sure. OK. | Buralardan uzaklaşma. Oldu. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Save this for the last. | Al bunu da. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| It's a rocket. You'll like it. | Bu fişek hoşuna gidecek. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Thanks a million, Uncle Red. You're welcome, Marty. Hide these. | Sağol dayı. Bir şey değil. Sakla onları. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Now remember... stay... near... the house. OK? | unutma Evin yakınında kal. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I promise. That's good. Now I hope you have a good time. | Anlaştık. İyi eylenceler. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Thanks a lot, Uncle Red. | Sağol dayı | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Watch out for the werewolf! 'Bye. | Kurt adamlara dikkat. Hoşçakal. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| This is for the good guys. | Bu iyiler için. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Uncle Red, it's me, Marty. I saw the werewolf last night. | Dayı ben dün gece kurt adamı gördüm. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I saw the werewolf! Hey, buddy, you had a bad dream. | Kurt adamı gördüm,dedim! Kötü bir rüyaydı mutlaka. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| It wasn't a dream, Uncle Red. I saw the Werewolf with the fireworks. | Rüya değildi. Fişekleri atarken gördüm. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| There are no such things as werewolves. | Kurt adam diye bir şey yok. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| There is, I saw it! Uncle Red, it was a werewolf. | Gördüm diyorum. Kurt adam dı. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Have some pity on your poor uncle, OK? | Acı bana, zavallı dayına. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Uncle Red, I saw it! | Onu gerçekten gördüm. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Jesus. | Hay allah. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| An obscene phone call. | Müstehcen bir telefon. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Marty, you OK? You've just been sitting here all morning. | İyimisin? Sabahtan beri oturuyorsun. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Where's Mom? | Annem nerde? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Out shopping. | Alış verişe gitti. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Jane, I gotta talk to you. | Sana bir şey anlatacağım. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Well, Uncle Red won't believe me, and if you don't help me... | Dayım inanmadı Yardım et bana. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| What is it? | Nedir derdin? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| He told me something unbelievable. Yet somehow, I believed most of it. | Bana anlatıklarına inanmak zordu. Yine de kafam takılmıştı. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| But I understood one thing completely, Marty himself believed it all. | Çünkü Marty gördüklerinden emindi. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Marty had seen where the rocket had struck home, he said. | Fişeğin saplandığını görmüştü. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| And I went out that day looking for more than just cans and bottles. | O gün sadece kutu, şişe aramadım. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Hi, Mrs. Thayer... | Merhaba Mrs.Thayer | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I'm collecting returnable bottles and cans for the M EDCU drive. Have any? | Şişe ve kutu topluyorum,varmı? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I was looking for a man or a woman with just one eye. | Tek gözlü adam veya kadın arıyordum. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Hello, Jane. | Selâm Jane. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Who is it? It's Jane Coslaw. | Kim o? Jane Coslaw | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I know what you're after, Jane, and you're outta luck. | Ne aradigini biliyorum ama, Hiç şansın yok, tüm kutuları | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Little Toby Whittislaw come in here yesterday, and I give 'em all to him. | dün küçük Toby Whittislaw a verdim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Is that you, Mr. Fairton? | Mr. Fairton, sizmisiniz? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Got any bottles or cans? No. | şişe ve kutularınız varmı? Yok. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Goodbye, Mr. McLaren. Bye, Jane. | Allaha ısmarladık, Mr. McLaren Güle,güle Jane. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Gentlemen... | Beyler. . | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I'm sorry to disturb your lunch. I'm collecting bottles for charity. | Sizi rahatsız ediyorum ama şişe topluyorum da. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I was just wondering if any of you had seen Mr. Robertson? | İcinizden Mr. Robertson'u gören oldumu? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Oh, hi, Mr. Robertson. I was wondering if you had any. | Merhaba Mr. Robertson Verilecek şişeleriniz varmı? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I guess not. Thanks. | Anlaşıldı yok. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| It's my own fault for believing Marty. The little asshole. | Salak Marty'e inanmak ne haddime! | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Hi, Reverend Lowe. I'm ready to turn my bottles in. | Papaz Lowe kutuları getirdim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Hi, Janie. And how are you? | Jane, nasılsın? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| All right, I guess. It's just that my brother gets me so mad sometimes. | Kardeşime sinirlendim yoksa iyiyim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Well, Jane, | Öylemi. . | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| brothers sometimes do that. | Ölur böyle şeyler. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Take your cart on around to the garage and bring me your tally sheet. | Arabayı garaja götür, listeyi de ver. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Having some trouble? | Problemmi var? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Why Jane, you're trembling. | Sen titriyorsun,Jane. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I think maybe I got too much sun. | Beni Güneş çarptı galiba. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Well, would you like to come in the parlor and lie down for a bit? | Eve gel, biraz uzan istersen. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| No! | Yok,yok. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Or have a cold drink? I have some soda. | Limonata istermisin? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I think I should get home and help my mom with dinner. | Evde anneme yardım etmem lâzım. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I'll give you a ride. No! | Arabayla bırakayım eve. Gerek yok. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Give my best to your brother, Jane. | Kardeşine selâm söyle. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Jane, what did you do then? | Sonra ne yaptın? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I ran faster than I've ever run in my entire life. What do you think? | Ne yaptım zannediyorsun? Hayatımın en hızlı koşusuydu bu. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| By the time I got back here I thought I was gonna faint. | Eve geldiğim de bayılacağım zannettim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Marty, what are we gonna do? | Şimdi ne yapacağız? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| If we tell anyone... grownups, I mean, they'd laugh. | Büyüklere bunları anlatırsak bizimle alay ederler. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Well, what are we gonna do? | Ne yapalım peki? | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I think I know. | Ben biliyorum galiba. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| I mailed another letter from Marty the next day. | Ertesi gün yine bir bir mektup gönderdim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| A third the day after that. | Üçünçüsünü de bir gün sonra. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Then on Saturday we told Uncle Red what we'd been up to. | Cumartesi günü olayları Red dayıya anlattık. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| His reaction was less than serene. | Çok sinirlendi. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Holy jumped up, bald headed, Jesus palomino! | Tüm peygamberlerin aşkına! | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Uncle Red! From him, I'd expect it. | Red dayı! Sen den bunu beklemezdim. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
| Sometimes I think your common sense got paralyzed along with your legs. | Kafan da bacakların gibi çalışmaz olmuş galiba. | Silver Bullet-1 | 1985 | |
