• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 149196

English Turkish Film Name Film Year Details
[Japanese] Not the skin. Beden... Ten değilsiniz. Shutter-4 2008 info-icon
[Japanese] This is not us. ve ruh birleştiğinde... Biz ten değiliz. Shutter-4 2008 info-icon
[Japanese] We are spirit. insanoğlu ortaya çıkar. Ruhtan oluşuyoruz. Shutter-4 2008 info-icon
That's how this works. Bu şekilde işler. Böyle olur. Shutter-4 2008 info-icon
But what makes them appear? [Speaking Japanese] Fakat neden görünmek istiyorlar? Ama onları ortaya çıkaran nedir? Shutter-4 2008 info-icon
The spirit becomes... Iocked to the body. Buda ruhun bedende sıkışmasına neden olur. Ruh bedene kilitlenmiş olur. Shutter-4 2008 info-icon
He's talkin' crazy. Wait, what is he saying? Saçmalık. Bekle, ne söyledi? Manyak manyak konuşuyor. Dur, ne diyor? Shutter-4 2008 info-icon
He's saying we're on our own. / think he's trying to help us. Bizim itiraf etmemizi. Bize yardımcı olabilir. Tek başımıza olduğumuzu söylüyor. Sanırım bize yardımcı olmaya çalışıyor. Shutter-4 2008 info-icon
We're leaving. Come on! Gidelim. hadi ama! Gidiyoruz. Hadi! Shutter-4 2008 info-icon
He said there's nothin' he can do. Birşey yapamayacağını söylemiştim. Yapabileceği bir şey olmadığını söyledi. Shutter-4 2008 info-icon
The guy's a fake, a scam artist, okay? We're wasting our time here. O bir sahtekar, tamam mı? Burada daha fazla zaman harcamayalım. Adam üçkâğıtçı, dalavereci, tamam mı? Burada boşuna vakit kaybediyoruz. Shutter-4 2008 info-icon
[Phone Beeps] Seiko. Hey, it's me. Seiko. Merhaba, benim. Seiko. Benim. Shutter-4 2008 info-icon
Hey, everybody. I'm sorry I'm late. Herkese merhaba. Üzgünüm geciktim. Selam millet. Geç kaldığım için özür dilerim. Shutter-4 2008 info-icon
[Jane] T.G.K. T.G.K. Shutter-4 2008 info-icon
[Japanese] See you tomorrow at 8:00. Yarın sabah 8'de görüşürüz. Yarın 8.00'da görüşürüz. Shutter-4 2008 info-icon
Hey, I'm still in here! Hey, ben hala burdayım! Hey, ben hala içerideyim! Shutter-4 2008 info-icon
[Grunts] Shit. Kahretsin. Lanet olası. Shutter-4 2008 info-icon
Look, this isn't funny anymore! Turn on the lights. Bak, Hiç eğlenceli değil! Işıkları açar mısın. Bakın, tadı kaçmaya başladı! Işıkları açın. Shutter-4 2008 info-icon
Who's there? Who's there? Kim var orada? Kim var orada? Shutter-4 2008 info-icon
Hey! [Shouts] Hey! Shutter-4 2008 info-icon
[Exhales] You know who she is. Kim olduğunu biliyorum. Kızı tanıyorsun. Shutter-4 2008 info-icon
[Ben] / don't think she'd ever had a serious relationship before. Önceleri ilişkimizin bu seviyeye geleceğini düşünmemiştim. Daha önce ciddi bir ilişkisinin olduğunu sanmıyorum. Shutter-4 2008 info-icon
Her father was very traditional. He didn't approve. [Crying] Gelenekçi bir babası vardı. İlişkimizi onaylamadı. Babası geleneklerine göreneklerine çok bağlıydı. Onay vermiyordu. Shutter-4 2008 info-icon
Oh, my God. You really shouldn't have done this. Aman Tanrım. Buna gerçekten gerek yoktu. Aman Tanrım. Bunu satın almış olamazsın. Shutter-4 2008 info-icon
Her father died suddenly. He'd been sick for a while. Babası aniden öldü. Zaten uzunca bir zamandırda hastaydı. Babası aniden vefat etti. Bir süredir hasta idi. Shutter-4 2008 info-icon
/ knew she was suffering, but there was nothing / could do. Acı içindeydi, onun için birşey yapamıyordum. Acı çektiğini biliyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Shutter-4 2008 info-icon
I just wasn't falling in love with her. She sensed it. Ona olan sevgim kayboldu. Bunu anladı. Ona âşık değildim. Bunu hissediyordu. Shutter-4 2008 info-icon
Maybe / didn't understand what our relationship meant to her... Belki ben onun bana olan tutkusunu anlayamamışımdır... Belki de ilişkimizin onun için ne demek olduğunu,... Shutter-4 2008 info-icon
She was dangerous, Jane. She was going to hurt someone herself. O çok tehlikeli olmaya başlamıştı Jane. Kendine yada başkasına zarar verebilirdi. O tehlikeliydi, Jane. Kendine ya da başka birine zarar verecekti. Shutter-4 2008 info-icon
Don't leave me! Put that Put it down! Beni bırakma! Yapma! Beni bırakma! At şunu...at şunu! Shutter-4 2008 info-icon
I can't do this anymore. Artık fazla geliyor... Buna artık dayanamıyorum. Shutter-4 2008 info-icon
[Sobbing] She wouldn't listen to me. Beni dinlemiyordu. Shutter-4 2008 info-icon
She wouldn't leave me alone. Artık her zaman benimleydi... Beni yalnız bırakmıyordu. Shutter-4 2008 info-icon
Bruno and Adam said they'd talk to her. And? Bruno ve Adam'dan onunla konuşmasını istedim. Ve? Bruno ve Adam onunla konuşacağını söylediler. Eee? Shutter-4 2008 info-icon
After that, / never saw her again. Sonra onu bir daha görmedim. Ondan sonra onu bir daha görmedim. Shutter-4 2008 info-icon
Janie, look, I know I didn't handle this well. But what was she doing there? Janie bak, biliyorum doğrusu bu değildi. Orada ne işi vardı? Janie bak, iyi etmediğimi biliyorum. Ama orada ne işi vardı? Shutter-4 2008 info-icon
Why was she on that road? / don't know. Neden yoldaydı? Bilmiyorum. Neden yoldaydı? Bilmiyorum. Shutter-4 2008 info-icon
I don't know. She must have been following me. Bilmiyorum. Belki beni takip etmiştir. Bilmiyorum. Beni takip ediyor olmalıydı. Shutter-4 2008 info-icon
/ know / should've told you... Biliyorum bunları sana anlatmalıydım... Biliyorum sana anlatmalıydım... Shutter-4 2008 info-icon
but that's just not the easiest thing to tell your new wife. fakat yeni evlenmiştik bunları sana nasıl anlatabilirdim. ...ama yeni karına bunu anlatmak o kadar kolay değil. Shutter-4 2008 info-icon
It's just so crazy. O delirmişti. ...çok karışık. Shutter-4 2008 info-icon
[Bruno] Hello? Hey, man, am I waking you? Merhaba? Hey, uyandırdım mı? Alo? Dostum, uyandırdım mı? Shutter-4 2008 info-icon
No, no. I'm just watching TV. Hayır,hayır. Televizyon izliyordum. Hayır, hayır. TV seyrediyorum. Shutter-4 2008 info-icon
What's goin' on? I've been thinking about Megumi. Neler oluyor? Megumi hakkında. Ne oldu? Megumi'yi düşünüyordum. Shutter-4 2008 info-icon
You know what ever happened to her? [TVPlaying] Ona ne olduğunu biliyor musun? Shutter-4 2008 info-icon
You know, it's funny. I saw her the other day. Yakında gördüm onu oldukça keyifliydi. Garip. Geçen gün gördüm onu. Shutter-4 2008 info-icon
[Jane] Who are you talking to? Kiminle konuşuyorsun? Shutter-4 2008 info-icon
Uh, it's nobody, hon. /'ll be right there. Hiçkimseyle tatlım. Birazdan geliyorum. Kimse, hayatım. Hemen geliyorum. Shutter-4 2008 info-icon
Bruno, I'm sorry, man. Can I call you in the morning? Bruno rahatsız ettiğim için üzgünüm. Yarın sabah görüşebilir miyiz? Bruno, özür dilerim, dostum. Seni sabah arayabilir miyim? Shutter-4 2008 info-icon
If I'd have known this was necessary... Bunun gerekli olduğunu bilseydim... Shutter-4 2008 info-icon
I would've worn something a little nicer. daha hoş şeyler giyerdim. ...daha güzel bir şey giyerdim. Shutter-4 2008 info-icon
That's gonna be just fine. Buda güzel. İyi olacak. Shutter-4 2008 info-icon
I'm a little bit nervous. Birazcık gerginim. Biraz heyecanlıyım. Shutter-4 2008 info-icon
Oh, just pretend I'm a customer at your restaurant. Farzet ki ben bir restorant müşterisiyim. Lokantandaki bir müşterinmişim gibi düşün. Shutter-4 2008 info-icon
Ha. / don't usually wait tables in my underwear. Ama ben masaların arasında iç çamaşırlarımla dolaşmam. Masalarda genellikle iç çamaşırımla durmam. Shutter-4 2008 info-icon
There's always a first time for everything. Herşeyin bir ilki vardır. Her şeyin bir ilki vardır. Shutter-4 2008 info-icon
You've gotta be kidding me. Benimle dalga geçme. Şaka yapıyor olmalısın. Shutter-4 2008 info-icon
Look, I'm not gonna keep posing if you're not gonna take the picture. Bak, fotoğraf çekmeye devam edermisin, aynı pozisyonda kalmak oldukça zor. Bak, resim çekmeyeceksen poz vermeyeyim. Shutter-4 2008 info-icon
Um, I'm gonna keep taking the pictures. Tamam çekiyorum. Resim çekeceğim. Shutter-4 2008 info-icon
Um, let's move to the stairs, yeah? Come on. Birazda merdivenlerde çekelim mi? Hadi. Merdivene geçelim, olur mu? Hadi. Shutter-4 2008 info-icon
It's Bruno. Bruno arıyor. Bruno. Shutter-4 2008 info-icon
Hey, man. Uh There's been an accident. Merhaba dostum... Adam bir kaza geçirdi. Merhaba dostum... Bir kaza oldu. Shutter-4 2008 info-icon
It's, uh, Adam. Oh, God. What kind of accident? Oh, Tanrım. Nasıl bir kaza? Adam. Tanrım. Nasıl kaza? Shutter-4 2008 info-icon
They don't know. Um They don't know. Bilmiyorum. Hiçbir bilgim yok. Bilmiyorlar. Bilmiyorlar. Shutter-4 2008 info-icon
Where are they keeping him? We'll come right now. Şuanda nerede? Hemen geliyorum. Nerede yatıyor? Hemen geliyoruz. Shutter-4 2008 info-icon
He's in a hospital in Shinjuku. Okay. See you there. Shinjuku hastahanesinde. Tamam, orada görüşürüz. Shinjuku'daki bir hastanede. Tamam. Orada görüşürüz. Shutter-4 2008 info-icon
Bruno should've been here. Try him again. Bruno çoktan burda olmalıydı. Tekrar dene. Bruno'nun gelmesi gerekirdi. Tekrar ara. Shutter-4 2008 info-icon
Adam didn't make it. Adam'ı kaybettik. Adam öldü. Shutter-4 2008 info-icon
[Ben] Bruno? Bruno? Shutter-4 2008 info-icon
Bruno. Stop. [Gasps] Bruno dur. Bruno. Dur. Shutter-4 2008 info-icon
/t's not a coincidence. Bu tesadüf değil. Tesadüf değil. Shutter-4 2008 info-icon
/ know. Biliyorum. Shutter-4 2008 info-icon
Why them? We're the ones who hit her. / don't know. Neden onlar? Ona çarpan biziz. Bilmiyorum. Neden onlar? Ona çarpan biziz. Bilmiyorum. Shutter-4 2008 info-icon
And we can't stay here. Burada kalamayız artık. Burada kalamayız. Shutter-4 2008 info-icon
How can she possibly This isn't about the crash. Bu imkansız! Bu resimler kazadan önce çekildi. Nasıl olur... Bunun kazayla ilgisi yok. Shutter-4 2008 info-icon
She's been with us all along. O uzunca bir süredir bizimleymiş. Başından beri yanımızdaymış. Shutter-4 2008 info-icon
[Ben] Megumi had a house a few hours outside of Tokyo. We can start there. Megumi'nin evi Tokyo dışında, bir kaç saat uzaklıkta. Oradan başlayabiliriz. Megumi'nin Tokyo'ya birkaç saat uzaklıkta bir evi vardı. Oradan başlayabiliriz. Shutter-4 2008 info-icon
[Jane] Hello? Merhaba? Merhabalar? Shutter-4 2008 info-icon
/s anyone there? Kimse yok mu? Shutter-4 2008 info-icon
Come on. She's not here. Let's go. Hadi. o burada değil. Gidelim. Hadi. Burada değil. Gidelim. Shutter-4 2008 info-icon
[Object Clattering] Wait. Bekle. Dur. Shutter-4 2008 info-icon
[Clattering Continues] Ben. Ben. Shutter-4 2008 info-icon
[Ben] Police said Megumi's funeral will be tomorrow. Polisler Megumi'nin cesedini yarın alacaklarını söylediler. Polis Megumi'nin cenaze töreninin yarın olacağını söyledi. Shutter-4 2008 info-icon
She'll be cremated. Onu yakacaklar. Yakılacak. Shutter-4 2008 info-icon
Jane! Jane. Jane! Jane. Shutter-4 2008 info-icon
[Out Of Breath] Ben? Ben? Shutter-4 2008 info-icon
[Coughing, Gagging] Ben? Ben! Ben? Ben! Shutter-4 2008 info-icon
Ben, it's Ben! Ben! Ben...Ben! Shutter-4 2008 info-icon
Ben? [Gasps] Ben? Shutter-4 2008 info-icon
Do you hear me? [Gasps] Beni duydun mu? Beni duyuyor musun? Shutter-4 2008 info-icon
Hey. I'm back. Hey. Ben geldim. Ben geldim. Shutter-4 2008 info-icon
Janie? / got the cheesecake. Janie? Peynirli pasta getirdim. Janie? Peynirli kek aldım. Shutter-4 2008 info-icon
I said stop, Jane. What happened? Dur dedim Jane. Ne oldu? Kes dedim, Jane. Ne oldu? Shutter-4 2008 info-icon
Honey, it's not what you What did you do to her? Tatlım, hiçbirşey olmadı. Ona ne yaptınız? Hayatım, düşündüğün gibi değil... Ona ne yaptınız? Shutter-4 2008 info-icon
Baby, you don't know what it was like. Bebeğim ne olduğunu anlayamazsın... Hayatım, bildiğin gibi değil. Shutter-4 2008 info-icon
Janie, / didn't know what to do. She wouldn't stop. Janie ne yapacağımı bilemedim. Asla durmayacaktı. Janie, ne yapacağımı bilmiyordum. Durmuyordu. Shutter-4 2008 info-icon
One drink. I just wanted to say that I'm sorry. Bir kadeh. Olanlar için üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Bir içki. Özür dilemek istediğimi belirtmek istedim. Shutter-4 2008 info-icon
Then, if she wouldn't stop, I could use them against her. Sonra eğer durmazsa ona karşı kullanırım diye düşündüm. Durmazsa resimleri ona karşı kullanabilecektim. Shutter-4 2008 info-icon
/ could show them to people at work, show them to her mother. Resimleri iş arkadaşlarına yada annesine göstermekle tehdit edecektik. Resimleri iş yerindeki insanlara, kızın annesine gösterebilecektim. Shutter-4 2008 info-icon
[Megumi] Ben. [Bruno] Come on. Ben. Hadi. Ben. Hadi. Shutter-4 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 149191
  • 149192
  • 149193
  • 149194
  • 149195
  • 149196
  • 149197
  • 149198
  • 149199
  • 149200
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact