Search
English Turkish Sentence Translations Page 14805
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You don't have to... it's written all over your face, | Söylemene gerek yok. Her şey yüzünden okunuyor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
which is incredibly insulting, | Kendi başıma birkaç iş yaptığımdan beri onur kırıcı davranıyorsun. Ne? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
That's not what's written on my face here... | Yüzümden bu okunmuyor. Hepsi bu. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Ben Crawford, if you want to say something. | Ben Crawford bir şey söylemek istiyorsan söyle o halde. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
now, I'm working all night tonight... | Bütün gece ve büyük olasılıkla yarın da yarım gün çalışacağım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Then you and I will take Kessie to see her boys... | Daha sonra Kessie alır çocuklarını görmeye birlikte götürürüz. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I'll be back at 6:00 in the morning. | Sabah 6'da gelirim. Bu silahı da al. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You won't even have to use it. | Kullanmak zorunda bile kalmayacaksın. Bunu yapmamı istediğin için buradayım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I raised you like a son. | Seni oğlum gibi büyüttüm. Güvendiğim tek kişi sensin. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Hattie knows the kids are staying with mom, but... | Hattie çocukların anneleriyle kaldığını sanıyor ama işler yolunda gitmezse... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I've been thinking about... don't. | Bu konuda düşündüm... Düşünme. Senin için değil bazıları için işe yarar. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Come on, Belle. | Yapma Belle. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I'm... I'm sorry that I never saw what was right in front | Gözlerimin önündekini hiç görmediğim için özür dilerim. Geçmişe dönebilsem... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
and do it over again, I would... I want to. | ...yeniden başlarım, yapmak isterim. Eskisi gibi olmaz Toby. Bunu biliyorsun. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
After this robbery, let's just leave, okay? | Soygundan sonra gidelim, tamam mı? İkimiz yeni bir aile kuralım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
and I'll... I'll raise your kids as my own, | Çocuklarını kendi çocuklarım gibi büyütürüm. Başka çocuklarımızda olur. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Belle, we can have a little boy. | Belle oğlumuz olabilir. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Don't you see all the commotion around here, boy? | Etraftaki telaşın farkında değil misin, evlat? Lütfen, efendim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
My ma, my pa, my two brothers... | Annem, babam, iki erkek kardeşim hepsi çiçek hastalığına yakalandı. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
The smell of "putrefication" is a sure sign of the smallpox. | Çürüme kokusu kesinlikle çiçek hastalığının bir işareti. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I ain't touching them bodies, boy. | Cesetlere dokunmayacağım, evlat. Sizin bir şey yapmanıza gerek yok. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I just need a place to put 'em for tonight. | Sadece bu gece tabutları koyacak bir yer arıyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
On three. Yes, sir. | Üç dediğim de. Evet, efendim. Üç. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Don't just stand there, boy. | Orada dikilip durma evlat. Git. Peki efendim. Çık git buradan. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. | Gel. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Go on. | Başla. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Zeke. | Zeke. Şu aptal Kuzeylilere bu kasabanın kimin olduğunu gösterelim mi? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Play Dixie. Okay. | Dixie'yi çal. Peki. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ Southrons, hear your country call you up ♪ | Güneyliler memleketiniz sizi askere çağırdığını duyun | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ lest worse than death befall you ♪ | Başınıza ölümden daha kötüsü gelecek diye | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ to arms, to arms ♪ | Silahlara, silahlara Dixie'de silahlara | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ Lo, all the beacon fires are lighted ♪ | İşte yol gösteren ateşler yandı. Şimdi tüm kalpler birleşti | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ advance the flag of Dixie ♪ | Dixie'nin bayrağı yükselsin Yaşasın! Yaşasın! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ In Dixie's land, we'll take our stand ♪ | Dixie topraklarını, Dixie için ölsek de yaşasak da savunacağız | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ your fierce defiance ♪ | Şiddetli meydan okuman uğursuz birlik üzerine damgasını vuracak | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ advance the flag of Dix... ♪ | Dixie'nin bayrağı yükselsin | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Now play battle hymn of the republic. | Şimdi ise Cumhuriyet Savaşı marşını çal. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ Mine eyes have seen the glory ♪ | Gözlerim Tanrı'dan gelen zaferi görüyor | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ he is trampling out the vintage ♪ | Gazap üzümlerinin saklandığı köyü söndürüyor | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ he has loosed the fateful fire ♪ | Korkunç süratli kılıcından inanç ateşini serbest bırakır | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ his truth is marching on ♪ | Hakikati ilerler | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Come on, Johnny! | Hadi Johnny! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ Glory, glory, hallelujah ♪ | Zafer, zafer. Şükürler olsun Zafer, zafer... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ in the beauty of the lilies ♪ | Denizin karşısında zambakların güzelliğinde bir İsa doğdu | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ with a glory in his bosom ♪ | Göğsündeki zaferle bizi yüceltti | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ as he died to make men holy ♪ | Öldüğü zaman insanları kutsadı. Biz de insanların özgürlüğü için ölelim | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
What the hell is that? | Bu da ne? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Belle, what the hell is that? | Belle bu nedir? Değiştirmişler. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Changed it from... what is this damn thing? | Neyi değiştirmişler. Bu nedir? Şifreli kilitlerden bahsettiklerini duymuştum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Yeah? A what? | Öyle mi? Ne dedin sen? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You got to know the numbers to open it. | Açmak için numaraları bilmek zorundasın. Kaç tane numara var? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
It's over. | Bu iş bitti. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Can you hear it... | Doğru numarayı bulduğunda duyabiliyor musun? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
It's got leather. | Deriden yapılmış. Bir şey duyabilirsin. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Can't hear a goddamn thing. | Tek bir şey bile duyamıyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You're gonna pick a time like this to be thirsty? | Susamak için böyle bir anı mı seçtin? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
If you put your ear on it, you can hear better. | Kulağını bardağa dayarsan daha iyi duyarsın. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ To arms and conquer peace for Dixie ♪ | Silahlara, silahlara Dixie'de silahlara | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Hear anything? | Duyuyor musun? Kulağım yanında çok tüfek patladı. Sen yap. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You heard anything yet? | Daha bir şey duymadın mı? Hayır, çok gürültülü. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I hear something. Yeah? | Duydum. Öyle mi? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
No. | Olmadı. Devam et. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
That's two. | İkinci. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Fight! Fight! Fight! Fight! Fight! Fight! | Kavga! Kavga! Kavga! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Fight! Fight! Fight! | Kavga! Kavga. Kavga! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Fight! Fight! Fight! Get 'em. | Kavga! Kavga! Kavga! Dövün onları. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Fight! Fight! Fight! | Kavga! Kavga! Kavga! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Draw, come on. | Draw, hadi. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Come on, Belle, we got to get the gold out of here. | Hadi Belle. Altını buradan çıkarmak zorundayız. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
We can't just leave him here to die, jasper. | Onu burada ölüme terk edemem Jasper. Bir Crawford, Belle. Bırak ölsün. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Belle, quit this, or we're all gonna be killed. | Belle, gidelim yoksa hepimiz öleceğiz. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
What have we done, jasper? What we planned, Belle. | Biz ne yaptık Jasper? Ne planlıyorsak onu Belle. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Let's go. | Gidelim. Kessie, hadi. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
We done everything we can. Kessie. | Yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Kessie. Kessie! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You got it. | Tut. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Kind of late for a funeral, ain't it? | Cenaze için biraz geç, değil mi? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You never can be too careful with the smallpox. | Çiçek hastalığı ile oyun oynanmaz. Hemen gömmek en iyi çözümdür. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Haven't heard of any cases of the pox in this town. | Bu kasabada hiç çiçek hastalığı vakası duymadım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, this poor bastard... he died three counties over. | Evet. Bu zavallı pislik üç ilçe ötede ölmüş. Kimse almak istememiş. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Be my guest, take a look. | Buyurun bir bakın. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
This is the last one, boys! | Bu sonuncusu beyler! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Every lawman in the country | Ülkedeki her kanun adamı bizim gibi 20 dolarlık altın para harcayan adam arayacak. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
So we're not. | Bu yüzden harcamayın. Her biriniz bu yeşillerden bir deste alacak. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
This should keep you more than comfortable | Ortalık sakinleşene kadar bu para size yeter. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
All right, boys, get out of here. | Tamam çocuklar hadi gidelim. Sonra görüşürüz. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Let's ride out, Toby. | Gidelim Toby. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Easy, easy. Slow. | Yavaş, sakin ol. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
All right. You got it? | Tamam. Aldın mı? Aldım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I don't want to leave you behind again, Belle. | Seni arkamda bırakmak istemiyorum Belle. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You better go, Toby. | Gitsen iyi olur Toby. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I'll be back in a month. | Bir ay içinde döneceğim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I'm going back to jasper's little sister's place | Jasper'in kardeşinin evine gidip altınımı alacağım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I felt like telling someone about it, but, uh... | Birine söylemek istedim ama... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Didn't want to worry about it later. | ...sonrası için endişelenmek istemedim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ Buddy, I went down to scarlet town ♪ | Dostum, daha önce hiç gitmediğim iffetsiz kasabaya indim | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ well, you slept on a feather bed ♪ | Sen kuş tüyünden yatakta yatarken ben yerde uyudum | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ I don't mind a lean old time ♪ | Güzel zaman geçirmeyi ya da kahvemi soğuk içmeyi umursamam | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ but the things I seen in scarlet town ♪ | Ancak iffetsiz kasabada gördüklerim ruhumu utandırdı | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
They robbed the bank last night. | Gece bankayı soymuşlar. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
♪ Looked at that dark grave ♪ | Bugün iffetsiz kasabadaki | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |