Search
English Turkish Sentence Translations Page 14803
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You best watch yourself, Hattie. | Sözlerine dikkat et Hattie. Belle mahzende köleler var. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You can't let jasper and his gang stay, Belle. | Jasper ve çetesinin kalmasına izin veremezsin Belle. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
These are just little ones. | Sadece çocuklar mı var? Anne babaları nerede? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Get in. Their pa is back with the Spencers. | Binin. Babaları Spencer'da kaldı. Neden hepsi orada kalmadı? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You are making me sick with worry, Hattie. | Beni çok endişelendiriyorsun, Hattie. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Did Ben Crawford put you up to all this? | Seni bu işe Ben Crawford mu karıştırdı? Öyleyse bu durum hiç hoşuma gitmiyor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You need to go tell Nate I'm not coming. | Nate'e gidemeyeceğimi haber vermen gerekiyor. Nedenini söyleme. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I hoped I'd never set eyes on you again. | Seni bir daha hiç görmemeyi umuyordum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
And I hoped you'd be fat and ugly by now, | Şu ana kadar şişman ve çirkin olursun diye düşünmüştüm sanırım ödeştik. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I don't know why you're so mad at me. | Neden bana bu kadar kızgınsın bilmem. Kaçıp o yaşlı orospu çocuğu ile evlenen sendin. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You rest up now, Toby. | Dinlen Toby. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
How's Toby? | Toby ne durumda? Ateşi düştü. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Times are tough. | Zor zamanlarımız oluyor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
What'd you do, jasper? | Neler yaptın Jasper? Roy... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
That's what I've been hearing your men whispering about? | Adamlarınla konuşurken duydum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Coming by stagecoach | ...altın halinde posta arabası ile geçecek. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Hell, jasper, now, that is the most important part! | Jasper en önemli şey bu! Geliyor ve geldiği zaman çalacağım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I can see you're struggling. | Hayat mücadelesi verdiğini görebiliyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
And from the looks of it, | Ayrıca görünüşe göre uzun zamandır bu mücadeleyi veriyorsun. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Bank trying to take your ranch? | Banka çiftliğini mi almaya çalışıyor? Bunu nerede buldun? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
It's just Crawfords thinking they can take | Sadece Crawford'lar hak sahibi olduğum şeyleri... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
with one little piece of paper what's rightfully mine. | ...ufak bir kağıt parçası ile alabileceklerini sanıyorlar. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
So then why don't you help us rob 'em blind? | O halde onları soyup soğana çevirmemize neden yardım etmiyorsun? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You got yourself a fella, Belle? | Dostun mu var Belle? Bu yüzden mi değiştin? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Wasn't expecting you until tomorrow. | Seni yarına kadar beklemiyordum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
That shipment needs to go out tonight, duke. | Gönderimin bu gece yapılması gerekiyor Duke. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I wish I could help you. Really, I do, but it's... | Keşke sana yardım edebilseydim. Gerçekten ama bu gece Jimmy izinli. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Isn't there something you can do to persuade him? | Razı etmek için bir yol bulamaz mısın? Çok ikna edicisin. Barda kendin sor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Then again, you might not want a drunken ferryman | Üstelik değerli kargonu sarhoş bir feribotçunun taşımasını istemeyebilirsin. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Can they stay the night, somewhere in the saloon maybe? | Geceyi barda geçiremezler mi? Tüm konuklarım bir çeşit ödeme yapar. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
The only reason I agreed to our arrangement tomorrow | Yarın için anlaşma yapmamın tek sebebi... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I think you may be the one truly good person I know. | ...senin belki de tanıdığım en iyi, en içten insan olman. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Myself, well, I'm bound to burn in Hades. | Şahsen benim cehennemde yanmam gerek. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
But the way I see it, sometimes you can beat the odds. | Ancak bazen şans yaver gider. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Hey, what is it? | Sorun nedir? Tanrım... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
They hung Levi Spencer and his wife... | Ödül avcıları Levi Spencer ve karısını asmışlar. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
They're in my wagon now. | Şimdi at arabamdalar. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You got to stop this, Hattie. | Buna bir son vermelisin Hattie. Bu iş oyun değil. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
How many are there? | Kaç tane var? İkisi çocuk dört kişi. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I'll dump whatever whiskey we have left, | Elimizdeki viski varillerini boşaltıp onları içlerine saklayacağım. Sabah da... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
and get them across as planned. | ...planlandığı gibi nehri geçecekler. Ama sonra bu iş bitecek. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You hear me? | Duyuyor musun? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
What are you doing up? | Neden kalktın? Kabus gördüm. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Well, you know what? You're still dreaming. | Hala rüya görüyorsun. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I never saw Hattie. And you never showed... | Hattie'yi hiç görmedim. Sen de gelmedin. Şu adamlar kim Belle? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
That's my brother jasper and some men he served with. | Kardeşim Jasper ve adamları. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
So that was your brother I saw you with in there? | Bu durumda seni orada gördüğüm adam kardeşin miydi? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
He's been shot. Yes. | Vurulmuş mu? Evet. O Jasper değil arkadaşım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
From when we was kids. | Çocukluk arkadaşıyız. Çocukları al, gel. Sizi götürüyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I'm not leaving my ranch. | Çiftliğimi terk etmeyeceğim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Well, I'm not just riding off and leaving | Buraya kadar seni ve çocukları bir grup katilin eline bırakmaya gelmedim Belle. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I know this is hard for you to understand, | Deliverance'tan olmadığın için bunu anlamanın zor olduğunu biliyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
This ain't got nothing to do | Mesele savaşta hangi tarafın yanında olduğum değil Belle. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I've known all about jasper and his Gatlin gang | Savaş başlamadan uzun zaman önce Jasper ve Gatlin çetesinin yaptıklarından haberdarım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You're not staying. | Kalmıyorsunuz. Bu senin karar verebileceğin bir şey değil. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Can you imagine how it would look? | Burada onlarla yalnız kalırsan ne olacağını düşündün mü? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
It's a small town, Belle. | Burası ufak bir kasaba Belle. Hiçbir sır gizli kalmaz. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Go on, Nate. | Devam et Nate. O sırlardan birini benimle paylaşmak ister misin? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I know who you are, Belle. | Kim olduğunu biliyorum Belle. O zaman beni korumana gerek olmadığını da bilirsin. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Fine. | Peki. İstediğin buysa. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Keep 'em moving. | Karıştırıp piştiği zaman tabaklara koy. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Boy, look at that. | Evlat, şuna bir bak. Parmakların tıpkı benimkiler gibi sosise benziyor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Give me your foot. | Ayağını uzat. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
What was my mom like as a kid? | Annem çocukken nasıldı? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Hell... | Kahrolası! En az üç defa hayatımı kurtarmıştır. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Time before this, I was right about your age. | Olay olduğunda neredeyse senin yaşındaydım. Duke daha genelevi kapatmamıştı. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I was living there with my mama. What was it then? | Orada annemle kalıyordum. Nasıldı? Batmak üzere olan pis bir genelevdi. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Anyway, this old cowboy... he comes in after the roundup, | Neyse suçluları yakaldıktan sonra ihtiyar bir kovboy geldi. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
and he's all flush with cash and liquored up, | Cebi para, bedeni ise içki doluydu. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You know what? I got a better story for ya. | Sanırım senin için daha iyi bir hikayem var. Hadi ama. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
No, no, I couldn't tell you that one. | Hayır, hayır. Bunu sana anlatamam. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Nice to meet you, Caleb. | Tanıştığımıza memnun oldum Caleb. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
How old are you, boy? 12. | Kaç yaşındasın evlat? 12. 12 efendim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I should take these off. | Bunları çıkarmalıyım. Hayır, hayır. Sen de kalmalarını istiyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Nah. I couldn't. | Hayır alamam. Evet alabilirsin. Bir anlaşma yapalım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
No. I'm sorry. I haven't. | Hayır. Hiçbirini görmedim. Teşekkürler. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Is Toby able to ride? No way he can stay on a horse. | Toby at sürebilir mi? Bir atın üstünde durabilmesi imkansız. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Mount up. Mount up. | Atlara. Atlara. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I won't even let the children see them. | Çocukların onları görmesine bile izin vermem. Utanç verici. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Stop, ma'am. | Durun hanımefendi. Çocuklarımı korkutuyorsunuz. Eğilin, eğilin. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
One's coming down now! | Bir tanesi aşağı iniyor! Hayır, o benim oğlum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Caleb. Caleb. Cal... | Caleb. Caleb. Cal... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
The lord as my shepherd, I shall not want. | Tanrı çobanımdır, hiç eksiğim olmayacak! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
He maketh me to lie down in green pastures. | O beni yeşil çayırlara yatırır. Sakin sular boyunca beni yürütüp... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Yea, though I walk through the valley of the shadow of death, | Ölümün gölgeli vadisinden yürüyüp geçerken Tanrı benimleyken şerden korkmam. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
But first I'm gonna ride over there, | Ancak önce gidip Jeb Crawford'un defterini düreceğim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You ride over there all shot up, | Eğerin üzerinde zorla otururken oraya gidip ateş aç... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
we may as well dig another hole next to Caleb, | ...biz de sağ olarak dönmeyeceğin için Caleb'in yanına başka bir çukur kazalım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I want to kill all those Crawfords | Senden aldıkları şey için tüm Crawford'ları öldürmek istiyorum Belle. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
What they took from us, Toby. | Bizden aldıkları olacak Toby. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I think you must've known that. | Bunu bilebileceğini sanmıştım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Think you knew it the moment my daddy made me marry Harlan. | Babamın beni Harlan ile evlenmeye zorlarken düşünebileceğini sandım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I think you knew it when you took up | Carthagelı o kızla meşgul olurken tahmin edebileceğini sandım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
But I know you knew it when you saw him. | Ancak onu gördüğün zaman farkına vardığını biliyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
He looked just like you, Toby. | Tıpkı sana benziyordu Toby. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
He was your son. | Senin oğlundu. Harlan bilmiyordu. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I think you did. | Sanırım sen anladın. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I love you. You hear me? | Seni seviyorum, duyuyor musun? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Nate brought that for you. | Nate bunu senin için getirdi. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Is he still here? | Hala burada mı? Saatler önce gitti. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |