Search
English Turkish Sentence Translations Page 14800
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
What do you think of this? (JANE STOPS SPEAKING) | Bunun hakkında ne düşünüyorsun? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Let go of my goddamn arm! (SCREAMING) | Lanet olası kolumu bırak! Kolumu bırak dedim! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH; Shit. | Siktir. Siktir. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Upset her'? Look at my fucking arm! | Üzmek mi? Şu kolumun haline bak! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Yeah. Tell him I said hello. | Selamımı da söyle. Benden selam söyle. Tamam sakin. Sakin ol. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: What about this third photograph? | Peki ya Üçüncü fotoğraf? Bu yazıları nerede kazıyıp çıkardın? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: Inside the lion habitat at the zoo. | Aslan kafesinde. Bu sabah oraya gittim. Hayvanat bahçesindeki aslanın yerinden. Bu sabah oraya gittim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: These are messages to the spirits of Babylon. | Bunlar Babil'in ruhlarına yollanan mesajlar. Bu mesajlar Babil'in ruhu için. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
But the Latin here refers to providing a "gateway" or "portal." | Buradaki Latince kelimeler bir portal veya geçidi işaret ediyor. Ama buradaki Latince kelimeler "geçit" ya da "kapı" karşılığında. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
There must be an invitation that opens a doonuay | Bu, kötü bir varlığın dünyamıza, Şeytani varlığın dünyamıza girebilmesinden önce... | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Here you go, guys. Hmm. | Buyrun beyler. Buyurun beyler. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
So you're not all pedophiles, huh'? | Hepiniz pedofili değilsiniz ha? Hepiniz pedofili değilsiniz demek? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Where's God when all that's happening? Hmm'? | Bütün bunlar olurken Tanrı nerede? Bütün bunlar olurken Tanrı nerede? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
It was actually the event that started me | Aslında bu olay, benim yolumu çizen şey oldu... Aslında o olay benim bir çeşit... | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
GIRL: Mommy? (MENDOZA PRAYING IN LATIN) | Anne? Anne? Anne? Onları... Lütfen durdur şunu! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I don't like this! | Bundan hoşlanmadım! Bu hoşuma gitmiyor! Lütfen anne! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Please, Mommy! (CRYING) | Lütfen, Anne! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
GIRL: (ALTERED VOICE) Stop it, Priest. | Kes şunu Peder. Dur Rahip. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Most of them are bullshit. It's true. | Bunların çoğu saçmalıktır bu doğru. Çoğunluğu saçmalıktır. Orası doğru. Ama belki % 10 15'i değil. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
But maybe 10, 15% just aren't | Fakat belki yüzde 10 15'i gerçekti. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
They knew things they could not have known' | Öğrenmedikleri şeyleri bilebilirler. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
who's Marvin'? | Marvin kim? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: You know, I think it's no accident | Bence bu mesajları senin bulman, Bence bu mesajları senin açığa çıkarman kazara değil. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You seem to either be attracting evil, | Kötülüğü çeken bir yanın veya benzersiz bir gücün olabilir. Ya kötülüğün ilgisini çekiyorsun ya da eşsiz bir şekilde bunları sezebiliyorsun. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
My partner calls it my "radar? | Ortağım bana "radar" der. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Hey. Don't feel sorry for me. | Benim için üzülme. Benim için üzülme. Bekar kalacağına dair yemin eden sensin. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
HE'! | Hey. Selam. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Because she heard scratching noises under the floor in her room. | Odasındaki kapının altından gelen kazıma sesleri duymuş. Odasının tabanından kazıma sesleri duyuyormuş. Faredir dedim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: Did you hear the sounds? | Sen de duydun mu? Sen ses duydun mu? Hayır. Onun da duyduğunu sanmıyorum. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You know, loan help you, (VOICE BREAKING) | Sana yardım edebilirim biliyorsun, Sana yardım edebilirim. Ama bana açılmalısın. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: Yes. | Evet. Evet. Sonra da kendi öz çocuğunu öldürmeye çalıştı. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
That's the mystery of primary evil. 1 | Bu birincil kötülüğün gizemidir. Bu temel kötülüğün gizemi. Yıkıcılığı anlamsız. Bize öyle geliyor. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
The face. Musk flashed across “we scream. | Yüzü. Az önce ekranda belirdi. Yüzü. Ekranda birden görünüp gitti. Görmedim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: No, you're not. | Hayır kaçırmıyorsun. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
It is a spiritual gift, | Bu doğaüstü bir yetenek, aynı zamanda da risk kaynağı. Manevi bir vergi. Ama seni riske de atıyor. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
BUTLER: Those Latin messages weren't written in paint. | Bu Latince mesajlar boyayla değil, O Latince mesajlarda boya kullanılmamış. İnsan kanı ile yazılmış. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Santinds got a police record? | Santino'nun polis kaydı var mıydı? Santino'nun sabıkası mı var? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Arrested for violent assault two years ago | İki yıl önce bir saldırı olayına karışmış. Askeri dağıtım arasında şiddetli saldırıdan dolayı 2 yıl önce tutuklanmış. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
CHRISTINA: Mommy! | Anne! Anne! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
CHRISTINA: Mommy! Christina! | Anne! Christina! Anne! Christina! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
CHRISTINA: Mommy! | Anne! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
CHRISTINA: I heard scratching again, | Kazıma seslerini duydum, | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
and the door wouldn't open! (CRYING) | ve kapı açılmadı! Kapı açılmadı! Bir şeyin yok. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You're okay. Shh. | Tamam sorun yok. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: Do you have a crucifix in your home? | Evinde haç var mı? Evinde haç var mı? İtalyan’ız biz. Ne sanıyordun? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
If you have been called into the Work, | Eğer bu iş için çağırıldıysan, sen ve ailen tehlikededir. Eğer göreve çağrıldıysan sen ve ailen çoktan tehlikede demektir. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I can't help you any further | Eğer Tanrı önünde alçakgönüllü olmazsan sana yardım edemem. Tanrı'nın önünde alçakgönüllü olmadıkça sana yardım edemem. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
We don't need a church. (PHONE RINGING) | Bir kiliseye ihtiyacımız yok. Kiliseye ihtiyacımız yok. Hemen burada yapabiliriz. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You can call it confession, | Günah çıkarma, itiraf, arınma, terapi. Adını sen koy. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
(THUNDER RUMBLING) Jesus. | Tanrım. Tanrım. Uğraştığın şey manevi kötülük Sarchie. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
After seeing Jane Crenna that night, | O gece Jane Crenna'yı gördükten sonra Claudia'yı tekrar görmem lazımdı. Jane Crenna'yı o gece gördükten sonra gerçek kötülükle karşılaşmanın içimdeki... | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Less than a year after the ritual cleansing I did at Claudia rs house, | Şeytan çıkarma ritüelinden bir yıl kadar sonra Claudia'nın evindeydim. Claudia'nın evinde yaptığım ayinden bir yıldan kısa süre... | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
No pain, no anguish, no anxiety. Total euphoria. | Acı yok, ızdırap yok, endişe yok, mutluluktan uçuyorduk. Acı, keder, endişe yoktu. Mutluluktan uçuyorduk. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You need to deal with that hidden pain. | Gizli acınla yüzleşmelisin. O seni içeriden öldürüyor. O saklanmış acının üstesinden gelmen gerek. Seni içten içe öldürüyor. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
BUTLER: What is it? What's wrong? | Bu da ne? Ne oluyor? Ne oldu? Sorun ne? Duymuyor musun? Hayır. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You don't hear nothing? | Bir şey duymuyor musun? Hayır. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
(IN MARVIN'S VOICE) No, please, | Hayır, lütfen. Hayır, lütfen. Yardım et. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MAN: Okay, push. | Tamam, ittir. Tamam itekle. Dalga mı geçiyorsunuz be? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MAN: It's stuck, man. | Sıkıştı ahbap. Sıkıştı dostum. Hayır! Allah kahretsin! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
(IN RALPH'S VOICE) As a cop, | Bir polis olarak, Bir polis olarak hep baskıcı olmuşumdur. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
WOMAN: (OVER RADIO) Attention all units. Butler? | Tüm ekiplerin dikkatine. Butler? Bütün ekiplerin dikkatine. Butler? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MAN". 10 13, please advise. What's your 20? | 10 13, lütfen pozisyonunuzu bildirin 10 13 lütfen bilgi ver. 20'nin durumu ne? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
WOMAN: Address is 144 and Rider. | Addres, 144 ve Rider. Adres, 144 ve Rider. Tekrar ediyorum, 144 ve Rider. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: If I'd gotten there sooner, he'd still be here. | Onu orada yakalasaydım, şimdi hayatta olabilirdi. Oraya daha çabuk gitseydim hala hayatta olurdu. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: You know that's not your fault. | Biliyorsun senin hatan değil. Senin hatan değil biliyorsun. Başka ne var? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
What else'? | Ne fark eder? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA; Go On. | Devam et. Devam et. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: Was he a good man? | İyi biri miydi? İyi bir miydi? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: No. He was the worst kind of man there is. | Hayır, en kötülerindendi. Hayır. Olabilecek en kötü adamlardan biriydi. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: He was everything I hate. | Nefret ettiğim her şey onda vardı. Ondan acayip nefret ediyordum. Bu nefreti besliyordum da. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
And I feed off that hate. | Ve bu nefreti besledim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Bu! I couldn't stop the rage. | Fakat öfkemi durduramıyordum. Ama öfkeyi kontrol edemedim. Hayvan gibiydim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
was like an animal. | Bir hayvan gibiydim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I couldn't stop myself. | Kendimi durduramadım. Kendime hakim olamadım. Durmak istemedim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: I just kept hitting him. | Vurmaya devam ettim. Vurmaya devam ettim. Vurdum da vurdum. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I can't control my anger. | Öfkemi kontrol edemiyorum. Jen ile konuşamıyorum. Ben sadece... Öfkemi kontrol edemiyorum. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I can't talk to Jen. I just... | Jen ile konuşamıyorum. Ben... Gazap. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
what you gave him wasnWjustice. | senin ona verdiğin şey adalet değildi. ...ona verdiğin adalet değildi. İntikamdı. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I need a bus and an 85 forthwith | Valentine ve Doğu Tremont'a acil bir ambulans yollayın. Valentine ve Doğu Tremont'da acil otobüse ihtiyacım var. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Her name is Jane Crenna. (SIGHING) | İsmi Jane Crenna. İsmi Jane Crenna. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
SANTINO; If was me. | Bendim. Bendim. Atlamasını ben sağladım. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
It was me who made her jump. | Onu aşağıya atan bendim. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Let me in. Ifs the only way you'll find them. | Bırak geçelim. Onları bulmanın tek yolu bu. Bırak gireyim. Onları bulmanın tek yolu bu. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Do it. Go on. Do it. Do it. Do it. (COCKING GUN) | Yap şunu. Hadi. Yap, yap, yap. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
If you won't let me in... | Eğer içeri girmeme izin vermezsen, Girmeme izin vermezsen... | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
...then your family dies. (PIPE CREAKING) | ailen ölür. ...ailen ölür. Sen de ölürsün! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
GORDON: Sarchie! Sarch! | Sarchie! Sarah! Sarchie! Sarch! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
OFFICER: Go, go, go! | Gidin, gidin, gidin! Gidin! Gidin! Yere yatırın! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
GORDON: Put him on the ground! | Onu yere yatırın! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
NADLER: (FAINT) Grab his arms. | Kollarını tutun. Kollarından tut. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
NADLERZ Hold Still! Hold Still! | Tutun! Tutun! Sıkı tut! Bacaklarını yakala! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
OFFICER: Get his legs! | Bacağından yakalayın! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Get him! | Tutun onu Yakalayın! Oturtun. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
GORDON: Put him down. Put him down. | Yatırın, yere yatırın. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
NADLER: This guy's not human! | Bu adam insan değil! Bu herif insan değil! Hayır. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
GORDON: Get his arms. NADLER: Put your arms down. | Kollarını tutun. Kolunu indirin. Kollarını tut. Kollarını indir. Yakala! İndir aşağı! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
GORDON: Get him! Put them down! Put them down! | Tutun onu! İndirin! İndirin! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Go. | Hemen. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: Leave me alone with him. | Beni onunla yalnız bırak. Beni onunla yalnız bırak. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
All right. | Pekala, öyleyse başlıyoruz. Peki. Şeytan çıkarma yapacağız. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |